AKP, MHP ve CHP BOP GÖREVLİSİDİRLER, ABD-İSRAİL Tarafından Yönetilen ve Yönlendirilen Partilerdir. BU ÜÇ GLADYO MEMURU Zamanı Geldiği İçin Ötmektedirler. Vatandaş Artık Bu Gerçeği Görüp, Ona Göre Yeni Bir Oluşum Yaratmalıdır. Sefa Yürükel
Türkiye her gün, yeni bir haberle şok edici olaylarla uyanmaktadır. Dün de; ABD planları çerçevesinde PKK’lılarla kol kola olan ve İstanbul Barosu Başkanı seçilen eski CHP Milletvekili Kabaoğlu ve CHP Genel Başkanları vasıtasıyla PKK’lı Demirtaş’ı dün ve bugünkü faaliyetleriyle meşrulaştıran CHP yönetimi, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk Milletine bu tavırlarıyla asla hizmet etmemektedir. Son terör örgütü ve ABD ve İsrail’in kara gücü olan PKK’ya ilişkin yapılmak istenen yeni “çözüm süreci” ve terörist Abdullah Öcalan’la ilgili açıklamalar , BOP siyasetinde bu üç görevli tarafından ilan edilen bu konudaki millete ve devlete yönelik alıştırmalar bunun ayan beyan olan bir özetidir. Bu üç görevli kafa o kadar meydanı boş bulmuş ve pervazsızlaşmış ki; Abdullah Öcalan’ı TBMM konuşturma ve serbest bırakmayı, “kürtlere devleti vermeyi” gibi çok uç şeyleri bile savunmaktadır. Çünkü bu ABD’nin başında olduğu bir süper NATO ( Gladyo) operasyondur. Bunlar şimdi zamanları geldiği için üçü birden ötmektedirler.
Ama esas olan burada ABD ve İsrail’in izni olmadan Ortadoğu’da terörün durmayacağını, PKK’nın silah bırakıp teslim olmayacağını bildikleri halde bunu yapmalarıdır.Milleti örgütsüz ve çelimsiz görüp Millete ilan etmeleridir. Abdullah Öcalan’ın PKK’da doğru dürüst hükmünün kalmadığını bile bile bunu yapmalarıdır. TCK’nuna göre etnik temelli devlet anlayışını körüklemeyi, terörü ve terörcüyü övmenin ve terör örgütü liderini hukuk dışı bir biçimde özgür bırakmayı savunmanın suç olduğunu bile bile bunu yapmalarıdır. Tamda Ortadoğu’da direniş cephesinin ABD ve İsrail’e karşı ( BOP) mücadelesinin keskinleştiği ve ABD ve İsrail’in yıprandığı ve dünyada rezil olduğu anda bunu yapmalarıdır.
Tüm bunları iyi gözlemleyip analiz ettiğimizde üç partinin ve lider kadrolarının ne kadar Gladyo görevlisi ve BOP sevdalısı ve ne kadar artık ABD-İsrailci oldukları bu konuda ortaya çıkmıştır. ABD ve İsrail’siz tuvalete gitmeye bile dermanları olmadığı ortaya çıkmıştır. Şapka düşmüş kel görünmüştür. Kıral çıplak bir biçimde görmek isteyenlere bas bas bağırmaktadır. Saraydan ve meclisten deklare ettikleri bir biçimde bu üç parti liderleri ve kadroları Millete biz gerçekte buyuz biz evet BOP görevlisiyiz demektedir.
Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine, Atatürk’ten sonraki faaliyetleriyle zarar veren geçmiş ve bugünkü CHP yönetimleride, bugünkü BOP Eş Başkanı RTE ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kadar, Türkiye’deki bu kötü gidişattan Amerikancı faaliyetlerinden dolayı aynı derecede sorumludur.
ABD, bu yüzden Türkiye’de hem iktidardaki hem de muhalefetteki işbirlikçileri aracılığıyla hâlâ güçlüdür. Yıllar önce Türkiye’de eski CIA görevlisi Ladsky’nin dediği gibi, ABD hem muhalefetin hem de iktidarın içindedir.
Bugün de Türkiye’de ABD adına; AKP iktidarda devleti yönetirken, CHP “ana muhalefeti”, MHP ise genel olarak “milliyetçi muhafazakar ” muhalefeti yönetmektedir ve iktidara destek vermektedir. Bu üç kesimin ana siyasi faaliyetleri bunu açıkça göstermektedir.
Eğer Türkiye adına bir vatandaşlık sorumluluğu varsa, Türkiye’deki insanlar bu üç kesimin medya aracılığıyla bugüne kadar yaptıkları resmi açıklamalara inanmak yerine, artık bu kesimleri sorgulamalı ve farklı açılardan bakarak gerçeğe göre hareket etmelidir. Sadece bu kesimlerden gelen söylemlere göre ezbere hareket etmemelidir..
Çünkü düşünen, sorgulayan, gerçeğe bağlı, sorumluluk sahibi ve Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Atatürk’e sevgi ve saygısı olan bir vatandaş, bunu yapar.
CHP’nin kuruluşuna bakarak, zamanla başkalarının partisi haline geldiğini görür ve doğrudan ABD tarafından kurulmuş AKP ve MHP gibi partilerin peşinden körü körüne gitmez.
Ve artık vatandaş olarak Türkiye’de bugün partici ( parçacı) değil, bütüncül bir Türk olmak zamanı olduğunu anlar. Her vatandaş, ana aidiyeti olan Türklüğü öncelik alarak ve buna sadık kalarak hareket etmelidir.
Çünkü uygar bir toplumda ve Türkiye Cumhuriyeti’nde ilke olarak bir devletin vatandaşı olunur, partilerin vatandaşı olunmaz.
Bundan sonra bu ilke göz önünde bulundurularak, her Türk vatandaşı kendine çeki düzen vermeli, ona göre duruşunu belirlemeli ve tavrını fiili olarak ortaya koymalıdır. Ve bu üç ABD tarafından yönetilen ve yönlendirilen parti ve türleri dışında yeni bir oluşum yaratarak Türkiye’yi aydınlığa çıkarmalıdır.
Aksi takdirde Türkiye’nin, Irak ya da Lübnan gibi bir rejim durumuna düşmesi, orta ve uzun vadede kaçınılmaz olacaktır.
Sorunları ve nedenleri, bundan sonra , yukarıdaki nedenlerden dolayı sorumlu vatandaşlar olarak herbir vatandaş arka arkaya sıralayıp sorgulamalı, böylelikle gidişatı daha net görmeli ve ne yapması gerektiğine karar verip yeni bir oluşum için adımı atmalıdır. Bu konuda vakit tamamdır ve oluşum için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından artık kararlı olmaları beklenmelidir.
Demedi demeyin.
Sefa Yürükel