Görüldüğü üzere, BOP görevlileri olan RTE ve Bahçeli, attıkları son adımlarla PKK’yı ve tarikatları hukuki olarak meşrulaştırarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal rejimini değiştirmeye çalışıyorlar. Bu doğrultuda, anayasal düzenin temel unsurlarını, yani “Türkiye Cumhuriyeti” ve “Türk Vatandaşlığı” ibarelerini ortadan kaldırmayı hedefliyorlar. Plan, Türkiye’yi önce federasyona, ardından konfederasyona dönüştürmek için adım adım ilerliyor. Bu süreçte, komşu ülkelerdeki Kürt yapılanmalarını da feodal aşiret düzeni ve tarikatların desteğiyle kontrol altına almayı amaçlıyorlar.
Asıl hedef, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde, Türkiye’yi önce suni şekilde büyütmek, sonra içerik ve biçim olarak dönüştürerek rejimi ve devleti tamamen ortadan kaldırmaktır. Bu süreçte, RTE, Bahçeli, Apo, tarikatlar ve PKK gibi figürlere BOP’un takvimi doğrultusunda kritik roller düşüyor. Plan, açıkça bu yüzden görevliler tarafından hiç saklanmadan yürütülmekte, talimatlar sadakatle uygulanmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Tehlikede: Ne Yapmalı?
Gelinen noktada, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk vatandaşları, hiç olmadığı kadar büyük bir tehdit altındadır. Bu tehlikeyi bertaraf etmek için vatandaşlar, seyirci kalmayı bırakıp inisiyatif almak zorundadır. Aydınlığa çıkmak ve var olanı korumak için şu adımlar kritik önem taşımaktadır:
1. Yurtsever Partileri Güçlendirmek:
Vatandaşlar, mevcut kötü durumdan kurtulmak için yurtsever muhalif partileri bir güç merkezine dönüştürmelidir. Sokaklar milli bir parlamentoya çevrilmeli, her bir yer vatan anlamını taşımalı ve Türkiye’nin kurtuluşu için bir mücadele alanı haline getirilmelidir.
2. Yurtsever İttifaklar Kurmak:
Türkiye Cumhuriyeti rejimini, Türk vatanını ve Türk milletini savunan siyasi partiler ve hareketler, ortak paydalarını ön plana çıkararak ittifaklar kurmalıdır. Bu süreçte şahsi çıkarlar ve geçmiş anlaşmazlıklar bir kenara bırakılmalı; öncelik, Türkiye’nin bağımsızlığı ve rejimin korunması olmalıdır.
3. Teğmenlerin Önderliği:
Teğmenlerin, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Atatürk’ü savunan duruşu, milletin uyanışı için bir fırsattır. Bu milli dalga, halk tarafından doğru okunmalı ve desteklenmelidir. Teğmenlerin ışığı, ABD’nin ve onların yerli kuklalarının planlarını bozabilecek en önemli güçlerden biridir.
4. Vatandaşların Safını Netleştirmesi:
Türkiye bir yol ayrımındadır. Vatandaşlar, nasıl bir gelecekte yaşamak istediklerine karar vererek açık bir şekilde saf tutmalıdır. Gri alanlar giderek ortadan kalkmakta, herkesin tarafını belirlemesi kaçınılmaz hale gelmektedir. Özgür bir birey olarak kalmak isteyen vatandaşlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin payidar kalması için bilinçli bir şekilde hareket etmelidir.
Sonuç:
Türkiye’de bugün yaşananlar, ABD’nin kuklaları ile Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti arasında açık bir mücadeledir. Bu saflaşma, bir varlık-yokluk mücadelesidir.
Kimse ortada kalamayacak; herkes tarafını seçmek zorundadır.
Bu noktada vatandaş, bireysel özgürlüğünün ve Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğinin teminat altına alınması için bilinçli ve örgütlü bir şekilde harekete geçmelidir. Türkiye, hala güçlü bir direnç kapasitesine sahiptir; bu kapasiteyi harekete geçirmek için milli birliğin sağlanması zorunludur.
Unutmayın: Bu bir varoluş mücadelesidir. Safları sıklaştırmanın ve mücadeleyi büyütmenin tam zamanıdır.
Sefa Yürükel
Bir yanıt yazın