Site icon Turkish Forum

İlahiyat ve imam hatip eğitimleri ne veriyor?

KUR’AN ne söylüyor?!İlahiyat ve imam hatipeğitimleri ne veriyor? - marmara universitesi ilahiyat fakultesi camii

KUR’AN ne söylüyor?!
İlahiyat ve imam hatip
eğitimleri ne veriyor?

İlahiyat tanım olarak;
TANRI ilmi-TANRI bilim,
ilminin, bilgisinin tek kaynağı da
Kitabı KUR’AN olduğuna göre;

(Nisa,166)”Allah Kur’an’ı Kendi ilmi, bilgisiyle indirdiğine tanıklık eder-indirilen Kendi bilgisidir.”

ilahiyat ve imam hatip eğitimlerinin de sadece KUR’AN ile olması şart!

Ama maalesef ki
ilahiyat ve imam hatiplerde
‘peygamber sünneti-sünnilik mezhebine'(?!) göre;
peygamber, islam, kuran, allah anlayışının hâkim olduğu
eğitimler veriliyor!

Muhammed Peygamber adına kurdukları sünnilik mezhebi
şirke çağırmaktadır; şirk dinidir;
-peygamber dahi olsa-
yaratılmış kula izafe bir dindir.

(Zümer,3)”Kesinlikle, din SADECE-YALNIZCA ALLAH’a aittir.”

(A’raf,158)”(Ey Peygamber!) DE Kİ; ‘Ey insanlar! Şüphesiz ben Allah’ın hepinize gönderdiği bir resulüyüm. Göklerin ve yerin mülkü yalnız O’nundur. O’ndan başka ilah yoktur. O diriltir ve öldürür. Muhammed peygamber de Allah’a ve O’nun sözlerine inanmaktadır.’ ”

Peygamberimizin diğer peygamberlerden farkının olmadığı, TEK görevinin SADECE KUR’AN’ı duyurmak, yazdırmak olduğu, Ayetlerle sabit!

(Necm,56)”Daha önce uyaran elçiler gibi, Muhammed de bir uyarıcıdır.”

(Ahkaf,9)”DE Kİ , ‘Ben, elçilerin ilki değilim, benden önce de birçok elçiler geldi. Gelecekte beni ve sizi nelerin beklediğini de bilmiyorum. Ben, SADECE bana vahyedilen Kur’an’a uyuyorum.’ ”

(Şura,48)”Sana düşen SADECE mesajı tebliğdir-bildirmektir.”

Bu kadar açık, net Ayetlere rağmen; ‘peygambere itaat edin’ ayetleri ile; peygamberi, Allah’a ortak etmenin illaki KUR’ANsal dayanağını arıyorlar! Peygamberimiz öldü, yaşamıyor; maalesef ki biz onun yaşadığı ortamda değiliz ki o’na itaat edelim. Allah, peygamberimiz yaşarken, sağken tebliğ sorumluluğu, insanlığın en zorlu mücadelesi,
KUR’AN’ın anlatılması, ezberletilmesi ve yazdırılması görevinde desteklenmesi için
‘itaat edilmesini’ istemektedir.

(Nur,54)”Allah’a itaat edin, mesajlarını tebliğ eden elçiye uyun. Ona düşen YALNIZCA kendine yükletilen görevini yapmaktır. Size düşense sorumlu tutulduğunuz şeye uymaktır. Resulün TEK görevi SADECE apaçık bir TEBLİĞdir..”

(Nisa,80)”Kim Allah’ın mesajını tebliğ eden resûle uyarsa, gerçekte Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse çevirsin; seni onların başına BEKÇİ olarak göndermedik.”

(Ra’d,37)”Sana Vahiy geldikten sonra Kur’an’dan sapacak olursan, seni Allah’tan koruyacak bir veli, bir koruyucu bulamazsın.”

(Zâriyat,51)”DE Kİ, ‘Sakın Allah’ın yanına başka ilah koymayın-Allah ile beraber başka ilahlar edinmeyin! Ben, Allah tarafından görevli açıklayıcı bir uyarıcıyım!’ ”

(Enbiya,45)”Ey Muhammed! DE Kİ, ‘Ben SADECE Kur’an ile uyarıyorum.”

(Kaf,45)”Senin görevin SADECE bildirmek, YALNIZCA uyarmaktır.
Kur’an ile öğüt ver. Kur’an’la eğit.”

Ayetlerde görüldüğü üzere,
Peygamberine;
‘SADECE-YALNIZCA KUR’AN ile’
sınırlaması getiren
TANRI’nın uyarılarına rağmen;

(Kehf,54)”Yemin olsun! Kur’an’da , insanlar için, ibret verici, aydınlatıcı örnekleri-çeşitli açılardan dersleri ayrıntılı bir biçimde açıkladık.”

Ayette görüldüğü üzere,
TANRI yemini ile KUR’AN’da her şey örnekli, ders verir nitelikli, ayrıntılı açıklanmış olmasına rağmen;

(En’am,38)”Kur’an’da hiçbir şeyi eksik bırakmadık.”

Ayette görüldüğü üzere,
TANRI, KUR’AN’da hiçbir eksik bırakmadığını söylerken;
SADECE KUR’AN’ı işaret eden tüm bu Ayetlere rağmen
ilahiyat ve imam hatip eğitimleri
KUR’AN merkezli değil,
peygamber merkezli!?

KUR’AN’ı Arapça ezberliyor, makamlı şarkı gibi okuyor,
öpüp başlarına koyuyor,
üstüne yemin ediyorlar ama
belli ki dışı kadar içine;
TANRI Kitabı KUR’AN’ın söylediklerine, anlattıklarına, yaşamın en değerli, en önemli kaynağından bilgilere,
TANRI Sözlerine hiç saygıları yok!
KUR’AN’a karşı belli ki hiç sorumluluk hissetmiyorlar!

(Zuhruf,44)”Kur’an’dan sorumlusunuz!”

Arayış içinde ve araştırmaya başladığım yıllarda, kısa bir süre
-iyi ki kısa-
İbranice ve Arapça öğrenme amaçlı ilahiyat fakültesine gittiğimde gördüm ki; KUR’AN orjinal dili olan Arapça’nın filolojik dil-lisan eğitimi, öğretimi, KUR’AN akademik araştırmaları yapabilmek için
hiç ama hiç yeterli değil!

(Taha,113)”Ey Muhammed! Halkının dili Arapça olduğu için, Kur’an’ı Arapça olarak indirdik.”

(Yusuf,2)”Ey Muhammed! Kitabı diliniz Arapça olduğu için anlayasınız-aklınızı çalıştırasınız-düşünürsünüz diye, Arapça Kur’an olarak indirdik.”

Akademik araştırma için
Arapça, dil-lisan olarak en ağır, en iyi şekilde ve kök anlam araştırması için de
İbranice, Süryanice, Akadca,..gibi Sami diller öğretilmesi gerekirken; tecvidli(?!) KUR’AN okuma-Arapça KUR’AN ezberi dersleri daha çok veriliyor.

KUR’AN Arapça ezberi aslında;
KUR’AN’ın indiği dönemde,
KUR’AN’ı zihinlerde kayıt altına almanın bir yöntemiydi.
Peygamberimize gelen VAHİY; KUR’AN ezberleme derslerinde
toplumun konuştuğu, anladığı, bildiği apaçık Arapça lisanı-dili ile zihinlerde ve değişik yazı malzemeleri üzerinde
kayıt altına alınıyordu.

Şimdilerde ise,
kuran ezberi-hafızlık;
imamlık mesleğinin(?!);
cenazelerde, mevlütlerde
güzel okuma yarışmalarında(!),
dinci siyasetçilerin gösteri amaçlı toplu açılışlarında, mitinglerinde
siyasî ve ticarî kazanç kapısı!

KUR’AN’ın indiği dönemde, Peygamberimize TANRI’dan gelen
VAHİYleri ezberleme, kayıt altına alma dersleri toplantısı, şimdilerde;
halkı câmilere toplayıp
cuma namazı, vaaz, hutbe
diyerek beyin yıkama eylemi,
dinci siyasete oy toplama yöntemi!

İlahiyat ve imam hatip eğitimlerinin toplumda yansımasına bakılırsa da,
ilk öğrettikleri;
temelinde cehennem, ateş, allah korkusu(?) olan,
tehdit ya da cennet ödüllü
kızlara baş örtüsü,
erkeklere cuma namazı!

Sonra da;
o azîz peygambere iftira ede ede;
gidip-görmüş, birlikte yaşamışlar gibi en ince ayrıntısına kadar peygamber hayatı, tarihi-siyer,
peygamber hadisleri(?), sünneti(!),
mezhepler(!?) ve tarihi,
yüzyıllar önce yaşamış âlimler yorumu-tefsir,
icma, akaid, fıkıh gibi derslerle
gençlere ‘şirk dini’ öğretiyor, eğitimini veriyorlar.

Bakın bu konulara karşı;
muhteşem ilahî Kitap KUR’AN yaklaşık binbeşyüzyıl öncesinden nasıl uyarılarda bulunmuş!?

Hadislere(?!) karşı;
(Lokman,6)”İnsanları Allah’ın yolundan saptırmak için, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan çelişkili hadisleri, hikmet dolu Kur’an’ın ayetleriyle bir tutarlar.”

(Câsiye,6-Mürselat,50-A’raf,185) “Ortak koşucular, Kur’an’dan başka hangi hadise inanıyorlar?”

(Hakka,44-46)”Eğer Peygamber sözler uydurup-kendi sözlerini Allah’ın Kur’an’ıyla eş tutmuş olsaydı, peygamberi kıskıvrak yakalar, can damarını keserdik.”

Mezheplere(?!) karşı;
(Rûm,32)”Dinlerini parçaladılar ve mezhep mezhep oldular. Her mezhep kendi bağlandıklarıyla sevinip övünmektedir!”

(Âli İmran,105)”Mezheplere bölünüp ayrılığa düşenler için büyük bir azap vardır!”

Tefsire(?!) karşı;
KUR’AN’ın tefsiri-yorumlanması, açıklanmasını TANRI kullara bırakmamış!
Kitabı KUR’AN içinde;
bir ayeti, başka bir ayet içinde ayrıntılı açıklayarak
bizzat Kendi yapmış!

(Yunus,37)”Kur’an; kendisinin ayrıntılı bir açıklamasıdır-Kur’an kendini tefsir eder.”

(Yusuf,67)”Hüküm yalnız Allah’ındır.”

Bu kadar açık, anlaşılır, uyarı dolu ayetten anlaşıldığı üzere imam hatip ve ilahiyat eğitimlerinin DİN’in tek, temel kaynağı KUR’AN’la olması zorunlu, şartken;
yalan-yanlış hikayeler-rivayetlerle
BİLGİ deposu KUR’AN’ın anlaşılmasından, öğrenilmesinden, eğitiminden uzaklaştırıyor,
KUR’AN ile bağı koparıyorlar!

İlahiyat fakülteleri, enstitüleri, imam hatip ortaokulları, liseleri, câmiler ve imamları, cemevleri ve dedeleri, müftülükler, mescitler, kuran kursları, tarikatlar, cemaatler, tasavvuf tekke ve degahları, cinci, büyücü, muskacı, hocalar, spiritüel danışmanlar, dalai lama öğretileri, yıldız falcılar, astral seyahatçiler, …..saymakla bitmez inanç sömürü odakları ve mezhep görüşlü eğitim kurumları sürekli üreyip, artarak, çoğalıyorlar!???
Atatürk’ün kurduğu diyanet de denetim görevini yapmıyor, üstelik din saltanatının baş mimarlarından!

Kimsesizlerin, kız çocuklarının, kadınların, hakları yenenlerin, sahipsiz kalmışların askeri olan Atatürk; ‘tekkelerin, zaviyelerin ve türbelerin kapatılması’ devrimi ile ‘inanç’ sömürü odaklarının, gericilerin saltanatını
çok büyük bir cesaretle yıkmış ama
yaşanan, görülen ve görünen o ki din saltanatını yeniden kurma ihaneti, Atatürk’e nankör olanların desteğiyle hızla yol alıyor!

İlahiyat fakülteleri yanında tasavvuf enstitüleri de araştırma adı altında Allah tarafından verilmiş gibi makamlara
kendi dostlarını, allahdostu(?!) diyerek yaratılmış kulların öğretilerini(?!)pazarlıyor, satıyor, inanç alanını paramparça ediyorlar!
Peygamber ile açılan ve allahdostlarıyla(?!) devam eden
kulların ‘din’ hükmü koyabildiği(?!) kapılarla parçalanma sağlanıyor ve
ticarî satışa çok elverişli alanlar oluşturuluyor.
Gizemli, mistik, ezoterik, spirtüel gibi çok çok tehlikeli alanlarda
kim oldukları, ne yaptıkları bilinmeyen insanlar tarafından
inançlar başka türlü sömürülüyor!

(Şûra,13)”Dini dosdoğru uygulayın, rivayetler uydurarak, çıkarlarınız doğrultusunda fırkalara ayrılmayın!”

(Mü’minun,53)”İnsanlar inanç birliğini paramparça edip çeşitli gruplara-kitaplara ayırdılar. Her grup kendi yazdıkları kitapla övünüyor.”

(Enbiya,93)”İnsanlar dinlerini paramparça ettiler-inanç birliğinden ayrılarak çeşitli gruplara bölündüler.”

Bütün ‘din’, ‘inanç’ satış, sömürü düzenlerine ve tüm hükmetme yetkisini yaratılmış bir kulda, tek bir kişinin egemenliği altında toplayan
‘din’ saltanatlı yönetimlere karşı
açık ve net AYETLER ile bitirelim!

(Yusuf,40)”Din hükümleri Allah’ın.”

(En’am,114)”Allah size Kur’an’ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah’tan başkasının sözlerine mi uyayım?”

(En’am,164)”Allah her şeyin Rabbi-Eğiteni iken Allah’tan başka Rab-Eğiten mi arayayım?”

(Tevbe,40)”Yüce olan, yalnızca ALLAH’ın sözüdür.”

(Bakara,282)”Sizi eğiten Allah’tır. Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun-ALLAH’ı dinleyin. Allah gerekli olanı öğretmektedir.”

(Hud,1,2)”Kur’an, Allah’tan başkasına kul olmayasınız-kölelik etmeyesiniz diye-şirk koşarak yapılan yanlışı engellemek için, her şeye muhteşem bilgi ağı ile hâkim Yasa Sahibi Allah tarafından konulmuş kanun ve ilkeler; kendi içinde anlaşılır kılınmış, ayrıntılı açıklanmış, eksiksiz bir Kitap’tır.”

Exit mobile version