KORKU İMPARATORLUĞU…
İlginç değil mi?
21 nci yüzyılın birinci çeyreğinde AKMHP yönetimindeki Türkiye’ de “iktidarı” eleştirmek ve “muhalefet propagandası” yapmak yasak…
Suç…
Nedir bunun adı: Otoriter yönetimden “demokrasi” katliamı…
Yazık…
Bugün yapılan AKP grubunda konuşan AKP genel başkanı (Partili Cumhurbaşkanı değil) CHP’ni kötüledikçe kötüledi…
Akla hayale gelmedik suçlamalarla AK militanların hedef tahtasına koydu…
***
Grup konuşmasına getirdikleri gençler beyefendi CHP’ ye saldırdığı, teğmenleri suçladığı anda sloganlar atarak alkışladılar…
O gençler arasında 31 Mart seçimleri sırasında tanıştığım üç kişi vardı; üçü de Trabzonlu müteahhit çocukları…
Birinin altında 22.735 Milyon (22,7 trilyon) liralık diğerinin altında 8.800 Milyon (8.8 trilyon) birinin altında ise 3.745 Milyon (3.7 trilyon) liralık 2015 model arazi aracı var…
Üçü de “bedelli askerlikten” yararlanmış…
İddia ediyorum; orada toplanan erkek yandaşların yüzde 90’ ı bedelli askerlik yapmıştır ya da parayla “çürük raporu” almıştır…
***
Beyefendi “Ordu’muz” deyince başlıyorlar “slogan atmaya” yağdanlık yapmaya…
Bedellisin lan…
Çürüksün…
Kadınlar ise (çoğu türbanlı) bankamatik maaşlın ve saray burslu kadınlar…
İçlerinde bir tek gariban yok…
Hatta “çalışan” da yok; boş gezenin boş kalfası, ana baba parası yiyen sonradan görmeler…
Neyse!
Devir onların devri, elbette bu devir de kapanacak, o zaman göreceğim ak koyunu kara koyunu…
***
Mesele halkın bir bölümünün “korkması” ve “cesaretle” direnme göstermemesidir…
***
Oysa Halil hocamın dediği gibi;
İnsanlık tarihi cesareti önemsemiş ve kutsamıştır hep. Öylesine kutsamıştır ki, destanlarına, masallarına öykülerine “kahraman” yapmıştır onları.
Devlere, zalim sultanlara, gaddar ağalara karşı bayrak açanlar bir yerde Köroğlu olmuştur, bir yerde Robin Hood, bir yerde Spartakus…
Bu yüzden de ölümsüzleşmişlerdir onlar, milliyetlerinden, ülkelerinden, dönemlerinden bağımsız olarak hem de…
Ortak yönleri, bulundukları yerde hakimiyetini sürdüren korku duvarlarını yıkma adına savaş açmış olmalarıdır…
***
Kişinin kendi içlerindeki korku savaşına karşı ilk zaferi kazanmadan diğer zaferler adına yollara dökülemeyeceği açıktır…
Onları da kahraman yapan ilk adımdır bu…
Diktatörlerin de en iyi bildiği yöntem korkutmak ve korkuyu hakim kılmaktır. Kendi adlarına diğer başarılara giden yolun bu olduğunu bilirler…
Pardon aklıma geldi?
Siz hiç korkutmayan–sempatik–sevecen bir diktatör gördünüz ve duydunuz mu?
Var mı tarihin yazdığı böyle bir örnek?
***
Diktatörler, bir yandan öfkeli nutuklarla ortalıktan yandaş toplayıp korku salarken, diğer yandan da kendi hakimiyetine taş koyacakların yolunu kesmek adına, fermanlarla, yasalarla korku duvarları örmeye devam ederler.
Bir diğer yandan da, yönetim gücünün bütün olanakları ile yaratılan kukla beslemeler sayesinde var olan korku duvarları üzerine yeni korku duvarları örülür.
İşin özü içinde bulunduğu kendi toplumuna karşı ihanet aşısı anlamında bir cesaretlendirmedir yapılan…
Tek kurtuluşun “korkutmaktan” geçtiği temel ilkesi üzerinedir bütün uğraşları…
Akıl, izan ve vicdan sahibi olması nedeniyle, bir insanın doğasında zulme karşı durmak vardır.
Çıkar, rant, makam mevki uğruna; birine-birilerine kul-köle olmayı içine sindirebilmeyi açıklayabilecek hiçbir insani erdem yoktur…
***
Demokrasilerin tek göstergesi seçimler değildir…
Özgür seçimlerin tüm gerekleri sağlanmış olsa bile, demokrasi diğer gereklerinin hiçbirisinden vazgeçemez…
Hele ki; özgür ve güvenilirliğine gölge düşürecek en küçük şaibe doğrudan o ülkenin demokrasisine şaibe düşürür…
Öncelikle bunun bilinmesi gerekir.
Onca şaibe bertaraf edilememişken, bir de “ihanet cesareti” sahiplerince topluma yeni yeni korkular salınması dikta heveslilerine yeni cesaretler aşılamaktadır…
***
İktidar ve güç sarhoşları…
Biatçı Bak’anlar, milletvekilleri…
Meclis başkanı…
Yandaş ve yalaka medya organları, yaşlı MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’ nin ve ortağı asrın liderinin, kin, nefret, yalan dolan, tehdit, şantaj-hakaret kokan açıklamalarından öyle tuhaf, öyle aşağılık, öyle saçma sapan senaryolar üretip;
Her iki partinin seçmenlerinin dışında “muhalif” seçmenlerinde kafalarını karıştırıyorlar…
PKK militanlarına “elektrik, su, doğalgaz” faturası dağıttıracaklar…
Üçüncü dünya savaşı çıkacak…
İsrail, Anadolu topraklarına saldıracak; gözü var…
Reis’e suikast yapacaklar, gibi…
***
Allah aşkına bu ülken savcılarının köküne kıran mı girdi?
Bu sözlerin sahipleri; sokak kedileri gibi paylarına bir kemik düşecek diye kasap dükkanı gibi gördükleri parti binalarının önünde
(ihanet cesareti ile aşılanmış halde) dolaşıp dururlarken, hukuk adına tek ses çıkaranı niçin kalmamış bu ülkede?
Yok, mu, “Kim, niye suikast yapacakmış, gel anlat bakalım” diyecek adının önünde “Cumhuriyet” sıfatı taşıyan bir tek hukuk adamı?
Yok, mu gaflet dalalet hatta “ihanet” içinde olanları yargının önüne çıkaracak babayiğit?
***
Beyler bayanlar; kendinize sorun kendi ülkemizde “yabancı mıyız,” yönetenlerin “kölesi miyiz-malı mıyız” diye?
(?…)
Erdoğan ÖZGENÇ
İstanbul 27.11.2024 19.05