Türkiye turizmde çeşitliliklere açık bir ülke. Konu sadece deniz, kum ve güneş değil. Anadolu kültürü ve yemekleri ile turizme katkıda bulunuyor. Bu alanda Diyarbakır’da yapılan etkinlikler turizmin Anadolu’ya yayılmasının da yolunu açıyor.
Sağlık, doğa ve spor turizminde de iddialıyız. Bu konularda Anadolu’daki zenginliği gözler önüne serebiliriz.
Türkiye Kültür Yolu Festivallerinin duraklarından Diyarbakır Kültür Yolu Festivali’nin 3’üncüsü, 12 Ekim’de başladı.
20 Ekim’e kadar süren festivalde; 46 noktada, 250’ye yakın etkinlik yapıldı. Festivalin kente çok önemli bir ekonomik ve sosyal hareketlilik kattığını belirten Diyarbakır halkı, kentin genel algısına da olumlu etki ettiğine işaret etti.
Diyarbakır çarşısı, değişimin gözle görülebileceği bir canlılık ortaya koydu. Bu gelişimi ve nedenleri ile ilgili esnafın ortak söylemi ise şöyle;
“Diyarbakır’ın ekonomik hareketliliği tamamıyla tarıma dayalı sanayinin son yıllarda gelişmesinden kaynaklanıyor. Özellikle GAP’ın henüz yeni yeni Diyarbakır’a tesir etmesi hasebiyle tarımsal döngü gün geçtikçe yükseliyor ve buna bağlı da ticari döngü de aynı oranda artıyor. Şimdi bunun en büyük ayağı da ‘cazibe sulama’. Bölgede pamuk, mısır ve buğday yetiştiriliyor ve bu ürünler oldukça suya ihtiyaç duyuyor. Derin sondajlardan su almak üzere yüksek enerji maliyetleriyle bugüne kadar sulama ihtiyacımızı gideriyorduk. Şu an Diyarbakır’a sirayet eden cazibe sulanmayla bu iş bütün dengeleri değiştirebilecek bir ekonomik kalkınmaya altyapı oluşturacak.”
Gelişmeye açık bölgenin halkı; yatırımların hem ekonomik hem de sosyolojik olumlu etkilerine de dikkat çekerek, kentin cazibesini artırmak için daha fazla adım atılması gerektiğini söylüyor.
“Diyarbakır yatırıma aç ve açık” diyen bölge halkı, devlet eliyle de dışarıdan yatırımcıların mutlaka buraya yönlendirilmesi gerektiğini aktarıyor.
Güneydoğu-Doğu Anadolu’nun en yüksek göç alan şehri Diyarbakır, yatırıma açlığı, tarih turizmi ve büyüyen ekonomisiyle bir cazibe merkezi haline gelmeye hazır. Yer altı madenleri zenginliğiyle önemli bir ekonomik değerin üzerine kurulu Diyarbakır, özellikle mermer rezervleriyle ön plana çıkıyor. Bu kent, öncelikle terör algısını yıkarak, bölgenin ve hatta ülkenin en çok üreten ve gelişeni olmaya aday.
3 günde 1 milyon ziyaretçi
Festivale ilk 3 günde yaklaşık 1 milyon ziyaretçinin katıldığı Diyarbakır’da otellerde doluluk oranı yüzde 95 noktasına kadar geldi. Konserlere yoğun ilgi gösteren festival konukları, İçkale, Dağkapı Meydanı, Hasan Paşa Hanı, Diyarbakır Arkeoloji Müzesi, Kurşunlu Camisi Meydanı, Ulu Cami, Paşa Hamamı, Surp Giragos Kilisesi, Keldani Kilisesi, Meryem Ana Kilisesi, Şeyh Mutahhar (Dört Ayaklı Minare) Camisi, Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi, Ziya Gökalp Yazma Eser Kütüphanesi, Ziya Gökalp Müzesi, Mesudiye Medresesi, Ahmed Arif Edebiyat Müze Kütüphanesi, Kervansaray, On Gözlü Köprü ve Nevruz Parkı gibi birçok alanda sergilere katıldı. Müzik dinletileri ve konserler sanatseverlerle buluştu. Merkez Sur ilçesindeki tarihi Ulu Cami’de de “Sonsuzluk Kapıları” adlı dijital sergi, katılımcılara modern teknolojiyi ve geleneksel mimariyi buluşturan yenilikçi bir deneyim sundu.