Sıcaklardan uzun zamandır dışarı çıkmıyorum.
Yaşlı bir adamı dünyanın dışına koymuş gibi odamda yaşıyorum. Zaman ve mekân duygusundan uzak, tv bozuk tamiri çok pahalı yeni bir tv al daha iyi. Sadece eski model cep telefonum ile iki kanal pilli radyom yanımda.
Şehir dolmuşu minibüsler daha sabah servise başlamamış iken komşum AKP ilçe teşkilatının tuttuğu münibüslerle Filistin Gazze şehidleri için resmi yas ilanı sebebiyle (Arap ülkeleri Filistin şehitler için yas ilan etmezken) Çamlıca Selahatin Camiine sabahın köründe namazı kılmaya götürüldüklerini bitmiş tansiyon ilacım almaya gittiğimde öğlen evime yakın eczanede karşılaştığımızda komşum kendi söyledi..
Halbuki KomşumAKP ye oy verdiği halde AKP li değil diye daha yeni işten çıkarılmış yerine Suriyeli vasıfsız bir işçi alınmıştı. Üsküdar’daki camilerin çoğu boş git kendine yakın Üsküdardaki caminin birinde kılsana yas namazını.
130 bin depremzede, bayram trafiğinde can verenler her yıl Fırat Kalkanında ve sınır çatışmalarında şehid olan askerler için beniçimden dua okudum yas tuttum Walla! Depremde, bayram trafiğinde can verenler, her yıl Fırat Kalkanınında ve sınır çatışmalarında şehid olan askerlerden yaralanlara ne olduğu haberini hiç öğrenemedik öldüler mi sakat mı kaldılar. Diyanet Lösemi hastası çocuklara kurban bağışı yapın ilanlarını asmış sağa sola yandaş tv lerde de kurban bağışı reklamları yayınlanmakta. Bu yoksullukla mahallede kurban kesen hemen hemen yok. Neyin kurbanını kime vereceksin. Şeker ve Kurban bayramı trafiğinde ölenlerin sayısı her yıl artıyor. Trafikte ölenler şehit cenazelerinden fazla oldu. Kıskançlık, hırs ve yoksukluk sebebiyle eşlerin yakınları tarafından bıçaklanarak kanlarının akıtılmasına toprak doydu. Kan dökmeye meraklı bir kitle. Diyanet kurban kesme için yer göstermiş uluorta karısını bıçaklayarak kan akıtanlar için de yer gösterse ya diyesim var.
Moralimi bozmamaya dikkat ediyorum. Arada havalandırıyorum odamı..Gereksiz insanlarla gerekmedikçe konuşmamaya gayret ediyorum. Birbirinden kopuk ve birbirini anlamayan bir toplum var.
Hayat gülle diken arasında yazısız geçmesin diye arada tekrar tekrar okuyup şiirlerimi düzenliyorum. Olumsuz bulduklarımı ayıklıyorum. Hepsi olumsuz ve muhalif şiirler. Olumlu şiir yok aşk şiiri dışında. Epey de birikti sosyal ve aşk içeren şiirler. Bu ortamda nasıl aklıma düşüyor aşk şiiri yazmak ben de şaşıyorum kendime.. Bir ara düzenlediğim şiirlerimi dijital ortamda çoğalttım ve bastırayım dedim. Sakal bıraktım ve enseme yakın az kalmış saçlarımı toplayıp at kuyruğu yaptım. Kulağımım tekinde küpe de olsa tam çakma şair görüntüsü bir adam profili.Tipim uygun sanatçı ve muhalif bir tip. Başvurdum orta halli bir kitapevine. Medyatik ve sansasyonel biri olmadığım için şiirlerimi daha okumadan kitapevi basmaya yanaşmadı. Satışı olmaz dedi ve basmak için de üstüne para istedi. 1000 adetten aşağı basamazlarmış.
Hayata olumlu bakmaktan çıkalı çok oldu, eski sakalsız enseden az at kuyruksuz saçlı efendi görünümlü fotoğrafımı iliştirdiğim aynanın kenarına. Her sabah geçiyor konuşuyorum eski halimle.
Artık, iki duble rakı içemiyorum. Akşamları çilingir sofrası kurup rakı içmek mazide kaldı. SGK emekli maaşımı idareli kullanmam gerekiyor. Kalbimi birkaç anı ve şiire sarıp oyalanıyorum. Tekdeğişmeyen tarafım hâlâ dağınığım, hâlâ pasaklı.
Bazı geceler gökyüzüne bakmayı ve yıldız saymayı seviyorum. Geleceksiz şairlerden biri olarak yıldızları saymayı iş edindim
Erdil Ünsal
Bir yanıt yazın