Suriye’deki iç savaş, 2011’den bu yana bölgesel ve küresel güçlerin çıkar çatışmalarıyla şekilleniyor. Ancak son dönemde Rusya’nın Suriye’deki etkisinin kısmen azalması, ülkede güç dengelerinde yeni bir dönemi başlattı. Ukrayna savaşı, Moskova’nın önceliklerini Avrupa’ya yöneltmesine neden olurken, Suriye’deki etkisini kısmen azaltmasına yol açtı. Bu durum, Türkiye, ABD, İsrail ve İran gibi aktörlerin sahada daha aktif hale gelmesine ve Suriye’nin gevşek bir federatif yapıya doğru evrilmesi olasılığını güçlendirdi.
Rusya’nın Kısmi Geri Çekilişi: Suriye’deki Güç Boşluğu
Rusya, 2015’te Suriye’ye müdahale ederek Esad hükümetinin ayakta kalmasında kritik bir rol oynadı. Ancak Ukrayna savaşı, Moskova’nın kaynaklarını ve diplomatik önceliklerini yeniden şekillendirmesine neden oldu.
• Askeri Varlığın Azaltılması: Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya, Suriye’deki bazı üslerinden askerlerini çekti. Hmeymim Hava Üssü gibi kritik noktalarda varlığını sürdürse de sahadaki etkisi azaldı. Bu boşluk, özellikle İran tarafından dolduruldu.
• Diplomatik Tavizler: Rusya’nın Ukrayna’daki çıkarlarını korumak adına Suriye’de kısmi tavizler verdiği ve NATO ile örtülü bir uzlaşıya yöneldiği iddiaları ortaya atıldı.
• Ekonomik Kısıtlar: Ukrayna savaşı ve yaptırımlar nedeniyle Rusya, Suriye’ye ayırdığı mali ve askeri kaynakları büyük ölçüde azalttı.
Bu durum, sahadaki güç dengelerinde radikal değişimlere neden olarak bölgesel aktörlerin etkisini artırdı.
Suriye’nin Gevşek Federatif Yapıya Doğru Evrilmesi
Rusya’nın etkisinin azalması, Suriye’nin kontrolsüz bir şekilde farklı gruplar ve dış güçler arasında bölünmesi riskini artırdı. Sahadaki mevcut güç dengeleri, olası bir gevşek federatif yapının temelini oluşturuyor:
- Esad Hükümeti (Lazkiye ve ( Belki Şam)
Esad hükümeti, Lazkiye ve Şam çevresinde güçlü olsa da ekonomik kriz ve askeri kapasite eksikliği nedeniyle ülkenin geneline hâkim olamıyor. Rusya’nın sahada daha az aktif olması, Esad yönetiminin İran’a daha fazla bağımlı hale gelmesine yol açtı.
- PYD/YPG (Fırat’ın Doğusu)
ABD’nin desteğiyle Fırat’ın doğusunda özerk bir yönetim kuran PYD/YPG, bölgedeki en güçlü aktörlerden biri olarak konumlanıyor. Federatif bir yapıda PYD/YPG’nin özerk bir bölge olarak varlığını sürdürmesi bekleniyor. Ancak bu durum, Türkiye’nin güvenlik kaygılarını artırıyor.
- Türkiye ve Esad Karşıtı Güçler (Kuzey Suriye)
Türkiye, Kuzey Suriye’de oluşturduğu güvenlik koridoru ve desteklediği Esad karşıtı güçlerle sahada etkisini sürdürüyor. Türkiye’nin desteklediği bu güçler, federatif yapı içinde özerk bir statü kazanabilir. Türkiye’nin bu hamlesi, hem kendi sınır güvenliği politikası hem de bölgesel çıkarlarıyla ilişkilidir.
- Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ve İdlib
HTŞ, İdlib ve çevresinde etkinliğini sürdüren bir diğer önemli aktör. HTŞ, doğrudan NATO, İsrail ve Türkiye tarafından destekleniyor. Bu destek, HTŞ’nin bölgedeki etkinliğini artırmasına ve kuzeybatıda özerk bir yapı oluşturmasına olanak sağlıyor. HTŞ’nin bu konumu, Suriye’nin federatif bir yapıya bölünmesi senaryosunda kritik bir rol oynayabilir.
- İran ve İsrail Rekabeti
İran, Şii milisler ve Hizbullah aracılığıyla Esad hükümetini desteklerken, İsrail ise İran’ın etkisini sınırlandırmak için düzenli hava saldırıları gerçekleştiriyor. Bu rekabet, federatif bir yapının istikrarsız olmasına yol açabilir.
Disiplinsiz Ordu ve Garnizon Devletlere Bölünme Riski
Suriye’deki iç savaş, merkezi otoritenin zayıflaması ve ordunun disiplinsiz yapısıyla daha da derinleşti:
• Ordunun Yetersizliği: Suriye ordusunun disiplinsiz ve yetersiz olması, savaşın erken dönemlerinde Esad Hükümeti ‘nin birçok bölgeyi kaybetmesine neden oldu. Bu durum, dış aktörlerin ve yerel güçlerin etkisini artırdı.
• Bölgesel Garnizon Devletler: Ülke, dış güçlerin desteklediği ve kontrol ettiği garnizon devletlere bölünme riski taşıyor. Bu parçalanma, Suriye’nin egemenliğini tamamen kaybetmesine neden olabilir.
Rusya’nın Tavizlerinin Sonuçları
Rusya’nın Suriye’deki etkisini kısmen azaltması, bölgedeki dengeleri önemli ölçüde değiştirdi. Bu durum:
1. Türkiye’nin Etkisinin Artması: Türkiye, Rusya’nın boşluğunu kendi sınır güvenliği ve stratejik hedefleri doğrultusunda doldurdu.
2. İran’ın Sahada Güçlenmesi: İran, Rusya’nın azalttığı etkisini sahada artırarak Esad hükümeti üzerindeki kontrolünü derinleştirdi.
3. ABD’nin YPG Desteği: ABD, PYD/YPG’ye verdiği desteği sürdürerek kuzeydoğudaki varlığını pekiştirdi.
4. HTŞ’nin Güçlenmesi: NATO, Türkiye ve İsrail tarafından doğrudan desteklenen HTŞ, kuzeybatıda stratejik bir güç haline geldi.
BOP’un Suriye Ayağının Hızlanması
Rusya’nın geri çekilmesi ve bölgedeki aktörlerin daha aktif hale gelmesi, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesindeki gelişmeleri hızlandırdı. BOP, Orta Doğu’nun yeniden şekillendirilmesini ve bölgedeki güç dengesinin yeniden kurulmasını amaçlayan bir stratejidir. Bu stratejiye göre, Suriye’nin parçalanması ve çeşitli özerk bölgelerin oluşturulması, hem bölgesel aktörlerin çıkarlarını hem de küresel güçlerin hegemonyasını pekiştirebilir.
• ABD’nin Rolü: ABD, PYD/YPG’ye verdiği destekle, Suriye’nin kuzeydoğusunda etkisini sürdürmekte ve bu bölgenin özerkliğini güçlendirmektedir.
• Türkiye’nin Müdahalesi: Türkiye, özellikle Fırat’ın doğusundaki güvenlik kaygılarını gidermek amacıyla bölgesel güçleri destekleyerek BOP’un Suriye ayağındaki rolünü artırmıştır ve Kürt Koridorunu kısmen yada geçici olarak engellemiştir.
• İsrail’in Etkisi: İsrail ise BOP stratejisi çerçevesinde, Suriye’nin kuzeyindeki Kürt bölgelerine dolaylı destek vererek, İran’ın ve Türkiye’nin bölgedeki etkisini sınırlamaya çalışmaktadır.
Bu gelişmeler, Suriye’nin etnik ve mezhebi yapısını daha da karmaşıklaştırarak, ülkenin gelecekteki siyasi haritasının daha da parçalanmasına yol açabilir.
Sonuç: Federatif Yapıya Doğru Parçalanmış Bir Gelecek
Rusya’nın Suriye’deki çıkarlarını kısmen geri plana atması, Suriye’nin federatif bir yapıya doğru evrilme riskini artırdı. Ancak bu yapı, ülkenin siyasi ve ekonomik olarak parçalanmış bir şekilde varlığını sürdürmesi anlamına geliyor.
Suriye’deki mevcut durum, başka devletlerin çıkarlarına güvenerek iç dinamikleri ihmal eden yönetimlerin ve disiplinsiz orduların ne gibi sonuçlarla karşılaşabileceğini açıkça göstermektedir. Garnizon devletlere bölünme ve istikrarsız federatif yapı, Suriye’nin uzun vadede istikrarını sağlama ihtimalini zayıflatıyor.
Sefa Yürükel
Kaynaklar
1. Güncel saha analiz raporları:
• Carnegie Middle East Center, “The Russian Military Withdrawal from Syria,” 2023.
• Chatham House, “Syria: Changing Geopolitics and the Struggle for the Future,” 2023.
2. Bölgesel güvenlik uzmanlarının görüşleri:
• Charles Lister, The Syrian Jihad: Al-Qaeda, the Islamic State and the Evolution of an Insurgency, Oxford University Press, 2016.
• Fabrice Balanche, Syria’s Alawite State: A History of the Struggle for Survival, Middle East Institute, 2022.
3. Rusya’nın Suriye Stratejisi ve Müdahalesi:
• Al-Monitor, “Russia’s Shift in Syria and its Impact on Regional Alliances,” 2024.
• BBC News, “How the Russian Presence in Syria Has Evolved,” 2023.
4. Türkiye ve Suriye Politikası:
• Ahmet K. Davutoğlu, Strategic Depth: Turkey’s International Position, 2001.
• Middle East Policy Council, “Turkey’s Role in Syria: From Allies to Rivals,” 2023.
5. ABD’nin Suriye Politikası:
• Council on Foreign Relations, “U.S. Policy in Syria: A Review of Strategic Priorities,” 2024.
• Brookings Institution, “The U.S. and Syria: Navigating the Complexities of the Middle East,” 2023.
6. Suriye’deki ETNİK ve Mezhebi Yapı Analizleri:
• United Nations Office for the Coordination of Humanitarian Affairs (OCHA), “Syria: A Breakdown of the Ethnic and Sectarian Dynamics,” 2023.
• The International Crisis Group, “The Rise of Kurdish Influence in Syrian Politics,” 2024.
7. Suriye’deki İslamcı ve Jihadist Hareketler:
• International Institute for Strategic Studies (IISS), “The Rise of Hayat Tahrir al-Sham in Syria,” 2023.
• BBC Monitoring, “HTS and the Shift in Syrian Insurgent Movements,” 2023.
8. İran ve İsrail’in Bölgedeki Stratejileri:
• The Washington Institute for Near East Policy, “Iran’s Influence in Syria: A Growing Challenge for Israel,” 2024.
• Israel Defense Forces (IDF), “The Iranian Threat in Syria: A Military Perspective,” 2023.
Bir yanıt yazın