LAİKLİK…
Bildik, tipik badem, klasik Erzurumlu dinci, gerici, yobaz ve “Reis’ci” Milli Eğitim Bak’anı “utanmadan” üfürmüş…
Hani şu; devlet kurumlarını, bakanlıkları belli tarikat ve cemaat üyelerine teslim eden partinin ve liderinin atadığı “Bak’an”
Demiş ki; ”Sizin laiklikten anladığınız; camilerin kapısına kilit vurmak, camileri ahıra çevirmek, vatandaşın Kuran’ı Kerim öğrenmesini yasaklamak, sizin laiklikten anladığınız şey bu. O zaman sizin laiklik anlayışınızla benim laiklik anlayışım aynı değil…”
Sizin dediği kim?
CHP ve CHP’ye gönül ve oy veren seçmenler…
***
Peşinen yazayım…
Bunun adı düpedüz; “Halkı din ve inanç üzerinden kin ve düşmanlığa sevk etmektir…”
Ahlaksızlık, densizliktir…
Tarihi gerçekleri “fıtratına” göre saptırmaktır…
Suçtur…
Gaflet delalet ve ihanettir…
O yüzden onun ve AKP’lilerin laiklik anlayışı ile bizim laiklik anlayışımızın aynı olması imkansızdır.
Aksini hiç düşünmedik, duymadık, görmedik…
***
Efendisine de, bu “diplomalı yobaza” da “laikliğin” ne olduğunu nasıl anlatacağım ki…
Kafa “öç almaya”
Vatana millete devlete…
İhanete…
Cumhuriyete…
Atatürk’e…
Kin, nefret ve öfke kusmaya odaklanmış, kilitlenmiş bir kere…
Davamız dedikleri de bu…
Bu olguları kullanarak; Demokratik laik Cumhuriyeti yıkmak “şeriat” hükümlerine dayalı bir İslam Devleti kurmak…
***
Bu konuyu bir başka yazıda ele alacağım, almak zorundayım; çünkü meydanı boş bulduklarını, istedikleri gibi at oynatacaklarını sanıyorlar…
Dini…
İnancımızı…
Kur’ anı…
Allah’ı, peygamberi kirli siyasetlerinin oyuncağı, aparatı yaparak, hayali iç ve dış düşmanlar yaratarak toplumu bölmeye çalışıyorlar…
Neyse!
Ben “laiklik” meselesine döneyim…
***
Laiklik bir iş bir uğraş değildir, laiklik “kimliktir…”
Çağdaşlıktır…
Aile terbiyesidir…
Kültürdür…
Temiz ve saf ahlaktır…
İlimdir…
İrfandır, sanattır, özgürlüktür, insanlıktır…
Adamlıktır…
Onurdur, gururdur…
Yani kendilerinde olmayan tüm iyi ve güzel yetiler, tüm yeteneklerdir…
***
Laiklik erkesin kendi kafasında göre…
Kimliğine…
Kemiğine, bedenine, akıl yapısına göre yorumlayacağı bir “kavram” değildir….
Aklı, zekası, vicdanı…
Ve özgür iradesi olan herkesin kabullendiği ve uyduğu evrensel bir kavramdır…
Dinlerin inançların garantisidir…
Çünkü laiklik; Din gibi yüce ve kutsal bir duygunun, günlük devlet işlerinden, zamane politikalarından, özellikle siyaset gibi kirli oyunlardan uzak tutulmasını kapsar…
Din alet edilemez…
Ne siyasete, ne ticarete, ne askeriyeye, ne eğitime, ne yargıya…
***
Diyeceksiniz ki bu tipler ve efendileri, neden “laiklik” üzerinden saldırıyorlar?
Basit…
Dinini seven inançlı insanlar, yüreklerindeki bu kutsal değerin kirlenmesine, kana bulaşmasına asla izin vermezler…
İşte asrın lideri ve temsil ettiği zihniyet bu nedenle insanların “laik” olmalarını istemezler…
Eğer insanlar “laik” olurlarsa; kullandıkları bir siyasi malzeme ellerinden alınmış olur. 23 yılda girdikleri tüm seçimlerde kullandıkları;
Camileri ahır yaptılar…
Kuran’ı yaktılar…
Ezanı Türkçe okuttular, bacılarımızın başını zorla açtırdılar, yalanları prim yapmaz; oy alamaz seçim kazanamazlar…
Din en büyük sermayeleri, yüzlerindeki maskeleridir…
***
Bu arada aklınızda olsun; önümüzdeki tüm seçimlerde yine kullanacaklar bunları…
Teğmenleri de…
Utanmadan…
Sıkılmadan ve zerre-i miskal kadar “gocunmadan…”
Erdoğan ÖZGENÇ
İstanbul 19.11.2024 04.30
Yazıları posta kutunda oku