BEBEK ÖLÜMLERİ…

ÜLKE VE TOPLUM NEREYE GİDİYOR?

AKP ve Recep Tayyip Erdoğan 2001 yılı parti programında yazdıklarının tamamının tersini yaptı…
Mesela “yolsuzluğu” bitireceklerdi…
Ayyuka çıktı…
“Yoksulluğun” önüne geçeceklerdi…
Ülkemizdeki yoksul sayısı, ülke nüfusunun yarısından çoğunu geçti.
Biliyor musunuz, bugün “yoksulluk rakamı” on yıl öncesinin “milletvekili” maaşından (17.500 TL) daha fazla…
“Yasakları” kaldıracaklardı…
Ülkede serbest olan ya da özgürce eyleme getirilen hiçbir şey kalmadı…
Neredeyse; Saray ve Erdoğan aleyhine yapılan her “eleştiri” suç unsuru sayılıyor artık…
*** 
Ekonomi tepetaklak olmuş vaziyette…
Bütçe açık veriyor…
TCMB para basmaya doyamadı bir türlü ve kasa tamtakır…
Zamlar…
Trafik ve vergi cezaları…
Köprü, otoyol, tünel geçişleri ülkenin gelir kaynakları olarak öne çıktı…
Uçan kuştan vergi alıyor devlet…
Sınır tanımıyorlar…
Şaka gibi, ama devlet marketlerde 25 kuruşa satılan “poşet” parasının adeta  “ortağı…
*** 
AKMHP koalisyonuna ve Recep Tayyip Erdoğan’a göre “ülke şahlanıyor…”
***
Mafyalaşmayı…
Uyuşturucu ve insan kaçakçılığındaki artışı…
Sığınmacıları…
Demografik yapının bozulmasını…
Hukuksuzluğu…
Cezasızlığı…
Lale devri ve saltanat yaşamını…
Rüşveti…
Haksız zenginleşmeleri falan hiç yazmayacağım…
***
Türkiye’de “bebek öldüren doktor çeteleri ve yandaş hastaneleri ortaya” çıktı…
AKP’ nin ülke yönetimindeki 22 nci yılı…
2001 yılındaki parti programındaki “sağlık bölümüne” şunları yazmış…
“Anne ve çocuk ölümlerinin yüksek olduğu ülkemizde, anne ve çocuk sağlığı özel bir önem arz etmektedir…”
Demişler ama yukarıda yazdığım gibi “bu ülkede bebekleri öldüren doktor çeteleri” ortaya çıktı…
Bu çetelere yardım ve yataklık eden,
Yüzde doksanının sahiplerinin Saray yandaşı olduğu “hastaneler” de…
İlginçtir;
Bebeklerin öldürüldüğünün ilk fark edildiği ve hemen “önlenmediği” dönemde İstanbul Sağlık İl Müdürü olan şahıs, bugün Sağlık Bak’anı…
***
Acaba hangi kritere göre bakan yapıldı? Biraz daha fazla bebek öldürülseydi siyasette daha mı yükselecekti?
Bu hastanelerin kurulmasına ve çalışmasına…
Doktorların…
Sağlık çalışanlarının atanmasına…
Ruhsat verilmesine…
Denetlenmemesine neden olanların kala koltuklarında oturuyor olmaları tuhaf değil mi?
Utananın olmamasının açıklaması nedir?
Kokuşmayan yerimiz yok…
***
Diyorum ki ülkenin özellikle son on yılına bakınca ülkenin “cehenneme” döndüğünü, karanlığa gömüldüğünü…
Siyasetin de ekonomi gibi çöktüğünü görmemek için ya kör olmak gerekiyor ya da aptal-salak…
***
En acısı da şu; son 22 yılda toplumdaki vicdansızlık ve vicdani çürüme en üst seviyelere çıktı…
Halk “siyasi ve sosyal ahlaksızlıkları” kanıksadı…
Normalleştirdi…
O yüzden de bunca pisliğe, bunca ahlaksızlığa, vicdansızlığa rağmen iktidarı göndermek istemiyor…
İstifaya çağırmıyor…
*** 
Bu yaşananlara “Vicdani sakatlanma ya da entübe olma” hali diyebiliriz…
İktidarın “şahlanıyoruz” lafının peşine takılan ülke, kendi siyasi ve toplumsal cehennemine doğru hızla koşuyor…
Toplum suça suçluya ve haksızlığa tepki vermiyor artık…
Haliyle, sokakta kadınları yere yatırıp döverek ırzına geçmeye çalışanları serbest bırakan yargı cehennemin kapılarını “bebek ölümleriyle” açıyor…
Söyler misiniz?
O bebeklerin ölümünde bu toplumun bu ve benzeri olaylara sessizliğinin hiç mi payı yok?
***
Şu hale bakar mısınız?
Sırtını “Saray’a” dayayanlar devleti dolandırmak için gözlerini kırpmadan “bebekleri öldürüyorlar…
Kadın ölümleri, sokak hayvanlarının katliamları yetmezmiş gibi…
Anlaşılan o ki; O bebekleri öldürdükleri gibi “vicdanları” da öldürmüşler…
***
Nereye gidiyor bu ülke?
Bu toplum…
Katilleri, uyuşturucu çetelerini, mafya artıklarını, “pislikleri” devletin tüm gücünü ve olanaklarını kullanarak beslemek nedir yahu…
Siyaset mi?
Kahrolsun böyle siyaset hatta böyle insanlık, böyle dindarlık…

Umarım UYANIRIZ…

Erdoğan ÖZGENÇ
İstanbul 21.10.2024


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir