Maşallah yedi yirmi dört dillerinden düşürmüyorlar…
Milli irade…
Ama!..
İlginçtir 2016 yılından bu yana tam 160 kayyum ataması yapmışlar…
Atayacakları hariç..
Bu bağlamda görünen o ki “tek adam rejimi” mi, dersiniz..
Yoksa..
Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’mi dersiniz, ne derseniz deyin “milli irade” diye bir kavramı silmiş atmışlar…
***
Normal bir ülkede bu tür demokratik olmayan eylemler bir hükümeti bir yönetimi ve “liderleri” yerlerinden kaldırıp atar…
Fakat!..
Bizde normal sayılıyor artık, sıradanlaştı…
Mantık almıyor…
***
Hatırlayalım; durup dururken DEM sıralarına gidip el sıkışmalarla başladı her şey…
Sonra!
Abdullah Öcalan’ı (APO) meclise davet etmeler, PKK’ya silah bıraktırmasını istemeler…
Kürt güzellemeleri…
Kardeşlik, dostluk masalları falan filan…
Şaşırdık…
Ama bu işin altında bir bityeniği olduğunu düşünmekten asla vazgeçmedik…
Şapka düşer kel görünür dedik…
***
Yanılmamışız…
Çok geçmeden ağzındaki baklayı çıkardı çakma “ülkücü” başı Bahçeli Dövlet Bahçeli…
Mesele “Temmuz 2011’den beri avukatlarıyla,
Eylül 2016’dan beri de ailesiyle bile görüştürülmeyen Abdullah Öcalan’ın, ne idüğü katiyen belli olmayan bir “umut hakkı” zokasına karşılık;
Recep Tayyip Erdoğan’a ömür boyu cumhurbaşkanlığı tanımak imiş mesele temelde…
Politika bu tabi…
Ama 23 yıllık tecrübelerimize dayanarak biliyoruz ki bunların fıtratında ayak oyunu, yalan dolan, düzmece, şantaj-montaj olmadan politika yapmak yok…
Alıştık…
***
Maskeleri çok geçmeden düştü zaten…
Serbest bırakılacağına kesin gözüyle bakılan Öcalan’a, aniden görüş yasağı getiriyorlar…
Akabinde;
Sırf “Kürt” olduğu için Esenyurt Belediye başkanı Ahmet Özer’i “asılsız mesnetsiz” iddialarla tutukluyorlar…
Yerine “jet hızıyla” yükselttikleri adamı Kayyum diye atıyorlar…
Hemen ardından;
DEM’ in Mardin, Batman, Halfeti başkanlarını kayyum atıyorlar…
Gerekçeler “komik”
***
Yetmiyor “kayyum” protestoları yapan CHP’ li ve DEM’ li protestocuları gazla, tazyikli suyla ve copla dağıtıyorlar…
Yine yetmiyor…
Seçilmiş belediye meclis üyelerini “belediye binasına” sokmuyorlar…
Fark ettiyseniz; buraya kadar devletin en güvenli bir kurumuna (TUSAŞ’a) yapılan bombalı-silahlı baskından hiç söz etmedim…
Niye?
Çünkü bendeniz bu baskını her ne kadar örgüt kabul etmiş olsa da, PKK’ nın yaptığından emin değilim…
Zira MİT gibi dünya çapında bir istihbarat kurumunun bu kanlı eylemden “habersiz” olması mümkün değildir…
***
Baskının terörle mücadele ediliyor güzellemesi ve “Öcalan’ ın meclise davet edilmesinden” hemen sonra yapılmış olması çok manidar değil mi?
***
Sonrası çok daha ilginç;
“Ben Türk değilim” diyen bir genç tutuklanıyor…
Tatvan’da Cesim Başboğa,
DEM kongresinde seslendirdiği Kürtçe şarkı nedeniyle “zincirleme örgüt propagandası” gerekçesiyle 1 yıl 15 gün cezaya çarptırılıyor…
Kürtçe konuşuyor diyerek bir “film” yasaklanıyor…
Amedspor’a Erzurum deplasmanında “Erzurum milli ve manevi değerlere bağlıdır” gerekçesiyle “taraftar yasağı” getiriliyor…
Yazılacak çok daha şey var, yazmıyorum çünkü yaşananların tamamı gözlerimizin önünde oluyor ve birebir yaşıyoruz hepsini…
***
Ve en tepedeki zat başlıyor ana muhalefet partisi CHP’ ye veriştiriyor, iftira atıyor yalan söylyor hedef gösteriyor…
AKP ve MHP trolleri sosyal medyada 7/24 hizmet yapıyorlar bu konuda…
CHP kurmayları…
Genel Başkanı Özgür Özel ağzını açsa Kaç’Ak Saray’a adeta meze oluyor…
Mesele ne anayasa…
Ne Ekrem İmamoğlu ne Mansur Yavaş; asıl mesele RTE’ nın yeniden “Partili Cumhurbaşkanı” ya da AHaber’in deyişiyle “Başkan” olması…
Milli irade hikaye…
***
Tavsiyem şu; tüm muhalefet partilerinin “liderleri” kurmayları ve partililer “ağızlarından çıkanı kulaklarıyla duysunlar…
Siyasetin en önemli ayağı; her şeyden önce, karşı tarafa malzeme vermemektir…
Lütfen!
Bu güzel ülkenin ve toplumun kaybedecek bir 23 yılı daha yok…
Erdoğan ÖZGENÇ
İstanbul 12.11.2024 03.45