“AT TÜRK’ÜN KANADIDIR”

Günlük yaşamlarının her anını paylaştıkları atlarıyla muharebe meydanlarında da beraber olan Türkler, süvarilerini düzenli ordu yapısı içinde etkinleştirerek dünya harp tarihinin çok önemli unsurlarından olan süvari birliklerinin taktik ve stratejik temellerini atmışlardır. Türk Kara Kuvvetleri’nin kuruluş tarihi olarak kabul edilen M.Ö. 209 yılı, Türk ordularının onlu ve yüzlü atlı birlikler halinde teşkilatlanmaya başladığı tarihtir. İlk defa Mete zamanında onlu teşkilat tespit edilerek imparatorluk 24 komutanlık bölgesine ayrılmış ve her bölgede 12.000 atlıdan oluşan ordu kurulmuştu. Tamamı süvarilerden oluşan bu kuvvete toman (tümen) adı verilmiş, tümenler binlere, yüzlere ve onlara ayrılmıştı.

Süvarilerin asıl unsur olarak görevlendirildiği Türk ordularının temel savaş stratejisi “Turan Taktiği (Hilal, Kurt Kapanı)” olmuştur. Bozkır savaş taktiğinin iki önemli özelliği vardı: Sahte geri çekilme ve pusu! Başlangıçta düşmandan kaçar gibi geriye çekilme ve devamında düşmanı pusu kurulan bölgeye kadar çekerek sonrasında imha harekâtı icra etmek esasına dayanan bu taktik,

– İleri düzeyde binicilik yeteneği,

– Muhteşem bir disiplin ve organizasyon,

– Hafif süvari kuvvetlerine sahip olmak,

– İyi ok atmak

– Uzak muharebe yapma kabiliyetine sahip olmayı gerektirirdi.

Bahsettiğimiz dönemlerin önemli ayrıntılarından biri mevcut at sayısıyla ilgili. Yüzler, binler değil on binlerce atın varlığı, bakımı, beslenmesi, sağlığı, eğitimi ciddi bir planlama ve hazırlık gerektirmişti. Barış zamanında düzenlenen bir sürek avına bile yüz binden fazla atın katılması, toplumun at popülasyonu hakkında bir fikir verebilmektedir. 

Diğer yerleşik kavimlerde görülen hantal yapılı, ağır teçhizatlı orduların aksine, bozkır askerî kültürünü yaratan Türk süvarileri hafif silahlı ve çok süratli binicilerdi. Yaşadığı dönemin şartları göz önüne alındığında bu kadar süratli birliklerin hücum esnasındaki irtibatının çok iyi olduğu kaçınılmazdır. Nitekim MÖ 174-160 yılları arasında Hun topraklarında bulunan Çinli vezir Cung Hang-Yüe, Hun teşkilatını insan vücudunun organları arasındaki uyuma benzetmişti. Bu uyumu sağlamak üzere alınan tedbirlerden biri de atların donlarına (vücut renklerine) göre tertiplenmesiydi. Bir savaş öncesinde dört ayrı yöne dört farklı renklere sahip atlardan oluşan birlikler gönderilirdi. Genel olarak;

Esas yön sayılan batıda kır,

Doğuda bakla kırı, mavi

kuzeyde doru, kara, yağız

güneyde kula, al donlu atlar yer alırdı.

Günlük yaşamlarının her anını paylaştıkları atlarıyla muharebe meydanlarında da beraber olan Türkler, süvarilerini düzenli ordu yapısı içinde etkinleştirerek dünya harp tarihinin çok önemli unsurlarından olan süvari birliklerinin taktik ve stratejik temellerini atmışlardır. Türk Kara Kuvvetleri’nin kuruluş tarihi olarak kabul edilen M.Ö. 209 yılı, Türk ordularının onlu ve yüzlü atlı birlikler halinde teşkilatlanmaya başladığı tarihtir. İlk defa Mete zamanında onlu teşkilat tespit edilerek imparatorluk 24 komutanlık bölgesine ayrılmış ve her bölgede 12.000 atlıdan oluşan ordu kurulmuştu. Tamamı süvarilerden oluşan bu kuvvete toman (tümen) adı verilmiş, tümenler binlere, yüzlere ve onlara ayrılmıştı. - DONLAR

Dörtnala giderken dahi her yöne ok atarak isabet sağlayabilmeleri, diğer devletler tarafından da takdir edilip örnek alınırdı. Avrupa Hunlarının çağdaşı olan Romalılar, Türk süvarisinin başarısını iyi binici olmalarına ve çok iyi ok kullanmalarına bağlamışlardı. Eğitimler esnasında süvarilerin okçuluk disiplinine önem veren Mete, kendi icadı olan “ıslık çalan ok – çavuş oku” ile tüm askerlerinin ses gelen yöne derhal ok atmasını sağladı. Havada ıslık sesini duyan süvariler hemen sesin geldiği istikamete oklarını gönderirler, böylelikle tüm oklar hedefe yönelerek hedefte vuruş ve imha temin edilirdi.

Osmanlı ordusunda, Orhan Bey döneminde Vezir Alâeddin Paşa ve Çandarlı Kara Hayrettin Paşa tarafından süvari birlikleri oluşturulmaya başlandı ve düzenli-daimî ordu düşüncesiyle yaya ve atlı birlikler kuruldu. Osmanlı zaferlerinde büyük rol oynamış, devletin kritik görevleri verilmiş bu süvari kuvvetler, değişik zamanlarda farklı isimlerle anıldı. Bunlardan başlıcaları: Kapıkulu Süvarileri, Akıncılar, Deliler, Timarlı Sipahiler, Hamidiye Süvari Alayları, Ertuğrul Süvari Alayı…

Dönemin Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa 1911 yılında Fransa’ya yaptığı bir ziyaret esnasında “Saumur Ulusal Binicilik Okulu”nu ziyaret etmiş, okulda verilen ileri derecedeki binicilik eğitimini beğenerek kendisine sunulan binicilik gösterilerini ilgiyle izlemişti. Klasik süvari eğitiminden farklı olarak izlediği at terbiyesi (dresaj), engel atlama (konkur) gibi binicilik tekniklerinin Türk ordusunda da uygulanmasını sağlamak üzere yeni bir okulun kurulmasını emretti. Buna göre 1911 yılında İstanbul Makri Köyü’nde (Bakırköy) kiralanan bir binada Süvari Binicilik ve Tatbikat Okulu adı ile bir eğitim merkezi açıldı. Eğitim öğretimine başarıyla devam eden okulun çalışmaları Birinci Dünya Savaşı nedeniyle sona erdirildi. Savaş sonrası Türk süvarilerinin binicilik eğitimi bu okulda sürdürüldü, günümüzdeki sportif biniciliğin temelleri de burada atılmış oldu.

Tarih boyunca kurulmuş tüm Türk devletlerinde önemli vazifeleri başarıyla yerine getiren süvariler, Türk Harp Tarihinde yer aldıkları son savaşları da başarıyla tamamlamış, zaferin kazanılmasında en önemli rolü oynamışlardır. Sakarya Savaşı sonrasında inisiyatifi ele geçiren Türk ordusu, Fahrettin Altay komutasında Konya Ilgın’da yeniden teşkilatlandırdığı 5. Süvari Kolordusu ile Türk süvarilerini son savaşlarına hazırladı. Ahır Dağındaki geçitlerin Yunanlar tarafından sadece gündüzleri kontrol edildiğini, geceleri ise boş bırakıldığını öğrenen süvariler, 25 Ağustos 1922 gecesi çoğu zaman atlarını yedekte çekerek dağları aştı. Büyük Taarruzun başladığı 26 Ağustos sabahı Sincanlı Ovasında Türk süvarileri tarafından kuşatılmak üzere olduklarını anlayan Yunanlar için artık yapacak bir şey kalmamıştı. 9 Eylül’e kadar devam eden takip harekâtı sonunda 9 Eylül 1922 saat 10.30’da İzmir Hükümet Konağı’na Yüzbaşı Şerafettin ve arkadaşları tarafından Türk Bayrağı çekilerek zafer tüm dünyaya duyuruldu.

Günlük yaşamlarının her anını paylaştıkları atlarıyla muharebe meydanlarında da beraber olan Türkler, süvarilerini düzenli ordu yapısı içinde etkinleştirerek dünya harp tarihinin çok önemli unsurlarından olan süvari birliklerinin taktik ve stratejik temellerini atmışlardır. Türk Kara Kuvvetleri’nin kuruluş tarihi olarak kabul edilen M.Ö. 209 yılı, Türk ordularının onlu ve yüzlü atlı birlikler halinde teşkilatlanmaya başladığı tarihtir. İlk defa Mete zamanında onlu teşkilat tespit edilerek imparatorluk 24 komutanlık bölgesine ayrılmış ve her bölgede 12.000 atlıdan oluşan ordu kurulmuştu. Tamamı süvarilerden oluşan bu kuvvete toman (tümen) adı verilmiş, tümenler binlere, yüzlere ve onlara ayrılmıştı. - sv

Bitti


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir