İCAZET…
Bizimkilerinde beslediği HTŞ ve diğer “İslamcı” terör örgütleri Suriye’yi işgal ettiler…
Şam’a girdiler…
Suriye halkı “işgalden” dolayı sevindirik oldu…
Sokaklara döküldüler…
Kadınlar zılgıt çekerek, erkekler davul çalarak halay çekerek “kutlama” yaptılar…
İşgalcilerin kim;
Suriyeli mi, Arap mı, Müslüman mı, olup olmadığını bilmeden…
***
Canlı canlı izledik…
Baba Esad’ın “heykelleri” yıkıldı, oğul Esad’ın “posterleri” yırtıldı, yakıldı…
Saray talan edildi…
Bizim biatçı, dinci, gerici, yobaz kesim de özellikle İstanbul’da bayram havası estirdiler…
Bazı yerlerde silah atılarak…
Ateşler yakılarak…
Otomobillerde, yatlarda (!) “mehter marşı” çalarak kutlama yapıldı…
***
Hacı fışfışlar AKP il binası önünde toplanmışlar…
Hazır olun…
Emevi Camisinde “Cuma namazı” kılmaya gidiyoruz, naraları atıyorlardı…
Şam’a…
Sanki Türkiye’de adım başına bir yapılan camilere kıran girmiş gibi…
Neyle gidecek,
Kimle ve nasıl gidecekler belli değil…
Kılık kıyafetine bakın;
“Ayranı yok içmeye tahtırevanla gider sıç(ra)maya misali,” tümcesini kullanmamak için kendinizi zor tutarsınız…
***
İlginç olan şu; silah atılırken de, sloganlar atılırken de polis kılını bile kıpırdatmadı…
***
Dinci cenah ve “yandaş medya” asrın liderini “kahraman” ilan etmeye, yağlayıp yıkamaya çalışırken,
“muhalif” TV kanalları;
Ne alakası varsa, CHP’ye saldırmaya ve Özgür Özel’e hakaret etmeye başladılar…
Neymiş?
Suriye ve “sığınmacılar” meselesi için kayda değer bir proje üretmemiş…
Falan filan…
Ne yapacaktı Özgür Özel be Allahsız, MİT’ten, meclisten ve devletten habersiz Beşar Esad’la mı görüşseydi…
Ya da eline kalın bir sopa alıp sığınmacıları kovalasa mıydı?
***
Görüşseydi Kaç’Ak Saray müdavimleri “zalim diktatör Esed’le” görüştü diyerek adeta kıçına teneke bağlarlardı…
Esat “devrildi” Baaz rejimi bitti, engel kalmadı…
Suriyeliler dönsün…
Kiralar, konut fiyatları düşer diyenler oldu, CHP’ye mal edildi, “troller” mal bulmuş Mağribi gibi saldırıya geçtiler…
Bu arada Suriyeli sığınmacıların tamamı ülkelerine dönseler “Kaç’Ak Saray’ı ayakta tutanlar müteahhitler” olduğu sürece;
Adım gibi eminim “kiralar” da “konut fiyatları” da düşmez…
***
Bu arada “ucuz işçi” peşinde koşanlar, özellikle MÜSİAD üyeleri patronlar “sığınmacıların” ülkelerine dönmelerini istemiyorlar…
Yaşam kalitesinin düşmesi, kültürün yozlaşması…
Kutuplaşması…
Ülkenin ve toplumun büyük bir hızla Ortadoğu ülkesine dönmesi umurlarında değil…
Akılları…
Fikirleri, Dinleri imanları, hatta “kıbleleri” para (dolar) muhteremlerin…
Emek vampirleri…
Sorarsanız hepsi silme Müslüman, alınları secdeye varıyor…
Güya!..
***
Dün sosyal medyayı şöyle bir taradım; “Her diktatörün sonu devrilmek, pılını pıtını toplayıp kaçmaktır” diyenler…
Sırasıyla…
Sizce “Birilerinin (!) de sonu gelmedi mi?” diye soranlar gırla gidiyordu…
Güldüm…
Susan, korkan, itiraz edemeyen, eleştiremeyen, gerçeklere kulaklarını ve gözlerini kapatanlar mı? Dedim içimden…
Bir “diktatörü” devirmek için; cesur olmak lazım, kararlı olmak lazım…
Adam gibi adam…
İnsan…
Ve her şeyden önce “Cumhuriyeti kuran vatandaşlar gibi vatandaş” olmak lazım…
***
Ne acıdır ki Amerika’ nın “icazeti” lazım…
Erdoğan ÖZGENÇ
İstanbul 11.12.2024 04.44
Bir yanıt yazın