Bu gün Eylülün 12’si.
Kaç gün geçmiş?
22 gün.
İşte bu geçen 22 günde 704 çocuk daha kayboldu.
Narinin cesedi bulundu.
Bu 704 çocuğun cesedi bile yok.
Medyada konu olmadı.
Aileler en yakın semt karakoluna giderek kayıp defterine yazdırdılar.
Narin’de olduğu gibi polis, jandarma, gönüllü ekipleri bu 704 çocuğun peşine takılmadı.
Aileler öyle elleri böğürlerinde hala daha iyi bir haber bekliyorlar.
Büyük olasılıkla muhtemel(!) 704 kayıp çocuğun büyük bölümü de çoktan katledildi.
Belki tecüvüz edildiler,
belki canları çok yandı,
belki çığlıklarını duyan olmadı,
şaka değil en az 704 çocuk yok oldu.
Taa ki, biryerlerde ortaya bir ceset çıkana kadar.
İşte o zaman olay yeri keşfi, otopsi, vb. başlayacak.
Ne anlatıyoruz?
Narin yalnızca bir konu mankeniydi.
Köpürtülmeye elverişli bir vakıaydı.
Türk halkı 22 gün boyunca onunla oyalandı.
Tıpkı bir reality şov gibi izlediler.
Açık oturumlar yapıldı.
Başka?
Teğmenler meselesi oldu.
Eğer inat ederlerse bir Harbiyeli devresini toptan atmak durumundalar.
Başka?
Sokak köpeklerinin itlafı meselesi oldu.
Köpek itlafları devam ederse, toplam köpek leşi sayısının en az birkaç milyonu bulması bekleniyor.
Özü nedir?
Gündem ve Algı Yönetim Daire Başkanlığı, mevcut iktidara süre kazandırabilmek için köpürtülebilecek her konuyu sündürü sündüre köpürtüyor.
Toplumu meşgul etmek için milyonlarca köpeğin katledilecek olması,
ya da birkaç yüz teğmenin geleceğinin mahvedilecek olması,
ya da TSK’nın savaş yeteneğinin etkilenecek olması,
ya da Narin başta olmak üzere her gün kaybolan 32 çocuğun kayıpları, acıları pahasına.
Bu işi bu kadar basittir.
Ne ülkenin bekası, ne insanların yaşamları…
Algınıza, duygunuza, yargınıza sahip çıkın.
İktidarların, yerel ve küresel oligarkların kuklası olmayın.
Cambaza bak oyununa alet olmayın.
Acizane benim fikrim budur.
Saygılar.
Veriler:
Ailelerine kavuşturulan çocukların sayısının yer almadığı istatistiklere göre,
2008 yılında 4 bin 517,
2009 yılında 5 bin 81,
2010 yılında ise 8 bin 81,
2011 yılında 10 bin 67,
2012 yılında 12 bin 474,
2013 yılında 16 bin 218,
2014 yılında 18 bin 696,
2015 yılında 17 bin 706,
2016 yılında ise 11 bin 691,
çocuk kayıp olarak bildirildi.
Toplam 104531 çocuk, boşuna sınamayın, ben sınadım.
Kayıp çocukların 59 bin 435’i kız çocuklarından oluşuyor.
https://anlatilaninotesi.com.tr/20180703/tuik-turkiye-kayip-cocuk-sayisi-1034119387.html
Son 8 yıldır verilerin açıklanmadığını kaydeden Karaca, “2016’dan bu yana veriler, ne İçişleri’nde ne Emniyet Genel Müdürlüğü ne Aile Bakanlığı verilerinde artık paylaşılmıyor”
https://www.gazeteduvar.com.tr/tuik-verilerine-gore-8-yilda-104-bin-531-cocuk-kayboldu-haber-1694083
Günde 2008-2016 yıllarının rakamlarını temel alırsak, ve geçen zaman içinde ülkemizde zaten bol bol bulunanlara ek olarak, Orta Doğunun, Afrikanın sayısız psikopat, anatisosyal kişilik bozukluğu olan mültecileri de dahil etmezsek günde ortalama 32 çocuğun kaybolduğunu kabul etmemiz gerekir.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı bünyesinde, yalan haberle mücadeleye yönelik oluşturulan birimdir.
Başka napar, bir vekilin itiraf ettiği gibi yüzbinlere varan AK-Trol’ün eşgüdümlü, bütçeli kara/gri propagandasını planlama dairesi olarak düşünün siz onu.
https://haber.sol.org.tr/haber/bir-aktrollden-itiraflar-sebekenin-nasil-isledigini-anlati-339338
Osmanlı Ocakları’ndan trollük itirafı: 200 bin kişilik ordumuz var, savaş veriyoruz
https://www.tamgaturk.com/eski-aktroll-orhan-sarikaya-dan-dikkat-cekici-itiraflar-197-bin-trol-var/49986
İletişim Başkanlığı – Prof. Dr. Fahrettin ALTUN
İletişim bilimleri profesörü olan Fahrettin Altun, doktora eğitimini İstanbul Üniversitesinde tamamladı.
Bir dönem >>>>>ABD<<<<<‘de akademik çalışmalarda bulunan Altun; İstanbul Şehir Üniversitesi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi ve İbn Haldun Üniversitesinde öğretim üyeliği, bölüm başkanlığı ve dekanlık vazifelerini yürüttü.
ABD bağlantısına dikkat.
Tıpkı hükümet sözcüsü, makara, kakaracı büyük elçi gibi.
Bunlar hükümetin içine ankaste edilmiş bizim oğlanlardır.
Bir yanıt yazın