İşin özü şu:
Pahalılık ve enflasyon Türkiye’yi yabancılar için pahalı hale getirdi. Fiyardaki oynaklık ve özellikle gıda ürünlerinde sürekli fiyatların yükselmesi otelcileri de esnafı da zora soktu.
Sadece yurt dışı değil yurt içinde de fiyatları yüksek bulanların çoğu tatillerini iptal etti. Evler ve plajlar boş kaldı.
Turizm sezonunu bayramlarla erken açan Türkiye, sezonun ortası sayılan temmuz ayında dolulukta geçen yılın gerisinde kaldı. Turizm merkezlerinin geçen yıla göre ortalama yüzde 30 geride olduğunu kaydeden temsilciler, yüksek fiyatların ‘son dakika turisti de geri döndürdüğünü belirtiliyor.
Yüksek fiyatların özellikle kahvaltı ve oda hizmeti veren işletmeleri etkilediğini belirten temsilciler, her şey dâhil uygun 5 yıldızlı otellerde büyük bir sorunun olmadığını aktarıyor. Konaklamada Antalya, Marmaris, Bodrum, Çeşme ve Ayvalık gibi turizm merkezlerinin Avrupa’daki emsallerine göre çok pahalı olmadığını vurgulayan temsilciler, özellikle personel ve kira girdisinin yüksek olduğuna dikkat çektiler.
Diğer yandan, restoranlarda yeme içme fiyatlarının da yüksek seyretmesinin yerli ve yabancı turistin Türkiye’yi tercih etmesinde olumsuz etki yarattığı belirtiliyor. Yeme içme tarafında kayıpların yüzde 50’yi geçtiği kaydediliyor. Yerli turistin yüksek fiyattan dolayı Yunan adalarını tercih ettiğine de değinen temsilciler, orada hizmet, personelin sayısının azlığı, otellerin pansiyon seviyesinde olması ve markalaşmanın olmamasından dolayı fiyatların bize göre ucuz kaldığını aktarıyor
Temmuz ayının turist bakımından kötü başladığını kaydeden Antalya Turistik İşletmeler Otelciler Pansiyoncular Derneği (ANTOP) Başkanı Alp Özel, şehir merkezindeki otellerde büyük bir sıkıntının olmadığını ve doluluk oranlarının yüzde 70 dolayında seyrettiğini aktardı.
Özel, üç yıldızlı, oda kahvaltı ve yüzme havuzu olan butik otellerin günlük fiyatı geçen yıl 100 ile 110 euroyken, şimdi 60 ile 70 eurolarda olduğunu bildirdi. Denize yakın Konyaaltı’nda ve Kemer’de ikinci sınıf otellerin boş olduğunu ileten Özel, ‘’En büyük kaos bütçe yaparken ortaya çıkar. Özellikle beş yıldızlı oteller euro ve dolar hesabı yapar. Bir odayı 50 eurodan satarız, 50 euronun çarpanını bugünkü gibi 35 liradan değil, herkes 45- 50 liradan hesapladı. O yüzden maliyetler de ona göre çıktı. Şu an çok ciddi anlamda ciro kaybı var otellerde. Dolulukta geçen yılın yüzde 30-35 gerisindeyiz. Fakat Turizm Bakanlığı’nın verilerine bakıyorsunuz orada başka bir şey söyleniyor, rekor kırdık deniliyor. Bugün yerli turist yok, yurt dışından gelen turist sayısında artış var belki var ama Türk turistte yüzde 25 bir gerileme var. Şu anda fiyatlarımız da çok pahalı ve tutturamıyoruz. Yabancı turiste fiyat tutmuyor, Türkiye pahalı geliyor. Özellikle Türk turizmini ve Antalya turizmini ayakta tutan o ‘ekonomik beş yıldızlı oteller’ diye tabir ettiğimiz oteller var. Sayıları yaklaşık 450 tane ve maliyetleri inanılmaz uçmuş durumda. Yani bildiğiniz gibi değil, burası yangın yeri. Araya paspas atan personel 40 bin lira ücret istiyor” dedi.
Antalya’daki otellerde yüzde 90’ın üzerinde doluluk olduğunu aktaran Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın devam etmesinin çok büyük bir dezavantaj olduğunu söyledi. Kaybettikleri Ukrayna pazarından son dönemde bir parça dönüşlerin yaşandığını anlatan Kavaloğlu, “Ukraynalılar, Avrupa üzerinden rezervasyon yaptırıyorlar. Ruslar gelmeye devam ediyor. Ruslar, ilk 6 aya bakıldığında yine bir numaraya yükseldiler. İlk 5 ayda, Almanlar birinci sıradaydı. Yurt dışından Avrupalı Türkler dediğimiz, Avrupa’da yaşayan Türkler geliyorlar. Fiyatlar konusuna gelince; geçen seneye göre euro bazında yüzde 15’in üzerinde arttı’’ diye konuştu.
Bölgelerinde bu yıl istedikleri düzeyde Ortadoğu pazarından turist göremediklerini ifade eden Güney Marmara Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Artıç, bu pazarın daha çok Balkan bölgelerine kaydığını söyledi. Artıç, “Bursa’da turizm açısından istediğimiz düzeyde değiliz. Geçen sene de böyle başlamıştı, daha sonra biraz daha artış yaşandı. Şu an büyük bir kaybımız var diyemeyiz. Ağustos ‘ta daha çok artış olacaktır. Ümidimiz yoğunlukların daha sezon başında başlamasıydı” ifadelerini kullandı.
Bono Restoran ve Otel İşletmecisi İdris Akgül, “Geçen yıla göre minimum yüzde 20 ile 30 arasında düşüş var. Fiyatların düşme ihtimali de yok. Bu sezon direkten dönmez. Turizmciler olarak biz, son dakika geleceklerle toparlarız diye düşündük. Ama son dakika tatil yapan kişi, güncele bakıyor. Daha önce gelenler, çevrelerine, eşine dostuna, arkadaşlarına ‘Türkiye’nin pahalı olduğunu, buranın sakin olduğunu, durumun burada kötü olduğunu’ söyleyince ‘last minute’ (son dakika) dediğimiz turist de geri dönüyor” diye konuştu.
Turizmdeki düşüşten bahseden Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, bunun birkaç tane sebebi olduğunu belirterek, “Türkiye’de nüfusun yüzde 8’i orta ve üst segment tatil yapabiliyor. Yani yaklaşık 6,5 milyon kişi Ege ve Akdeniz otel tatiline çıkıyor. Yabancı müşteri için Türkiye pahalı olmaya başladı. TL hâlâ bazı ülkelere cazip gelmiyor. Yine şu da bir gerçek, maliyetler enflasyon üzerinde kat ve kat artıyor ve bu da fiyatlara doğal olarak yansıyor. Yunanistan ve Türkiye arasındaki fiyat farkı ise göreceli. Kime göre? Neye göre ucuz? Bodrum, Marmaris, Çeşme, İstanbul’a göre kıyaslarsanız ucuz. Fiyatları, bizdeki gibi bir hizmet olmadığı için ucuz” dedi.
Avantgarde Collection CEO’su Cenk Öztanık ise “Genel olarak Avrupa’daki emsallerimize göre otel fiyatları konusunda çok pahalı değiliz. İstanbul’da bir pahalılık söz konusu ama Bodrum’da bu enflasyon daha da yüksek. Pahalılıktan dolayı insanlar Yunan adalarına ve Avrupa’ya gidiyorlar. Bu aylarda normalde tekne trafiği bile olurdu. Tekneler de o taraflara doğru gitmişler. Bu hafta itibariyle yoğunluk başlar gibi gözüküyor ama 50 günlük yoğunluk kimi ne kadar mutlu eder?” şeklinde konuştu.
Bir yanıt yazın