Site icon Turkish Forum

Suriye’de Stratejik Müdahaleler ve Bölgesel Aktörlerin Rolü

Sefa Yürükel - damascus sam suriye

Sefa Yürükel

Son yıllarda Suriye, uluslararası güçlerin müdahaleleri ve bölgesel aktörlerin rekabetiyle şekillenen bir çatışma ve istikrarsızlık ortamına tanıklık ediyor. İsrail’in Şam’da gerçekleştirdiği operasyonlar, ülkedeki karmaşık güvenlik ve siyasi dinamiklerin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Aynı zamanda, HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam), PYD (Partiya Yekîtiya Demokratîk) ve Türkiye gibi aktörlerin politikaları, Suriye’deki çatışmaların çözüm sürecini zorlaştıran ve kalıcı barışı engelleyen bir ortam yaratıyor.

Suriye’de Stratejik Müdahaleler ve Bölgesel Aktörlerin Rolü: İsrail, HTŞ, PYD ve Erdoğan Üzerine Bir Eleştiri

1. İsrail’in Suriye’deki Stratejik Müdahaleleri

İsrail’in Şam’daki tapu dairelerini vurması, ülkedeki mülkiyet hakları ve geri dönüş sürecindeki zorlukları gözler önüne seriyor. Bu tür saldırılar, mülkiyet güvencesini sağlamak isteyen geri dönen Suriyelilerin ciddi problemlerle karşılaşmasına neden oluyor. İsrail’in bu adımları, Suriye’nin istikrarsızlığını derinleştirerek, ülkenin kalıcı bir şekilde parçalanmasına yol açıyor. Ayrıca, İsrail’in askeri altyapıyı ve tapu dairelerini hedef alması, bu müdahalelerin bir stratejiye dayandığını ve bölgedeki askeri varlığını güçlendirme amacını taşıdığını gösteriyor.

2. HTŞ ve PYD’nin Etkinliği ve Ülkedeki Rolü

HTŞ ve PYD, Suriye’nin kuzeyinde ve doğusunda farklı amaçlarla faaliyet gösteren gruplar olarak, ülke güvenliğini ve istikrarını tehdit eden unsurlar haline gelmiştir. HTŞ, İdlib’de varlık gösterirken, PYD ise Türkiye’nin güney sınırında bir güvenlik tehdidi olarak varlığını sürdürmektedir. Her iki grubun etkinliği, ulusal güvenliği sağlamaktan çok kendi siyasi ajandalarını gerçekleştirme çabalarını ortaya koyuyor. Bu durum, Suriye’nin yeniden yapılanmasını zorlaştırırken, bölgedeki güvenlik kaygılarını artırmaktadır.

3. Erdoğan ve Türkiye’nin Suriye Politikası Üzerine Eleştiri

• Türkiye’nin Suriye politikası, dış etkilerle şekillenmesi nedeniyle eleştirilmektedir. Erdoğan’ın açıklamaları, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna operasyon yapma ihtimalini göz ardı ettiğini gösteriyor. ABD’nin PKK/PYD ile mücadele dışında kalmak istememesi, Türkiye’nin bu alandaki operasyonlarını sınırlandırmaya yönelik bir baskı oluşturuyor. Erdoğan’ın “bir iki ay gözlemleyeceğiz” açıklamaları, Suriye’deki istikrarsızlık devam ederken Türkiye’nin bu konuda ne kadar sınırlı bir strateji izlediğini ortaya koyuyor.

4. Bugünkü İsrail, HTŞ ve PYD: Bölgesel Güçlerin Rolü

İsrail’in Şam ve Lübnan sınırındaki operasyonları stratejik olarak sorgulanmalıdır. HTŞ, İdlib bölgesindeki varlığını sürdürerek, Suriye’nin istikrarına katkı sağlamak yerine çatışmaları devam ettiriyor. PYD, ABD desteğiyle Fırat’ın doğusunda etkinliğini artırarak, hem Suriye hem de Türkiye için bir güvenlik sorunu oluşturuyor. Bu grupların ülkedeki aktif rolleri, Suriye’nin yeniden yapılanmasını ve barışın sağlanmasını engellemektedir.

5. Stratejik Başarısızlık ve Suriye’de Değişim İhtiyacı

Bugün Suriye’de devlet yapısının çökmesi, uluslararası ve bölgesel müdahalelerin ülkeyi nasıl istikrarsızlaştırdığını gösteriyor. İsrail’in Şam’daki tapu dairelerine yönelik saldırıları, altyapıyı yok ederek ülkenin yeniden inşasını zorlaştırıyor. Aynı şekilde, HTŞ ve PYD’nin etkisi, ülkenin iç dinamiklerini daha da karmaşık hale getiriyor ve uzun vadeli bir çözümün önündeki engelleri artırıyor.

6. Erdoğan ve Türkiye’nin Rolü

• Erdoğan’ın Suriye politikasındaki tutarsızlıklar, ülke güvenliği açısından önemli zorluklara yol açıyor. Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda operasyon yapmaktan çekinmesi, ABD’nin bu bölgedeki varlığıyla doğrudan ilişkilidir. Bu durum, Türkiye’nin bölgesel güvenlik kaygılarını nasıl göz ardı ettiğini ve uluslararası baskılar altında sıkıştığını göstermektedir.

7. Suriye’nin Geleceği ve Yeni Bir Politika Geliştirme

Suriye halkının çıkarlarını göz ardı eden müdahaleler, yalnızca terör örgütlerinin ve bölgesel güçlerin etkisini artırmıştır. Kalıcı bir barış ve istikrar sağlanması için yeni bir politika, Suriye halkının gerçek ihtiyaçlarına cevap vermelidir. İsrail’in güvenlik çıkarları üzerinden şekillenen müdahaleler, çözüm sürecini zorlaştırmaktadır. Aynı şekilde, HTŞ ve PYD’nin etkisi, Suriye’nin yeniden inşasını ve kalıcı barışın sağlanmasını imkansız hale getirmektedir.

Yeni Stratejik Yaklaşımlar ve Suriye’de İstikrar Arayışı

Suriye’deki son gelişmeler, uluslararası güçlerin ve bölgesel aktörlerin müdahaleleriyle şekillenen bir çatışma ortamını gözler önüne sermektedir. İsrail’in Şam’daki askeri operasyonları ve ülkedeki mülkiyet haklarını hedef alması, Suriyelilerin güvenini ve ülkenin yeniden inşasını tehdit etmektedir. HTŞ ve PYD gibi gruplar ise kendi çıkarlarını koruma çabalarıyla Suriye’nin istikrarını daha da zorlaştırmaktadır.

Türkiye’nin politikalarında görülen tutarsızlıklar ve stratejik belirsizlikler, Suriye’de kalıcı bir çözümün önünde engel oluşturmaktadır. Bölgedeki tehditlere karşı daha güçlü ve kararlı bir politika geliştirilmesi gerekmektedir. Bunun yanında, uluslararası toplumun da Suriye’nin yeniden inşası ve barış sürecine daha etkin bir şekilde katkıda bulunması kritik bir öneme sahiptir.

Kalıcı bir barış için Suriye’nin yeniden inşasına yönelik bütünleşik ve kapsayıcı politikalar benimsenmelidir. İsrail ve diğer bölgesel aktörlerin müdahalelerinin etkilerini azaltacak yeni stratejiler geliştirilmelidir. Türkiye’nin daha tutarlı bir diplomasi yürütmesi, bölgesel güvenliği güçlendirmek adına önemlidir. Suriye’nin geleceği, müdahalelerin yerini alacak bir işbirliği ve kapsayıcı diplomasi anlayışına bağlıdır. Bu nedenle, uluslararası destek ve bölgesel işbirliği, Suriye’nin yeniden inşası ve barış sürecinin ilerletilmesi için hayati önem taşımaktadır.

Exit mobile version