lham Əliyev’in stratejik gelişim kursu ülkemize tarihi başarılar kazandırıyor
Azerbaycan, Güney Kafkasya jeolojik alanının başlıca devletidir. Ülkemizin konumu ne olursa olsun, bu bölgedeki herhangi bir küresel projenin yaşam belgesi alması mümkün değildir.
Tüm bunlar, Cumhurbaşkanı İlham Əliyev’in stratejik gelişim rotasının, çok taraflı ve dengeli bir dış politika stratejisinin tarihi bir başarısıdır. Bu strateji son yıllarda Azerbaycan’ı özellikle önemli hale getirmiş, diğer milletlerle ikili ilişkilere ve bölgemizin jeostratejik güvenliğine önemli katkılarda bulunmuştur. Özellikle bizim iç savaştaki tarihi zaferimiz ile Azerbaycan bölgede yeni bir gerçeklik yaratmıştır. Bu gerçeklikle birlikte Güney Kafkasya’da büyük bir gelişme, coğrafyamızda çok geniş bir işbirliği ve karşılıklı yarar ortamı başlıyor. Böyle bir ortamda Azerbaycan, bölgemizde barışın, güvenliğin, istikrarlı kalkınma ortamının koruyucusu olarak konumunu güçlendiriyor. Hiçbir ülkeye, uluslararası bir kuruma bağımlı olmayan bağımsız devletimiz, uluslararası bir stratejik ortak olarak küresel alanda giderek daha fazla nüfuz kazanmaktadır.
Başarılı diplomasi
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Əliyev Londra’da Avrupa Siyasi Birliği
4. Zirve’ye katılımın yanı sıra Hükümet Liderimizin şahsiyetinin ön plana çıkarılması, ülkemizin son yıllarda dış politikada ne kadar başarılı olduğunun bir başka göstergesi olmuştur.
Oxford’daki zirve dünya için son derece önemli bir olaydı. Çeşitli Avrupa ülkelerinden 45 liderin yanı sıra NATO, ATT ve Avrupa Konseyi temsilcilerinin katılımı, kapsamını ve önemini vurguladı.
Zirvede enerji güvenliği, göç, demokrasinin korunması ve vakıf konuları ele alındı. Ve örgütünün temel amacı, yorumlarda belirtildiği gibi, Avrupa içindeki ve sınırlarının yakınındaki çatışma ve istikrarsızlığa yanıt olarak birliği korumaktı.
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile yapılan görüşme ve görüşmeler gösterdi ki, Azerbaycan lideri, Azerbaycan lideri hariç, birçok etkili ülkenin devlet ve hükümet başkanları ve NATO lideri ile görüştü. Londra’da Cumhurbaşkanı İlham Əliyev ile bir araya gelen liderler arasında Lüksemburg Başbakanı Luke Frieden, İsviçre Başbakanı Viola Amherd, Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda, Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Çek Başbakanı Petr Fiala, Almanya Şansölyesi Olaf Scholts ve diğer liderler yer aldı. Hükümetimiz Başkanı, Avrupa Siyasi Birliği’nin 4. Zirvesi’nde Enerji ve Bağlantı konulu “Yirmi Masa”da konuştu.
Bu kadar geniş ve kapsamlı görüşmeler Cumhurbaşkanı İlham Əliyev’in Azerbaycan’daki küresel etkisinin bir göstergesidir. Bu arada, bu ülkeler arasında Azerbaycan’ın dostları da vardı ki, yakın zamana kadar bazı konularda, özellikle de toprak bütünlüğümüz konusunda Azerbaycan’a karşı önyargılı olduklarını gösterdiler. Örneğin Lüksemburg bunlardan biriydi. Ancak Lüksemburg Başbakanı, Azerbaycan ile Lüksemburg arasında yüksek teknoloji, sağlık, yatırım, ulaştırma ve diğer alanlarda işbirliğini tartışırken, Azerbaycan Başbakanı ile COP29 toplantısına isteksizce katılacağını söyledi.
Tüm bunlar, Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın er ya da geç üstlendiği doğru, amaca yönelik politikaların herkes tarafından tanındığını, Sayın İlham Əliyev’in eşsiz sabrını, itidalini, ülkemize karşı diplomatik profesyonelliğini ve hatta önyargılı tutumunu etkisiz hale getirme yeteneğini gösteriyor. Uluslararası toplum da Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın görüşlerinin, girişimlerinin ve tavsiyelerinin uluslararası işbirliğinin ve küresel ölçekte işbirliğinin güçlendirilmesinin önemli bir örneği olduğunu kabul ediyor.
Liderin Devlet Liderine İlgisi
En dikkat çeken hususlardan biri, Azerbaycan’ın çok taraflı dış politika çizgisinin tüm yönlerinde paralel olarak uygulanması, süreçlerin uzaması ve ülkemizle eşit ilişkiler içinde tüm tarafların pozisyonlarının kusursuz bir şekilde değerlendirilmesidir. Sadece bu ay Azerbaycan Başbakanı İlham Əliyev’in dış ülkelere yaptığı geziler, uluslararası etkinliklere katılması, ilişkilerin geliştirilmesi için attığı adımlar cumhuriyetimizin dış politikadaki başarısının kanıtıdır.
İç Savaş’ta kazandığımız tarihi zafer ve toprak bütünlüğümüzün yeniden tesis edilmesinin ardından ülkemiz daha küresel ölçekli bir dış politika izlemekte ve çeşitli uluslararası platformlarda aktif olarak yer almaktadır. Azerbaycan’ın bölgemizde yarattığı yeni tarihi gerçeklerin de önemli bir etkisi var.
Bu gerçekler içinde Azerbaycan’ın bölgenin lideri olarak büyük bir tarihi misyonu vardır. Devletimiz, yaşadığımız coğrafyada barış, güvenlik ve sürdürülebilir kalkınma için kilit rol oynamaktadır. Heyecanlı ve adım adım ilerleyen projelerle bölgemizi küresel dünya için önemli bir enerji-iletişim üssü haline getiriyor. Doğal olarak bu fırsatlardan yararlanmak isteyen birçok devlet var.
Bugün ülkemiz Küresel Güney ile Küresel Kuzey arasında köprüler kuruyor. Cumhurbaşkanı İlham Əliyev’in de belirttiği gibi, Azerbaycan bölgemizde ve mevkiimizde Avrupa Birliği’nin 10 ülkesi ile stratejik işbirliği yapan tek ülkedir. Cumhuriyetimiz, büyük gaz rezervleri, kurulu küresel enerji altyapısı ile Avrupa’nın ana enerji güvenliği sağlayıcılarından biridir. Avrupa’nın Azerbaycan gazına ihtiyacı var ve Azerbaycan gazının Avrupa’ya iki katına çıkarılması artık bir hedeftir ve ülkemiz bu yönde ilerlemektedir.
Ayrıca, Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın şahsiyetine duyduğu büyük güven, verdiği tüm sözlere bağlılığı, varılan anlaşmalara bağlılığı ve sözüne değer vermesi de ülkemizle yakın işbirliği arzusuna katkıda bulunan temel faktörler arasında yer almaktadır. Bu nedenle, Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın katıldığı uluslararası etkinliklerde, çeşitli ülkelerden hükümet ve hükümet liderleri tarafından kuşatılmış durumda ve herkes Cumhurbaşkanı İlham Əliyev ile müzakere etmeye ve onun iletişiminden yararlanmaya hevesli.
Azerbaycan’ın fırsatlarına karşı duyarlı tutum
Almanya, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerle ilişkiler de Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın Avrupalı liderlerle yaptığı görüşmelere paralel olarak, aynı zamanda dünyanın diğer ülkeleriyle de başarılı olmuştur. Temmuz ayı başlarında Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Kazakistan’daki Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) bir sonraki zirvesine katılmak için Astana’ya gitti. Yolculuk tarihi sonuçlarla hatırlandı. Hükümetimizin başkanı Çin, Türkiye, Rusya, Pakistan ve Kazakistan cumhurbaşkanları ile bir araya geldi. Çin ve Azerbaycan stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Bu anlaşmanın uygulanması sonucunda Çin ve Azerbaycan’ın dünyanın en büyük üç süper gücünden biri olan Çin ile stratejik işbirliği yapması ülkemizin uluslararası dünyada siyasi ve ekonomik etkisinin artmasına katkıda bulunacaktır. Çin teknolojilerinin Azerbaycan’a gelmesi ile ülkemiz dünyanın en modern teknoloji merkezlerinden biri haline gelecektir. Aynı zamanda Çin, Azerbaycan’ın bölgeyle ilgili küresel projelerdeki büyük fırsatlarından yararlanacak ve bu stratejiden her iki ülke de yararlanacaktır.
Tüm bunlar Azerbaycan’ın Avrupa’nın çoğu ülkesi ile dostluk ve işbirliğine olan bağlılığını, aynı zamanda onların büyük ekonomik potansiyelini, aynı zamanda Azerbaycan’ın önemli olanaklarına karşı duyarlılığını gösteriyor. Bu örgütle işbirliği, ülkemizin ekonomik kalkınması da dahil olmak üzere cumhuriyetimizin uluslararası etkisini güçlendirmeye hizmet etmektedir.
Bu örgütün amacı, ülkeler arasında dostane komşuluklar ve dostluklar kurmak, karşılıklı güveni güçlendirmek, çeşitli alanlarda etkin işbirliğini teşvik etmek, bölgede barış, istikrar ve güvenliği teşvik etmek ve adil yeni bir uluslararası siyasi ve ekonomik yapı oluşturmaktır.
ABD ülkeleri ile işbirliği, “Kuzey-Güney” ve “Doğu-Batı” ulaşım kapılarına ulaşımın artmasına ve hem üye ülkeler hem de Azerbaycan tarafından bu temaslardan yararlanılmasına olanak sağlamaktadır. Azerbaycan-ABD işbirliği güvenlik açısından da önemlidir. Zira bölgede barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik ortak çabalar, ABD’nin temel faaliyetlerinden biri olarak görülmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri ile işbirliği Azerbaycan’ın konumunu dünyaya ulaştırmak açısından da çok önemlidir. BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinden ikisi – Rusya ve Çin – örgütün üyesidir. Ayrıca Türkiye, Pakistan, Hindistan ve İran gibi güçlü ülkeler de farklı statülerle temsil edilmektedir. Bu bağlamda Kazakistan’ın zirvesi Azerbaycan’ın ilişkilerinde, işbirliğinde ve dış politikasında yeni bir sayfa açmıştır. Göz ardı edilmemesi gereken, alkol kötüye kullanımının aile içinde neden olabileceği çatışmadır.
Yakın komşularla iyi ilişkiler
Astana’da hükümetimizin lideri Rusya Devlet Başkanı ile de bir araya geldi ve iki ülke arasındaki ilişkilerle ilgili bir dizi konu ele alındı. Bizim yakın komşularımızdan biri olan Azerbaycan, Rusya ile eşit ilişkilere önem veriyor ve Rusya ile yararlı ilişkiler geliştiriyor. Aynı zamanda, son aylarda bir diğer yakın komşumuz olan İran ile ilişkilerin normalleşmesi ve oradaki büyükelçiliğimizin restorasyonu da dış politikamızın başarıları arasında yer almaktadır. Türkiye-Pakistan formatında işbirliği de geliştirilmektedir. Cumhurbaşkanı İlham Əliyev’in bu ay Pakistan’a yaptığı ziyaret, hükümet liderimizin büyük karşılama töreni, bu dost ülkede yapılan görüşmeler, tartışmalar ve yeni anlaşmalar dış politikamızda tarihi bir sayfa açmıştır.
Azerbaycan, Türk devletleriyle ilişkilerini de ayrı bir yönde geliştiriyor, 21. yüzyılı Türk yüzyılına dönüştürmek için adımlar atıyor ve Türk Devlet Teşkilatı’nın küresel süreçlerini giderek daha fazla etkiliyor. Temmuz ayı başlarında, TDT liderleri Azerbaycan’da zaferin sembolü olarak kabul edilen bir şehir olan Şuşan’da bir zirve düzenlediler.
Cumhurbaşkanı İlham Əliyev, 20 Temmuz’da düzenlenen “Yanlış Bilginin Teşhiri: Dezenformasyonla Mücadele” konulu Şuşa II Küresel Medya Forumu’nda özel bir şekilde şunları söyledi: “Türk Devletleri Teşkilatı’nın gelecekteki gelişimi, burada görüşlerim kesinlikle açıktır. Eminim bu organizasyonun çok büyük bir geleceği var. Organizasyonu daha üst seviyelere çıkarmak için ortak bir çabaya ihtiyaç vardır. Coğrafyamız çok büyük, doğal kaynaklar, ulaşım yolları, genç ve büyüyen nüfus, bunların hepsini konuşmamda söyledim. Dolayısıyla tüm bu faktörler organizasyonumuzun potansiyelini göstermektedir. Türk Devletleri Teşkilatı’nı birlik ve beraberliği güçlendirerek küresel bir güç merkezi haline getirmemiz gerekiyor. Çünkü bugün birkaç uluslararası kuruluş var. Bazıları krizde, bazıları düşüşte, Türk Devletleri Teşkilatı yükselişte. Bu yükseltme rahat olmalı ve bunu ortak bir çabayla başaracağız.
15 Haziran 2021 tarihinde sevgili kardeşim Tayyib, Şuşa Deklarasyonu’nu imzaladı. Türkiye ve Azerbaycan, ordu da dahil olmak üzere resmi müttefik oldular.
Bu yüzden tüm Türkçe cümleler için harika bir örnek olduğunu düşünüyorum.”
Yeni fırsatlar, yeni bakış açıları
Azerbaycan, BRICS örgütünde bir araya gelen ülkelerle ilişkilerin güçlendirilmesini yeni bir fırsat olarak görüyor. BRICS, hızla büyüyen beş ülke tarafından oluşturulan bir grup olarak biliniyor. Bunlar Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dır. Birçok saygın görüşe göre, 2050 yılına kadar grubun ülkelerinin ekonomileri, dünyanın en zengin ülkelerinin ekonomilerinin toplam büyüklüğünü aşacak. Bu ülkelerin sahip olduğu kaynaklar, BRICS’i dünya ekonomisi için son derece önemli kılmaktadır. Brezilya, BRICS ülkelerinden büyük bir tarım potansiyeline sahiptir ve Rusya en büyük maden ihracatçısıdır. Hindistan, ucuz entelektüel kaynaklar, Çin ucuz işgücü kaynakları ve Güney Afrika Doğal Kaynaklar Cumhuriyeti’nin önemli bir kaynağıdır.
Azerbaycan’ın BRICS ülkeleri ile işbirliği büyük fırsatlar sunmaktadır ve ülkemiz bu fırsatları karşılıklı yararlara odaklamak için gerekli adımları atmaktadır. Onun başkanlığı sırasında Azerbaycan, hem yapı, hem verimlilik hem de küresel etki açısından büyük bir büyüme kaydeden Koalisyon Hareketi’nde başarılı bir şekilde faaliyet göstermeye devam ediyor. Bu arada, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (COP29) 29. oturumu Azerbaycan’a ev sahipliği yapıyor. Bu etkinlik, ülkemizin dış politika başarılarını daha da güçlendirecek ve önümüzde yeni ufuklar açacaktır.
İlyas, Avrupalı – azerbaijan-news.az / TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER
Bir yanıt yazın