2024 Nobel Ekonomi Sahibi Daron  Acemoğlu Kimdir?

2024 Nobel Ekonomi Ödülü, ulusların refah toplumlarına dönüşmesi üzerine çalışmaları olan  Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James A. Robinson’a verilmiştir. Üç ekonomist, ulusların zenginleşmesi konusunda, coğrafi ve ekonomik açıdan farklı özelliklere sahip ülkeleri karşılaştırarak kurumların yapısının bu süreçte belirleyici faktör olduğuna ilişkin  sonuçlara ulaşmışlardır. 2023 Nobel Ekonomi Ödülü’nü  geçen yıl,  kadınların iş gücündeki yerine ilişkin çalışmalarından dolayı Harvard Üniversitesi’nde görevli Amerikalı profesör Claudia Goldin kazanmıştı.

İsveçli Alfred Nobel’in vasiyeti üzerine ölümünden sonra 9 Haziran 1900′de kurulan Nobel Vakfı’nın insanlığa hizmette bulunanlara verdiği ödüller, dünyada en saygın ödülleri olarak kabul edilmektedir. Nobel Ödülleri, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, İsveç Akademisi, Karolinska Enstitüsü ve Norveç Nobel Komitesi tarafından “fizik”, “kimya”, “edebiyat”, “barış” ve “tıp” olmak üzere 5 dalda en başarılı kabul edilen kişiler ve kuruluşlara verilmektedir.  Nobel Ekonomi Ödülü, 1968 yılında İsveç Merkez Bankası’nın Alfred Nobel’in anısına ekonomi dalında da ödül verilmesini kararlaştırmasıyla, ilk defa 1969’da verilmiştir.

Nobel Ödülleri, her yıl Alfred Nobel’in ölüm yıl dönümü olan 10 Aralık‘ta düzenlenen törenle sahiplerine verilmektedir. Ödüllerin 1901’deki başlangıcından bu yana verilmediği ancak birkaç yıldır. Toplamda 49 defa yapılan ödül iptallerinin çoğu, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sırasında gerçekleşmiştir.

Orhan Pamuk, 2006 yılında Nobel Edebiyat  ödülünü  kazanan ilk Türk olmuştur. Nobel Jürisi, Pamuk’un “kendi kentinin melankolik ruhunu araştırarak, kültürlerin çatışmaları ve iç içe geçmesine dair yeni semboller bulduğunu”  açıklamıştır. Bir diğerTürk Prof. Dr. Aziz Sancar, 2015 yılında hücrelerin DNA onarım mekanizmasını açıklayan çalışmaları sebebiyle Nobel Kimya Ödülü’nü  almıştır.

Bu yıl Ekonomi Ödülü Komitesi’nin Başkanı Jakob Svensson şu açıklamayı yapmıştır: “Ülkeler arasındaki gelir uçurumunu kapatmak günümüzün en büyük zorluklarından biri.  Simon Johnson, James A. Robinson ve  Daron Acemoğlu, çığır açıcı araştırmaları sayesinde ülkelerin neden başarılı olup neden olamadıkları konusunu daha iyi anlıyoruz.” 

Nobel Komitesi tarafından yapılan açıklamada, “Hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu toplumlar ve nüfusunu kötüye kullanan kurumlar büyüme veya daha iyiye doğru değişim yaratmaz. Ödül sahiplerinin araştırması bunun nedenini anlamamıza yardımcı oluyor” denilmiştir. Üç isim, “Kurumlar nasıl oluştu ve refahı nasıl etkiledi” konusundaki çalışmalarından dolayı ödül almıştır: “Nobel Prize in economics awarded to trio for explaining why some nations are rich and others poor.

Acemoğlu, 1993 yılından bu yana Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) görev yapmış, 2000 yılında  profesör olmuştur. Acemoğlu’nun, siyasal ekonomi, ekonomik kalkınma, ekonomik büyüme, gelir ve ücret dengesi eşitsizliği, çalışma ekonomisi,  ekonomi teorisi,  beşeri sermaye ve eğitim konularında çalışmaları vardır.  Akademik dünyada değil, aynı zamanda geniş kitleler üzerinde de etki oluşturan bir  isimdir.  2005 yılında John Bates Clark Madalyası ile onurlandırılan Acemoğlu, 2007’de John von Neumann Ödülü ve 2012’de Erwin Plein Nemmers Ekonomi Ödülü’nün de sahibidir.  

Acemoğlu, 1967 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. İlkokul eğitimini İstanbul Kadıköy’deki Aramyan Uncuyan Ermeni İlkokulu’nda tamamlamış, 1986’da Galatasaray Lisesi‘nden mezun olduktan sonra  London School of Economics’te öğretim görevlisi olarak çalışmış,  2000 yılında profesör  olmuştur. 1993 yılından bu yana Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) bünyesinde akademik kariyerine devam  etmektedir.

Ekonomi Ödülü Komitesi’nin Başkanı Jakob Svensson şu değerlendirmeyi yapmıştır: “Ülkeler arasındaki gelir uçurumunu kapatmak günümüzün en büyük zorluklarından biri. Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James A. Robinson’un çığır açıcı araştırmaları sayesinde ülkelerin neden başarılı olup olamadıklarını daha iyi anlıyoruz” demiştir.Nobel Komitesi tarafından yapılan açıklama önemlidir: “Hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu toplumlar ve nüfusunu kötüye kullanan kurumlar büyüme veya daha iyiye doğru değişim yaratmaz. Ödül sahiplerinin araştırması bunun nedenini anlamamıza yardımcı oluyor.”   

Acemoğlu, 11 milyon İsveç kronu (1 milyon dolar) tutarındaki  ödülü, Simon Johnson ve James Robinson ile paylaşacaktır. Nobel Komitesi üçlüyü, “Hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu toplumların ve nüfusu sömüren kurumların neden büyüme veya daha iyiye doğru değişim yaratmadığını” açıkladıkları için ödüle uygun görmüştür.

Günümüze kadar 82 ülkeden  çok sayıda kişi ve kurum   Nobel ödülü kazanmıştır. Türkiye 3 Nobel ödülüyle Nobel Ligi’nde 31’nci  sırayı; Beyaz Rusya, Hırvatistan, Litvanya, Meksika ve Yeni Zelanda ile paylaşmıştır. Dağılmadan önce eski Yugoslavya vatandaşları da 3 Nobel ödülünün sahibi olmuştur. Nobel ödülü alan 82 ülke  aşağıdadır. 

ABD: 420, Birleşik Krallık: 141, Almanya: 115, Fransa: 76, İsveç: 34, Japonya: 31, Rusya/Sovyetler Birliği: 30, Kanada: 28,  İsviçre: 25, Avusturya: 25, Hollanda: 22, İtalya: 21, Polonya: 19, Macaristan: 18, Avustralya: 14, Danimarka: 14, Norveç: 14, İsrail: 13, Belçika: 11,  İrlanda: 11, Güney Afrika: 11, Hindistan: 10, Çin: 8, İspanya: 8, Çek Cumhuriyeti: 6,  Arjantin: 5,  Finlandiya: 5, Mısır: 4, Romanya: 4, Ukrayna: 4, Türkiye: 3 (31’nci sırada), Beyaz Rusya: 3, Hırvatistan: 3, Litvanya: 3, Meksika: 3, Yeni Zelanda: 3, Yugoslavya (eski): 3, Bosna-Hersek: 2,  Şili: 2, Kolombiya: 2, Güney Kıbrıs: 2, Doğu Timor: 2, Yunanistan: 2,  Guatemala: 2, Liberya: 2,  Lüksemburg: 2, Portekiz: 2, Saint Lucia: 2, Tunus: 2, İran: 2, Pakistan: 2, Cezayir: 2, Güney Kore: 2, Bangladeş: 1, Brezilya: 1, Bulgaristan: 1, Kosta Rika: 1, Kongo Demokratik Cumhuriyeti: 1, Etiyopya: 1, Faroe Adaları: 1, Gana: 1, Hong Kong: 1, İzlanda: 1, Irak: 1, Kenya: 1, Ermenistan: 1, Letonya: 1 Lübnan: 1,  Kuzey Makedonya: 1, Fas: 1,  Myanmar: 1, Nijerya: , Filistin: 1,  Peru: 1, Filipinler: 1, Slovenya: 1, Tanzanya: 1,  Tibet: 1, Trinidad ve Tobago: 1, Venezuela: 1, Vietnam: 1.Yemen: 1.

Daron Acemoğlu ve James A. Robinson’a göre özgürlük doğal bir durum değildir. Güçlü bir sivil toplum ile güçlü bir devletin birbirlerini dengelemesiyle  elde edilen  kazanımdır. Şartlar sağlandığında girilen dar koridor”da kalmak  için sürekli  çaba  göstermek gerekmektedir.  Dar Koridor’un (The Narrow Corridor)  ilk basımı  Ocak 2019 tarihinde yapılmıştır. Tam adı, “Dar Koridor: Devletler, Toplumlar ve Özgürlüğün Geleceği” dir.

Kitapta, devlet ve toplum arasındaki dengeyi anlatmak için Gılgamış Destanı  kullanılmıştır. Gılgamış, Sümer şehri Uruk’un  güçlü kralı olup, başlangıçta halkına baskı uygulayan, zorba bir liderdir. Bu zalimliklerinden biri de, yeni evlenen çiftlerin düğün gecesinde gelinlerle ilk geceyi geçirme hakkını kendine saklamasıdır. Bu uygulama, halk arasında büyük  öfkeye  yol açar. Halk, Gılgamış‘ın bu zalimliğinden bıkar ve tanrılara dua eder. Bunun üzerine tanrılar, Gılgamış’a denk olacak güçte Enkidu‘yu yaratır. Gılgamış ve Enkidu karşılaştıklarında büyük bir mücadeleye girişirler ama sonunda bu çatışma  dostluğa dönüşür. Enkidu’nun varlığı, Gılgamış’ın zalimliğini dizginler ve onu daha adil bir lidere dönüştürür.

Kitapta; güçlü bir devlet olan Gılgamış’ın,  güçlü bir toplum olan Enkidu’nun bir arada var olması gerektiği vurgulanır. İşte o yol, “dar koridor”dur. Devletin  güçlü, toplumun  zayıf olduğu durumlarda otoriter rejimler ortaya çıkar. Özgürlükler kısıtlanır, devlet vatandaşların hayatının her alanına müdahale eder. Devlet  zayıfsa, toplumun  kontrolsüz bir şekilde hareket ettiği durumlar yaşanır. Hukuk ve düzen sağlanamaz. Bu da kaos ve anarşiye yol açar.  Acemoğlu ve  Robinson’a göre özgürlük doğal bir durum değildir. Güçlü bir sivil toplum ile güçlü ama prangalanmış bir devletin birbirlerini dengelemesiyle, süreç içinde elde edilen  kazanım  sağlandığında girilen “dar koridor“da kalmak,  sürekli  çaba gerektirir. Acaba Türkiye dar koridorda mı?

                                                     ***

SBF’den  hocam olan Prof. Dr. Tuncer Bulutay  yaşamının son yıllarındaki  konuşmalarında  sözü Daron Acemoğlu’na getirir,  “Arkadaşlar, Acemoğlu, gelecekte Nobel ekonomi ödülünü alacak ilk Türk olacak.” derdi.  Acemoğlu’nu kutlarken, Tuncer Hoca’yı da bu kapsamda anmak istedim.


Yazıları posta kutunda oku


“2024 Nobel Ekonomi Sahibi Daron  Acemoğlu Kimdir?” için bir yanıt

  1. MEHMET BOZ avatarı
    MEHMET BOZ

    Sn.Karluk’un makalesinden:
    İktisat (ekonomi) Ödülü Komitesi’nin Başkanı Jakob Svensson demiş ki: Ülkeler arasındaki gelir uçurumunu kapatmak günümüzün en büyük zorluklarından biri. Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James A. Robinson’un çığır açıcı araştırmaları sayesinde ülkelerin neden başarılı olup olamadıklarını daha iyi anlıyoruz demiş.
    Emperyalist Batnın değer ve kavramlarının ayırtında olmuş olacak ki Prof. Dr. Tuncer Bulutay Daron Acemoğlu’nun Nobel ekonomi ödülünü alacak ilk Türk olacağını kestirebilmiş.
    ***
    Daron Acemoğlu’nun ödülle ilgili yaptığı bir sosyal medya paylaşımında “Temennim, bu ödülün vurgusunun dünyada kurumları ve demokrasiyi güçlendirmenin ne kadar zorlu bir mücadele gerektirdiğine ışık tutacak olmasıdır” demiş.
    Acemoğu takımının ileri sürdüğü teze göre bütün sorun:
    •Kurumsallaşmamak.
    •Hukuk ve demokrasi eksikliği.

    Sözgelimi bu takımın tezine göre şunlar sorun değil:
    1-Sıcak paraya bağımlılık, özelleştirme, rantiye sınıfı yağması,
    2- Devletteki savurganlık, lüks, israf, liyakatsizlik,
    3-Kamu iktisadi teşekküllerinin satılması,
    4-Çiftçiye desteğin yok denecek düzeyde azalması,
    5-Kamuda tasarruf oranının artırılamaması,
    6-Sanayi için gerekli maddeler için dışarıya ödenen büyük paralar yerine fabrikalar açamamak,
    7-Sıcak para komisyoncuları, dolar ve borsa vurguncuları, büyük faizciler, tarikat rantçıların kamunun menkul, gayrimenkullerinin yağmalanması,
    8- Varsıl Kuzey ile yoksullaşan Güney ülkeleri arasındaki uçurumun her yıl açılması,
    9- Öte yandan emperyalist sistem içindeki ülkelerde artan yoksulluk, işsizlik, ahlâkî çözülme, bencilleşme, toplumsal dayanışmanın çökmesi, savaşlar, cinayetler, uyuşturucu, suçların salgın hastalık gibi yayılması, kadın-erkek eşitsizliğinin büyümesi, topluma ve kendisine yabancılaşması…

    Özet olarak Acemoğlu takımının tezini, emperyalist-kapitalist sistemin hegemonyasını sürdürebilmek için bir hayal perdesi olarak kabul edilmesi yerinde olacaktır.
    Kapitalist dizgenin(sistem) ödülüne mazhar olmaları bu emeklerinin karşılığıdır. Dizge kendine hizmet edenlere karşı bonkördür.
    (Bu yazı derlemedir)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir