İLK HEDEFİNİZ SARAY…
Son söyleyeceğimi baştan yazıp devam edeceğim yazıma: bunlar (Cumhur ittifakı bileşenleri) güç ve iktidarlarının devamı için gözlerini kırpmadan ülkeyi cayır cayır yakarlar…
Açıklayacağım…
Ama önce bu ülkenin ve Türk milletinin en büyük hazinesi Cumhuriyeti’mizin 101 nci yılını kutluyor, bizlere bu hazineyi armağan eden;
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları olmak üzere emeği geçen herkesi minnet ve saygıyla anıyorum…
Onlar kurdu, bizler ve çocuklarımızı ilelebet yaşatacağız…
***
Azalan oylarına ve mevcut anayasaya göre AKP genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi imkansızdır…
Bu nedenle Tayyip Erdoğan ve küçük ortağı Bahçeli uymadıkları ve aksayan yönlerini bilemedikleri bu anayasayı değiştirerek,
Tayyip Erdoğan’a ve dolayısıyla da kendilerine yeniden ve hem de hayat boyu sarayın kapılarını açacak olan yeni bir yol arayışına girdiler…
Ancak önlerinde dev gibi bir duvar bulunmaktadır; meclisteki yetersiz sandalye sayısı…
Bunun için tek çareleri var;
Mecliste muhalefetin (CHP ve DEM) de desteğini almak…
***
CHP kolay yutulacak bir lokma değil, çünkü 31 Mart’ta birinci parti olmuştur ve gözünü “iktidara” dikmiştir…
Geriye DEM kalıyor…
Yani DEM’ i de kendi saflarına çekmeleri gerekiyor. Bunun için de kendisinin çok deneyimli olduğu Kürt açılımı kartına başvurmaya karar veriyor…
Yeter mi?
Yetmez…
Eksiği tamamlamak içinde öncelikle AKP den ayrılan ama CHP listesinden meclise giren vekilleri, İYİP milletvekillerini ayarlamayı planlıyor…
Yani Tayyip Erdoğan amacına ulaşabilmek için, öncelikle DEM Parti grubunu ikna etmek zorunda olduğunu çok iyi biliyor…
***
Kozları var; Kürt açılımı ve Abdullah Öcalan’a özgürlük…
Devlet Bahçeli…
Ve “korku imparatorluğu…”
***
Devlet Bahçeli cumhur İttifakından çok memnun ve mutlu…
Siyaseten hiçbir sorumluluk almadan iktidarda olmanın tüm nimetlerinden faydalanıyor…
Çok az bir oy oranı ve milletvekili sayısıyla iktidar olmanın keyfini ve mutluluğunu yaşıyor, yaşı da gelmiş uzatmaları oynuyor…
Hayatının son demlerini Recep Tayyip ERDOĞAN sayesinde iktidarda kalarak sözünün geçtiği herkesin saygı göstermek zorunda kaldığı bu lale devri koşullarında geçirmek istiyor. O nedenle de Recep Tayyip Erdoğan’a büyük bir sadakatle biat ediyor…
Tayyip Erdoğan’ da Bahçeli’ nin “Katolik nikahıyla” kendisine bağlı olduğunu çok iyi biliyor ve bu nedenle DEM Partiye alerji duymasına ve kapatılması için can atmasına rağmen, kendisini kayıtsız şartsız desteklemeye devam edeceğinden emin…
***
Sonuçta bu uyanık kafadarlar aylar önce DEM’ i saflarına çekmek için birlikte hazırladıkları bir planı Ekim ayında uygulamaya karar verirler…
Önce Devlet Bahçeli meclis açılışında DEM’lilerin elini sıkarak başlar işe…
Sonra; MHP meclis grup toplantısında yaptığı konuşmasında, sürpriz bir şekilde; ÖCALAN meclise gelsin, DEM Parti grubunda konuşarak PKK örgütünü fes ettiğini açıklasın diyerek, planın asıl bombasını patlatır…
Kaç gündür Devlet Bahçeli’ nin Tayyip Erdoğan’dan habersiz böyle bir açıklama yaptığına dair medyada bir tuhaf tartışma sürüyor…
Oysa mümkün değildir…
Devlet BAHÇELİ herkesin ağzına sakız olan o malum ÖCALAN açıklamasını kayıtsız ve şartsız kendisine biat ettiği Tayyip ERDOĞAN’ın hatırı ve ricası üzerine
Ve de iktidar nimetlerinden yararlanmaya ve ERDOĞAN ile birlikte ülkeyi istedikleri gibi, keyfi olarak yönetmeye devam etme arayışı içinde yapmıştır…
***
Hem de ABD ile anlaşmadan bu terörün sonlanamayacağını, Kürt sorununun milli bir sorun olmaktan çıktığını, uluslararası bir sorun haline geldiğini,
İmralı’daki kapana kısılı ÖCALAN’ ın boyunu aşan, çok başlı ve devasa bir sorun haline geldiğini, kendilerinin de asıl amaçlarının, muktedir olmadıkları KÜRT sorununu çözmeye yönelik olmadığını, havanda su dövdüklerini çok iyi bilmesine rağmen…
***
Neyse!
Gelelim TUSAŞ saldırısına…
Dedim ya kozlarından birisi “korku imparatorluğu”
İşte bu saldırı;
Korku imparatorluğunun birinci parçasını devreye sokmak içindi ve maalesef beş masum insanın canına mal oldu…
***
Evet, bu saldırı BAHÇELİ’ nin ÖCALAN açılımından çok önce planlanmış bir saldırı olmakla birlikte, Devlet BAHÇELİ bu ÖCALAN açılımıyla, örgüt adına bu eylemin gerçekleştirilmesi için çok iyi bir iklim yaratmış ve örgüt de bundan yararlanarak eylem için düğmeye basmıştır.
Öyle ya; iktidarın küçük ortağı bir imkansız teklifle ÖCALAN’ ı meclise davet etmiş, ona özgürlük vaat etmiş, böyle güzel ve barış ortamında örgüt eylem yapmaz,
Bu açılım ve barış vaadinin üzerine benzin dökmeye kalkmaz havasının hakim olduğu bir zaman diliminde böyle bir baskın kimin aklına gelebilirdi?
Demek ki, gelebiliyormuş, örgütle müzakere edilmez mücadele edilirmiş…
***
Sıra korku imparatorluğunun ikinci parçasını devreye sokmaya gelince de devreye Devlet Bahçeli er seçim öncesi yaptığını yaptı;
Mafya babası Alaattin Çakıcı’yı oyunun içine soktu…
Uzun lafın kısası;
İktidarın ve ortağının; Türkiye’nin sorunlarıyla, PKK terörüyle uğraşacak ne istek ve arzusu, ne de imkanı var…
Tek istekleri; saray düzeninin aynı koşullarda ve aynı kişilerle hayat boyu sürdürülmesi maalesef…
***
Umarım UYANIRIZ…
Erdoğan ÖZGENÇ
İstanbul 29.10.2024
Bir yanıt yazın