Amerika ve bazı Avrupa ülkelerinde tuhaf bir akım başlamış.
Alabanda çeken restaurantlar
Alabanda çeken restaurant nedir ?
Eşiniz, sevgiliniz yada partneriniz ile birlikte bir akşam yemeğine çıkıyorsunuz.
Restaurant dan içeri girip gayet sıradan bir şekilde boş olan bir masaya usulca ilişiyorsunuz. İşte o andan itibaren Garson, aşçı, komi, temizlikçi işletme müdürü kısaca restaurant da görevli ne kadar görevli varsa hepsi tarafından espiri soslu azarlar işitip, aşağılanarak sipariş verdiğiniz yemeğinizi yiyorsunuz. Kalkarken de 100 Dolar veya 100 Euro’luk bir menüye 500-600 Dolar ya da Euro ödeyerek evinize dönüyorsunuz.
Bu tür işletmelere gidenlerin çıkarken “Ohhhh be!!! Hem doydum hemde rahatladım” deyip, demedikleri bilinmez ama o kadar para verdiklerine göre bundan oldukça memnun oldukları aşikardır.
Türkiye’de bu tür bir restaurant henüz yok.
Cevval bir işletmeci açacak olursa vallahi ve billahi 1 yılda hem şöhret hemde Karun kadar zengin olur.
Neden mi?
Biz buna genetik olarak buna çok hazır bir toplumuz da o yüzden.
Azarlanmayı, aşağılanmayı, gerektiğinde eşek sudan gelinceye kadar kötek yemeyi DNA yapımıza ilmek ilmek kendi ellerinizle işlemiş olduğumuzdan dolayı bu bize hiç ama hiç ters ya da yabancı gelmez.
Aslında bu uygulama bizde yüzyıllardır var ama başka bir format ile yapılıyor…
Kendimize vekil seçtiğimiz milletvekilleri, parasını vergilerimizle ödediğimiz bir cümle güvenlik elemanları ve bürokratlar, hakimler, savcılar, yoktan var ederek en tepelere oturttuğumuz siyasetçiler, ve onların eşleri, çocukları bu genetik ihtiyacımızı sık sık gideriyorlar zaten.
Özetle hazırız ve Jose Mourinho denilen yaratık da bunu fark etti…
İnandığım her şey üzerine yemin ederim ki bu konu Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor taraftarı olmakla ilgili değil.
Hatta özellikle Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarlarının stadyumlarda yaptığı Laiklik ve Mustafa Kemal Atatürk temalı tezerruatlardan inanılmaz derecede keyif alıyor ve memnuniyet duyuyorum.
Ama velakin şu Jose Mourinho denilen ucube varlığa da ayar oluyorum.
“Türkiye’de futbol oynanmıyor”
“Siz futbolu bilmiyorsunuz”
“Ben buraya Türk futbolunu adam etmeye ayağa kaldırmaya geldim”
“Stadyumlarınız berbat”
“Hakemleriniz cahil”
“Federasyonunuz tuhaf”
“Benim asıl hedefim Türk futbolunu marka yapmak”Vs.vs.vs.vs lafları, imâları ve tavırları
Höst ulan höst…
Adam bizim paramızı cebine koyup, ekmeğimizi yiyor ve resmen bizleri aşağılayarak hakaretler ediyor.
Maalesef ve maalesef bizler bu ucube varlığı çılgınca alkışlıyoruz.
Sanki bizler hiçbir şey bilmiyoruz, bu kıçı kırık bizim tepemize vura vura adam edip öğetecek.
O gelmeseydi biz hiçbir şey bilmeyecek, futbolun ne olduğunu dahi anlamayor olacaktık.
Sen işine bak, görevini yap.
Madem o kadar çok biliyorsun da bu takımı neden şampiyonlar ligine sokamadığını açıkla.
Fenerbahçe’yi şampiyon yap sonra defolup gitmek istiyorsan git
Uzun sözün kısası…
Bizler, bizden hakaret ve aşağılanma görmeye alışık olsak da bu haline bakmadan hasan dağına odun toplamaya giden Portekizli’ye birilerinin bu milletin binlerce yıllık geçmişini ve kendi millettinin geçmişini hatırlatarak haddini bildirmesi gerekir diye düşünüyorum.