Turizmcilerin ortak görüşü:
“Eskiden Türkiye’nin bu kadar fazla rakibi yoktu. Rakipler çoğalınca rekabet ortamı doğdu. Tüketici artık lüks tatil istiyor. Lüks otel açıp havalimanı genişletmekle lüks turizm olmuyor. Artık tüketici daha zeki ve daha akıllı. Alt yapıyı lüks ürünlerle çoğaltmamız gerekiyor.”
Antalya Turizm Fuarı (ATF) kapsamında düzenlenen “BDT Pazarlarından Dünya Pazarlarına” paneline katılan LOTI CEO’su Aydın Yaşayacak, Rusya ve BDT pazarındaki son gelişmeleri aktardı.
İstatistiklere sadece yüzdesel artışlarla bakılmaması gerektiğini, tüketici davranışlarının çok ciddi şekilde değiştiğini belirten Yaşayacak konu ile ilgili şunları söyledi:
“Her nerede olursa olsun istatistiklere hep böyle sayıyla, yüzdesel artışlarla bakıyoruz. Geçmişteki başarıların mutlaka incelenmesi gerek. Değişen çok ciddi bir tüketici davranışı var, trendler çok fazla değişti. Eskiden Türkiye’nin bu kadar fazla rakibi yoktu. Herkes BDT pazarını bu kadar iyi bilmiyordu. Turist başına ortalama harcamanın yüksek olduğu destinasyonlara baktığınız zaman ilk sıralarda BDT pazarları var. Bu yüzden hem eski, deneyimli nesil turistler hem de genç nesil turistlerin daha fazla irdelenmesi ve bu doğrultuda daha fazla çalışma yapılması lazım diye düşünüyorum”
Türkiye’deki fiyat artışlarının artık tatilcilerin güvenini sarstığını ve maliyet artışlarını bir yere kadar tüketiciye anlatabildiklerini söyleyen Yaşayacak şu ifadeleri kullandı:
Ne ticareti yaparsanız yapın ürünü satarken önce güven beklersiniz. Pandemiden sonra Türkiye’nin duruşuyla, özellikle BDT pazarındaki güveninin sarsıldığını düşünüyorum. Bir tane ürün alıyorsunuz her sene başka bir fiyatta. Önce alanın daha avantajlı olması lazım ama son alan daha fazla avantaj sağlıyor. Bir süre sonra sadece fiyattan dolayı tercih edilen bir destinasyon olursunuz. Yani ürününüzün çeşitliliği, kalitesi, o ürüne duyulan güven bir yana bırakılır sadece fiyatla satan bir destinasyon olursunuz. Bu yüzden algıyla ilgili endişelerim var. Türkiye, Rusya’daki gerek acentelerin gerekse tüketicilerin beklentisini bir şekilde karşılıyor ama işte burada yine aynı şey devreye giriyor. Biz Türkiye olarak hangi tüketiciye hitap etmek istiyoruz? Her tüketiciye hitap etmek istiyorsak bunlara göre ayrı stratejiler geliştirmek lazım. Yoksa tek bir turizm politikası ve tek bir stratejiyle herkesi memnun etmeniz mümkün değil. Başarısız olan bir şey neden tekrarlanır, aynı sonucu bile bile neden tekrar hata yapılır bunu sorgulamayız. Tabii ki yeni oteller, bu kadar uçak koltuğu dolmak zorunda ama tek endişe bu olduğu zaman hem kaliteden hem güvenden yiyorsunuz ve bazen de tahmin edilemez sonuçlar doğuruyor. Şimdi biz tekrar kontratlara başladık. Otelci dostlarımız maliyetlerin arttığıyla ilgili konuşacaklar ama onu kaynak pazarda bir yere kadar anlatabilirsiniz. Çünkü fiyatı yıllardır değişmeyen ya da sadece belirli oranlarda değişen birçok destinasyon var. Artık sosyal medya ve internet çok yaygın, artık tüketici daha zeki, daha akıllı. Eskiden BDT başarısını konuşurken bu kadar bilgili tüketicinin olmadığını düşünüyorum. Şu anda tüketiciler daha bilgili ve daha iyi araştırma yapıyor. O yüzden Türkiye bir şekilde yine birinci destinasyon olacaktır ama nitelik daha önemli nicelikten. Lüks otel açmak ve havalimanlarını genişletmekle lüks turizm yapılamayacağını kaydeden Yaşayacak, “Pazarı çeşitlendirmek bir kere kesinlikle şart. Almanya ve Rusya, Türkiye’yi domine eden iki pazar. BRICS ve Şangay İşbirliği Örgütünde çok ciddi bir nüfus var. Tabii her kaynak pazarın dinamikleri, müşteri beklentileri çok farklı. Biz yıllardır burada Ruslara ve Almanlara hizmet ederek, İngilizlere hizmet ederek belli bir çalışma kültürü oluşturduk. O tarafları iyi analiz edip onlara göre ürünler geliştirmek lazım. Deniz-kum-güneş turizminden çıkıp biraz daha altyapıyı lüks ürünlerle çoğaltmamız lazım. Yerel halkı bilgilendirmek, bilinçlendirmek onları sektöre katmak gerekiyor”