CHP, Türkiye`deki Suriyeli Kaçkınların Ülkelerine Dönmelerinde Israrcı Bir Politika İzlemelidir!
Esad Baskı Rejiminden Kaçanlar Artık Suriye’ye Dönmelidirler!
Suriye`de Esad İktidarı yıkıldı. Türkiye ve Dünya’nın dört bir yanında bulunan Suriyeli kaçkınlar bu olayı coşkuyla kutladılar. Bunu tabii ki anlamak gerekir.
Dünya’nın başka hiçbir ülkesinde olmadığı kadar Suriyeli Türkiye`de yaşamaktadırlar. Türkiye´deki Suriyeli kaçkınların sayıları hakkında resmi olmayan verilere göre 10 milyon düzeyinde olduğu belirtiliyor.
Türkiye`ye gelen Suriyeliler için çok doğru olarak “kaçkınlar” kavramı kullanılıyor. Türk vatandaşlığını alan Suriyeliler tabii ki Türkiye`de kalma ve yaşama hakkına sahiptirler.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “2023 Aralık itibarıyla 238 bin 55 geçici koruma altında bulunan Suriye uyruklu yabancı, istisnai olarak Türk vatandaşlığını kazanmıştır.” açıklamasında bulundu.
İçişleri bakanı Yerlikaya, Suriyeli kaçkınlar için çok doğru olarak “geçici koruma altında bulunun Suriye uyruklu yabancı” kavramını kullanıyor. Gerçekten de Türkiye`de bulunan Suriyelilere, siyasi mültecilik hakki verilmediğinden, iç savaş, yada siyasi baskı ve rejim kaçkını kavramı kullanılıyor. İçişleri bakanının son derece doğru tanımlamasıyla Türkiye`ye gelen Suriyeliler, geçici olarak Türkiye`de koruma altında bulunuyorlar.
Bu geçici kaçkınlık süresi ne zaman sona erer veya ermiştir? Suriye’de savaş ortamı kalmadığından ve siyasi baskı rejimi sona erdiğinden, kaçkınlık süresinin de son bulması gerekmektedir.
Esad rejiminin sona ermesini coşkuyla kutlayanlar için artık kendi ülkelerine dönme zamanının geldiği, kaçkınların kendi kutlamalarıyla gösteriliyor.
Hatırlatalım, Türkiye`de bulunan yüzbinlerce Suriyeli kaçkın dini bayramlarda Suriye`ye giderek aile yakınlarını ziyaret edebiliyorlar. Aslında Dünya’nın hiçbir ülkesinde, bir başka ülkeye gelerek kaçkın, geçici koruma ve hatta mülteci konumunda olanlar, kendi ülkelerine gidebiliyorlarsa, onlar için geçici koruma ve varsa siyasi mültecilik hakkı bile derhal sona erer. Çünkü artık kendi ülkelerinde baskı veya siyasi tehdit olmadığından, ülkelerine gidebilmekte ve yeniden geri dönenebilmektedirler. Bu nedenle bu kişilerin pekâlâ kendi ülkelerinde de kalabilecek konumda oldukları açıkça görülmektedir.
İşte bu nedenle, Esat baskı rejiminden veya iç savaş ortamından kaçarak Türkiye`de geçici koruma statüsünde bulunan kaçkın Suriyelilerin, artık zaman kaybı olmaksızın kendi ülkelerine dönmeleri gerekmektedir.
Türkiye`ye kaçkın olarak gelen Suriyelilerin önemli bir kesimi, Suriye sınırına komşu kentlerimizde bulunmaktadırlar. Kilis’te kaçkın Suriyeliler nüfusun yüzde 60`ını, Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay`da bu oranın yüzde 40`in üzerine çıktığı belirtiliyor. Sayıca en fazla Suriyeli İstanbul’da bulunmaktadır. Bu sayının bir milyonun üstünde olduğu açıklanıyor. Ayrıca Mersin, Adana, Bursa, Konya, İzmir ve Ankara`da da çok sayıda Suriyeli kaçkın bulunmaktadır.
1970`lerde Berlin’de en fazla Türk`ün yasadığı Kreuzberg, Wedding ve Neuköln semtlerinde, Türklerin yerli nüfusa oranı yüzde 17`yi bulunca, bu semtlere daha fazla Türkün gelmesine sınır getirilmişti. Berlin`in bir başka semtinde kaldığım için pasaportuma bir mühür vurularak, bu semtlere taşınamayacağım belirtilmişti. Bunun amacı, çocuk yuvalarında, okullarda ve semtlerde gettoların oluşmasının engellenmesiydi.
Oysa ögreniyoruz ki, yukardaki kentlerde ve belli semtlerinde Suriyeli kaçkınlar daha çok kendi aralarında yaşamaktadırlar. Bu nedenle de Suriyeli kaçkınların daha fazla zaman kaybetmeksizin, oluşan yeni siyasi ortam nedeniyle kendi ülkelerine dönmeleri yönünde CHP`nin kararlı ve ısrarcı bir politika izlemesi gerekmektedir.
CHP bu sorunu hemen gündeminin ana konularından biri yapmalı ve bu sorunun çözümü için Erdoğan hükümetini sürekli olarak kamuoyu önünde zorlayıcı bir politika izlemelidir.
Bir yanıt yazın