Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin Suriyeli mültecileri Türkiye’de kalıcı hale getirmeye yönelik politikaları, sadece demografik yapıyı değil, aynı zamanda Türkiye’nin güvenliği açısından stratejik dengeleri de tehdit etmektedir. İktidarın mülteciler üzerinden uyguladığı bu yaklaşım, özellikle Suriye’nin kuzeyindeki nüfus boşluğunu doldurmama çabalarıyla “Büyük Ortadoğu Projesi” (BOP) bağlamında tartışılmaktadır. Bu bölge, Batı destekli Kürt gruplar ve terör örgütü PYD tarafından bir “Kürdistan” kurma projesinin odak noktası haline gelmiştir.
Mülteci Politikası ve Suriye’nin Kuzeyi
Suriye’den gelen milyonlarca mültecinin Türkiye sınırları içinde kalmaya devam etmesi, Suriye’nin kuzeyindeki boşalan bölgelerin Kürt gruplar tarafından doldurulması riskini artırmaktadır. Bu durum, PYD/YPG’nin bölgeyi kontrol altına alma çabalarını kolaylaştırabilir. Türkiye’nin milli güvenliği açısından, bu topraklarda demografik dengeyi korumak ve bölgenin asli sakinlerinin geri dönüşünü sağlamak bir zorunluluktur. Ancak Erdoğan yönetiminin Suriyelilerin geri dönüşünü hızlandırmak yerine Türkiye’deki varlıklarını teşvik eden politikaları, bu dengeyi tehlikeye atmaktadır. Ve bu durum BOP planı çerçevesinde hem Suriye’de hemde Türkiye’de demografiyi Büyük Kürdistan kurulması için değiştirmektedir. Bunuda hem Türklerin hemde Suriyelilerin görmesi lazımdır.
Kürdistan Tehdidi ve BOP Kapsamı
Suriye’nin kuzeyinde kurulması planlanan bir Kürdistan, Türkiye’nin güney sınırlarını doğrudan tehdit eden bir durum yaratacaktır. ABD ve Batı’nın BOP kapsamındaki stratejik hedefleri doğrultusunda, PYD/YPG gibi unsurların kontrolünde bir uydu Kürt devleti kurma çabaları, Türkiye için uzun vadede bir güvenlik riski oluşturacaktır. Suriyelilerin ülkelerine geri dönmemesi, bu bölgelerin etnik temizliğe uğramasına ve Türkiye sınırında kalıcı bir PYD varlığının yerleşmesine yol açabilir.
Türkiye’nin Menfaatlerine Aykırı
Suriyeli mültecilerin geri dönmesi, yalnızca Türkiye’nin demografik ve ekonomik yapısını korumak için değil, aynı zamanda Suriye’nin kuzeyindeki stratejik boşluğu doldurmak için de gereklidir. Erdoğan hükümetinin bu konuda yeterli adım atmaması, ileride İsrail ve ABD yapımı uydu bir Kürt devletinin kurulmasına zemin hazırlayabilir. Bu durum, Türkiye’nin milli güvenliği ve toprak bütünlüğü açısından kabul edilemez bir tehdittir. Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri, Türkiye’nin sınır güvenliği ve bölgesel istikrarı açısından bir zorunluluktur.
Sonuç: İktidarın Politikası ve Türkiye’ye Tehlikesi
Erdoğan yönetiminin, mülteci meselesini iç siyasetteki çıkarlarına göre yönlendirmesi, BOP es başkanı olarak ABD ve İsrail’e bu konuda biat etmesi hem ulusal hem de bölgesel güvenlik açısından büyük tehlikeler yaratmaktadır. Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşlerinin sağlanması, yalnızca Türkiye için değil, Suriye’nin toprak bütünlüğü açısından da kritik öneme sahiptir. Bu adım atılmadığı sürece, Türkiye hem demografik yapısındaki değişim hem de sınır ötesindeki tehditlerle karşı karşıya kalmaya devam edecektir.