TANRI’nın varlığının somut kanıtı

TANRI’nın varlığının somut kanıtı; yarattığı evrenin anayasası olan,
elçisine yazdırdığı Kitabı KUR’AN!

(Zariyat,20)”Kesin inananlar için yeryüzünde Allah’ın varlığının açık kanıtları vardır.”

(Hadid,3)”Zâhir’dir O, her şeyde belirir; Bâtın’dır O, gözlerden gizlenmiştir-varettikleriyle bir tek rab ve yegane ilâh olarak O, apaçık ortadadır-varlığının kanıtları apaçıktır. Ama gerçek varlığı insan için gizlidir-hiç kimse O’nun mahiyetini tam olarak kavrayamaz-bütün varlığın hem görülebilen sebebi, hem de görülmeyen hakikatidir.”

(Ankebut,51)”Kur’an yetmiyor mu?”

(Şuara,192)”Hiç kuşkusuz Kur’an, âlemlerin-evrenlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.”

(Yâsin,3,5)”Muhakkak ki sen, elbette gönderilen elçilerdensin.
Kur’an Aziz ve Rahim olan Allah tarafından indirilmiştir.”

(Saff,9)”Allah, gerçek tevhit dinini bütün yönleriyle ortaya çıkarsın diye, elçisini doğru yol rehberi-Kur’an ile gönderdi, rivayetleri din yapan ortak koşanlar-ara tanrıcılar öfkelense-hoşlanmasa da…”

(İsra,46)”Rabbini yalnızca Kur’an’da, tek Tanrı olarak andığında nefretle geriye dönüp kaçarlar.”

(Kehf,29)”Gerçekleri içeren Kur’an Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen reddetsin.”

(Nisa,155)”Verdikleri misakı-sözü bozdular, Allah Kelâmını reddettiler, nebileri haksız yere öldürdüler, ‘kalplerimiz(akıl merkezi beynimiz) bilgi ile doludur-(peygamberlere ihtiyacımız yok) diye böbürlendiler. Gerçeği yalanlayarak nankörlük ettiklerinden Allah kalpleri(akıl, idrak merkezi beyinlerini) kilitledi. Pek azı hariç onlar inanmazlar.”

(Yunus,90,91)”Sonunda (Firavun) boğulmaya başlayınca: ‘İnandım, gerçekten İsrailoğullarının iman ettiği Allah’tan başka tanrı yok, artık ben de teslim olanlardanım’ dedi.
Şimdi mi? (Ölüm korkusundan mı)-gözlerden perdenin kaldırıldığı zaman mı? Oysa şu ana kadar isyan edip duruyordun, hayatın boyunca bozgunculuk peşinde koşmuştun!”

TANRI-ALLAH’a;
görünce inanmak;
‘İNANMAK’ olmuyor ki!!!
Elle tutulur, gözle görülür somut kanıt isteyenlere evrenin olağanüstü akış sistemini koordine eden muhteşem, mükemmel, muazzam, kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir KOORDİNATÖRÜN, bir sistem YÖNETİCİSİNİN varlığı;
bütün bunlar yine de yetmiyorsa;
tüm evren sistemini anlatan Kitabı KUR’AN inanmak isteyen(!)
için somut kanıtı!

Sahibinin tek TANRI-ALLAH olduğu, dini ‘İslam’ inanç özgürlük sisteminin anayasası olarak sunduğu; bilgilendirdiği, uyardığı, önerilerde-öğütlerde bulunduğu Kitabı KUR’AN!

(Neml,77)’Hiç şüphesiz ki Kur’an, kesin inananlar, (ve inanmak isteyenler) için mutlak doğruyu gösteren bir rehber ve güç-sevgi kaynağıdır.”

KUR’AN’a inanılmaması
değildir, esas sorun.

KUR’AN’ın;
yobazların, din satıcılarının, saltanatı, çıkarı için kullananların tekelinde olmasıdır, baş sorun.
Tekellerine aldıkları KUR’AN’ı,
Arapça okutarak
KUR’AN’ın içeriğinin bilinmesini engellerken;
peygamber hadisi-sünneti
‘şirk’ dinini ‘din’ diye pazarlamasıdır
başa bela sorun!
Bu tekelcilerin kendi sapkın, şirk din’lerini, dayatması, baskısı, zulmüdür, en büyük sorun!

İnanan inansın,
inanmayan inanmasın;
insanlar arası ilişkilerde
hiç önemli değil ama
din alanını boş bulan,
istediğini cennetlik yapan,
çıkarına, sapkınlığına karşı çıkanı da kâfir, cehennemlik ilân eden, ‘İNANÇ’ sömürücü, satıcı, kendilerine kul yapıcıların
ellerinden, dillerinden, tekellerinden
ve EN önemlisi
tecavüzcü sapık-sapkınların
tasallutundan acilen!
KUR’AN kurtarılmalıdır!

‘Din düşmanı’ derler korkusu(!),
yerini artık cesarete bırakmalıdır.

‘Laiklik koruyucu’ partililere güvenip
din sömürücülerle mücadele ederek ülkeyi bu zulümden kurtarırlar zannıyla tıpış tıpış oylarımızla,
aslında koltuk kapma kapışması yapan siyasileri kurtarıyormuşuz.

Atatürk’ü sömürenlerle,
tasmalı(!?) köpekleriyle sosyal medya paylaşımı yapmaktan bıkmayan ünlüleriyle,
okur-yazar eğitimlileriyle,
zenginleri, aydınlarıyla(!), çocuklarına çok düşkün olup tüm yatırımlarını çocuklarına, çocukları için yapanlarıyla dolu ülkenin insanlarının da
TEK mücadele alanları,
zavallı köpeklerin canlarını kurtarmakmış!!!

‘Köpek hakları’ için canla-başla verdikleri mücadelenin AZICIĞINI,
milli eğitimi(!),
dini eğitime çeviren,
ülkenin yetim, yoksul çocuk ve gençlerini şirk dinleriyle
kendilerine kul yapanlarına,
köleleştirenlere karşı da
verselerdi YA!

(Nisa,9)”Kendileri ölüp arkalarında bakıma muhtaç çocuklar bırakacak olsalardı, hâlleri nice olurdu diye kendi çocukları adına endişe duyanlar, yetimlerin hakkını çiğnemekten öyle korksunlar, düşünsünler, ürpersinler! Aynı şeyin kendi çocuklarının başlarına gelebileceğini, haklarının yenilebileceğini, toplumda hakları elinden alınarak fakir duruma düşürülebileceğini akıllarına getirsinler! Buna göre davranıp adaletten dışarıya çıkmasınlar!”

(Bakara,220)”Yetimlerin (mallarını muhafaza ederek, haklarını koruyarak ve onlara yardımda bulunarak) hayatlarını düzene sokmak-erdemli kişiler olarak yetiştirmeniz en büyük iyiliktir-sahipsiz bırakmaktan daha hayırlıdır-en doğru olandır.”

(Nur,20)”Ya Allah’ın size sevgi ve saygısı olmasaydı! Ya Allah duyarlı ve merhametli olmasaydı!”

(TaHa,3,4)”Kur’an, Allah’a saygı duyanlara bir öğüt olsun diye, yeri ve yüce-görkemli gökleri yaratan Allah tarafından indirilmiştir.”

(Hud,17)”Kur’an’dan asla şüphen olmasın! Kur’an, Sahibin-Rabbin tarafından indirilen gerçektir, insanların çoğu ona inanmasa da…

(Zümer,23)”Kur’an, Allah’ın rehberi-yol göstermesidir.”

(Câsiye,11)”Kur’an rehberdir.”

(Hakka,51)”Kur’an, gerçek kesin bilgidir.”

(Yunus,37)”Kur’an Allah’tandır.”


Yazıları posta kutunda oku


“TANRI’nın varlığının somut kanıtı” için 2 yanıt

  1. Çevirmenlik avatarı
    Çevirmenlik

    ❗️❓ Tanrı’nın varlığının NASIL SOMUT kanıtı?
    KURAN başlıbaşına kendi içinde tezatlarla dolu. Kendini ifşa ediyor.

    Açıyoruz İslam dininin yegane kaynağı ve referansı Kuran’ı.
    Ne görsek iyi?
    Allah kendi yarattığı “yıldızlara yemin ederim ki” neden der de kendini yıldızlardan düşük tutar?

    Nebe suresi 33. Ayet tam tercümesi: cennette “Memeleri yeni tomurcuklanmış yaşıt kızlar” vaadeder.
    Oysa bunu bir başka tercüme kıvırmıştır: “mükemmel eşler”‼️şeklinde.
    “Hatasız” ve “mükemmel”, kusursuz olan “Allah’ın kelamı” dediğiniz Kuran’ın tercümelerinde bu tür eğriyi doğru gösterme çabasına neden ihtiyaç duyulmuştur, hiç düşündünüz mü?

    Tercüme mümkün olduğunca birebir yapılır. Hele sözkonusu hiç değiştirilmediği iddia edilen Kuran ise! Bunu da bilin!

    Tapınmak başlı başına ilkelliktir.

    Tüm inançların birkaç temel kaynağı vardır. Bilinmeyene yönelik korku da onlardan biridir. Bilgi yetersizliği, cehalet, sorular, çıkar ilişkileri, sosyal şartlar, güç savaşı gibi gerekçeler de bazı diğer örnekler.

    Allah, god, tanrı, put … yanıt veremedikleri sorulara yanıt uyduranların ürünüdür.

    Güçlerini pek çok “lider” bununla pekiştirmiştir. Firavunlar gibi. Şimdiki firavun da RecYipDoğan.

    İnsanlar korkularının, bilgisizliklerinin, vs eseri olarak tanrıları yarattı.
    Önce bu güneşti, aydı, suydu, taştı ateşte hatta insandı derken putlara, çoklu ruhlara oradan da tek tanrıya geçti. İNANÇ DÜNYASI bile EVRİM GEÇİRİYOR! Siz evrimi de reddediyorsunuz!

    İlkelliklerin hepsi tapınma anlayışında, dinlerde var ve Kuran da ilkellik ve cehalet ile dolu!
    Evet, açık söylüyorum. Gerçeği yazdım diye kinlenmeyin!
    Hani şu “Allah’ın kelamı” Kuran! Şu ortalığı karıştıran Şeytan’a gücü yetmeyip ceza vermeyen ama kandırılan Havva ve Adem’e ve ardındaki nesillere ceza yağdıran “adaletli Allah’ın kelamı” Kuran!
    Bunu yaparken onların çocuklarının yani kardeşlerin üremek için mecbur birbirini becermesi gerektiğini hesaba katamayan Allah’ın kelamı Kuran başka neler diyor, bakalım:
    Mesela Nisa suresi 3. Ayetin (evlilik hakkında) bitimi şöyle: “…diğer beğendiğin kadınlardan 2.,3., hatta 4. ile evlenebilirsin. Eğer gene adaletli olamamaktan korkarsan o zaman bir tane ile YA DA CARİYENLE (kölenle) YETİN”.

    Köleliğe hayır diyemeyen, hep erkeklerin uçkuruna çareler düşünen Allah’ın kanunları❗️

    Kuranın BİREBİR TERCÜMESİNİ, yorumsuz açıklamasız okuyun. Tesfir, meal falan yorumlarla değil. BİREBİR CÜMLE TERCÜMESİ!
    Okuyun anlayın.
    Fakat bunu yaparken ön yargılardan, empoze edilmiş ezberletilmiş konulardan kendinizi soyutlayarak yapın bunu. Hatta Arapçanız varsa orijinalini anlayarak okuyun.

    Din kitapları ve dinler özellikle kitlelerini büyütüp kontrol etmeye ve güç unsuruna odaklıdır. Bilgisizliğin olduğu yerde “çok bilge ve çok iyi niyete hizmet eden” görünümü vardır. Ancak hiç bir din bilgi çerçevesinin dışında kalan konulara değinemez. Dinozorlardan, Neandertal insanından, mesela Ortadoğu bölgesinde yetişmeyen meyveden bile bahsedemez.

    Anlayarak yalın haliyle Kuran okursanız:
    – kadını sıfıra indirgediğini
    – erkek hakimiyeti odaklı olduğunu
    – uçkurla uğraştığını
    – köleliği reddetmediğini
    – o zaman bilinmeyip bugün bilmen bilimsel konulara cahilce ve aptalca yanıtlar uydurduğunu
    – büyük bir bölümünün sözcük tekrarı olduğunu
    – günümüz bilgi birikimimizle bakıldığında gerçekten ilkel olduğunu
    – Allah’ın Ebu Leheb ile kavgasını
    – tüm kadınların, herkesin karısının Muhammed’e helal ve
    – Muhammed’in karılarının herkese haram kılındığını
    – dünyada yasaklanan her şeyin cennette mükafat gibi gösterildiğini
    – doğa olaylarına cahil gözüyle açıklamalar uydurduğunu
    – diğer kitaplardan hikaye alıntılarını tekrarladığını görürsünüz.
    – …
    Kısaca saçma sapan bir Emevi yapıtı dini anlamadan “uygulayan” ve bu yolla ilkel Emevi-Arap kültürüne hapsedilen nadir toplumlardan olduğumuzu göreceksiniz.

    İslam günümüzde geri kalmışlığımızın, bilimden uzaklaşmamızı, ayrımın ve yıkımın kaynağı, bizi sömürge ülkesi yapmak isteyen emperyalistlerin ARACIDIR!
    Bilimden uzaklaştırmak ve kolay sömürmek için toplumlara dinleri sunan emperyalizme hizmet edilindiğinin FARKINDA BİLE DEĞİL HALKIN MÜSLÜMANLIK ŞÖVALYELİĞİNİ ÜSTLENEN BÜYÜK BİR KESİMİ!

    Kuran’da, günümüzde bilimle açıklığa kavuşmuş pek çok konu, o günün cehaletinde çözülememiş haliyle yorumlanmış, hiç bir konu bilimin verdiği netlikte açıklanamamıştır.

    Bilgi yoksunluğundan açıklayamadığı olaylara aynı ilim eksikliğiyle Muhammed’in verdiği açıklamaları, bilim net açıklayınca, “aha bak” diyorsunuz.
    “Sizin için gökleri ağlattık” dese, yağmuru, “yeri kaydırdık” dese depremi “önceden yazmış” diyorsunuz.

    Gece gündüzü geçemez diyor.
    “Su ateşi ıslatamaz” demekten ne farkı var?
    Ya da “öleceğin günden ne bir gün önce ne bir gün sonra öleceksin” demek gibi.

    Kuran bir yığın ilkel bakışın cümleleşmiş haliyle dolu.
    “Gökkubbeyi örtü yapmış”, “dağları kaydırmış”, “güneş ve ay kendi yörüngelerinde yüzmüş”.

    Öteki gezegenlerden Allah’ın haberi hiç yokmuş anlaşılan!

    Ve karşımızda bundan nemalanmış ve nemalanan, eğrileri doğru göstermeye odaklanmış bir yığın güruh!
    Yok bir sürü “alim” varmış, yok efendim yabancı bilim adamları araştırMIŞŞŞ, sonra Müslüman olMUŞŞŞ gibi zırvalarla kendinizi kandıranlar…
    Size doğruları anlatmaya çalışanları anlamaya, söylenenlerin doğruluğunu sorgulamaya, araştırmaya çalışın. Doğrusunu yaparsınız.

    Bir zamanların CAHİLİYESİNE medeniyet ve iyileştirme getiren İSLAM, HIRİSTİYANLIK, YAHUDİLİK dinleri,
    günümüz ilim seviyesi ve medeniyet anlayışı açısından bakıldığında
    CAHİLİYENİN TA KENDİSİDİR.

    İnsanoğlunun en büyük zayıfı başlangıç ve son ile düşünme yetersizliğidir. Çünkü insan beyninin bir kısıtlı zaman anlayışı var. Gün, iş, hayat,… başlar ve biter. Oysa zaman kavramı insana özgü. Bir başlangıcın olmadığı, bir bitişin olmayacağı bir evren var oysa. Allah olarak tanımladığınızda da hep vardı, hep olacak demiyor musunuz? Sonsuz büyük, her yerde demiyor musunuz? Tüm varlığıyla ve sonsuzluğuyla evreni ve içindeki herşeyi anlatır bu.
    Evrim kuramına da çok güzel uyan bu kavram için başka masala kıvrık yalana gerek yok.
    Tapınmaya falan hiç de gerek yok. Düşünen, medeni, iyiyi ve doğruyu seçen, adam olmaya çalışan insan olmaya gerek var!

    Sen gel burada yaşa, imtihan edil, sonra ceza çek/ödül al diye bu dünya ve sen yaratılmış olamazsın çünkü tarifini yaptığın “yüce varlık” hiç bu vicdansız ve insafsız alakayla bağdaşamaz.

    Ayrıca şunu da iyi anlayın:
    Bilimin, mantığın (henüz ya da hiç) yanıtlayamadığı soruların varlığı din masallarını, yanlış sorular üretip masal yanıtlar veren dinleri doğru ve gerçek kılmaz.

  2. Yasemin Çin avatarı
    Yasemin Çin

    Saygıdeğer turkishnews yöneticileri,

    KUR’AN için yaptığınız hizmet, gösterdiğiniz ilgiye
    sonsuzca teşekkürlerimi ve minnetimi sunuyorum.
    Arapça harfli KUR’AN, tespih, Kâbe görselleri,
    zaten önyargı olan;
    ‘illa ki Arapça okuyacaksın’
    dayatma zulmünü hatırlatıyor endişesi taşıdığımdan,
    farklı görsel kullanmak
    KUR’AN evrenselliği adına
    daha mı iyi olur acaba sorusuyla
    takdirinize bırakıyorum.
    Ve tekrar en derin saygılarımı sunuyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir