Bürokrasi görev ihmallerini sonlandırmak zorunda

Sayın Kılıçlı,

şahsınızın ve öbeğin değerli mensuplarının bilgilendirmeleri için teşekkür ederim.

2017 senesinin başında bir dostum, AFC Parlamentosu’nun 02.06.2016 tarihinde parlamentoda görüşülen, karar önergesinin/“Entschließungsantrag“

(Karar önergesi, Parlamentonun belirli yasa teklifleriyle birlikte kendi pozisyonunu açıkladığı ve hükümeti yasanın uygulanması konusunda özel bir şeyler yapmaya çağırdığı bir tür parlamento girişimi. Kararın hukuk açısından bağlayıcılığı yok, sadece teşvik edici.) (Karar; parlamentonun ¼ mevcudundan daha az  -133 Mv.katılımıyla, CDU Mv. Bayan Bettina Kudla‘nın hayır oyu, bay CDU Mv. Meike Wirsel’in çekimser oyu ile alındı.)

tanımlamasıyla  neyi ifad ettiğini öğrenmek için AFC’nin bilgi edinme yasası çerçevesinde  yazılı olarak AFC Federal Parlamentosuna ve AFC’nin Anayasa Mahkemesine müracaatta bulundu. Günümüze kadar AFC Parlamentosu yazılı müracaata cevap vermedi. AFC Anayasa Mahkemesinden yargıçlar üç kez telefon ile müracaatçıya bazı bilgileri sözlü aktarmış. Müracaatçı yazılı cevap beklediğini belirtmiş, gönderemeyecekleri  bildirilmiş.  Son görüştüğü Prof. dr. Titel’i bulunan yargıç konuşmasının son bölümünde, 02.06.2016 tarihinde alınan kararın içeriğinin, T.C. Devletinin önceden bildiğini ve itirazda bulunmadığını ifade etmiş.

AB Ülkelerinin Parlamentolarının mensuplarına ister okusunlar, isterlerse okumasınlar mektup gönderilmesi doğru bir davranış ve gönderenleri  tebrik ederim.

Asıl yapılması gereken ise Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilinde;  AFC’nin anılan kararını onaylayan 131 Mv. Aleyhine (TCK’nun 267/1 –basit iftira suçunun ceza 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ve TCK 267/2 nitelikli iftira suçu ceza ½ oranında arttırılır, ki işlenen suç nitelikli suçtur.) ceza davası ikame edilmesi gerekirdi. Şüphesiz bu tüm parlamentolarda alınan kararlara iştirak edenler içinde uygulanmalı.

Zira, dünyamızdaki hukuk sisteminde  750 seneden beri MASUMİYET KARİNESİ  kuralı uygulanıyor.

Türklerin Ermenilere soykırım yaptığı savsatası hususunda alınmış mahkeme kararı olmadığı gibi Malta yargılamalarında (emekleri ve eserleri için sn. Uluç Gürkan beye teşekkür ederim) İngiliz Kraliyet ailesinin en üst düzey savcı ve yargıçları suç tespit edemedi.

02.08.1926 tarihinde Fransız bayraklı Lotus gemisi, Bozkurt gemisini uluslararası sularda ortadan biçerek bir çok gemi çalışanının ölümüne sebep olmuştu. Tutuklamalara itiraz eden Fransızlar konuyu Türkiye Cumhuriyeti devleti aleyhine  uluslararası arenaya taşıdı ve davayı Türkiye Cumhuriyeti kazandı 07.09.1927. Lotus davası uluslararası hukukta „Lotus normunu“ yarattı. Ayrıca bu dava marifetiyle Osmanlının derisini yüzen KAPİTÜLASYONLAR sona erdirildi.

Yıllar ilerledikçe hukuk bilgilerimiz gelişeceği yerde gerilemekte. 1 Aralık 1986 tarihinden itibaren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının AB’ye vizesiz seyahat etmesi ULUSLARÜSTÜ ANKARA ANTLAŞMASININ 12. Maddesi ve ayrılmaz parçası olan (mütemmim cüz) Katma protokolün 36. Maddesinin amir hükmüdür ve Avrupa Birliği Adalet Divanın kararlarında; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının mahfuz hakkının korunmasının gerektiğini belirmiştir ( bkz. Safet Eyüp kararına).

Türkiye Cumhuriyeti devleti hiçbir davaya müdahil olarak katılmadığından (savunma hakkının korunmaması) dolayı, Avrupa Adalet Divanının T.C. Vatandaşları hakkında almış olduğu kararların tamamı ayrıca hukuken sakat (butlan)tır.

Üzüntüyle ifade edeyim, Anılan antlaşmaların bazı bölümlerinin türkçeye çevirisinde aleyhimize sonuç doğuran yanlışlıklar mevcut. AB Başkanlığı ne iş yapar, bilmek mümkün değil…

İfade ettiğim gibi:  AB Ülkelerinin Parlamentolarının mensuplarına ister okusunlar, isterlerse okumasınlar mektup gönderilmesi doğru. Asıl mektup gönderilmesi gereken bizimkiler!!!

Şahsen, yurtdışında yaşayan bizlerin bu meseleden dolayı mağdur olduğumuzu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin konu hakkında hiç denecek kadar çalıştığını belirten düşüncelerle,  mektupların TBMM’indeki Milletvekillerden başlayarak, Üniversite Rektörlerine, bürokrasimizin tüm yöneticilerine kuvvetli biçimde duyurmak elzem. Sadece soykırım iftirası değil, mevcut haklarımızın hayata geçirilmesinde çalışmak ve mutlaka sonuç almalarının gerektiğini bir diğer ifadeyle T.C. Bürokrasisinin GÖREV İHMALLERİNİ SONLANDIRMAK ZORUNDA OLDUKLARINI bildirmek gerekiyor.

Bilvesile sağlık ve çalışmalarınızda kolaylık dileklerimle birlikte,

kalın sağlıcakla.

Rehan Gündoğmuş

Sayın Kılıçlı, - bundestag 769710 640

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir