ÇAĞLARI AŞAN ROMA HUKUK DEĞERLERİNDEN BAZILARI…
Günümüz hukuk uygulamalarını Roma hatta Mecelleden bile geride olduğumuzu fark ettiğimden bu yana derlediğim bazı Roma Hukuk İlkeleri ve Atilla SAV’ın Torba Kanun uygulaması için kaleme aldığı kaleme aldığı 595 sayfalık bir kitap var burada. Yasa Yapma Sanatının Ölümü (Torba Yasalar)
A verbis legis non est recedendum | Kanunun lafzından uzaklaşılmamalıdır |
Actori incumbit onus probandi | İspat yükü davacıya aittir |
Ames iudicio, non amore iudices | Hüküm sevgi ile verilmeli, fakat sevgiden hareketle verilmemelidir |
Argumenta non sunt numeranda, sed ponderanda | Deliller sayılmaz, tartılır |
Benignus leges interpretandae sunt, quo voluntas earum conservetur | Kanunlar amaçlarına uygun olarak yorumlanmalıdır |
Civis romanus sum | Türkçede Ben Roma vatandaşıyım anlamına gelen Roma dönemine ait hukuksal bir tanımlama. Roma sınırları içinde Roma vatandaşı statüsünde olan bir kişi herhangi bir problemle karşılaştığında bu sözü söyleyerek tüm haklarının garanti altına alınmasını ve Roma vatandaşı statüsüne uygun şekilde yargılanmasını sağlamış oluyordu. Cicero In Verrem adlı eserinde Roma vatandaşlığı hakkında bilgi vermiştir. Civis romanus sum sözünü söyleyen tarihi kişiler Birleşik Krallık başbakanlarından Henry John Temple Don Pacifico meselesi görüşmelerinde bu sözü söylemiştir.[1] John F. Kennedy 26 Haziran 1963 tarihinde Ich bin ein Berliner sözünü söylediği ünlü konuşmasında ayrıca Civis Romanus Sum sözünü de söylemiştir.[2] İncil’in Elçilerin İşleri kitabının 22.bölümünün 28.bâbında Pavlus doğuştan Roma Vatandaşı olduğunu ifade etmiştir. |
Clausula rebus sic stantibus | Latince “koşullar değişmediği sürece” anlamına gelen, antlaşmaların yapıldığı koşullarda köklü bir değişim olması durumunda uygulanmamasına imkan veren uluslararası hukuk ilkesidir. Türkçede emprevizyon nazariyesi olarak da anılır. Uluslararası hukuk sisteminin en önemli ilkelerinden olan pacta sunt servanda’ya ahde vefa / sözünü tutma istisnai bir durum oluşturur. Örneğin Türkiye, 1923 yılında imzalanan Lozan Boğazlar Sözleşmesi’nin günün şartlarına uymadığı gerekçesiyle, 1936 yılında Boğazlar için yeni bir rejim saptanmasını teminen bir uluslararası konferans çağrısı yapmıştır. Bu talep üzerine gerçekleştirilen Montrö Boğazlar Sözleşmesi uluslararası hukuk açısından rebus sic stantibus ilkesine dayandırılmıştır. |
Confessio est regina probationum | İkrar, delillerin kraliçesidir |
Consuetudo est optima legum interpres | Uygulama kanunun en iyi yorumcusudur |
Conventio est lex | Anlaşma, kanundur |
De jure | “De jure”, de facto teriminin karşıtıdır. “Kanuna göre” veya “hukukî olarak” manasına gelir. Hukukî bir durum tartışılırken, “de jure” kavramı, konu hakkında kanunların ne söylediğini; “de facto” ise gerçek hayatta uygulamanın nasıl olduğunu belirtir. Yani “de jure”, kanuna göre olması gerekeni; “de facto” ise olanı ifade eder. |
Delicta parentium liberis non nocent | Ana babanın suçu çocuklarına zarar vermez |
Facta per testes, non pacta probantur | Tanıklarla anlaşmalar değil, vakıalar kanıtlanır |
Familias consenvari publice interest | Ailelerin muhafazasında toplumun yararı vardır |
Geminant peccatum, quem delicti non pudet | Fiilinden utanmayanın suçu ağırlaşır |
Genera non pereunt | Neviler telef olmaz |
Generalia specialibus non derogant | Genel olan özel olanı ilga etmez |
Generalibus specialia derogant | Özel olan genel olanı ilga eder |
Haec sunt praecepta iuris: Honeste vivere, neminem laedere, suum cuique tribuere | Hukukun emirleri şunlardır: Şerefli yaşamak, kimseye zarar vermemek, herkese kendisinin olanı vermek |
In dubio pro reo | Şüpheden sanık yararlanır |
Ius naturae bes immutabile | Tabii Hukuk değişmezdir |
Jus sanguinis | Ülkelerin vatandaşlık kanunlarına göre, arzuları üzerine bireylerin kendi ailelerinin veya atalarının sahip oldukları vatandaşlığa geçebilmelerini sağlayan ve kan bağına bağlı olarak atfedilecek hukuk ilkesidir. Latince jus hak ve sanguinis kan sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Herhangi bir vatandaşlığın ülke toprakları içerisinde dünyaya gelinmesiyle kazanılmasını sağlayan hukuk ilkesi ise jus soli’dir. |
Jus soli: | Jus: Hak, Soli: Toprak, doğuştan vatandaşlık olarak da bilinen, uyrukluk veya vatandaşlık ile ilgili devletin sınırları içinde doğan her birey için kabul edilebilir olan bir haktır. Jus soli, Dünya ülkelerinin yaklaşık % 20’sinde görülmektedir. Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ekonomisi gelişmiş ülkeler yasadışı yabancı kökenli insanların doğan çocuklarına otomatik vatandaşlığın verilebildiği ülkelerdir. Örneğin, ABD sınırları içinde doğan her çocuk, ebeveynlerinin ülkesinin yasası ne derse desin otomatikman ABD vatandaşıdır. Yabancı diplomatların ABD’de doğan çocukları bu kuralın istisnalarıdır: onların çocukları yabancı ülke topraklarında doğduğu varsayılır. Hiçbir Avrupa ülkesinde yasadışı yabancıların doğan çocuklarına otomatik olarak vatandaşlık verilmemektedir. |
Leges ab omnibus intellegi debent: | Kanunlar herkes tarafından anlaşılabilir olmalıdır |
Leges breves esse oportet, quo facilius teneantur | Daha kolaylıkla uyulması için kanunların kısa olması lazımdır |
Lex didia et Caecilia | Türkçesi “Her konu için tek bir yasa teklifi yapılmalı ya da “Her konu tek bir yasa teklifi ile olur ( torba yasaları bir düşünün hele.) |
Lex lata | Lex lata, diğer adıyla de lege lata yürürlükte olan hukuku ifade eden Latince deyimdir. Türkçe karşılığı pozitif hukuktur. |
Litorum usus publicus est: | Kıyılar herkes tarafından kullanılabilir |
Male iure nostro uti non debemus: | Hakkımızı kötüye kullanmamalıyız |
Ne bis in idem crimen iudicetur: | Aynı suç dolayısıyla iki defa mahkûmiyet kararı verilemez |
Necat iudex ultra petita partium: | Hakim tarafların talepleri dışına çıkamaz |
Nemo tenetur se ipsum accusare prodesse: | Hiç kimseden kendisini suçlaması beklenemez |
Non alienat, qui dumtaxat omittit possessionem: | Sadece zilyetliğinden vazgeçen kimse mülkiyeti elden çıkarmış olmaz |
Non plus in accessione potest esse, quam in principali obligatione: | Ana borçtan fazlası fer’ide mevcut olamaz |
Non servata forma corruit actus: | Şekle uyulmamışsa muamele yıkılır |
Nulla poena sine lege | “kanunsuz ceza olmaz” anlamına gelen Latince hukuk terimi. Suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin iki ayağından birini oluşturur. |
Nulla societas in aeternum: | Ebediyete kadar devam eden şirket olmaz |
Nullum crimen sine lege | “kanun yoksa suç da yoktur” anlamına gelen Latince hukuk terimi. Suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin bir ayağını oluşturur. |
Nullum crimen, nulla poena sine lege: | Kanunsuz suç, kanunsuz ceza olmaz |
Omnis qui profitetur artem, culpam levissimam praestat: | Bir beceriyi meslek edinmiş olan herkes en hafif ihtimalinden sorumludur |
Pacta Sunt Servanda | Ahde Vefa uluslararası hukuk kurallarının oluşmasında etkili olan ve devletin anayasasında var olan ve devlete antlaşma yapma yetkisi tanıyan kuraldır. Antlaşmalar hukuku kuralıdır. Bu kuralın bağlayıcı niteliği, iyi niyet ilkesine dayanmaktadır. Ahde vefa ilkesi, devletlerin imzaladıkları antlaşmaların kurallarını kendi iradeleri ile kabul etmiş olmaları gerçeğine dayanmaktadır. Normlar hiyeraşisinde en tepede yer alır ve devletler genel hukukunda tüm devletlerin aslında onlardan daha üst bir kuvvet olmamasına karşın sırf yaptıkları anlaşmalara riayet edecekleri düşüncesi ile -daha farklı bir söylemle kendi iradelerine yine kendi iradeleri ile imzaladıkları sözleşmelerle kayıt altına alacakları düşüncesi ile- ortaya çıkmış bir kuraldır ve devletler genel hukukunda “bağlayıcılık” sorunun çözülmesine büyük katkısı olmuştur. |
Pacta sunt servanda: | Anlaşmalara uyulmalıdır |
Par deliquentis et suasoris culpa est: | Failin ve azmettirenin kusuru eşittir |
Perfecta emptione periculum ad emptorem respicit: | Alım satım tamam olunca hasar alıcıya geçer |
Poena debet commensurari delieto: | Ceza file göre ölçülmelidir |
Possessio non est iuris, sed facti: | Zilyetlik hukuka değil, fiiliyata ilişkindir |
Pro bono | Latince’de “toplumun iyiliği için” manasına gelmektedir. Terim genel olarak ücret alınmadan, gönüllü olarak yapılan işleri ifade etmektedir. Bu hizmetler genelde hizmet bedellerini karşılayamayacak olanlar için sunulmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde avukatların iş etiği kuralları içerisinde yılda en az 50 saat pro bono servis vermeleri tavsiye edilmektedir.[1] Bazı eyaletlerde bu servisin saati değişebilmektedir. |
Prout, quidque contractum est, ita et solvi debet: | Akdedilen hukuki işlem yapıldığı şekilde ortadan kaldırılmalıdır |
Quae publice fiunt, nulli licet ignorare: | Aleni olanı bilmediğini kimse öne süremez |
Quidquid est in territorio, est de territorio: | Ülkede olan her şey ülkenin kanunlarına göre değerlendirilir |
Quilibet praesumitur bonus, usque dum probetur contrarium: | Aksi ispat edilinceye kadar bir kimsenin iyi niyetli olduğu karinedir |
Res iudicata alii non nocet: | Hükümler başkalarına zarar vermez; hükümle ancak taraflar bağlanır |
Restitutio ad integrum | Eski hâlin iâdesi anlamına gelen Latince terim. Ortak hukuk sisteminde tazminatla ilintili işlemlerde temel ilke olarak uygulanır. |
Scriptura privata non scribente nihil probat se ipsa: | Resmi belgeler düzenledikleri hususu ispat etmiş sayılır |
Sola cogitatio furti faciendi non facit furtum: | Sadece hırsızlığı düşünmek kişiyi hırsız yapmaz |
Tutor rem pupilli emere non potest: | Vasi vesayeti altındaki küçüğün malını satın alamaz |
Ubi non est culpa, ibi non est delictum: | Kusur yoksa haksız fiil suç de yoktur |
Victus victori in expensis est condemnandus: | Davayı kaybeden masrafları kazanana ödemeye mahkum edilmelidir |