Açık konuşayım, ben Merih Demiral’ın eliyle bozkurt işareti yapmasını normal görüyorum . Türk kimliğine sahip çıktı tek başına çünkü.
Bu beni sevindirdi açıkça. Türk mitolojik simgesini kullanarak Türk çocuğu olduğunu kanıtladı bu eylemle . Hemde gerçekle alakası olmayan bir suçlamayla karşılaşıp siyasi UEFA’yı karşısına alınca hiç geri çekilmedi. Döndü sahayı selamladı mertçe.
Bu tür cesaretli insan tiplerini severim.
Bu arada Sosyalist kökenli bir Kemalist olduğumu sağır sultan bile duydu.
Ben önce insanım, etnik/ milli olarak Türküm,( Danimarkalıyımda) Kemalistim sonra ateistim.
Atatürk gibi bir Milliyetçiyim.
Aptal değilim.
Herkes bugüne kadar mutlaka ben de eleştirilecek, sağa sola çekiştirilebilecek bir şeyler buldu kendince.
Fakat bunlar oldu diye yürümekten vazgeçecek değilim.
Atatürk’ün dediği anlamda 6 Ok’ta ki gibi Milliyetçiyim ama popülist değilim.
Bugünkü ölçülerde toplumun büyük oranına göre normal birisi değilim.
Çılgınım!
Yeri gelir Zafer Partisini ve Ümit Özdağ’ı eleştiririm, yeri gelir AKP ve RTE’yi yeri gelir CHP’yi, İmamoğlu’nu ve Özel’i, Doğu Perinçek’i ve Vatan Partisini, Bahçeliyi ve MHP yi eleştiririm.
Hiç acımadan ve sıkılmadan hemde. Çünkü konu ben değil memleket ve insan meselesi olunca kılıç gibiyimdir yazı ve tavırlarımda.
Ben değer yargıları olan bir insanım.
Avrupa’da Türk olmak benim için hem çok gurur verici hem de büyük bir mücadele gerektiriyor.
Akıl ve bilimi rehber alırım. Dine ve onun tehlikeli elemanlarına karşı bilgiye dayanan korkusuz ve kaygısız, şartsız şurtsuz, bilimsel ve akılımı kullanarak mücadele ederim.
Yazılarım kılıç gibidir. Bazılarını acıtır.
Somut konuşmayan yazmayan ve kaçak güreşir gibi genel konuşan hilebaz kimselerden hoşlanmam.
Evet biliyorum kendi insanlarımızı memnun etmek zor.
Anadolu ve Trakya toprakları gibi bir coğrafya “bilme” , Akıl ve Bilim” üzerine değil, “inanma” ve “ itaat “ üzerine kurulu; bunun böyle olması ne acı.
Bu yüzden kendi insanlarımıza fikir anlatmam çok vakit alıyor. Ama sabırlıyımdır. Yılmadan ve bıkmadan anlatmayı severim.
Güce boyun eğmem.
Güçlünün yanında olmam.
Hak aramayı severim.
Lafı dolandırmam. Kıvırmam. Yaptığıma yaptım derim. Korkup yalan söylemem.
Pes etmem.
Yenilsem bile haklı olduğum bir konuda asla pes etmem. Geri çekilmem.
Ben buyum.
Şunu açıkça belirteyim;
Benim için, rütbe, makam, kariyer, dış görünüş önemli değildir.
İç görünüş önemlidir
Fikrime güvenirim.
Çünkü fikrimi test ederek edinirim. Fikrimi ve düşüncemi saklamam ve açıkça ger ortamda söylerim.
Kendime güvenirim.
Korkak insanlardan hoşlanmam.
İnsanlarla iş yapmadan o insanlara bir şans tanısam bile tecrübe edinmeden güvenmem.
Dostluk ve arkadaşlık önemlidir. Şakacı olmak önemlidir.
Devamlılık önemlidir.
Sabır önemlidir.
Çevik olmak önemlidir.
Gerekirse ne pahasına olursa olsun mücadele ve müdahale etmek önemlidir. Bundan zevk duyarım.
Kimseye kendimi sevdirmek için çalışmıyorum.
Bilgi veriyor ve aidiyet duyduğum Türk milleti ve tarihine kendi çapımda sahip çıkıyorum.
Danimarka vatandaşıyım. Türkiye’ye nasıl zarar gelmesini istemezsem Danimarka’yada aynı ölçütlerim var. iki ülke benim bedenimin ve ruhumun birer parçasıdır.
Yemek yediğim kaba sıçmam.
Dünyada olan bitenle mesleğim ve ilgilerim gereği yakından ilgileniyorum.
Bilinçli bir yaşamı seçiyorum.
Bu dünyada maddi anlamda bir dikili ağacım olmadan bir “ kızılderili” gibi bir antropolog ve etnograf olarak yaşıyorum.
Ama dost birikimim var.
Türkiye gibi çok güzel bir Anavatanım var.
Danimarka gibi çok güzel bir Vatanım var.
Türklüğüm var. Danimarkalılığım var. İki dilide çok severim. Ama Türkçe ana dilim olduğu için aroması başkadır. Şiiri Türkçe okumak ve dinlemek bana zevk verir.
İnsan olmak benim için önemli.
72 millete tek gözle bakıyorum.
Kadın Erkek eşitliğine inanıyorum.
Bunları kendime yaşam tarzı ve felsefesi olarak görüyorum.
Tartışmayı, yazmayı, okumayı, dinlemeyi, sohbeti, yarenliği, positif deliliği, sıcak kanlılığı, açık sözlülüğü, mertliği, cesareti ve vefalılığı severim.
Benimle ilgili konuşulan ve yorumlanan ne olursa olsun dinlerim ama mesafemi korurum.
Kimseye yaranmadım. Bunun için kılımı kıpırdatmam.
Abartıyı sevmem. Gösterişi sevmem.
Arkadan konuşmayı ve arkadan iş çevirmeyi sevmem.
Gerçekçiyimdir.
Gözüm karadır.
Bildiğim bir konuda sonuna kadar mücadele ederim.
Sonuç odaklıyımdır ama her şeyin bir süreç sonucunda olduğunu unutmam.
Kalleşliği ve yalanı sevmem.
Kediye kedi derim.
Gerektiğinde ve yerinde kafiyeli ve İyi küfür ederim.
Doğrucu davudumdur.
Erken öterim. Çalıyı dolaşmam.
İnsanların bir kısmının bilerek kötü olduklarına inanırım.
Saçma bulduğum hiç bir şey veya fikire saygı duymam.
İnsana saygı duyarım.
Kutsal kitap tanımam.
Peygamber diye bir kişiye asla inanmam.
Dogmatik değilimdir.
Sorgulayıcı ve analizciyimdir.
İyi gözlem yaparım.
Şunu söylersem başıma ne gelir diye düşünmem.
Şunu yaparsam buradan bana ne gelir gelir diye düşünmem.
Arkadaş ve dost canlısıyımdır.
Sıcak kanlı insanları tercih ederim.
İnsanların konuşma, vücutsal davranış, yüz, göz ve ses ifadelerinden samimi olup olmadıklarını anlarım.
Irkçılığı sevmem.
insan ayrımı yapmam.
Bağımsızım.
Özgürüm.
Kimsenin esiri, müridi ve kapalı kutusu olmam.
Hakaret etmem.
Eleştirilerim sert olur.
Gereksiz yere saygısızlık etmem.
Gözümün gördüğü hiç bir şeyden çekinmem.
Rakı içmeyi, Şarap içmeyi ve dost sofrasını severim.
Yemek ayrımı yapmam.
Yemek yapmayı severim.
Yüreği deli kadınlardan ve ben buradayım diyen kişilikli kadınlardan hoşlanırım.
Dans etmesini , sinemayı, yürüyüş yapmayı, tiyatroyu, Türkü ve Jazz müziğini severim.
Doğayı çok severim.
Şiir okumayı ve gezmeyi, dostlarımı ziyaret etmeyi onlarla telefonda da olsa konuşmayı severim.
Bir gün öleceğimi bilerek ama ölmeyecekmişim gibi yaşarım .
Bir bozkurt ve akıncı gibi yaşarım.
Zordan kaçmam.
Yalvarmam.
Af dilemem.
Dayanışmayı ve danışmayı severim.
Bölüşmeyi severim.
İçten pazarlıklı insanları sevmem.
Sevmediğim bir insana onu sevmemediğimi ve herşeyi o kişinin suratına söylerim.
Bu gibi konularda çok açığımdır.
Duygusalımdır.
Ağlamak gerekirse doya doya ağlar gülmek gerekirse doya doya gülerim.
Şu bu benim hakkımda ne düşünür kompleksim yoktur.
Kinci değilimdir. Fakat yediğim ayazıda unutmam.
Samimiyimdir.
Güvenilirimdir.
Vefalıyımdır.
Beklentili değilimdir.
Hem bireysel çalışmayı hemde ekip çalışmasını severim.
Kendime istemediğimi bir başkasına yapmam.
Aynen bir Bozkurt gibi arkamı sağlama almadan kıyasıya mücadele ederim.
Garantici değilimdir.
Risk almayı severim.
Kendi işimi kendim görürüm.
Ismarlamacı ve taklitçi değilimdir.
Ölümede tilili diyenlerdenim.
Ve daha neler neler …
Ben buyum! Böyleyim …!
Sefa Yürükel