DEVLET NEREDE…
Bir ilkokula gidin, devleti ve organlarını tarif etmeye kalkın…
Kafası karışır çocukların…
Çünkü devlet ve devletin organları kitaplarda yazılı olduğu gibi değil…
Mesela; Okullar…
İlim, irfan, fen yuvasıydı, laboratuvarları vardı, Fizik kimya dersleri değil mi?
Şimdi!
Tarikat cemaat yuvası, mescit, Kuran Kursu, portatif KABE ’yi tavaf dersi var…
Adliyeler…
Mahkemeler; “ceza infaz kurumları”
***
TSK’ da Alay komutanlığı ve sancakları vardı…
Şimdi yok…
Genelkurmay; Kaç’Ak Saray’ın şeref kıtası…
Camiler; kışla…
Kubbeler; miğfer…
Minareler; süngü, müminler “asker…”
Türban; paraşüt…
Bak’an; badem…
Savunma Bakanlığı “damadın” kucağında…
***
Dış İşleri Bak’anı; diplomat değil, “başçavuş eskisi…” MİT’çi…
***
Tarafsız ve bağımsız Cumhurbaşkanı da yok artık; silme Partili Cumhurbaşkanı var…
TBMM yok… (hem var-hem yok)
Dekor…
Tek adamın iki dudağı var; arasından çıkan her şey kanun, her şey kutsal…
Milli Eğitim; milli değil “dini…”
Anayasa lafta; yani anayasa var uyan yok…
Demokrasi…
Hak, hukuk, adalet…
Özgürlük…
İlim bilim irfan, aile terbiyesi, temiz ahlak, insanlık; ara ki bulasınız…
***
Vatandaş?
Halk?
Yedi düvele “kayıp” ilanı verseniz kırk yıl bulunamayacak kadar “kayıp…”
Köleliği…
Mal’lığı reddedemeyecek kadar;
Uyuşmuş…
Sinmiş..
Pısmış, korkmuş, kişiliksiz-kemiksiz ve AKMHP’yi “devlet” sanacak kadar sorumsuz…
Haliye;
Halk (vatandaş) yoksa “devlet” de yoktur…
***
Bugün daha önce, “belediyelerde” ya da “kamu kurum ve kuruluşlarında” olan yetkiler; çabuk karar alınsın, işe başlansın denilerek,
TBMM’ de olması gerekirken Cumhurbaşkanı’na verilen Savaş İlan etme yetkisi gibi “Partili Cumhurbaşkanı’na” verildi…
Özetle;
Bugün çıkın sokağa…
Kadın erkek, kime sorarsanız sorun “devletin” organlarını ve yetkilerini karıştıracak neyin nerede olduğunu bilemeyecektir…
Hatta Kaç’Ak Saray müdavimi ve şürekası, üniversiteler bile…
Cevap belli…
Tıpkı aşağıdaki fıkra da olduğu gibi…
***
Adamın birisi organlarını karıştırmış, oğlu onu alıp ruh doktoruna götürmüş…
Babam her şeyi karıştırıyor…
Doktor burnuna işaret edip “Bu ne?” diye sormuş…
“Kulak” demiş yaşlı adam…
-Şu kaşın altında iki tane, hani bakmaya yarayan, sağa sola gidip gelenler?
“T…k’lar…”
Doktor; evet demiş haklısını karıştırıyor, derhal tedaviye başlayacağız…
***
Uzun bir tedavi döneminden sonra doktor oğlunu çağırıp “Gelin alın babanızı, artık düzeldi” diye haber gönderir…
Gelir oğlu…
Bir test niyetine burnunu gösterip “Baba bu ne?” diye sorar…
“Burun…”
Şu? “Göz..”
Hepsini biliyordu babası artık…
Teşekkür edip doktora, mutlu mutlu kapıdan çıkarken, baba oğluna dönüp “Hepsini bildim değil mi?” dedi…
Oğlu “Evet, organlarını çok güzel bildin baba” deyince, baba parmağı ile kafasını gösterdi:
Eee! “Buna DÖT derler…”
***
Diyorum ki; Bu ülkeyi düşman çizmesinden kurtaran, camilerin açık kalmasını, imamın minareye çıkıp ezan okumasını sağlayan kahramanlar ile…
Dini ticarete, siyasete alet edip, insanları dinden imandan soğutan düzenbazlarla karıştırıldığına göre…
Siz, siz olun “devlet” nerede…
Meclis…
Hakimler savcılar…
Polis…
Türk Silahlı Kuvvetleri, üniversiteler, vs nerede diye sormayın; kafayı yersiniz…
Erdoğan ÖZGENÇ
İstanbul 22.11.2024 03.00
Bir yanıt yazın