2024 Avrupa Şampiyonası turunda oynanan Avusturya-Türkiye maçında iki gol atan Merih Demiral bozkurt işareti yaptı. UEFA siyasi provakasyon yaptığı gerekçesi ile Demiral’a iki maç cezası verdi. İki gündür televizyonlarda, sosyal medyada, hatta watsap gruplarında bozkurt tartışması var. Kimileri bozkurt Türklerin simgesi diye yazıp gerekçelendiriyor. Bir kısmı bozkurt işaretini MHP üzerinden, aslında 1982 yılı öncesi SOĞUK SAVAŞ TERİMLERİYLE değerlendiriyor. Bu konuyu uzun uzun yazmayacağım. Yeterince yazıldı.
Bozkurt simgesi her inançtan Türkler tarafından kullanılmıştır. Kurt Türk destanlarında yol gösterici rolündedir. Bozkurt her dinden, her inançtan 500 milyonluk Türk dünyasının ortak simgesidir. Tüm Türk dünyası birbirini kurt selamıyla selamlar. Dolayısıyla 500 milyonluk Türk dünyasına ait olan bir simge, Amerikan milliyetçisi bir partiye ait değildir.
Milletler için kültürel simgeler çok önemlidir. Kazılarda bulunan belgeler semboller üzerinden kayıt altına alınarak milletlerin geçmiş tarihi oluşturulur.. Geyik, kurt figürleri Türkleri işaret eder. Tıpkı koçbaşlıklı mezarların Türklere ait mezarlar olduğunu gibi… Bir milletin ortak simgeleri bir parti bahane edilerek inkar edilemez.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk kurduğu Türk devletinde milli bilinci uyandırıp ayakta tutmak için kullandığı sembollerden birisi de bozkurttur. Atatürk devlet armasında, pullarda, parada bozkurt figürünü kullanmıştır.
Bir milletin simgeleri köklerinin derinliği tanımlanır. Kökünüz ne kadar derinlerde ise, geleceğe o kadar güçlü yürürsünüz. Köksüz ağaç fırtınalara dayanamaz. Köklerimiz üzerinde var olacağız.
Çıkaracağımız ders: Bütün millete ait değerler bir gruba, bir partiye mal edilemez. Mal edilirse millet o değerler üzerinden tuzağa düşürülür. Ötekileşen simgelerimizin, değerlerimizin operasyona uğraması kolay olur. İnancımız, milli simgelerimiz, milli değerlerimiz kimsenin tekelinde değildir. Bu millete aittir.
Madem bu kadar bozkurt konuştuk. O zaman milletçe bozkurt simgemizi siyasetin çirkefinden çekip alalım. Arındıralım.
*** *** ****
Asıl konuya gelirsek;
Bir bozkurt işareti Erdoğan ve partisi için hayat öpücüğü oldu.
İngiliz Şimşek’in Duyun-u Umumiye memuru olarak Türk Milletine yaptığı operasyon bozkurt işareti ile bir anda unutuldu.
Beka sorunu haline gelen sığınmacı istilası, Kayseri ve İdlip olayları konuşulmaz oldu.
Evimiz yanıyor. Geleceğimiz yanıyor ama biz iki gündür bozkurt işareti konuşarak, aynı cümleleri, aynı bilgileri tekrarlayarak AKP’ye can suyu oluyoruz.
AKP Devlet gücünü kullanarak en vahşi biçimde halkı soyuyor. Diyanet denilen kurum bile yurt dışına farklı şekillerde para transferi yapıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı Anayasal suç işliyor. Bütün muhalefetin birleşerek suç işleyen ve yargılanması gereken bu bakana “DUR” demesi gerekirken, üç maymunu oynuyor.
2024/41 sayılı Araştırma Uygulama İzinleri Genelgesi sizler için ne ifade ediyor? Bu genelgeye göre her tür sosyal araştırma izni Milli(!) Eğitim Bakanlığı izin ve kontrolü üzerinden yapılacak. Üniversitelerin, kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve bireysel araştırmacıların yapacakları ulusal ve uluslar arası araştırma uygulamalarına ilişkin izinler ile ilgili usul ve esasları düzenleyen genelge yayınlandı.
Geleceğimizi yok edecek bu genelge ülkesini seven her gazeteci ve yazarın, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, bütün muhalefetin ayağa kalkarak tartışması, tepkisini göstermesi gereken bir ihanet genelgesidir.
Bilimsel araştırma siyasi otoriteye bağlı kılınırsa, siz bilimsel araştırmayı unutun. Bilim özgürlükte gelişir. Bütün hayata din ve para üzerinden bakan bir otorite bilimin önünü açabilir mi? Bu kafa engizisyon kafası da… Ya iki gündür bir işarete kilitlenen akla ne diyeceğiz?
Bu akıl varken AKP tepemizde daha çok tepinir.
*** **** ***
Ülkemizin onlarca beka sorunundan biri de iklim anlaşması. AKP Küresel çetenin, İllimünatinin emir eri olarak iklim anlaşmasını imzaladı. Karbon ayak izinin Türk Milletine takılan köleleştirme tasması olduğunu konuşacak akıl ve birikimi olan yok mu?
İklim anlaşmasına imza atmak sadece ülkemize yapılan bir ihanet değil, aynı zamanda insanlık suçudur.
Bütün bu ihanet tablosu bir işaret kadar gündem olamadı. Konuların mı cahilisiniz? Yoksa küresel yamyamların görevli operasyon elemanı mısınız?
“Fakirleştirme, ulus devletleri göçlerle yıkma, mülksüzleştirme, suni kıtlık yaratarak insanları aç bırakma, piyasalaştırılan sağlık üzerinden insanları kobaylaştırma” projesi öncü işgal güçleri üzerinden yürütülüyor. Belli ki ülkemiz pilot ülke seçilmiş.
Olsun, ölürüz, yok oluruz ama yeter ki hamasetimiz eksik kalmasın değil mi?
*** *** ***
AKP sonunda bozkurt işaretine de sahip çıktı ya… Adından nefret ettiği, Anadolu’da boğmak için 17 milyon geçici sığınmacıyı getirdiği, marşını, andını yasakladığı Türklerin milli simgesine sahip çıkacağı tuttu(!).. Güler misin, ağlar mısın? Mafya dünyasında öldürdüğün adamın cenazesine en büyük çelengi gönderip, cenazede başköşeye geçme geleneğine ne çok benziyor değil mi?.
2011 Yılında Erdoğan Bahçeli’ye; “Sayın Bahçeli, sen bozkurtlarla mı geziyorsun? Ben Eşref-i Mahluk olan insanla dolaşıyorum” demiştir. Şimdi Erdoğan UEFA’ya tepki olarak milli maçı izlemek için Almanya’ya gidiyor(!).. Gitmelidir! Bu fırsat kaçar mı? Merih Demiral belki de bilmeden AKP’ye can suyu bağışladı. İyi bir pas oldu. AKP bu pası kaçırmadı. Erdoğan herhalde rahat bir nefes almıştır.
*** *** ***
Duygusallık aklın önüne geçerse insanı körleştirir. Muhittin’i Arabi’nin sevdiğim bir sözü vardır. Der ki; “Duygulardan arınmış arı söz, Tanrı sözüdür.”
Bir ülke saygınlığını simgelerinden almaz. İnsanlığa kazandırdıklarından, ekonomik bağımsızlığından, ürettiklerinden, yargısından, üniversitelerinde yapılan bilimsel çalışmalarından, sanatsal çalışmalarından, çağın ötesini yakalayan projelerinden, asker gücünden, savunma sanayisinin gelişmişliğinden, milli birliğinden, halkının gücüne dayanan milli siyaset adamlarının varlığından, çağdaş demokrasisinden saygınlık kazanır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti saygın olsun, sözü dinlensin istiyorsak, ilk önce yabancı devletlerin himmetiyle siyasete çöreklenen kuklalarla mücadele edeceğiz. Batının ajanı aydınımsı tiplere pirim vermeyeceğiz. Çok çalışacak, korkak olmayacağız. Hainlerin gücüne bakıp alkışlamayacağız. KÖKLERİMİZİN GÜCÜYLE, töremize, kültürümüze, toprağımıza sahip çıkacacağız. Sinmeyeceğiz!.. Ülkemiz için mücadele eden gerçek vatanseverlere sahip çıkacağız. Bin lafın çözemediği sorunu bazen bir eylem çözer.
Savaştasın! Küresel çete vatanımıza göz koymuş. Öncü işgal güçleri ülkeyi parçalanma noktasına getirmiş. Sen daha önceliklerini belirleyemiyorsun. Ya da belirlemek istemiyorsun. Tam da bu yüzden diyorum ki;
Bozkurt işareti tartışması gerçeklerden kaçıştır. TENEFFÜSTÜR…
Ateşe atılmış ülkemizde ateşe bir tas su dökme iradesi gösteremeyenlerin hem kendini, hem dinleyenleri kandırma ORTA oyunudur.
Bu ortamı gören KURT BİLE KURTLUĞUNDAN UTANDI.
Özgürlüğün, vatanın, geleceğin, ekmeğin elinden alınıyor, ölüp de özgürlüğünü vermeyen kurt üzerinden pirim yapmaya kalkıyorsun.
İyi avunmalar…
Zahide UÇAR
06. 07. 2024
Bir yanıt yazın