Ankara Barosu Türk kadınının seçme ve seçilme hakkının kazanmasının 90.yıldönümü bildirisinde ‘Türk ‘ kavramını silmiş!
“TÜRKİYE” sözcüklerini M.İlmiye Çığ ve Hayrettin Karaca, “CUMHURİYETİNİ” sözcüğünü bir kadın, “KURAN” sözcüğünü bir işçi, “HALKINA” sözcüğünü bir köylü, “TÜRK” sözcüğünü bir esnaf, “MİLLETİ” sözcüğünü bir Kürt genci, “DENİR” sözcüğünü ise TGB’li bir genç tutmaktadır.
Ankara Barosu, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını kazandığı 5 Aralık 1934 gününün 90. yıldönümü için yayınladığı bildiride ‘Türk ‘ kavramına yer vermemiş!
Türk Milliyetçisi Avukatlar Öbeği(grup)(TÜMAG)’nin baro yönetiminin bu tutumuna karşı yayınladığı kınama bildirisinde şunları yer almış :
· Ankara Barosu Cumhuriyet Kurulu’nda görevli avukatlar …. 5 Aralık 1934 gününü anmak amacıyla ekte sunulu yazı tanzim edilmiştir.…‘sadeleştirme’ adı altında yazı içeriğinde sadece ‘Türk Kadını’ ifadesi değiştirilmiş ve kadın ifadesi kullanılmıştır.
· Kaldı ki 5 Aralık 1934 günü bütün dünya üzerindeki kadınlara değil; Türkiye’de yaşayan Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkının verildiği gündür.
ANAYASA HUKUKÇUSU CÖMERT UYARMIŞ!
Öte yandan 23 Kasım 2024 tarihinde TÜMAG “Yeni Anayasa Tartışmaları Neden Şimdi ” konulu bir konferans düzenlemiş. Konuşmacı Anayasa Hukukçusu Erdem Cömert konuya ilişkin şunları demiş:
· Anayasa’nın yüzde 70’i değiştirilmiş hala anayasa değişikliğinden bahsediyorlar
· ….66. maddede, ‘Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.
· Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk’tür.’ hükmü yer alıyor.
MESELENİN ÖNCESİ NEYMİŞ?
· Türk Kurtuluş Savaşı, yalnızca bir askeri utku( zafer) değil, emperyalizme karşı onurlu bir ulusal direnişin simgesidir.
· Türk kadınının Kurtuluş Savaşında vatan toprağı için yeri geldiğinde tarlada, cephede çalışmış. Yeri geldiğinde de silah kuşanıp savaş meydanlarında büyük cesaret, yararlılıklar göstermiştir.(2)
· Dünyada kadınların seçme ve seçilme haklarını elde etmeleri, tarihi süreç içerisinde demokrasinin evriminin sonucudur.
· Tarih boyunca dünyada olduğu gibi Osmanlıda da kadınların toplumdaki konumu, dini ve siyasi ve ekinsel (kültür) etkenlere göre şekillenmiştir.
· Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin kuruluş yıllarında kadın haklarının çağdaşlaşma için bir gereklilik olarak görmüştür. “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın” sözü, Kurtuluş Savaşı’nın kadın kahramanlarına minnettarlığının ifadesidir.
· Kadının siyasal haklarını kazanması, Cumhuriyetin temel siyasetinin laiklik, devrimcilik, çağdaşlaşma ilkeleri ile bütünleşmesi ve toplumsal konumlarını yükselterek onlarların eğitimde, iktisadi, toplumsal yaşamda ve siyasette etkin birer birey olmalarını amaçlamıştır.
· Cumhuriyetin 1923’de ilanı ile kadınların toplumsal konumlarında önemli evrilmeler gerçekleşmiştir.
· 1926’da kabul edilen Türk Yurttaşlar Yasası(Medeni Kanun) , kadının sadece aile içindeki rolünü değil, toplumdaki yerini de dönüştürdü.
· Bugün, kadınların kamusal alanda daha fazla varlık göstermesi, hem Cumhuriyet değerlerinin bir sonucu hem de bu değerlerin gelecekte de korunacağının güvencesidir.
· 5 Aralık 1934 tarihinde, 1924 Anayasamızın 10. maddesinde yapılan değişiklikle erkeklere tanınan milletvekili seçme hakkı, kadınlara da tanınmış ve “yirmi iki yaşını bitiren kadın, erkek her Türk mebus seçme hakkını haizdir” hükmüne yer verilmiştir.
· 191 arkadaşı Teşkilatı Esasiye Kanununun 10. ve 11. maddeleri ile İntihabı Mebusan Kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesine ilişkin İsmet İnönü’nü Meclise sunduğu yasa önerisi gerekçesini “Yüce arkadaşlar, , Türk inkılabını tarih anlatırken bunun bir kurtuluş olduğunu söyleyecektir… Bizim inkılabımızın, bu memlekette görülen birçok ıslahat teşebbüslerinden en başayırımlarından biri, kadınlığa verdiğimiz mevkive kadın haklarını tanımakta gösterdiğimiz isabettir. Türk inkılabı denildiği vakit, bunun, kadının kurtuluş inkılabı olduğu beraber söylenecektir… Gelecek Büyük Millet Meclisinde kadın saylavlarla beraber çalışmak, Büyük Millet Meclisi’nin, kuruluşundan beri, bu memlekete getirdiği feyizlerin daha çok genişlemesini, daha ileri verimlerde bulunmasını temin edecektir kanaatindeyiz. Temiz, duru kanaatimiz budur.” tümceler ile açıklamıştır.
· 8 Şubat 1935 tarihinde yapılan milletvekili seçiminde 17 kadın milletvekili Meclise girmiştir
· 1930 yılında kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı, 1933 yılında muhtar seçme ve seçilme, 1934 yılında da milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
· Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildiği tarihte, henüz pek çok dünya devletindeki kadınların bu hakları yoktur.
· Türk kadını Fransa ve İtalya’dan 11 yıl, Romanya’dan 12 yıl, Bulgaristan’dan 13 yıl, Belçika’da 14 yıl, İsviçre’den 36 yıl önce bu hakkını kazanmıştır.
· Emperyalist devletlerin fonlardan beslenen NGO’lardaki kadınlar Türk kadının temsilcileri olabilir mi?
Olup olmayacağına “2 Mar 2019 Cmt, 22:09”tarih saatli ve “Türkiye’deki ‘KADIN HAREKETİ’nin görünmeyen yanlarını bir Cumhuriyet kadınından duyun!” iletimi okumaları önerilir.
(1 )https://x.com/tumag1923/status/1864739965638430781
(2 ) Balkan ve Kurtuluş Savaşı kahramanı Kara Fatma namlı Gazi Üsteğmen Fatma Seher Erden 43 kadın ve 700 erkekten oluşan müfrezesi ile katıldığı İnönü Savaşlarında yaralanmış ve çok sayıda kadın neferini de şehit vermiştir. Kimler olduğu bilinmeyen kahraman şehit analarımızın künyelerini çıkarıp millete tanıtmak kadınların boynunun borcudur. Artık 101 yıldır ödenmeyen borcunun ödemesi gerekiyor.