Cumhurbaşkanı Erdoğan “Alın Bizi Şangay Beşlisi İçine Biz de AB’ye ‘Allahaısmarladık’ Diyelim, Ayrılalım Oradan” derken haklı mıydı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta  4 Temmuz’da Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) 24’ncü “Devlet Başkanları Zirvesi Genişletilmiş Oturumu”na katılmış ve  Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev‘e daveti için teşekkür etmiştir: “Bu kapsamda Şanghay İşbirliği Teşkilatı ile diyaloğumuzu daha da güçlendirmeye hazırız. Bölgesel çatışmalar, siyasi istikrarsızlıklar ve yoksulluk tarafından tetiklenen uluslararası göç hareketleri de temel kırılganlıklardan birisi haline geldi.”  

Türkiye’nin 2013 yılından buyana sahip olduğu diyalog ortaklığı statüsü sayesinde Şanghay İşbirliği Örgütü’nün, Asya ile önemli diyalog kanallarından biri haline geldiğini  açıklayan Erdoğan,  “Bilindiği Teşkilat’ın Asya’da çok taraflılık hedefine katkı sağlamaya, güvenlik, enerji ve bağlantısallık başta olmak üzere birçok alanda iş birliğimizi sürdürmeye devam edeceğiz” demiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta  4 Temmuz’da Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) 24'ncü “Devlet Başkanları Zirvesi Genişletilmiş Oturumu”na katılmış ve  Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev'e daveti için teşekkür etmiştir: "Bu kapsamda Şanghay İşbirliği Teşkilatı ile diyaloğumuzu daha da güçlendirmeye hazırız. Bölgesel çatışmalar, siyasi istikrarsızlıklar ve yoksulluk tarafından tetiklenen uluslararası göç hareketleri de temel kırılganlıklardan birisi haline geldi."   - image 1

Erdoğan,  geçmişte katıldığı bir televizyon programında AB süreci ve ”Şangay Beşlisi” için Putin’e yaptığı teklif hakkında açıklamalarda bulunarak AB’yi eleştirmiş, ”Türkiye AB sürecini unuttu mu?” şeklindeki soruya ”Çok açık ve samimi söyleyeyim, bizim aslında AB sürecini unutmak, kaybetmek diye bir şey söz konusu değil…Oyalayacağına bizi, açıklasın biz de işimize bakalım. Oturup konuşuyorsunuz bize kalkıp da hakikaten ikna edici bir şey söyleyemiyorlar…geçenlerde sayın Putin’e onu söyledim, ‘bizi Şangay Beşlisi içine alın’ dedim. Alın bizi Şangay Beşlisi içine biz de AB’ye ‘allahaısmarladık’ diyelim, ayrılalım oradan. Bu kadar oyalamanın ne anlamı var?” ifadelerini kullanmış, ”ikisi birbirine alternatif mi?” sorusuna ”Şangay Beşlisi daha iyi, çok daha güçlü”  demiştir.  (https://www.aa.com.tr/tr/politika/putine-sangay-beslisi-teklifi/281518)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta  4 Temmuz’da Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) 24'ncü “Devlet Başkanları Zirvesi Genişletilmiş Oturumu”na katılmış ve  Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev'e daveti için teşekkür etmiştir: "Bu kapsamda Şanghay İşbirliği Teşkilatı ile diyaloğumuzu daha da güçlendirmeye hazırız. Bölgesel çatışmalar, siyasi istikrarsızlıklar ve yoksulluk tarafından tetiklenen uluslararası göç hareketleri de temel kırılganlıklardan birisi haline geldi."   - image 2

2010’lı yılların başından itibaren Şanghay İşbirliği Örgütü’ne ilgi gösteren Erdoğan,  Putin ile yaptığı temaslarda Türkiye’nin bu örgüte katılımı konusunu ele almıştır. 2012’de Rus liderle yaptığı  görüşmede AB’yi Türkiye’nin tam üyelik yolunu kapatmakla eleştirmiş, Putin’e “Bizi Şanghay Beşlisi’ne alın, biz de AB’yi gözden geçirelim”demiştir.  Daha sonra yaptığı açıklamalarda, ŞİÖ üyeliğinin AB’ye bir alternatif olmadığının  altını çizerek doğru bir tespitte bulunmuştur.

Çünkü; AB üyeliği ile ŞİÖ üyeliği farklı iki kuruluştur.  Türkiye hem  ŞİÖ  üyesi, hem de AB üyesi  olamaz.  Ayrıca, bu iki uluslararası kuruluş birbirinin alternatifi  değildir.

Türkiye, Nisan 2013’te ŞİÖ ile diyalog ortaklığı anlaşmasını imzalamış ve örgüt ile  hukuki ilişkisinin temellerini atmıştır. Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından imzalanan  Anlaşma, 2017’de TBMM’de onaylanarak ve yürürlüğe girmiştir. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Şuang, Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne  üyelik başvurusu yapması durumunda bu başvuruyu değerlendirmekte istekli olduklarını açıklamıştır ama bu mümkün değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan  geçmişte Avrupa Birliği yerine düşünülebileceğini söylediği ŞİÖ üyeliğiyle ilgili şu ifadeler kullanmıştır:

“Şanghay Beşlisi içerisinde Türkiye niye olmasın? Sayın Putin, ‘Bunu değerlendiriyoruz’ gibi bir ifade de kullandı. Temenni ederim ki orada olumlu bir gelişme olması halinde, yani Türkiye’nin Şanghay Beşlisi içerisinde yer alması, bu konuda çok daha rahat hareket etmesini sağlayacaktır diye düşünüyorum.”

Türkiye’nin ŞİÖ ile diyalog ortaklığı kurması 2012’de yapılan Pekin Zirvesi sırasında kararlaştırılmıştır. Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, imza töreninde yaptığı konuşmada tarihi bir ana tanıklık yaptıklarını belirtmiştir: “Tüm üye ülkelere ve örgütün genel sekreterliğine, son zirvede varılan mutabakatla, Türkiye’nin, yüzlerce değil binlerce yıldır beraber olan ülkelerden oluşan bir ailenin üyesi haline geleceği bu yeni dönemi mümkün kıldıkları için teşekkürlerimi sunuyorum.”

Türkiye’nin, dünyanın en güçlü savunma örgütü NATO’ya üye olduğu, birçok Avrupa kurumuna tam üye olduğu, AB ile de tam üyelik müzakeresi yaptığı unutulmamalıdır. Bu durumda  Erdoğan’ın  geçmişteki çıkışı, daha çok AB’ye olan tepkisinin bir yansıması olarak  değerlendirilmelidir. Şanghay Beşlisi ile işbirliği ne kadar gelişirse gelişsin, Türkiye’nin Avrupa-Atlantik kurumlarından vazgeçmesi söz konusu olamaz.  Çünkü, Atatürk’ün Fransız gazeteci Maurice Pernot’a verdiği röportaj, günümüzde de  geçerliliğini  korumaktadır.

“Memleketimizi çağdaşlaştırmak istiyoruz. Bütün mesaimiz Türkiye’de çağdaş, dolayısıyla Batılı bir hükümet vücuda getirmektir. Medeniyete girmeyi arzu edip de, Batı’ya yönelmemiş millet hangisidir? Bir istikamette yürümek azminde olan ve hareketinin ayağında bağlı zincirlerle müşküle sokulduğunu gören insan ne yapar? Zincirleri kırar, yürür.” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, 16. Cilt, s.149)

Günümüzde Türkiye’nin üye olduğu 12 uluslararası kuruluş aşağıdadır. ( S. Rıdvan Karluk, Uluslararası Kuruluşlar, Beta, 7. Baskı, 2014.)

1. Birleşmiş Milletler (UN): 1945 yılında kurulan BM, uluslararası barışı ve güvenliği korumayı, insan haklarını savunmayı ve kalkınmayı teşvik etmeyi amaçlayan bir örgüttür. Türkiye, BM’nin kurucu üyelerinden biridir ve aktif bir şekilde faaliyet göstermektedir.

2. Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO): 1949 yılında kurulan NATO, kolektif savunma ilkesine dayanan bir askeri ittifaktır. Türkiye, NATO’nun kurucu üyelerinden biridir ve önemli bir müttefik olarak kabul edilir.

3. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD): 1961 yılında kurulan OECD, gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerin kalkınmasını ve uluslararası ekonomik iş birliğini teşvik etmeyi amaçlayan bir örgüttür. Türkiye, 1961 yılında OECD’ye üye olmuştur. (1985-1990 döneminde OECD’de Planlama Müşaviri olarak görev yaptım)

4. Dünya Ticaret Örgütü (WTO): 1995 yılında kurulan WTO, uluslararası ticaretin kurallarını belirlemeyi ve küresel ticaretin serbestleşmesini teşvik etmeyi amaçlayan bir örgüttür. Türkiye, 1995 yılında WTO’a üye olmuştur.

5. İslam İşbirliği Teşkilatı  (OIC): 1969 yılında kurulan OIC, Müslüman ülkeler arasındaki iş birliğini ve dayanışmayı teşvik etmeyi amaçlayan bir örgüttür.

6. Karadeniz Ülkeleri Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (BSEC): Karadeniz Ülkeleri Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (BSEC) 25 Haziran 1992 tarihinde İstanbul’da düzenlenen zirvede imzalanan anlaşma ile kurulan ve Karadeniz havzasındaki ülkelerin ekonomik işbirliğini amaçlayan uluslararası kuruluştur.

7. Avrupa Konseyi (COE): Avrupa Konseyi, Avrupa çapında insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü savunmak amacıyla 1949’da kurulmuş hükümetler arası bir kuruluştur. Türkiye, 1950 yılında Avrupa Konseyi’ne üye olmuştur.

8. Interpol: 1923 yılında kurulan Interpol, uluslararası suçlarla mücadelede iş birliğini ve koordinasyonu sağlamayı amaçlayan bir örgüttür. 195 üyeye sahip olan Interpol, uluslararası suçluların takibini ve yakalanmasını kolaylaştırmak için bilgi paylaşımı, operasyonel destek ve eğitim gibi hizmetler sunmaktadır. Türkiye, 1930 yılından beri Interpol üyesidir ve aktif bir şekilde faaliyet göstermektedir.

9. G20: 1999 yılında kurulan G20, dünyanın en büyük 20 ekonomisinin devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getiren bir forumdur. Toplantılarında, uluslararası finansal istikrarın arttırılmasına ilişkin görüşme ve çalışmalar yapılır. Türkiye, G20’nin kurucu üyelerinden biridir.

10. Dünya Turizm Örgütü (UNWTO): 1946 yılında kurulan UNWTO, uluslararası turizmi teşvik etmeyi ve düzenlemeyi amaçlayan bir kuruluştur. Türkiye, 1949 yılında UNWTO’ya üye olmuştur.

11. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO): 1948 yılında kurulan IMO, denizcilik güvenliğini ve deniz kirliliğini önlemeyi amaçlayan bir kuruluştur. Türkiye, 1953 yılında IMO’ya üye olmuştur.

12. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (OSCE): 1975 yılında kurulan OSCE,, Avrupa’da barışı, demokrasiyi ve insan haklarını teşvik etmeyi amaçlayan bir kuruluştur.


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir