Ünlü Küfeli Arapın devesi ibretlik malumsa da yine anımsatalım.
Ali’nin taraftarlarının yoğun olduğu Küfe’den Arapın biri, devesiyle Şam’a gelmiş.
Yanına gelen bir Şamlı:– Ver o dişi deveyi bana! demiş.
Küfeli:-Bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir demiş.
Konu sonunda Arap İmparatorluğu’na hakimi olan Emevi sülalesinin Şam Valisi Muaviye’ye yansımış.
İki yanı da dinleyen Muaviye kararını açıklamış:– Bu dişi deve Şamlınındır! demiş.
Meydanda olayı izleyen halka da sormuş: – Ey cemaat, bu dişi deve kimindir?
Cemaat hep birlikte bağırmış:– Şamlınındır!!!!
Küfeliyi yanına çağırmış ve :– Ey Küfeli, dinle! Sen de ben de biliyoruz ki, bu deve senindir ve dişi değil, erkektir. Ama sen Küfe’ye dönünce gördüklerini Ali’ye anlat ve de ki: “Ey Ali, Muaviye’nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! Ayağını denk al!
***
Siyasi kararların hukuki , akıl ve mantıkla izahının olanaksız olduğunu artık anlamalıyız.
AB(D)’nin emperyalist “sözde Ermeni soykırımı ” yalanlarından Türkiye’yi kurtarsın, korusun diye, bazı aklı evvellerin aklına uyan; Türk siyasilerin Yahudi lobilerine kucak dolusu para verdikleri o dönemin gazetelerinde yer alıyordu.
Yalanıcı pehlivan gibi Ermeni kopuntuları(diaspora) sahnede görünse de asıl sahne gerisindeki yönetmene(rejisör) dikkat edilmesini artık öğrenmemiz
***
104 yıl önce Mehmet Akif Ersoy 23 Ocak 1920 günü Balıkesir Zağnos Paşa Camisindeki hitabesinde örgütlü millet olmanın gereğini şöyle anlatmış:
· Bugün bir insan hayatın, geçim şartlarının, ihtiyaçların aldığı tarz itibarıyla, tek başına bir iş göremiyor.
· Bugün hayat öyle bir şekil almış ki tek başına çalışan bir adamın alnından damlayan terler tıpkı gözyaşı gibi dökülüp gidiyor, hiçbir fayda temin etmiyor.
· Ne zaman bir yere gelmiş binlerce alın birden terlerse, işte o vakit bu gayretin yeryüzünde bir eseri, bir izi görülebiliyor.
· Mademki tek başına yapılan bir çalışmanın kıymeti yoktur, biz de aramızda birliği sağlayacak topluca çalışmaya koyulmalıyız.
· İslam Cemaatinin bir ağırlık peydâ etmesi için çalışmalıyız.
· Ufak sebeplerle birbirine küsmemeli.
· Biliyorsunuz ki yabancılar asırlardan beri tefrika(ayrılık) tohumlarını aramıza serptiler. Bir hayli de mahsûl aldılar.
· Biz gözümüzü açsaydık bugün altında inim inim inlediğimiz şu felaketleri elbette görmeyecektik…
Ulusal şairimiz Mehmet Akif’in de anlattığı gibi millet olarak örgütlü olarak söylem ve eylemleri başarabilirsek emperyalizmin her alandaki saldırılarını önleyebiliriz.
***
Emperyalist Batı ülkelerinin “Ermeni Soykırımı” yalanlarını ve Türk Kurtuluş Savaşı’nı bir “soykırım suçu” olarak gösterme gayretleri karşında Türkiye’nin vatansever aydınlarınca Talat Paşa Komitesi kurduğu malum.
Avrupa Parlamentosu 18 Nisan 1987’de ‘Türklerin Ermenilere soykırım uyguladığını’ aldığı kararı almış ve benzer kararları 15 Kasım 2000 ve 28 Şubat 2002 tarihlinde de iki kez daha almıştı.
Bu karalar Talat Paşa Komitesi Avrupa’da ve Türkiye’de kitlesel eylemler yapmasına neden olmuştu.
Komite üyesi Doğu Perinçek, 7 Mayıs 2005 günü İsviçre’de Lozan Antlaşması’nın yapıldığı sarayın merdivenlerinden, “Ermeni soykırımı iddiası tarihsel bir yalandır, uluslararası bir yalandır, emperyalist bir yalandır” açıklaması hala beleklerimizde tazeliğini korumakta.Bu açıklaması nedeniyle İsviçre mahkemesi Doğu Perinçek’in yargılanmasına karar vermişti.
Yine Komite Lozan Antlaşması’nın 82.yıldönümünde, İsviçre’nin Lozan kentinde Ermeni ‘soykırımı’ yalanına karşı 24 Temmuz 2005’te beş binin üzerinde katılımla yürüyüş ve miting gerçekleştirilmişti
Komite üyesi Perinçek hakkında İsviçre mahkemesi 9 Mart 2007 tarihinde 9 bin Frank para cezasına, 30 gün süreyle hapis ya da buna karşılık 3 bin Frank para cezasına ve bin Frank manevi tazminata karar vermişti. Perinçek bunun üzerine İsviçre Devleti aleyhine AİHM’ne başvurmuştu.
17 Aralık 2013’te AİHM 2. Daire Perinçek-İsviçre Davası’nda Doğu Perinçek lehine karar vermişse de İsviçre karara itiraz etmişti.
15 Ekim 2015 tarihinde, AİHM Büyük Daire Perinçek lehine kesin karar vermişti.
AİHM 2. Dairesi ve AİHM Büyük Dairesi, uluslararası hukuk açısından şu tarihsel saptamaları yapmıştır:
– Soykırım suçunun varlığına yetkili mahkeme karar verir.
-1915 olaylarında soykırım suçu işlendiğine dair yetkili mahkeme kararı yok.
– 1915 olaylarının tartışılması özgürlüğü güvence altındadır.
“Ermeni Soykırımı” yalanı, AİHM kararıyla yerle bir edilmişti.
Neymiş?
Ulusal şairimiz Mehmet Akif’in de söylediği gibi millet olarak örgütlü olarak söylem ve eylemleri başarabilirsek emperyalizmin her alandaki saldırıları vız gelir tırıs gider!
(BU YAZI DERLEMEMDİR)