İran, Ortadoğu’da sahip olduğu jeopolitik konum ve ideolojik motivasyonlar doğrultusunda, Suriye ile ilişkilerini özellikle 1979 İslam Devrimi’nden sonra stratejik bir ortaklık temelinde güçlendirmiştir. İran’ın Suriye siyaseti, büyük ölçüde “Direniş Ekseni” olarak bilinen bir stratejik çerçevenin parçasıdır. Bu eksen, İran’ın Lübnan Hizbullahı, Şii milis grupları ve diğer bölgesel aktörlerle geliştirdiği bir ittifak ağına dayanır. İran için Suriye, bu eksenin coğrafi ve siyasi olarak devamlılığı açısından hayati önemdedir.
Bu makalede, İran’ın Suriye’ye yönelik jeopolitik duruşu ve bu politikanın ABD, AB, İsrail, Türkiye ve Arap ülkeleri bağlamındaki yansımaları ele alınacaktır. Ayrıca İran’ın Suriye hükümetini destekleme gerekçeleri, ideolojik, stratejik ve ekonomik boyutlarıyla değerlendirilecektir.
Direniş Ekseni ve Suriye’nin Stratejik Önemi
Direniş Ekseni, İran’ın bölgesel nüfuz stratejisinin merkezinde yer alır. Suriye, bu eksenin bağlantı noktasıdır. İran için Suriye’nin önemi şu başlıklar altında özetlenebilir:
Lojistik Koridor: İran, Lübnan’daki Hizbullah’a lojistik ve askeri yardım sağlayabilmek için Suriye topraklarını bir köprü olarak kullanmaktadır. Bu koridorun kaybı, İran’ın bölgesel etkisini ciddi şekilde zayıflatabilir.
İdeolojik Dayanışma:
Suriye, İran’ın “İslam Devrimi” ideolojisine doğrudan bir müttefik olmasa da, İsrail’e karşı ortak bir duruş sergileyen nadir Arap ülkelerinden biridir. İran, Suriye’yi “direnişin” bir parçası olarak görmektedir.
Rusya-İran Ortaklığı: İran ve Rusya, Suriye’deki Esad rejimini destekleme konusunda yakın işbirliği yapmaktadır. Bu ortaklık, İran’ın Batı’ya karşı alternatif bir güç dengesi kurmasını sağlamaktadır.
İsrail’e Karşı Stratejik Derinlik: Suriye’nin istikrarlı bir müttefik olarak kalması, İran’ın İsrail’e karşı caydırıcılık politikalarının temel taşlarından biridir.
İran’ın Suriye Siyaseti: Zorunluluklar ve Motivasyonlar
İran’ın Suriye’ye desteği, büyük ölçüde şu zorunluluklardan kaynaklanmaktadır:
Suriye Hükümeti’ni Koruma: 2011’de başlayan Suriye iç savaşı, İran için Esad rejiminin çökme riskini doğurdu. Bu durum, Direniş Ekseni’nin zayıflaması anlamına geleceği için İran, ciddi maliyetlere rağmen Suriye’ye askeri ve ekonomik destek sağlamaya devam etti.
ABD ve İsrail Karşıtlığı: İran’ın Suriye siyaseti, büyük ölçüde ABD ve İsrail karşıtlığı üzerinden şekillenmiştir. ABD’nin bölgedeki etkisini sınırlamak ve İsrail’i çevreleme stratejisini sürdürmek, İran’ın Suriye’deki varlığını açıklayan temel unsurlardır.
Bölgesel Şii Nüfuzunun Artırılması: İran, Şii ideolojisini yayma ve bu nüfuz alanını genişletme hedefiyle hareket etmektedir. Suriye, bu hedefin önemli bir parçasıdır.
ABD, AB ve İsrail Bağlamında İran’ın Suriye Politikası
• ABD: İran, ABD’nin Suriye’de rejim değişikliği hedefini kendi varlığına yönelik bir tehdit olarak görmektedir. Bu nedenle, İran’ın Suriye’deki varlığı, aynı zamanda ABD’nin bölgedeki etkinliğine karşı bir savunma mekanizmasıdır.
• AB: Avrupa Birliği, Suriye’deki insani krizlere odaklanırken, İran’ın rolüne eleştirel yaklaşmaktadır. Ancak AB’nin İran’a yönelik politikaları ABD kadar sert değildir, çünkü Avrupa, İran’la yapılan nükleer anlaşmayı sürdürmek istemektedir.
• İsrail: İran’ın Suriye’deki varlığı, İsrail için büyük bir güvenlik tehdidi oluşturur. İran’ın Hizbullah’a Suriye üzerinden silah sevkiyatı yapması, İsrail’i sık sık Suriye’deki İran hedeflerini vurmasına neden olmaktadır.
Türkiye ve Arap Ülkeleri ile İlişkiler
• Türkiye: İran ve Türkiye, Suriye’de farklı grupları desteklemelerine rağmen, son yıllarda ortak bir zemin bulmaya çalışmıştır. Özellikle Astana süreci, iki ülke arasında diyalog kanallarını açık tutmuştur. Ancak Türkiye’nin Suriye’deki Kürt gruplara yönelik politikası, İran’la zaman zaman gerilim yaratmaktadır.
• Arap Ülkeleri: İran, Suriye’ye verdiği destek nedeniyle birçok Arap ülkesiyle karşı karşıya gelmiştir. Özellikle Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri, İran’ın Suriye’deki nüfuzunu kendi güvenliklerine tehdit olarak görmektedir.
Sonuç
İran’ın Suriye siyaseti, ideolojik ve stratejik motivasyonlarla şekillenen çok boyutlu bir politikadır. Direniş Ekseni’nin bir parçası olarak Suriye’nin İran için önemi, bölgesel ve küresel güçlerle olan ilişkilerinde belirleyici bir unsurdur. ABD ve İsrail’in baskıları, Türkiye ile zaman zaman yaşanan rekabet ve Arap ülkeleriyle olan gerilimler, İran’ın Suriye politikasını hem zorlu hem de vazgeçilmez hale getirmiştir. İran’ın Suriye’ye verdiği destek, yalnızca Esad rejiminin ayakta kalması için değil, aynı zamanda İran’ın bölgesel nüfuzunun ve stratejik çıkarlarının korunması için de hayati önemdedir.
Demedi demeyin!
Sefa Yürükel