Ortadoğu, emperyalist güçlerin ve onların yerel işbirlikçilerinin kanlı oyunlarına sahne olmaya devam ediyor. Bölgenin tarihine kara bir leke olarak kazınan bu süreçte, İslamcı ve Siyonist ittifakların eliyle Suriye’de, Yemen’den Irak’a, İran’dan Türkiye’ye uzanan bir yıkım planı sahneleniyor. Bugün artık yeni bir safhaya geçilmiş durumda: Hedef, bağımsız devletleri yok ederek, bölgeyi emperyalizme ve siyonizme bağlı bir “ümmet” hâline getirmek.
Bu karanlık projede, Recep Tayyip Erdoğan , Suriye’de El Kaide türevi Heyet Tahrir el-Şam’ın lideri Ebu Muhammed el-Colani ve PKK’nın Suriye uzantısı SDG’nin lideri Mazlum Abdi gibi isimlerle dolaylı ya da doğrudan bir iş birliği içinde hareket etmektedir. Bu ittifaklar, bölgenin geleceğini emperyalizmin ve siyonizmin çıkarlarına teslim ederken, aynı zamanda Türkiye’nin ve bölgedeki diğer bağımsız ulusların kaderini tehdit etmektedir.
Emperyalizmin ve Siyonizmin Bölgesel Ümmeti
Bölge halkları, bu oyunun gerçek yüzünü artık görmelidir: Emperyalizmin ve Siyonizmin ümmeti olan bu “ümmet”, dini ve etnik kimlikler üzerinden halkları birbirine düşürerek, bağımsız ulusal devletleri ortadan kaldırmayı amaçlayan bir projedir. Bu proje, sadece bölgenin toprak bütünlüğünü parçalamayı değil, aynı zamanda halkların kimliklerini ve ulusal değerlerini de yok etmeyi hedeflemektedir.
Recep Tayyip Erdoğan ve onun gibiler, bu projenin yerel piyonlarıdır. Erdoğan’ın politikaları, Türk milletinin ulusal çıkarlarını savunmaktan uzak, aksine bu çıkarları emperyalist güçlere teslim etmeye yönelik adımlar içermektedir. Türkiye’nin ulusal kimliği ve bağımsızlığı, Erdoğan gibi figürlerin ihanetleriyle tehlikeye atılmaktadır. Ancak bu ihanetler yalnızca Türkiye’yle sınırlı değildir; Colani ve Abdi gibi diğer bölgesel iş birlikçilerin de aynı karanlık planın parçaları olduğu görülmektedir.
Yeni Safha: Bölgesel Yıkım ve İhanet
Suriye’de başlayan kaos, Yemen ve Irak yayılmış; şimdi de İran ve Türkiye’yi doğrudan hedef almaktadır. Erdoğan ve benzeri işbirlikçiler sayesinde, bu süreç daha da hız kazanmıştır. Ancak bu süreç yalnızca bir işgal planı değildir. Bu aynı zamanda halkların laik, demokratik ve ulusal haklarını hedef alan topyekûn bir kültürel ve siyasi yıkım projesidir.
Emperyalizmin ve Siyonizmin ümmeti, bölge halklarının kanını dökmeye devam etmek için beklemektedir. Bu kanlı projeye hizmet edenler, halkların bir arada barış ve özgürlük içinde yaşama umutlarını yok etmeye çalışmaktadır. Erdoğan ve onun gibi emperyalizmin piyonları, bu projeye aktif bir şekilde hizmet etmekte ve siyasi olarak bölgeyi daha büyük felaketlere sürüklemektedir.
Erdoğan ve Benzeri İşbirlikçilerinin Siyasi İmhası Şart
Türk milleti ve bölge halkları, bu kanlı oyunu bozmanın yollarını aramalıdır. Erdoğan ve onun gibi emperyalizmin ve Siyonizmin ümmetini oluşturan figürler, sadece teşhir edilmekle kalmamalı; tamamen siyasi olarak etkisiz hâle getirilmelidir. Bölgeyi emperyalist güçlerin oyun sahası hâline getiren bu işbirlikçi yapılar, ancak halkların örgütlü direnişi ile ortadan kaldırılabilir. Aksi takdirde, bölgedeki bağımsızlık mücadelesi çok daha büyük bir tehdit altına girecektir.
Erdoğan ve benzeri liderlerin politikaları, sadece kendi ülkelerini değil, aynı zamanda tüm bölgeyi kaosa sürüklemektedir. Bu liderler, emperyalist projelere hizmet ettikleri sürece, ne Türk milletine ne de bölge halklarına bir gelecek bırakmayacaktır. Bu nedenle, bu yapıların tamamen tasfiye edilmesi, bölgenin bağımsız geleceği için hayati bir öneme sahiptir.
Türk Milletine ve Bölge Halklarına Çağrı
Türk milleti ve bölgedeki laik, demokratik ve bağımsızlık yanlısı güçler, bu tehlikeyi görmeli ve harekete geçmelidir. Atatürk’ün bağımsızlık mücadelesinden alınacak ilhamla, ulusal birlik ve dayanışma ruhu yeniden inşa edilmelidir. Bugün Türk milletinin kaderi, bölgedeki diğer halkların kaderiyle ortaktır. Ancak birlikte hareket ederek bu karanlık projeye karşı koyabiliriz.
Bölgedeki halklar, emperyalizmin ve Siyonizmin oyunlarına karşı örgütlü bir direniş hattı kurmalıdır. Bu direniş, sadece siyasi alanda değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal bir yeniden inşa sürecini de içermelidir. Türk milletinin ve bölge halklarının bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi, ancak emperyalizmin piyonlarının tamamen tasfiye edilmesiyle zaferle sonuçlanabilir.
Sonuç
Emperyalizmin ve Siyonizmin ümmeti, Erdoğan, Colani ve Abdi gibi figürlerin ihanetleriyle bölgeyi felakete sürüklemeye devam etmektedir. Ancak Türk milleti ve bölge halkları, bu oyunlara karşı uyanık olmak ve örgütlü bir direnişle karşı koymak zorundadır. Erdoğan ve onun gibi piyonların siyasi olarak imha edilmesi, sadece Türkiye’nin değil, tüm bölgenin bağımsız geleceği için kaçınılmazdır.
Bu direniş, halkların ortak mücadelesiyle başarıya ulaşacak ve bölgeyi özgürlük, dostluk ve barış içinde yaşanabilir bir coğrafyaya dönüştürecektir. Şimdi harekete geçmenin ve bu karanlık projeye dur demenin tam zamanıdır!