Son yıllarda Türkiye’nin siyasi ve toplumsal yapısı, derin dönüşümlere maruz kalmaktadır. Bu değişimlerin merkezinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerinin ve ulus devlet yapısının tartışmaya açılması bulunmaktadır. Mevcut iktidar ve onun destekçileri, uluslararası güç odaklarının telkinleri doğrultusunda hareket etmekte ve bu durum, Türkiye’nin bağımsızlığını ve egemenliğini ciddi şekilde tehdit etmektedir.
Anayasa ve Ulus Devletin Geleceği
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Atatürk’ün önderliğinde şekillenen ulus devlet yapısını ve halk egemenliğini esas almıştır. Ancak bugün, anayasanın yeniden yazılması konusu, ulus devleti zayıflatarak Türkiye’yi federatif bir yapıya dönüştürecek planların bir parçası olarak gündeme getirilmektedir. Bu süreç, sadece anayasal değişikliklerden ibaret değildir; aynı zamanda Türkiye’nin siyasi, sosyal ve kültürel dokusunu hedef almaktadır. Yeni anayasa ile Türk Milleti kavramının ortadan kaldırılması, Anayasa’nın ilk dört, 66 ve 10. maddelerinin değiştirilmesi, ulus devlet yapısını tehdit etmekte ve Türk milletini yok sayacak bir sürecin kapılarını aralamaktadır. Eğer bu değişiklikler gerçekleşirse, Türkiye Cumhuriyeti devleti de varlık sebebini yitirerek fiilen bir soykırıma uğrayacaktır.
Tarikatların ve Etnik Bölünmenin Rolü
Türkiye’nin birliği ve bütünlüğü, çeşitli tarikat ve cemaatlerin artan etkisiyle daha da zedelenmektedir. Bu gruplar, ulusal birliği zayıflatarak Türkiye’yi federatif bir yapıya sürüklemekte ve bu süreçte dış güçlerin etkisi belirgin hale gelmektedir. Ayrıca, resmi dilin ve milli kimliğin tartışmaya açılması, Türkiye’nin ulus devlet yapısına karşı yöneltilen en büyük tehditlerden biridir.
Bağımsızlık Mücadelesi ve Atatürk İlkeleri
Bu tehditlere karşı verilecek en etkili yanıt, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine, özellikle de Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına sımsıkı sarılmaktır. Türkiye’nin tam bağımsızlığı, laik ve demokratik bir yönetim anlayışını temel alarak sağlanabilir. Mevcut siyasi iktidar ve ona uyumlu bir muhalefet, bu değerlere yeterince sahip çıkmamaktadır. Bu nedenle, siyasi arenada köklü bir değişim gereklidir.
Sonuç: Türkiye’nin Geleceği İçin Birlik ve Mücadele
Eğer bu tehditler karşısında gerekli önlemler alınmazsa, Anadolu ve Trakya’da Türk ulusu ve Türk devleti varlığını sürdüremeyebilir. Tüm kurumlarıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ni yeniden ayağa kaldırmak için, halkın bilinçlenmesi ve ulusal bir mücadele yürütmesi gerekmektedir. Bu mücadele, ancak Atatürk’ün ışığında ve tam bağımsızlık hedefiyle gerçekleştirilebilir.
Demedi demeyin!
Sefa Yürükel