Ekonomiden Sorumlu Bakan Mehmet Şimşek’in uyguladığı politikalar sürekli eleştiriliyor. Şimşek’in yanlış uygulaması ile turizmi de ekonomiyi de bitirdiğine dikkat çekiliyor.
Şimşek, aynı zamanda iktidar yanlılarınca da eleştiriliyor. Yanlış işlere yöneldiği söyleniyor.
Kamuda tasarrufun olmadığı bir dönemde ipin uçunun yakalanamayacağı da ifade ediliyor.
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işın Çelebi, para politikasının şu anda tamamen ekonominin soğuması üzerine inşa edildiğine işaret ederek, faiz oranını yüzde 50 düzeyinde devam ettirmenin ihracatı ve turizmi sıkıntıya sokarken işsizliği de artırdığını kaydetti.
Merkez Bankasının faizi yüzde 50′ de tutması ekonomi çevreleri tarafından farklı etkileri açısından değerlendiriliyor.
Devlet eski Bakanı ve Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işın Çelebi, Türkiye’de bütçe açığının hızla arttığına işaret etti. Çelebi, şunları söyledi:
“Bütçe açığı 844 milyar TL ve bunun yaklaşık 650 milyar TL’si faiz harcaması. Maliyet fiyat dengesi kurulamadığı sürece bütçe açığı, Hazine’den karşılanacak ve enflasyonun artmasına sebep olacak. Döviz rezervini artırmanın yolu üretimi artırmaktan geçiyor. Sıcak para bir nevi kiracı gibi düşünülmelidir, havadan parasını alıp gitmektedir. Enflasyon üretim, verimlilik ve uluslararası rekabet gücü ile düşürülebilir. Enflasyon muhasebesinden öz kaynakları kuvvetli olan kuruluşlar pozitif etkilenir; banka kredileri kullananlar ise negatif etkilenir.”
Çelebi, şu anda kamu harcamalarının yeterince artmıyor gibi görünmesine rağmen kamu harcaması kabul edilen bütçe açığının ve faiz giderlerinin artığına işaret ederek bunun ciddi sorunlara neden olduğu uyarısında bulundu.
Bu kapsamda kamuda tasarrufunun önemine değinen Prof. Dr. Işın Çelebi, tasarrufta dengeyi ve eşitliği sağlamanın şart olduğunu anlattı. Gelir dağılımında emekliler gibi dar gelirlilerin belli bir ücret düzeyinin altında tutulduğunu, asgari ücretin yıl sonuna kadar dondurulduğunu ve tarım ürünlerine verilen desteklerin kısıtlandığını vurgulayan Çelebi, çiftçilerin yollara dökülmesiyle bu sorunların gün yüze çıktığını aktardı.
Sıcak para politikasının artı ve eksi yönlerine de değinen Çelebi, artı yönünün Türkiye’nin döviz rezervlerini geliştirmek için kullanıldığını ancak negatif yönünün de göz ardı edilememesi uyarısında bulundu. Enflasyon ve faiz oranlarının yüzde 50 civarında olduğunu altını çizerek, sözlerine şöyle devam etti:
“Merkez Bankası raporuna göre gelecek sene Temmuz ayında enflasyon beklentisi yüzde 28’e inecek. Yani faiz yüzde 50 iken enflasyon beklentisinin 28 olması demek yurt dışında yüzde 22 kaynak transfer ediyorsunuz demek. Real faiz, o zaman yüzde 22 gibi bir kaynak transferine yol açıyor. Bu çok önemli. Bu asgari ücretlilerden gidiyor. Dar gelirlilerden gidiyor. Türkiye’nin üretiminden ve ihracatından gidiyor. Turizm gelirlerinden gidiyor”
Sıcak parayı geçici kiracıya benzeten Çelebi, “Kira geliyor, dolar bazında 100 dolar getiriyor, yüzde 50 faizle 100 dolara karşı 150 dolar alıyor gidiyor. Bu geçici bir para, kalıcı değil” diye konuştu.
Yazıları posta kutunda oku