BAŞÖRTÜ TAKILMASINI YASAKLAYAN TACİKİSTAN’DA MEMURLAR, BAŞÖRTÜLÜ KADINLARI HASTANELERE ALMAMAYA BAŞLADI.
Bunlar da yanlış yola girmiş.
Dinin tezahürleri ile uğraşmaya başlamışlar.
Bu iki şeye sebep olur.
1) Haklı bir mağduriyet yaratır.
2) Cemaat ve tarikat üyelerinin saklanmasına yarar.
Bütün dünyada ve Türkiye’de artık Yahudilerin, Müslümanların, Hristiyanların dini tezahürleri ile uğraşmak bırakılmalı.
Ancak topluma özellikle sergilenen dini tezahürler bir başlangıç noktası, bir odaklanma gerekçesi olarak seçilmeli.
Cemaat suçları, örgütsel bağlantı araştırılmalı.
Cemaatler, tarikatlar toplumsal tehlikeler açısından çok yakından izlenmeli, suç araştırılmalı, eğer örgütlü suç varsa, yasadışı kabul etmenin yasal alt yapısı oluşturulmalı.
Yasadışı cemaat ve tarikatlara mensubiyet elbette suç sayılmalı.
Ve yapılacak herşeyin yasal ve ahlaki temelinin olmasına çok ama çok dikkat edilmeli.
Adnan Hoca tarikatı buna çok iyi örnektir.
Ülkemizde bazı tarikat liderlerinin suça azmettirdikleri görülmüştür.
Tarikat cinayetlerin nadir değildir.
Suçlara, bağlantılara, azmettirenlere odaklanmak şarttır.
Ancak görüyoruz ki, bazı tarikat cinayetlerinde yalnızca katil mahkum edilmekte, tarikat bağlantısı özellikle gözardı edilmektedir.