Açlık ve sefalet giderek artıyor…

Artan pahalılık ve giderek kabına sığmayan enflasyon özellikle dar gelirli ve emeklileri etkiliyor. Açlık ve sefaletin giderek artması geçim sorununu da gündeme taşıyor.

TÜRK-İŞ, 1 Temmuz’da Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarını yani açlık sınırını 18 bin 978.77 TL olarak açıkladı.

Açlık sınırı 30 Aralık 2023’te 14.431 TL idi. Buradan hesapla bu yılın 6 aylık bölümünde ‘açlık sınırı’nda enflasyon yüzde 31.5 çıkıyor. Öte yandan açlık sınırı Mayıs 2024’te 18 bin 969.22 TL idi. Son bir ayda sadece 9 lira 55 kuruş yükselmesi dikkat çekti.

Piyasada sahtekârlar başı boş her ürüne kafalarına göre zam yapıyor. Çarşı-Pazar yangın yeri gibi. Denetim yok, temel gıda ürünlerinin fiyatı ise sürekli artıyor.

30 Aralık 2023’te yoksulluk sınırı ise 47 bin 9 lira idi. Yoksulluk sınırı Haziran ayının sonunda 61 bin 820 liraya yükseldi. Burada da artış oranı yüzde 31.5…

Peki son bir yılda ‘açlık ve yoksulluk sınırı’nda enflasyon nasıl gerçekleşti? Öyle ya 3 Temmuz’da TÜİK, Haziran ayı enflasyon verilerini açıklayacak. Yıllık enflasyonun düşeceği söyleniyor. TÜİK, hangi ürünler baz alarak düşük gösteriyor. Bu da her ayın tartışma konusu oluyor.

Bizi yönetenler dar gelirli ve emekli kesimini adeta gözden çıkarmışa benziyor. Orta sınıf yok oldu. Ya çok zengin sınıfı var ya da açlık ve sefaret içinde boğulan bir kesim. Maaşlara zam yapılmadığı gibi elektrik ve doğalgaza yapılan aşırı zamlar da adı geçen bu kesimi iyice çıkmaza sokacak.

TÜRK-İŞ, geçen yıl haziran ayı sonunda açlık sınırını 10.373 TL, yoksulluk sınırını ise 33 bin 789 TL olarak açıklamıştı. Dolayısıyla son bir yıllık ‘ev hali enflasyonu’ yüzde 83. TÜİK muhtemelen son bir yıllık enflasyonu yüzde 53 mertebesinde açıklayacak. Arada 30 puan fark var.

Özetleyelim:

Üretimde kendi kendine yeten bir ülke iken, şimdi hemen her ürünü ithal eden bir ülke haline geldik. Piyasada ithal ürün var. Bunların çoğu da kanserojen madde üretiyor.

Et ve süt ürünlerini almaya güç yetmiyor. Adı geçen ürünlere sürekli zam geliyor. Piyasada dengeler oturmadı. Kimin eli kimin cebinde belli değil.

İstanbul Ticaret Odası (İTO), haziran ayında kentte perakende fiyatı en fazla artan ve azalan ürünlerle değişim oranlarını açıkladı.

İTO’nun İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi’nde yer alan 242 ürünün 112’sinin perakende fiyatı artarken, 26 ürünün fiyatı düştü, 104 ürünün fiyatı ise değişmedi.

Haziran ayında yaş kuru sebze ve meyveler alt grubunda yer alan limon yüzde 56,64 ile fiyatı en fazla artış gösteren ürün oldu.

Fiyatında artış yaşanan diğer ürünlerin bazıları, ulaştırma ve haberleşme harcamaları grubundan yüzde 45 ile mektup gönderim ücreti, aynı gruptan yüzde 27,66 ile şehirlerarası otobüs bilet ücreti, giyim harcamaları kumaşlar alt grubundan yüzde 23,08 ile poplin, gıda harcamaları yaş kuru sebze ve meyveler alt grubundan yüzde 22,30 ile sivri biber, çeşitli ve hazır yiyecekler alt grubundan yüzde 20,25 ile çikolata ve konut harcamaları grubundan yüzde 20,05 ile badana boya işçiliği olarak belirlendi.

Haziranda gıda harcamaları yaş kuru sebze ve meyveler alt grubunda yer alan taze fasulye yüzde 20,84 gerileme göstererek fiyatı en fazla azalan ürün oldu.

Fiyatında azalış izlenen diğer ürünler, gıda harcamaları yaş kuru sebze ve meyveler alt grubundan yüzde 13,71 ile erik, yüzde 11,60 ile kabak, yüzde 9,73 ile kiraz, yüzde 9,57 ile kayısı, yüzde 7,86 ile soğan ve yüzde 7,34 ile bezelye olarak kayıtlara geçti.


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir