KUR’AN…
Radikal dincilik?
İnanç özgürlüğü=Laiklik!
KUR’AN;
din satıcılarının TEKELLERİNDEN
ve din’e sömürü aracı yapılmasından kurtarıl(a)mazsa;
‘KUR’AN=İnanç özgürlüğü=Laiklik’
eşitliği bilinmezse;
Cumhuriyet ve özgürlük düşmanı radikal dinciler
T.C.Anayasası’nın;
‘Cumhuriyet; nitelikleri, hükümleri değiştirilemez ve
değiştirilmesi teklif edilemez.’
maddesini (şimdilik!)
tartışmaya! açar!?
‘İNANÇ’ üzerinden tartışarak;
bağımsızlık, özgürlük teminatı Cumhuriyet rejimi gider,
diğer tüm görüşlere, inançlara karşı toleranssız ve laiklik karşıtı
dinci rejim gelir.
Tarihten ve yaşayan
örneklerinden görüyoruz ki radikal dinciler, kendi inanç! sistemlerine karşı çıkanları
ya zorla! yola getiriyor ya da
direkt vahşice yok ediyorlar;
insana dâir hiçbir değerleri yok.
Kadınlar ve çocuklar ise sadece sapkın ihtiyaçları için var.
(İbrahim,3)”Bağnazlar, dünya hayatını ahirete tercih ederler. İnsanları, Allah’ın gerçek dininden saptırırlar ve o yolu cehaletle karartırlar-Allah yolundan çevirip, yasalarını çıkarlarına göre ve çelişkili gösterirler. Onlar, aşırı tutucu-derin sapıklık içindedirler.”
Radikal dinciler tehlikenin direkt kendisidirler. Kendi oluşturdukları, tanımladıkları tanrı yerine geçer onun yerine karar verir, istemediklerine hiçbir
yaşam hakkını tanımazlar.
Din saltanatı kurucularından cemaat, tarikat, tasavvuf,… yapılanmaları ise,
sadece lüks, rahat, konforlu yaşamları ile ilgili olduklarından, sermaye-zenginlik;
para, finansal bütün kaynaklar kendilerine aktığı ve
İSTEKLERİNİ verdiği sürece
içinde bulundukları rejim
çok da önemli değil!
TEK istekleri kolay yoldan
para, güç, iktidar sahibi olmak!
Bilgisiz, bilinçsiz inandığını iddia edeni kandırmak ve
finansal olarak sömürmek de
en kolayı olduğundan
‘din’ seçilmiş.
‘Kur’an sadece Arapça okunur, sevap kazanılır!’ deniliyor
ve ‘din’ de;
uydurdukları kutsallar(!?),
hikayeler!, rivayetler?
‘peygamber hadisi-sünneti’!? ile
kolayca satılıyor!
(İsra,18)”Her kim ‘hemen şimdi’ olanı (geçici zevkleri) isterse, ona lâyık gördüğümüz karşılığı ‘hemen şimdi’ veririz.”
(Şûra,20)”Kim dünya kazancı [hars] isterse, ona ondan veririz ama onun ahirette bir nasibi olmaz.”
Cumhuriyetin temel ilkelerinden laiklik, din satıcılarının ticaretlerine tek engel olduğundan;
inandığını iddia edip de
KUR’AN bilgisinden habersiz olanlar,
laiklik=dinsizlik iftira söylemiyle laikliğe düşman hale getirilmiş
ve laiklik karşıtı
büyük bir kitle oluşturulmuş.
Diğer taraftan da
Laikliğin KUR’AN’la birlikte anılması,
inanmayanları
rahatsız edebilir, ediyor da!
Laikliği korumak için KUR’AN’a ihtiyaç olmadığını savunabilirler.
Doğru da olabilir.
İnanmak istemeyen inanmaz ve bu HİÇ kimseyi ilgilendirmez!
Sadece inandığını iddia edenlere, laikliğin dinsizlik olmadığı,
tam tersi laikliğin,
kendi inancını özgürce, istediği gibi yaşayabilmesinin TEMİNATI olduğu KUR’AN bilgisi AYETLER
ile verilmelidir.
Ki, ‘Allah ile aldatan zalimlerin’
din sömürü düzenine
KUR’AN BİLGİSİ girsin!!!
Laiklik, sonuçta, en genel haliyle; insanın istediği gibi inanmasının
veya inanmamasının
yani ‘İnanç özgürlüğü’
teminatı değil midir?!
‘İNANÇ’, kişinin kendi seçimi ile özgürce, kendi alanında yaşayacağı bir değerdir ve
öyle olmalı ve kalmalıdır.
İnanç, insanlar arası ilişkilerde, ilişkileri belirleyen
bir değer olmamalıdır!
Din sömürü düzeninin zorlama, baskılarına, ilkelliklerine ‘DUR!’ desek;
özgür düşünce ürünü
sanat ve bilimle
medeniyet inşa etsek!
İnananlar KUR’AN ile,
inanmayanlar kendi düşünceleri ile özgürce başbaşa kalabilseler!
KUR’AN da KUR’AN;
KUR’AN, Özgürlük Kitabıdır diyorum.
Laikliğin teminatıdır diyorum.
Çünkü, ‘inanç özgürlüğü’ nedir?
ayetleriyle ayrıntılı anlatan
Kitaptır KUR’AN.
Dinci zalimlerin
din diye sattıkları her şeyin doğru BİLGİSİ sadece KUR’AN’dadır;
ayetlerle sabittir;
sûre adı ayet numarası ile kayıtlıdır.
Ve yaşamın dinamikleri
KUR’AN’a;
BİLGİ deposuna,
sistem kurucu TANRI Anayasasına
başvurmayı zorunlu kılmaktadır.
(Bakara,163)”İlahınız-tanrınız tektir. Çok seven, Rahman, çok müşfik, Rahîm Allah’tan başka tanrı yoktur.”
(Nahl,52)”Din yalnızca-sürekli sadece-dâima Allah’ındır.”
(Bakara,256)”Dinde baskının hiçbir şekli-zorlama-dayatma yoktur.”
(Ankebut,18)”Tanrı elçisinin-resulun görevi, sadece Allah’ın ayetlerini açıkça bildirmektir.”
(Ra’d,40-Nahl,82-Nur,54-Âli İmran,20)”Peygamberin tek görevi-sadece,
Kur’an’ı apaçık tebliğdir.”
(Yunus,99)”Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin tamamı inanırdı. Onları kendi özgür iradeleriyle baş başa bıraktı. İnanmaları için sen mi zorlayacak-baskı yapacaksın?”
(Nisa,48,116)”Allah, kendisine şirk-ortak koşulmasını-birine ilahlık yakıştırılmasını asla affetmez.”
(Yusuf,40)”Allah’ın yanında nelere kulluk ediyorsunuz? Hüküm ancak, sadece-yalnız Allah’ındır. Dosdoğru-gerçek din budur.”
(Zümer,36)”Allah, kuluna yetmez mi?”
(Ankebut,51)”Kur’an yetmiyor mu?”
(Yunus,37)”Kur’an Allah’tandır. Kendisinin ayrıntılı açıklamasıdır.”
(En’am,38)”Kur’an’da hiçbir şeyi eksik bırakmadık.”
(Kehf,29-İsra,107)”Kur’an’a dileyen-isteyen inansın,
dileyen inanmasın, reddetsin!”
(Sebe,6)”Bilgi ile donatılmış olanlar, Kur’an’ın gerçek olduğunu, Allah’ın yolunu gösterdiğini bilirler.”
(Hud,1,2)”Bu Kur’an Yasa Sahibi Allah’tan başkasına-insanlara kulluk etmeyesiniz diye ayetleri kendi içlerinde açık ve anlaşılır kılınmış, birbirleriyle açıklanmış ve ayrıca birbirleriyle bağlantılı olarak ayrıntılı açıklanmış bir Kitaptır.”