Site icon Turkish Forum

GAZETECİ SORAR…

MESLEĞİNİ BIRAK…Böyle dedi çakma bozkurtbaşı Bahçeli Dövlet…“Mesleğini bırak…”Kime?Soru soran gazeteci Hilal Köylü’ ye…Suçlu mu gazeteci…Evet, külliyen suçlu; çünkü asrın liderinin “uçağına” binmiyor…Yazılmış…Ezberletilmiş sorular sormayı yeğlemiyor…Eee!Sorduğu adam “asrın liderinin” attığı kemiklerden beslenen “stepnesi…”***Mesleğini bırak…Kadın gazeteci çıkıp dese ki;Olur!..Başka emrin var mı, başka isteğin, başka arzun?Bırakayım da, de bakalım;Maaşımı…Ekmeğimi sen mi vereceksin?Çocuklarıma…Torunlarıma sen mi bakacaksın, hırpo…***Ne diyecek?***Kızacak mı, hakaret mi edecek?Tehdit mi edecek?Militanlarına (ülkücü yiğitlere değil) hedef mi gösterecek?Dövdürecek mi?Ülkücü akademisyen Sinan Ateş’ e yaptığı gibi “Ölüm emrini” mi verecek?Ne yapacak?Özür falan beklemeyin…Özür dilemek, teşekkür etmek fıtratında yok ki…***Sahi! Bugüne kadar insan gibi, insanca davrandığını, baktığını…Konuştuğunu…İyilik yaptığını gördünüz mü?Ben görmedim…Bilakis biliyorum ki; ülkemizde son 40 yılda yaşanan tüm hukuksuzluğun, kanlı olayların…Pisliğin…Çökmelerin…Mafyanın…Güvensizliğin, ekonomik krizlerin, hadsizliğin, densizliğin arkasında o var…***Ama! Yiğidi öldürün ama hakkını yemeyin…İyi dönektir, iyi yılışıktır, yeri gelince iyi “kıvırır…”İyi bir ABD ajanıdır…Vazgeçilmez ABD projesidir, maşasıdır…TC’ nin, Türk milletinin gelmiş geçmiş en zararlı siyasi figürüdür…***   Gelelim “gazetecilik” mesleğine…***Gerçek gazetecilerin geceleri yandaş yalaka gazetecilerin gecelerine benzemez…Yastıkları bir rotatifin merdanesi gibidir…Durmadan döner, baskı bitmez…Gerçek gazetecilerin sofraları onların ve yalakalık yaptıkları siyasetçilerin sofralarına hiç benzemez…Dalıp, tabakların içinde görürler memleketi…Her lokmalarında bir aç insan oturur karşılarına, yutkunur da yutkunur gazeteci…Zehir olur en sevdiği yemekler…Boğazlarından geçmez…***Gerçek gazetecilerin aşkları da onların aşklarına benzemez…Hep boynu bükük, kırılmış ve incinmiş birisi vardır…Yarımdır sarılmalar, okşamalar eksik, çoğu zaman yalnız dul gibi, arkada bir sevgili kalır…Ve çocuklar sanki yetim…Bu meslek maalesef çok sevmeye gelmez…***Demokrasinin kanıtıdır; gazeteciler, yazarlar, editörler, muhabirler, foto muhabirleri, sayfalar, sütunlar, tepkiler, tartışmalar, eleştiriler, aykırı sesler…Çıkartın bunları…Dünyada adam yerine koymazlar hiçbirini…İhtişamları beş para etmez…Bakın kaç gündür tüm televizyon kanallarında MHP’ nin hazırladığı bir videoyla Devlet Bahçeli’ nin reklamı yayınlanıyor…Niye?Genel Başkan olduğu günden bu yana Türkiye’ye Türk milletine, sanata, ilme bilime ne katkısı faydası olmuş ki…Lütfen dikkatle izleyin o “yalakalık” tehdit, riyakarlık kokan videoyu…Her zaman söylüyorum, bunların derdi demokrasi falan değil; saltanat, güç iktidarın devamı…Ve PARA…***Son söz; sakın kimse gazeteciliği bırakmasın, medya olmadan demokrasi asla olmaz…Gazeteci toplum adına oradadır, kişisel zevki için değil…Ve toplum medya ile duyar..Öğrenir, bilgi sahibi olur ve Oy’unu olumlu ya da olumsuz ona göre kullanır…Geleceğine karar verir…Biz karar verdik; bunları koltuklarından indireceğiz ve yargı karşısına çıkaracağız…Az kaldı… - mikrofon soru

MESLEĞİNİ BIRAK…
Böyle dedi çakma bozkurtbaşı Bahçeli Dövlet…
“Mesleğini bırak…”
Kime?
Soru soran gazeteci Hilal Köylü’ ye…
Suçlu mu gazeteci…
Evet, külliyen suçlu; çünkü asrın liderinin “uçağına” binmiyor…
Yazılmış…
Ezberletilmiş sorular sormayı yeğlemiyor…
Eee!
Sorduğu adam “asrın liderinin” attığı kemiklerden beslenen “stepnesi…”
***
Mesleğini bırak…
Kadın gazeteci çıkıp dese ki;
Olur!..
Başka emrin var mı, başka isteğin, başka arzun?
Bırakayım da, de bakalım;
Maaşımı…
Ekmeğimi sen mi vereceksin?
Çocuklarıma…
Torunlarıma sen mi bakacaksın, hırpo…
***
Ne diyecek?
***
Kızacak mı, hakaret mi edecek?
Tehdit mi edecek?
Militanlarına (ülkücü yiğitlere değil) hedef mi gösterecek?
Dövdürecek mi?
Ülkücü akademisyen Sinan Ateş’ e yaptığı gibi “Ölüm emrini” mi verecek?
Ne yapacak?
Özür falan beklemeyin…
Özür dilemek, teşekkür etmek fıtratında yok ki…
***
Sahi! Bugüne kadar insan gibi, insanca davrandığını, baktığını…
Konuştuğunu…
İyilik yaptığını gördünüz mü?
Ben görmedim…
Bilakis biliyorum ki; ülkemizde son 40 yılda yaşanan tüm hukuksuzluğun, kanlı olayların…
Pisliğin…
Çökmelerin…
Mafyanın…
Güvensizliğin, ekonomik krizlerin, hadsizliğin, densizliğin arkasında o var…
***
Ama! Yiğidi öldürün ama hakkını yemeyin…
İyi dönektir, iyi yılışıktır, yeri gelince iyi “kıvırır…”
İyi bir ABD ajanıdır…
Vazgeçilmez ABD projesidir, maşasıdır…
TC’ nin, Türk milletinin gelmiş geçmiş en zararlı siyasi figürüdür…
***   
Gelelim “gazetecilik” mesleğine…
***
Gerçek gazetecilerin geceleri yandaş yalaka gazetecilerin gecelerine benzemez…
Yastıkları bir rotatifin merdanesi gibidir…
Durmadan döner, baskı bitmez…
Gerçek gazetecilerin sofraları onların ve yalakalık yaptıkları siyasetçilerin sofralarına hiç benzemez…
Dalıp, tabakların içinde görürler memleketi…
Her lokmalarında bir aç insan oturur karşılarına, yutkunur da yutkunur gazeteci…
Zehir olur en sevdiği yemekler…
Boğazlarından geçmez…
***
Gerçek gazetecilerin aşkları da onların aşklarına benzemez…
Hep boynu bükük, kırılmış ve incinmiş birisi vardır…
Yarımdır sarılmalar, okşamalar eksik, çoğu zaman yalnız dul gibi, arkada bir sevgili kalır…
Ve çocuklar sanki yetim…
Bu meslek maalesef çok sevmeye gelmez…
***
Demokrasinin kanıtıdır; gazeteciler, yazarlar, editörler, muhabirler, foto muhabirleri, sayfalar, sütunlar, tepkiler, tartışmalar, eleştiriler, aykırı sesler…
Çıkartın bunları…
Dünyada adam yerine koymazlar hiçbirini…
İhtişamları beş para etmez…
Bakın kaç gündür tüm televizyon kanallarında MHP’ nin hazırladığı bir videoyla Devlet Bahçeli’ nin reklamı yayınlanıyor…
Niye?
Genel Başkan olduğu günden bu yana Türkiye’ye Türk milletine, sanata, ilme bilime ne katkısı faydası olmuş ki…
Lütfen dikkatle izleyin o “yalakalık” tehdit, riyakarlık kokan videoyu…
Her zaman söylüyorum, bunların derdi demokrasi falan değil; saltanat, güç iktidarın devamı…
Ve PARA…
***
Son söz; sakın kimse gazeteciliği bırakmasın, medya olmadan demokrasi asla olmaz…
Gazeteci toplum adına oradadır, kişisel zevki için değil…
Ve toplum medya ile duyar..
Öğrenir, bilgi sahibi olur ve Oy’unu olumlu ya da olumsuz ona göre kullanır…
Geleceğine karar verir…
Biz karar verdik; bunları koltuklarından indireceğiz ve yargı karşısına çıkaracağız…
Az kaldı…

Erdoğan ÖZGENÇ
İstanbul 14.11.2024 02.45

Exit mobile version