PLANLI MÜLTECİ AKIMI EMPERYALİST BİR PLANDIR VE SAVAŞ ŞEKLİDİR!

Bilindiği gibi çeşitli nedenler yaratılarak ve gösterilerek seri olarak son 20 yıldır, ama yakın tarihtede Burundi, Rıvanda, Sirilanka, Filistin, Sudan, Irak, Suriye, Orta Afrika, Somali, Lübnan ve Afganistan daki savaş sırasında da belli bir ülkeden başka bir ülkeye yapılan planlı mülteci ve göç akınları, uluslararası düzeyde güç sahibi ABD, Fransa, İngiltere vb gibi emperyalist devletlerin, yeni bir dünya düzeni kurma çerçevesinde ve bunların bölgelerde ve dünyada stratejik olarak biçimlendirilmiş oyun tahtasında, hedef seçilen bölgeleri ele geçirip dünyadaki dengeleri kendi lehine çevirmek için kurgulanan yeni bir hegemonya mücadelesinin önemli bir parçası ve savaş şeklidir.

Bu görüldüğü gibi şu şekilde yapılmaktadır :

Göçerin kendi ülkesinden değişik nedenlerden dolayı ayrılmak zorunda kaldığı kendi ülkedesinde yaratılması istenen demografik boşluğu yaratıp, oranın yer altı ve yer üstü değerlerini ele geçirirken ve boşalan yerlerde de mutlak emperyalizme bağımlı ve kendi kurdurttuğu ve sözünden çıkmayacak gruplarla ( HTŞ, İŞİD, El ŞABAP, KDP, YNK ve PKK, Belucistan Kurtuluş Ordusu ve Belucistan Kurtuluş Cephesi gibileride kullanarak) yeni bir düzen kurup , yeni bir siyasi coğrafya, hükümet ya devlet/devletçik ( Irak, Sudan ve Suriye’de olduğu gibi ) kurmayı amaçlamaktadır.

Bunu, bazı bölgeleri bir emperyalist stratejik plan dahilinde boşaltılan ülkede ( Suriye, Lübnan ve Sudan gibi) emperyalizm bunları yaparken, diğer yandan da bir diğeri olarak hedef seçilen bir başka ülkeyi insanların zorunlu ve yoğun göç güzergahı olarak belirleyerek ve daha önceden çizilmiş ve planlı olarak gönderildiği bu ülkeyide (Türkiye, Pakistan, İran, Sudan ve Lübnan gibi) kendine tehdit unsuru olarak gördüğü için zayıflatmak ve teslim almak için mülteciler adı altında yeni bir tehdit algısı ve olgusu yaratıp o ülkeyi de; ekonomik, siyasi, askeri, güvenlik, demografik, kültürel ve sosyal boyutlarda büyük yükle karşı karşıya bırakarak ve yoğun problemlerle yorarak o ülkedeki var olan nispeten demokratik sistemi buhrana uğratmak ve felç etmek ve zayıflatmak ve gerektiğinde ülkeyi teslim almak gerekirse parçalamak ve yok etmek istemektedir.

Bunu biz bugün İran, Pakistan, Lübnan, Sudan ve Türkiye gibi örneklerde açıkça da görmekteyiz.

Kısaca; özellikle çıkarılan bölgesel savaşlar içinde planlı olarak yaratılan mülteci olgusu son 20 yıldır emperyalizmin bölgelerdeki stratejisine bağlı olarak (BOP gibi) yeni bir emperyalist savaş şeklinin önemli bir stratejik parçası haline gelmiştir.

Günümüzde yoğun bir biçimde gerçekleşen bu gibi mülteci olayları asla bu bakımdan hiçte tesadüf değildir.

Bunu özellikle bölge ülkeleri (örneğin Ortadoğu ve Afrika ülkeleri) iyi anlamalı ve bu tür emperyalist tuzaklara düşmemek için de birlikte bölgesel düzeyde çalışmalı ve emperyalist stratejiyi bu konuda bertraf edici önlemleri önceden engelleyecek ve caydıracak çözümleri birlikte yaratmalı ve almalıdır.

Çünkü günümüzdeki insani, toplumsal , milli ve bölgesel zararlar bir çok bölgede ve bölgelerdeki tek tek ülkelerde karşılığı; geri dönüşü olmayacak ve bedeli ödenemeyecek, telefisi mümkün olmayacak ölçüde büyüktür ve ağırdır.

Bölge ve bölge ülkeleri, bu yüzden, ülkeleri ve insanları, emperyalist ülkeler tarafından ve onu yöneten elitler tarafından artık bölgede ve bölgedeki ülkelerde güç sahibi olmaması için ve bölge ülkelerinin yer altı ve yer üstü değerlerini istedikleri gibi ele geçirtmemek , bölgedeki işbirlikçilerinide kullanarak bölgeye egemen olmasına bir son vermek, bu güne kadar bölgede var olan emperyalist kısır döngüye ve onlardan korkmaya bir son vermek için ortak hareket etmelidir.

Bölgelerde var olan emperyalist hegemonyaya karşı her türlü akıllı çözüm yolları bu yüzden bölge devletleri tarafından bölgeci olarak ya da bölgecilik ekseninde acil olarak üretilmelidir.
Bu yüzden bölgeciler bölgesel ittifaklar ve paktlar oluşturmalıdır. Bölgeciler olarak uluslararası arenada yeni müttefikler bulmalıdır.

Bugünkü emperyalizmin belli bölgelere dayattığı çok yönlü bölgesel çıkmazları aşikardır. Bundan dolayı bir çok anlamda çok güçlü olan emperyalistlerin ürettiği savaşlara karşıda bölge ülkeleri ve halkları tek tek mücadeleyle birlikte aynı zamanda kendi imkan ve kabiliyetlerinide birleştirerek emperyalizme karşı her boyutta karşı koymalıdır.

Bu yüzden emperyalizmin oyunlarına ve onların bölgedeki işbirlikçilerine karşı akıllı bir ortak stratejiyi ortak bir şekil ve içerikte de ortaya koymak için bölge ülkeleri liderlikleri bir yandan iç cepheyi ve bölgesel cepheyi ve kendi içinde demokratik birikimi geliştirerek tahkim ederken diğer yandan da bölgesel kalkınmayı ve bölgesel iç birliğini geliştirip, bölgesel olarak ortak askeri, ekonomik ve siyasi paktlar oluşturmalıdır.

Bu sayede de bölgeler de emperyalizmin boyunduruğundan ve tehditlerinden kurtulup her boyutta rahata kavuşabilecek ve barış ortamı düzenlenerek bunun devamlılığıda bu anlamda ancak baki olabilecektir.

Bunun için kısaca; sorun bölgede ortak olarak iyi tespit edilip ona göre ortak çözüm yaratmak için bölgesel işbirliği ve katkılarının bir an önce yapılması ve bunun somut olarak meydana getirilmesi için isede acil olarak bölge insiyatifinde bölgesel bir konferans oluşturmalıdır ve bunun nitelikli sonuçlarını ortaya koymak için bölge güçleri somut ve yoğun bir işbirliği yaratmalı ve emperyalizm ve işbirlikçilerini bölgeden ebediyen kovmalıdır. Emperyalizmin stratejik bir savaş şekli olan yoğun göç kaos planlarıda dahil bir çok planını ( BOP) yerle bir etmelidir.

Bunun için de özellikle bölgelerin ve bölgelerdeki ülkelerin barış içinde bir arada yaşama, kalınma ve güvenliği içinde artık bu tip bölgesel paktların kurulması şarttır ve şu anda bölgesel olarakta ivediliklede ülkeler arasında yapılması gereken de budur.
Eğer tabiki bu yapılmaz ise bölgesel felaketler emperyalizmin lehine bölgede; ulus-devlet soykırımı, halklara yapılan soykırımlar, etnik temizlik, suikastler, yeni devletçikler oluşturma, demografik değişim, sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel kaos, güvenlik sorunu ve terörizm ve yoğun zorunlu ve planlı göç dalgalar vb gibi kullanılan çeşitli uygulamalarla daha yıllarca devam edecektir ve bölge önemli bir zaman dilimi içinde hiç bir zaman gün yüzü görmeyeceğide artık aşikar olacaktır.

Sefa Yürükel


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir