ABD Desteği Olmadan PKK Bölgede Hiç Bir Şeydir!!

Bölgede ABD’nin varlığı bataklık üretmektedir.

PKK ise bu bataklıktaki bir sivrisinektir sadece…

Bundan 3 yıl önce Gara’da verdiği talimatla PKK’ya 13 Türk’ü infaz ettiren ABD, Türkiye’deki muhalefet ve iktidar arasında ki tartışmayı yönlendirerek, Türkiye’de teröre karşı birlikte mücadeleyi engellemek için gündemi kendi lehine dizayn etmişti.

Kabul etmekte gerekir ki, ABD bu konuda kendi amaçlarına uygun olarak yaptıklarıyla Türkiye’de gerçekten çok başarılı olmaktadır.

Bunun böyle olduğunu da o dönemde Türkiye’deki bu konu üzerine yapılan siyasi tartışmalardan ve bunların basına yansıyan bilgilerden de çok iyi görmüştük.

Gara’da PKK terör örgütü tarafından 13 Türk’e karşı yapılan infazda, ABD ağırlığını görmeden, Türkiye içinde ki ABD’ci etki ajanlarını ve yönlendirilen gündemi de göremezsiniz. Konunun nasıl yönlendirildiğini de bilemezsiniz.

Milletin bu konuda nasıl manupüle edildiğini ve kamplaştırılmaya çalışıldığını da göremezsiniz.

Bir birinize düşürülürsünüz ve düşersinizde.

ABD, PKK’ya 13 Türk’ü infaz etme emrini verirken, bunun sonuçlarının bölgedeki yansımasının ne olabileceğini ve bu olayın Türkiye’de nasıl bir biçimde çeşitli siyasiler tarafından bir birlerine karşı kullanılacağının da hesabını tecrübeli bir emperyalist olarak mutlaka yapmıştır.

Özellikle Türkiye’de millet, siyaset ve devlet katında nasıl bir tepki ve tartışma olacağını da mutlaka iyi hesap etmiştir. Ederde…
Çünkü bu onun kendi eylemidir ve görevidir. Eyleminin amaçları doğrultusunda hedefe ulaşması içinde her zaman takipçisidir de.

ABD, dünyada her hegemonya için mücadele eden bir emperyalist gibi, kendisine tehdit olarak gördüğü ve hedef seçtiği Türkiye’nin sosyolojisini, milletinin psikolojisini, düşünce yapısını siyasetini, kültürünü ve sinir uçlarını, yıllardır tek taraflı çıkarı için geliştirdiği ikili ilişkilerinden dolayı her anlamda her şeyiyle çok iyi öğrendi ve etüd etti. Gerektiği zamanda bu bilgileri yerinde ve zamanında kendi çıkarları için iyi kullandı. Şimdide kullanmaktadır .

Türkiye’de ki televizyonlarda, TBMM’de, partiler arasında ki yüzeysel ve zıtlaşan, kör dövüşünde ki gibi bir birini suçlayan, Türkiye çıkarları açısından zedeleyici tartışmalardan da görüyoruz ki, bölgemizde aleyhimize gelişen olaylarla ilgili ABD’nin adı hiç anılmamakta ve konuşulmamaktadır.

Gara olayında bile tetikçi bir terörist örgüt olan PKK’nın bir vahşi olayı olarak bakılmıştı. Bu da Türkiye’de yapılan tartışmaların kalitesizliğini, ABD’nin her kurumun içine soktuğu kendine bağlı adamları vasıtasıyla da tartışmaları yönlendirdiğini de göstermektedir.

Çünkü bugün Türkiye’de de olduğu gibi, dünyadaki bilindik tüm ABD eylemlerinden sonra, her yerde nedense sadece hep tetikçiler konuşulmuştur. İz şaşırtması yapılmıştır.

Asla olaylarda ABD’nin ağırlığı konuşulmamış ve sorumluluk esas patrona asla yüklenmemiş ve ona bir bedel ödettirilmemiştir.

ABD sorumluluktan hep kurtulmuş yada her zaman olduğu gibi içerideki adamları vasıtasıyla kurtarılmıştır.

ABD akıllı bir emperyalist olarak, yine Türkiye hakkında bütün bildiklerini de (zaaf ve güçlülük ölçümleri de yaparak) kendi lehine olarak iyi kullanmaktadır.
ABD, her zaman yaptığı gibi, Türkiye hakkındaki elinde var olan ülke ve toplum analizi bilgisini, bölgede aleyhimizde gelişen olaylarda da hem kendi rolünü gizlemek hemde olayı sadece PKK ve Türkiye arasında bir olay gibi göstermek içinde iyi kullanmaktadır.

Gerçekten kabul etmek gerekir ki ABD bu konuda çok başarılıdır.

Gündemde yer alan, tartışmalarda bunu göstermektedir.

Aynı zamanda ABD bu ülke ve toplum bilgisini, Türkiye’deki iç siyasi arenadaki partileri ve siyasetçileri terörizm konusunda ‘sorumluluk’ alıp almama tartışmaları ile yıpratmak, partileri ve siyasileri bir birine düşürmek, konu üzerinden toplumu kamplaştırmak, milletin teröre ve arkasındaki güç olan kendisine karşı iç birliğini önlemek ve olaylarla ilgili tartışmaları partiler ve kişiler üzerinden yanlış yönlendirmek ve gündemi kendine göre dizayn etmek içinde iyi kullanmaktadır…

Peki ABD bunu neden ve ne için yapmaktadır?

ABD büyük hedefler peşinde olan ve asırlık planlar yapan tecrübeli bir emperyalist olarak, bölgeye yönelik kendi planı olan BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) kapsamında ‘Büyük Kürdistan’ projesinin (ABD’nin bölgede oluşturmaya çalıştığı 51. Eyalet modelinin) hayat bulabilmesi için, bölgede Gara gibi eylemler yaratarak, ülkeler içindeki bölünmeyi artırmak istemektedir.

Olaylardan sonrada elindeki işbirlikçiler vasıtasıyla, ülkelerin içlerinde zedeleyici tartışmalar yaratarak ve tartışmaları yönlendirerek, bölgedeki ülkelerin içinde belirecek iç milli cephenin oluşması ihtimalini ortadan kaldırmak ve eğer ülkelerde her halükarda da bir milli cephe varsa onu zayıflatmak istemektedir.

Örneğin ABD, Ortadoğu’da, kendi kara gücüm dediği PKK’ya bu şekilde psikolojik, lojistik, propaganda desteği ve siyasi zemin sağlamaktadır.

Bölgede PKK ve türevlerinin kendi piyonu olarak fiilen güçlenmesi için alan açmaktadır. Ve bu şekilde bölgedeki meşru devletlerin içinde milli bir birliğin olmamasından ve bölge ülkeleri arasında da bölgesel işbirliği olmamasından medet ummaktadır.

ABD, örneğin Türkiye gibi ülkelerin bu gibi konular üzerinde ve iç siyasi anlaşmazlıklarının olduğu dönemlerinde, ABD ne yaparsa yapsın kendine karşı milli devletlerin direnmeyeceğini yada direnemeyeceğini hesaplamaktadır.

ABD, kendi emperyalist çıkarlarını korumak ve hedeflerine varmak için, bölgedeki ülkelerin iç politikada düştüğü yanlış ve zor ortamlardan her zaman iyi bir fırsatçı olarak azami ölçüde yararlanmak istemektedir.

Bunun için ülkelerdeki iç siyasi anlaşmazlıkları kendi işbirlikçileri vasıtasıyla körüklemekte ve yönlendirmektedir.

Bölgenin ülkelerinin iç işlerine karışarak, ülkelerde iç yada bölgedeki farklı anlaşmazlıkları her türlü imkanı kullanarak soğuk yada sıcak bir çatışmaya döndürmek için uğraşmaktadır.

Bölge ülkeleri içinde milli birliğin zayıf olduğu ve bölgesel işbirliğinin işlemediği dönemlerde ise örneğin, Türkiye, Irak, Lübnan, İran ve Suriye’de yada genel olarak tüm bölgede ve aynı zaman içerisinde, terör örgütü PKK’yı ve diğer kendine bağlı terör örgütlerini fırsat bu fırsat diyerek her anlamda güçlendirmek istemektedir.

ABD; PKK ve türevlerini güçlendirmek istemektedir.

Çünkü, ABD’nin kendi stratejik hesaplarına göre de PKK’ya ve türevlerine ihtiyacı vardır.

PKK’ya desteği ABD’nin zorunludur.

Çünkü PKK sadece Türkiye’de değil Irak, İran, Suriye ve Lübnan’da da aynı zaman sürecinde ne kadar güçlenirse ABD için BOP’un hayata geçirilmesi de o kadar kolay olacaktır.

ABD, PKK’yı bu yüzden son 40 yıldır 4 ülkede örgütlü hale getirtmiş ve güçlendirmiştir. Uluslararası ilişkiler kurdurtmuştur. Meşrulaştırmak için elinden geleni yapmıştır ve halada yapmaktadır.
PKK’yı bölgedeki diğerler örgütlerden ayıran en önemli özellik, ABD için değerli ve ilginç kılan ise, ABD ve diğer emperyalistler içinde Ortadoğu’da 4 ülkede varlığı olması ve buralarda örgütlülüğünün sürekli olmasıdır.

PKK’nın ABD için önemli olan bir diğer özelliği ise, ABD’ye göbekten bağımlı olması, tecrübeli olması, silah ve insan gücü bakımından güçlü bir örgüt olması, sürekliliği olan ve uluslararası çalışabilen bir örgüt olması ve kolay kullanılır olmasıdır.

PKK’yı şu anda ABD için vazgeçilmez klanda budur.

Uluslararası bir terör örgütü olan PKK, çok tecrübeli emperyalist olan ABD’nin bugün bölgede ki en önemli seçimidir. Ve gücüdür. En önemsediği örgüttür. Bunu bölgedeki ülkelerin iyi görmesi, anlaması ve analiz etmesi gerekmektedir.

Ve buna göre de ülkelerin mücadele planlarını yapması ve ABD’ye karşı gardını alması gerekmektedir.

Sorunun adı: Emperyalizm ve temsilcisi olarakta bölgeyi yeraltı ve yer üstü kaynakları ile tamamen ele geçirmek isteyen ABD’dir.

Pratikte de ABD’nin BOP planıdır.

Çelişki: Başta ABD olmak üzere Emperyalizm ile Ortadoğu devletleri ve halkları arasındadır.
Hedef: başta Türkiye, Irak, İran, Lübnan ve Suriye olmak üzere, kara, hava ve deniz sahalarıyla tüm bölgedir.

Kullanılan metod: terörizm, diplomatik, siyasi, psikolojik ve ekonomik harp ve soykırımdır.

Bölgedeki tetikçiler: PKK, YPG, Ahrar Al Şam, İŞİD, çeşitli STK’lar ve siyasi partiler, tarikatlar, medya mensupları, kanaat önderleri, aşiretler vs dir.
Bölgede bu tetikçilerin dışında, ABD’nin kendi gücü olarak, kendi askeri ve paramiliter birlikleri vardır.

Bunları zaman zaman kullanmaktadır.

Ve buna ek olarakta çeşitli ülkeler içindeki, kendinin 70 yıldır yetiştirdiği profesyonel gladio yapılanması ve medya organları da ABD’nin doğrudan yönettiği güçler arasındadır..

Bölgede sorun yaratan patron: başta ABD ve destekçisi olan bazı batılı güçlerdir.

Buna karşı yapılması gereken ise: mücadeleyi, diplomatik, siyasi ve askeri olarak uluslararası standartlarda ve meşru haklardanda yararlanarak yapmak için, terörizm, sömürü ve işgal ile ilgili olayın esas sahibinin, meşru devletler ve halklar olarak açıkça karşıya alınmasıdır. İlan edilmesidir.

Bu ilan edilmesi gereken tehdit ve suç ocağının adı ABD’dir.

Bölgede hiç bir şey muğlak ve belgesiz değildir.

Herşey ap açık açık ve göstere göstere yapılmaktadır.

ABD günlük olarak, bölgede hem ülkelerin kendi yasaları çerçevesinde ve hemde uluslararası yasalar çerçevesinde suç işlemektedir. Bu durumlara ilaveten, bu konudaki mücadelede üzerinde durulması gereken bir başka husus ise, ülkelerin iç tartışmalarında olayların sadece tetikçi PKK vs üzerinden okunması ve dillendirmesi alışkanlığından vazgeçilmesi gerekmektedir.

Özellikle Ortadoğu’da ki ülkelerin içinde terörizm vs gibi konularında ve buna karşı mücadele ile ilgili yapılan tartışmalarda, bir yandan PKK ve diğer terör örgütlerini konuşulurken, terör örgütünü hedef tahtasına oturturken diğer yandan da ABD’nin bu işin esas patronu olduğununda altı çizilerek vurgulanması lazımdır.

Bu konuda ABD’ye uluslararası yaptırım yapılması ve ABD’yi yargılayacak olan uluslararası yargı yolunun açılması için ABD’nin eylemlerinden ve siyasetinden dolayı mağdur olanların ortak olarak mücadele etmesi gerekmektedir..

Türkiye de ki mevcut konu üzerindeki tartışmalarda da, daha dikkatli olunmalı, milli birliği sağlayan tartışmalara yönelmeli, devlet ve milletin sorunun bir birleriyle olmadığı ve sorunun emperyalizm ve bölge ülkeleri/halkları arasında olduğu kabul edilmelidir. Bunun fikirsel alt yapısı oluşturulmalıdır.

Meşru bölge devletletinin yapacağı resmi açıklamalarda da bundan sonra, ABD gibi emperyalistlerin, bölgede kendilerine bağlı PKK, YPG, İŞİD, Ahr Al Şam, vs gibi örgütleri kullandıkları ve bunun uluslararası bir suç olduğu da belirtilmelidir.

Bu tip açıklamalar uluslararası kamuoyu yaratmak, milli ve bölgesel bir cephe oluşturmak için mutlaka yapılmalıdır.

Ayrıca bu alınması gereken milli, bölgesel ve anti-emperyalist tutum, dünyada ki ilgili mercilere ve oluşumlara da deklare edilmelidir.

Ortadoğu’da ki bölge ülkelerinin merkezi hükümetleri düzeyinde, ABD’nin kara gücüm dediği terörist bir örgüt olan PKK ve türevleri konusunda, ülkelerin kendi varlıkları ve bölge barışı için her türlü işbirliği yapılmalıdır.

Bunlar ülkeler sadece günlük olarak istişare ile değil, resmi olarak SADABAD Paktı gibi bir anlaşma yolu ile geliştirmelidir.

Ve fiili olarakta, bu yapılması gerekli anlaşmalardan sonra da, anlaşmada yer alan maddeler kağıt üzerinde kalmamalı ve alanda bizzat ülkeler arasında eşgüdümlü olarak uygulamalıdır.

Acil öneri olarak bir öneri belirtirsek, bu konuda ilk yapılacak işin: ABD’ye bağlı askeri üslerin derhal kapatılması ve tüm ABD’li ve diğer ülkelere ait yabancı askerlerin bölgedeki ( Ortadoğu’da ki) ülkelerin topraklarını ivedilikle terk etmesinin sağlanması olmalıdır.
ABD ve destekçileri bu cezalandırmayı hak etmiştir.

Bu konuda bölge ülkeleri adım atmak için geç bile kalmıştır.

Bu atılması gereken ve ivedilik oluşturan mecburi bir adımdır ve bu adım atılırsa, bu adım bölgeyi her bakımdan büyük ölçüde rahatlatacaktır.

Unutmayalım ki, ABD askerinin ve yardımının olmadığı bir yerde, PKK’nın veya aynı yerden koordine edilen türlerinin (İŞİD, Ahrar Al Şam vs gibi) olması veya yaşaması da mümkün değildir.

Bölgede klasik olarak bilinen, Doğu Suriye, Kuzey Irak veya Güney Doğu sorunu diye bir sorun yoktur.

İnsan Hakları, hukuk, laiklik, istihdam, yoksulluk, işsizlik, bayındırlık, üretim, ulaşım, gıda, çağdaş eğitim, sağlık ve demokrasi vb gibi sorunlar vardır.

Bunlar bütün bölgedeki etnik, milli ve dini gruplar için geröekçi ve geçerli bir sorunlardır.

Bu görmemezlikten gelinmemelidir.

Adımlar bu konuda samimiyetle her ülkede adım atılmalıdır.

Hukuki, Sosyal, ekonomik, kültürel ve iktisadi gelişme ancak insanlar halklarını kullanırsa ve bu özellikler halklar ve devletler tarafından bağımsız bir şekilde özümsenirse mümkün olur.

Milletler mutlu olur ve memnun edilir.

Bu şekilde atılacak adımlar vasıtasıylada ne ABD’ye nede bir başka emperyalistede bölgede kullanabileceği her hangi bir alan bırakılmayabilir.

Gerçek ve kalıcı barışta bölgede ancak bu şekilde sağlanabilinir.

Sefa Yürükel


Yazıları posta kutunda oku


“ABD Desteği Olmadan PKK Bölgede Hiç Bir Şeydir!!” için 2 yanıt

  1. Erdoğan Özgenç avatarı
    Erdoğan Özgenç

    Türkiye’ nin üzerine oynanan oyunlar var…
    Doğru…
    Siz sanıyor musunuz ki sadece Türkiye’ nin üzerine oynanıyor oyunlar…
    Değil…
    Akıl var mantık var…
    ABD’ nin üzerine ÇİN ve RUSYA’ nın oynadığı oyun yok mu?
    Ya da KÜBA’ nın…
    Bal gibi var, hatta bizden çok daha kötü amaçları var…
    ***
    Evet, ülkemiz üzerinde oynanan büyük bir oyun var…
    Soruyorum sizlere;
    Bu oyunu çözemeseniz de, hiçbir şey anlatmıyor mu size gözünüzün önünde olanlar?..
    Bu iktidarın Türkiye’yi yönetemediğini…
    Ne kadar beceriksiz ve basiretsiz kaldıklarını…
    Her an Türkiye’nin başını belaya sokacak kadar donanımsız, toy, bilgisiz olduklarını falan…
    Görmüyor musunuz?
    ***
    Kaç’Ak Saray’da uluslararası bağlamda neler döndüğünü bilmiyoruz…
    Asker de…
    Polis de bana göre MİT de bilmiyor…
    Haliye hangi gizli tuzakların, hangi gizli pazarlıkların, hangi gizli oyunların tezgahlandığını da bilemeyiz…
    Seçim kazanmak için…
    Referandumların kabulü için…
    Muhalefete itibar suikastı yapmak için, kötülemek için…
    Tehdit için…
    Neler yaptıklarını, yapabileceklerini gördük…
    ***
    Böyle bir yönetimin olduğu ülkede “terör örgütleri” asla eksik olmaz…
    Hizbullah var mı?
    Hamas…
    PKK…
    Müslüman Kardeşler…
    ÖSO…
    Taliban…
    Vesaire veisare…
    Pardon!
    Korunan ve kollanan ‘Tarikat ve cemaatler’ birer “dini terör örgütü” değiller mi?
    FETÖ bitti mi?
    ***
    AKP’ yi kuran Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidara taşıyan ve hala iktidarda tutan kim?
    ABD değil mi?
    Bu eylemin amacı onu ülkenin yönetiminde tutmak değil mi?
    Eee!
    Bir ülke adı sanı ne olursa olsun “terör örgütlerine” kucak açarsa…
    Beslerse…
    Maddi manevi destek verirse ve onlardan medet umarsa…
    Vatandaş uyursa…
    Bugün Amerika istediği gibi at oynatır ülkenizde, yarın İngiltere…
    ***
    Osmanlı nasıl battı: Savaş mı kaybetti?
    ***
    Mayıs 2006’da meclise “terörle mücadele” başlığıyla bir teklif gelmişti hatırladınız mı?
    6 ncı maddesi APO’ya af getiriyordu…
    Kim koydu o maddeyi…
    İktidarda AKP var ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
    CHP bastırıyor…
    Başbakan öneriyi “edebe aykırı” diye geri çekiyor…
    Şimdi…
    PKK ABD projesi ve maşası kabul…
    Peki!
    AKP ne RTE ne?
    ***
    Son söz; siz izin vermeseniz bahçenize kimse giremez…

    Hoşçakalın…

    Erdoğan Özgenç

  2. […] ABD Desteği Olmadan PKK Bölgede Hiç Bir Şeydir!! […]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir