Site icon Turkish Forum

“AT TÜRK’ÜN KANADIDIR”

Türk kültürünün önemli bir öğesi olan at günlük yaşamın da her alanında yer almış etinden, sütünden, derisinden ve gücünden faydalanılan en büyük yardımcı olmuştur. Sürüler halinde atın bulunduğu ve genel olarak ekonominin ata dayandığı toplumlarda sıklıkla at eti tüketilmiştir ve günümüzde de at eti tüketen toplumlar vardır. Göçebelik ve bozkır kültürünün gereklerinden biri de yiyeceğin uzun süre saklanabilmesi ve kolay taşınabilmesi olduğundan çeşitli ısılardaki et hazırlama teknikleri geliştirilmiş, aynı zamanda uzun süreli seferlerde kullanılmak amacıyla konserve, pastırma benzeri gıdalar üretilmiştir.

Türk kültürünün önemli bir öğesi olan at günlük yaşamın da her alanında yer almış etinden, sütünden, derisinden ve gücünden faydalanılan en büyük yardımcı olmuştur. Sürüler halinde atın bulunduğu ve genel olarak ekonominin ata dayandığı toplumlarda sıklıkla at eti tüketilmiştir ve günümüzde de at eti tüketen toplumlar vardır. Göçebelik ve bozkır kültürünün gereklerinden biri de yiyeceğin uzun süre saklanabilmesi ve kolay taşınabilmesi olduğundan çeşitli ısılardaki et hazırlama teknikleri geliştirilmiş, aynı zamanda uzun süreli seferlerde kullanılmak amacıyla konserve, pastırma benzeri gıdalar üretilmiştir. - Ekran goruntusu 2024 10 04 225245

Kısrak sütünün özel bir maya ile fermantasyona tabi tutularak ekşitilmesinden elde edilen kımız hafif köpüklü, mayhoş lezzetli, keyif verici bir içecektir. İçeriğindeki çeşitli vitaminler, kalsiyum ve fosfor yanında az miktarda alkol de vardır. Bir içecek olmasının yanında sindirim sistemi hastalıkları ve kansızlık giderici özelliği olup halsizliği giderici, güç verici içecek olarak bilinir.

Ufak tefek farklılıklar olsa da tüm Türk toplumlarında atların önemi ve etkisi hissedilir. At murattır diyerek atı dost görmek, düğünlerin gelin alma merasimini atla süslemek, at nalının uğuruna inanmak, at kuyruğuna değer vermek vb. bu kapsamdadır. Bir zamanlar hemen her köy evinin avlusunda ata kolay binmek için binek taşı adı verilen bir taş bulunurdu. Zamanla (tüm güzel değerlerimiz gibi) unutulup bir köşeye atılmış ya da ne olduğu bilinmediğinden inşaatta bile kullanılmış çok değerli bir taş yok oldu gitti…

Çok sayıda kavme ev sahipliği yapan Anadolu’da, çeşitli at ırklarının karışımdan ortaya çıkmış ve saf bir ırk olarak tanımlamak yerine, bir tip olarak belirtilebilecek at popülasyonu vardır. “Anadolu Yerli Atı” olarak ifade edebileceğimiz bu grupta yapı olarak küçük ama dayanıklı olan şu ırklar sayılabilir: Uzunyayla Atı (Kayseri Pınarbaşı), Çukurova Atı (Osmaniye ve Kozan), Canik Atı (Samsun), Aşiret veya Kürt Atı (Doğu-G.Doğu Anadolu), Malakan Atı (Kars, Erzurum), Hınıs Atı (Erzurum), Rumeli Atı (Trakya), Ayvacık Midillisi (Çanakkale), Karacabey ve Gemlik.

Dünya atları arasında özel bir yere sahip olan Türk at ırkı ise Ahal-Tekedir. Türkmenistan’ın Ahal bölgesinde Teke Türkmenleri tarafından yetiştirilmiş bu atlar, zor şartlara dayanıklılığı, parlak renkleri ve güzel görüntüsü ile bilinir. Irkın korunması için her türlü tedbiri alan Türkmenistan yönetimi, dünyada sadece kendilerinde bulunan “At Bakanlığı” marifetiyle bu yönde ciddi çalışmalar yürütmektedir.

Türk kültürünün önemli bir öğesi olan at günlük yaşamın da her alanında yer almış etinden, sütünden, derisinden ve gücünden faydalanılan en büyük yardımcı olmuştur. Sürüler halinde atın bulunduğu ve genel olarak ekonominin ata dayandığı toplumlarda sıklıkla at eti tüketilmiştir ve günümüzde de at eti tüketen toplumlar vardır. Göçebelik ve bozkır kültürünün gereklerinden biri de yiyeceğin uzun süre saklanabilmesi ve kolay taşınabilmesi olduğundan çeşitli ısılardaki et hazırlama teknikleri geliştirilmiş, aynı zamanda uzun süreli seferlerde kullanılmak amacıyla konserve, pastırma benzeri gıdalar üretilmiştir. - ahal teke

Benzer şekilde yıllarca işgal altındaki topraklarda özenle korunmuş Karabağ atları da zamanla hak ettiği değere ulaşıp dünyaca tanınacaktır. Muhtemeldir ki tüm Türk Devletlerinde unutulan ya da az bilinen başka ırklar da vardır. Bunların hepsinin korunması, Türk devletleri arasında el değiştirmesi ve dünyaca bilinmesi için bir oluşum sağlanmalıdır. Herhangi bir kişi ya da dernek, vakıf çatısı altında olmayan, dolayısıyla siyasi iktidarların kontrolü altında dönemsel gücü bulunan değil tamamen devletin bir unsuru olup sürekliliğini muhafaza edecek bir federasyon benzeri örgütlenme yapılmalıdır. Sembolik bir güç birliği ifade edecek bu oluşum, ulusal ve uluslararası tören ve sportif faaliyetlerde Türk dünyasına ve tüm dünyaya gösterilmelidir.

Binicilik yeteneklerini idame ettirmek ve her an savaşa hazır olabilmeyi sağlamak için çeşitli atlı oyunlar ve yarışlar düzenleyen Türk toplumları, günümüzde dahi devam eden bazı spor branşlarının temellerini atmışlardır. Türkçe’de çevgan ya da çöğen olarak bilinen ve Asya’dan dünyaya yayılmış olan atlı top oyunu, Batı toplumlarında bilinen polo oyununun ilk şeklidir. Bandal, çukanyon, tubuk ve tuy gibi söylenişi de vardır. Asya kökenli bu spor İngiltere’ye taşınmış ve Tibet dilinde top anlamına gelen “pulu” kelimesi polo olarak dünyaya kabul ettirilmiştir.

Buzkaşi, Orta Asya Türk topluluklarının atlı oyunlarından biridir. Kökbörü, oğlak kaptı, vuzloba gibi isimlerle değişik yörelerde oynanan bu oyun, güçlü at ve usta binicilerin cesaret ve güç gösterisidir. Buzağı, oğlak gibi küçük bir hayvandan elde edilen tulum şişirilir ve bir top gibi ortaya konur. Hedef çok sayıdaki binici arasından bu tulumu yakalamak ve kaptırmadan belirli mesafeye taşımaktır.

At üzerinde iken isabetli ok atma melekelerini geliştirmeyi amaçlayan kabak oyunu, meydana dikilen bir direk üzerine konan kabak şeklindeki hedefe ok atarak isabet sağlamayı hedefliyordu.

Hem spor hem eğlence hem de ciddi bir ekonomik uğraşı olarak görülen diğer bir faaliyet de at yarışlarıdır.

Türk kültürünün önemli bir öğesi olan at günlük yaşamın da her alanında yer almış etinden, sütünden, derisinden ve gücünden faydalanılan en büyük yardımcı olmuştur. Sürüler halinde atın bulunduğu ve genel olarak ekonominin ata dayandığı toplumlarda sıklıkla at eti tüketilmiştir ve günümüzde de at eti tüketen toplumlar vardır. Göçebelik ve bozkır kültürünün gereklerinden biri de yiyeceğin uzun süre saklanabilmesi ve kolay taşınabilmesi olduğundan çeşitli ısılardaki et hazırlama teknikleri geliştirilmiş, aynı zamanda uzun süreli seferlerde kullanılmak amacıyla konserve, pastırma benzeri gıdalar üretilmiştir. - polo

Devam edecek…

Exit mobile version