GENÇLİĞE EMANET…
Cumhuriyetimizin 101 nci yılını 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mızı kutladık…
Onurla…
Gururla ve herkese her türlü engele rağmen coşkuyla…
Nice yıllarda…
İlelebet kutlamaya devam edeceğiz…
***
Konuya ilişkin çok özel ve güzel yazılar yazıldı…
Nerede gördüysem…
Nerede rast geldiysem ve iletildiyse büyük bir dikkatle, bir o kadar da duygulanarak okudum…
Saygısızlık…
Hatta densizlik etmemek için ben, aynı kapsamda, aynı içerikle bir şey yazmayacağım…
Başka bir şekilde yazacağım…
Cumhuriyetin kuruluş öncesi ve sonrasında yaşananlarla, bugüne dek yaşadıklarımızı okurken aklıma;
Cumhuriyetin ve devletimizin kurucusu
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti ve ülkemizin geleceğini “gençlere” emanet ettiği geldi…
O nedenle bendeniz;
Cumhuriyet’in anlam ve önemini yitirmeye başladığı bu günlerde emanetin sahibi, suskun “gençlere” seslenmek istiyorum…
***
GENÇLER: Türkiye Cumhuriyeti bazı “İslam” ülkelerinde olduğu gibi “hafife” alınacak…
Küçümsenecek…
Desteksiz…
Ve “korunaksız” bırakılacak sıradan bir rejim değildir…
Şimdi!
Lütfen başınızı dört bir yana çevirip dikkatle bakın; gördüğünüz, elinize aldığınız her şey Cumhuriyet’in eseridir…
Şu şehirler, şu ilçeler, köyler…
Yollar…
Köprüler, tüneller, geçitler…
Demiryolları, otomobil fabrikaları, üniversiteler, okullar, hastaneler…
Camiler…
***
Şu okul bahçesinde gülerek neşeyle oynayan çocuklar…
Şu üniversiteli kız…
Şu sırtında bilgisayar çantası, T cetveli olan oğlan…
Gelinler damatlar…
Son lokması ağzında, saçına tokasını takarken işine koşan kadın…
Gemi kaptanı…
Vatman…
Simit satan emekli, şu alnında yaşamın derin çizgilerini taşıyan duraktaki adam…
Siz, biz, hepimiz…
***
Etkisiz, yetkisiz de olsa Türkiye Büyük Millet Meclisi…
Cumhurbaşkanı…
Tarafsız olamayan meclis başkanı…
Bak’anlar…
Milletvekilleri…
Kamu kurum ve kuruluşları…
Diyanet…
İktidar, muhalefet, siyaset, seçim sandıkları, tümü Cumhuriyet’in eseridir…
Övündükleri…
Yaptık dedikleri her şey, ama her şey de Cumhuriyet’in eseri…
***
Ne yazık ki yeni yarattıkları tek tip insan modeli de…
Türbanlısı…
Cübbelisi…
Dincisi, yobazı…
Yandaşı, yalakası, trolleri, ajanları, hainleri…
Nankörleri de…
Tümü kızdıkları, yıkmaya çalıştıkları Cumhuriyet’in sağladığı “özgürlük” ortamının, halkına reva gördüğü “insan haklarının” eserleridir…
Ülkene, demokrasiye, özgürlüğüne ve Cumhuriyet’ e sahip çıkın, yılmadan, bıkmadan…
Azimle, kararlılıkla…
***
Ana muhalefete, tüm Türk milletine başa kalkar gibi; “Bugüne kadar bir ağaç mı diktiniz, diyor, biz çok iş yaptık, yapıyoruz” diyor Cumhuriyete kızan akıl, şüreka…
***
İyi de, onlara de ki; 22 senede mi büyütüp de yetiştirdin o ekonomistleri, bankacıları, profesörleri?
O bürokratları…
O gemi, uçak, makine mühendislerini…
O yolları yapan şantiye şefini, o dozer şoförünü, o haritacıyı, o kısım amirini, o plancıları?
Sanatçıları…
Nobel ödülü alan Orhan Pamuk’ u, Dr. Aziz Sancar’ ı…
Doren Acemoğlu’ nu…
Sen mi yetiştirdin, sen mi okuttun, önünü açtın “Laik Cumhuriyet mi?”
***
Sor bakalım bademlere; Cumhuriyet olmasaydı hangi toprak üzerine yapacaklardı o yolları, köprüleri, camileri, sarayları?
Hangi toprak üzerine kuracaklardı şehir hastanelerini?
O sattıkları “topraklar”
O güzelim limanlar, ormanlar, ırmaklar, madenler, tank palet fabrikası vs babalarının çiftliğinden mi?
***
Hasılı-kelam; ülkeyi yönetenler gaflet, delalet hatta hıyanet içindeler. Atam ne demişti sizlere?
Ey Türk gençliği!
Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir…
Şimdi tam zamanı…
29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun…
Erdoğan ÖZGENÇ
İstanbul 31.10.2024 02.10