Son yıllarda Türkiye’nin terörle mücadele politikaları ve uluslararası alandaki konumu, iktidarın İslamcı terör örgütleriyle olan ilişkisi nedeniyle ciddi eleştirilere maruz kalmıştır. Bu ilişkiler, ülkenin hem iç politikada hem de dış ilişkilerde itibarını zedelemekte ve terörle mücadelede etkinliğini azaltmaktadır. Türkiye’nin elini zayıflatan bu durumun çözümü, iktidarın bu örgütlerle olan her türlü bağını kesmesinden geçmektedir.
İslamcı Terör Örgütlerine Sağlanan Destek
İktidarın bazı İslamcı terör örgütlerine karşı gösterdiği destek, bu örgütlerin faaliyetlerini kolaylaştıran çeşitli unsurlarla açıklanabilir:
1. İdeolojik Yakınlık: İktidar, İslamcı örgütlerle ideolojik ortaklıklar veya pragmatik çıkarlar doğrultusunda hareket ederek bu gruplara destek vermektedir. Bu durum, örgütlerin hem yerel hem de uluslararası düzeyde güç kazanmasına neden olmaktadır.
2. Stratejik Kullanım: Bu gruplar zaman zaman dış politikada bir araç olarak kullanılmakta, örneğin komşu ülkelerdeki güç dengelerini değiştirmek veya belirli bölgelerde etkinlik sağlamak için desteklenmektedir. Ancak bu kısa vadeli kazançlar, uzun vadede Türkiye’yi uluslararası alanda yalnızlaştırmaktadır.
3. Petrol Ticareti ve Finansal Destek: IŞİD’in özellikle 2014-2016 döneminde yasadışı petrol ticaretinden sağladığı gelir, birçok uluslararası raporda tartışılmıştır. Rusya, Birleşmiş Milletler’e sunulmak üzere hazırladığı bir raporda, AKP iktidarının IŞİD’in petrol ticaretini kolaylaştırdığına dair belgeler sunduğunu iddia etmiş ancak bu raporun BM düzeyinde resmi olarak işleme alınmadığı belirtilmiştir. Raporda, IŞİD’in kontrol ettiği bölgelerden çıkarılan petrolün Türkiye’ye taşındığı ve bu süreçte yerel aktörlerin yanı sıra üst düzey bağlantıların da devrede olduğuna dikkat çekilmiştir.
İslamcı Terör Örgütlerinin Emperyalist Yüzü
Türkiye’deki iktidarın bu tür örgütlerle kurduğu ilişki sadece yerel bir sorun değil, aynı zamanda küresel çapta bir tehdit oluşturan bir sorundur. İslamcı terör örgütlerinin doğrudan emperyalist güçlerin çıkarları doğrultusunda kullanıldığını unutmamak gerekir. Bu örgütler, tarihsel olarak büyük güçlerin çıkarlarını korumak amacıyla sahada enstrüman olarak kullanılmışlardır ve halada kullanılmaktadır .
• El-Kaide, IŞİD, El-Nusra, Heyet Tahrir el-Şam, Hizb-ul Tahrir gibi örgütler, yalnızca dini ideolojilerini dayanak yaparak değil, aynı zamanda emperyalist güçlerin çıkarlarını gerçekleştirmek için de kullanılmışlardır. Bu gruplar, Orta Doğu’nun yeniden şekillendirilmesinde ve batılı güçlerin çıkarlarının korunmasında kritik bir rol oynamaktadırlar.
• IŞİD’in Yükselişi: IŞİD, Batılı ülkelerin Irak ve Suriye’deki müdahalesiyle doğrudan ilişkilidir. Bu örgüt, bölgedeki istikrarsızlık ortamını daha da derinleştirerek hem Batılı devletlere hem de bölgedeki çıkarlarını korumaya çalışan yerel aktörlere hizmet etmiştir. Örneğin, Donald Trump bile IŞİD’in ortaya çıkışının Obama ve Hillary Clinton’ın politikalarıyla bağlantılı olduğunu ve İŞİD’in bu ikili tarafından kurulduğunu ifade etmiştir.Militanların Türkiye’de Eğitilmesi ve Suriye’ye Gönderilmesi
İktidarın desteklediği İslamcı terör örgütlerinin militanları, youtube bile düşen belgelere göre Türkiye’de eğitilmekte ve ardından Suriye’ye gönderilmektedir. Türkiye, bazı radikal İslamcı grupların yeni üyelerini eğitim kamplarında yetiştirmekte ve bu kişilere Suriye iç savaşında yer almak için gerekli lojistik desteği sağlamaktadır. Bu süreç, Türkiye’nin terörle mücadele gücünü zayıflatmakta ve iç güvenliği tehdit etmektedir. Ayrıca, bu militanlar Türkiye içinde de terör eylemleri düzenleyerek, iç güvenlik sorunlarını daha da derinleştirmektedirler.
İslamcı Grupların Türkiye’deki Faaliyetleri
İktidar, İslamcı gruplara Türkiye içinde de ciddi faaliyet alanları sağlamaktadır:
• İslamcı Radyo ve TV Kanalları: İktidar, İslamcı gruplara ait birçok radyo ve televizyon kanalının Türkiye’de yayın yapmasına izin vermektedir. Bu medya organları, hem yerel hem de uluslararası düzeyde, aşırı uç ideolojilerin yayılmasına yardımcı olmakta, toplumda kutuplaşmayı derinleştirmektedir. Bu yayınlar, toplumsal barışa zarar vermekte ve Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit etmektedir.
• Toplantılar ve Organizasyonlar: Türkiye, İslamcı grupların çeşitli toplantılar düzenlemesine ve organizasyonlar kurmasına olanak sağlamaktadır. Bu gruplar, hem ülke içinde hem de dışında, terörist faaliyetleri organize etmekte ve bu süreçte Türkiye’nin desteğini almaktadırlar. İktidar, bu grupların Türkiye’deki faaliyetlerini teşvik etmekte ve hatta bu örgütlerin Türkiye’den yönetilmesine yardımcı olmaktadır.
Uluslararası Tepkiler
Bu tür iddialar, Türkiye’ye karşı küresel çapta güvensizlik oluşmasına yol açmıştır. Uluslararası arenada birçok ülke ve uluslararası kuruluş, Türkiye’yi terörle mücadelede yetersiz bulmakta ve zaman zaman ikiyüzlü politikalarla suçlamaktadır. Bu suçlamalar:
• Türkiye’nin uluslararası alandaki müttefikleriyle ilişkilerini zayıflatmakta,
• Türkiye’nin dış ilişkilerinde stratejik zorluklar yaratmakta,
• Yaptırımlar ve ekonomik baskılarla Türkiye’nin dış politika manevralarını kısıtlamaktadır.
Petrol Ticareti İddialarının Türkiye’ye Etkisi
Rusya tarafından hazırlanan rapor, Türkiye’nin IŞİD’in petrol ticaretindeki rolüne dair iddiaları somutlaştırmayı amaçlamış ve bu ticaretin bölgede terörü finanse ettiğini ileri sürmüştür. Bu iddialar:
• Türkiye’nin terör örgütlerine destek verdiği algısını güçlendirmiş,
• Türkiye’nin uluslararası arenada kısmende sessizce izole edilmesine yol açmıştır.
Türkiye’nin Elini Zayıflatan Sonuçlar
Bu tür iddiaların ve ilişkilerin doğurduğu sonuçlar arasında:
• İç Güvenlik Sorunları: Terör örgütlerinin rahat hareket edebildiği bir ortam, Türkiye’nin kendi güvenliğini de tehlikeye atmaktadır. Ayrıca, Türkiye içindeki militanlar, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde kanlı terör eylemleri düzenleyerek iç güvenliği tehdit etmektedir.
• Uluslararası İzolasyon: Türkiye’nin İslamcı terör örgütleriyle bağlantılı olduğu yönündeki iddialar, ülkenin dış ilişkilerini zedelemekte ve müttefiklerini kaybetmesine yol açmaktadır.
• Ekonomik Bedeller: Güvensizlik ortamı, yabancı yatırımcıların ( islamcı olduğu için şüphelendikleri ve uzak durdukları bu iktidardan dolayı ) Türkiye’ye gelmesini engellemekte ve ekonomik krizi derinleştirmektedir.
Çözüm: İlişkilerin Kesilmesi
Bu sorunların çözümü için atılması gereken en önemli adım, iktidarın İslamcı terör örgütleriyle olan ilişkisini tamamen kesmesidir. Bu, şu adımlarla mümkün olabilir:
1. Şeffaflık: Terörle mücadelede şeffaf bir politika izlenmeli, Türkiye’nin hiçbir terör örgütüne dolaylı ya da doğrudan destek vermediği net bir şekilde gösterilmelidir.
2. Bölge Ülkeleriyle İşbirliğini Artırmak: Türkiye, terörle mücadelede komşu ülkelerle daha fazla işbirliği yaparak ortak güvenlik önlemleri almalı ve bölgesel işbirliklerini geliştirmelidir. Özellikle Suriye, Irak ve diğer Orta Doğu ülkeleriyle güvenlik ve istihbarat paylaşımı ve ortak mücadelede konusunda daha etkin bir rol üstlenilmelidir.
3. İç Politikada Radikal Değişim: İktidarın İslamcı gruplarla olan ideolojik bağlarını koparması ve terörle mücadelede güçlü bir irade sergilemesi gerekmektedir.
Sonuç
Türkiye’nin güvenliği, istikrarı ve uluslararası itibarı, terör örgütleriyle mücadelede net bir duruş sergilemesine bağlıdır. Rusya’nın BM’ye sunduğu ancak bekletilen rapor gibi ciddi iddialar, Türkiye’nin bu alandaki zaaflarını açıkça ortaya koymaktadır. İktidarın İslamcı terör örgütlerine yönelik her türlü desteği kesmesi, hem içerde hem de dışarda Türkiye’nin elini güçlendirecek en önemli adımdır.
Demedi demeyin!
Sefa Yürükel
Bir yanıt yazın