Ermeni Meselesi

24 NİSAN 2024 ERMENİ SOYKIRIMI MESAJLARI NE DİYOR?
CUMHURBAŞKANIMIZ NE DİYOR?
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞIMIZ NE DİYOR

      Herkesin çok iyi bilmesine rağmen, 24 Nisan ne demektir, anlamı nedir?
      “Ermenilerin soykırım tarihi olarak kabul ettiği 24 Nisan tarihinin zorunlu göç olayı ile hiçbir ilgisi yoktur. Göç kararı 27 Mayıs 1915’te alınmıştır. 24 Nisan tarihi ise üç önemli kararın alındığı tarihtir. ” “Osmanlı Devleti, tüm ikazlara rağmen isyancı Ermenilerin masum sivil halkı katletmeye ve ordunun askerî harekâtını sekteye uğratmaya devam etmesi üzerine 24 Nisan 1915’te Ermeni Komite Merkezlerinin kapatılarak silahlarına ve evrakına el konulması ve komite liderlerinin tutuklanması kararını almış, bu kapsamda İstanbul’da 226 (235) Ermeni komite lideri tutuklanmıştır.” (Çankırı ve Ayaş’a gönderilenler)

      “24 Nisan aynı zamanda Gelibolu yarımadasına çıkarma yapacak İngiliz, Fransız, Hint ve ANZAK birliklerinin çıkarma bölgelerine intikal halinde olduğu tarihtir. Nitekim 19. Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal 24 Nisan 1915 gecesi Tümenine düşmanın çıkarma yapması muhtemel kıyı bölgelerine intikal emri vermiştir.”

      “24 Nisan tarihinin Türkler açısından taşıdığı önem ise oldukça farklıdır. Osmanlı Ordusundan silahlarıyla firar ederek Rus ordusuna katılan Ermeni öncü birliklerinin kılavuzluk desteğinde Rus ordusu Türk hududunu geçerek Doğu Anadolu’yu işgale başlayınca Van bölgesindeki Ermeniler çeteler oluşturarak Van merkezinde ve çevre ilçe ve köylerde katliama başlamıştır. Van’daki 33. Piyade Tümeninin Rus ordusuyla savaşmak üzere Van’ı terk etmesinden sonra geride sadece Jandarma Müfrezesi kalmasından istifade eden Ermeniler 20 Nisan 1915’te Van’daki Osmanlı Bankasını, Duyun-u Umumiye binasını ve Postaneyi yakmışlar ve Müslüman mahallelerini ateşe vermişlerdir. Bu dönemde Ermeniler sadece Van vilayetinde bir ay içinde 22.900 Müslümanı katletmiştir. Ermeni çetelerinin sivil halka saldırılarının yoğunlaştığı dönemde Van Valisi Cevdet Bey Van kalesi dışındaki halkı kaleye alarak güvenliklerini sağlamaya çalışmıştır. Ancak Ermeni çetecilerin Van kalesine de saldırmaları üzerine Vali Cevdet Bey İçişleri Bakanlığı’ na 24 Nisan 1915’te bir yazı göndererek Van halkının Ermeni çetelerinin katliamından kurtarılabilmesi için batıya doğru göç ettirilmesine izin verilmesini talep etmiştir.”( )

      Tarihin altını net olarak çizdiği bu günde Türkiye Cumhurbaşkanı aşağıda okuyacağınız mesajı neden yayınlar? Dışişleri Bakanlığımızın yaptığı açıklamayı okuduğumuz da ne düşüneceğiz? Siz sorunun cevabını düşünürken, söz konusu açıklamalarla birlikte, sadece Nisan 2024 de Ermeni kaynaklarında yayınlanmış, konu hakkındaki açıklamaları yorumlayacağınız düşüncesiyle bilgilerinize sunuyorum.

3 Nisan 2024
      “3 Nisan’da BM İnsan Hakları Konseyi’nin 55. oturumunda Ermenistan’ın sunduğu “Soykırımın Önlenmesi” kararı oy birliğiyle kabul edildi.” ( )
10 Nisan 2024
      “Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, parlamentoda yaptığı konuşmada Ermenistan – Türkiye arasındaki normalleşme sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Başbakan, “Ermenistan, Türkiye ile ilişkilerde varılan ve resmi olarak kayıtlara geçen anlaşmaların hayata geçirilmesini bekliyor.” ifade etti. “Türkiye ile ilişkilerimizde, deyim yerindeyse, varılan ve resmi olarak kayıtlara geçen anlaşmaların hayata geçmesini, yani Ermenistan-Türkiye kara sınırının üçüncü ülke vatandaşlarına ve diplomatik pasaporta sahibi kişilere açılmasını bekliyoruz.” şeklinde konuştu.
       Paşinyan’a göre, “Ermenistan-Türkiye sınırının açılması bölge için çığır açıcı bir olay olacak, bu yöndeki çabalar devam edecek.” Sosyo-psikolojik bir nüansa da değinen Başbakan, “Şu anda Ermeni-Türk ilişkilerinden değil, Ermenistan-Türkiye ilişkilerinden bahsettiğimi belirtmek çok önemli. Bu iki formülasyonun ortak bir yanı var ama aynı değiller.” dile getirdi. ( )
 12 Nisan 2024
      Amerika Birleşik Devletleri’nin Los Angeles İlçe Denetim Kurulu, 1,5 milyondan fazla masumun hayatını alan suçun 109’uncu yılında 24 Nisan 2024’ün Ermeni Soykırımı Anma Günü olarak ilan edilmesi teklifini oybirliğiyle onayladı.

      Kathryn Barger, geçmişten ders almanın önemli olduğunu belirterek, Ermeni Soykırımı’nı hatırlamanın 1,5 milyondan fazla masum canın kaybının yasını tutma fırsatı sağladığını vurguladı. Los Angeles’te dâhil hayatlarını sıfırdan yeniden inşa eden Ermeni halkının direncine saygı duyduklarını kaydeden Hilda Solis, “Ermeni Soykırımı’nı asla unutmayacağımıza, nerede olursa olsun nefrete ve zulme karşı her zaman karşı duracağımıza tekrar söz verelim ve emin olalım.” ifadelerini kullandı. ( )
 15 Nisan 2024
       Ermenistan’ın başkenti Yerevan ile Kazakistan’ın başkenti Astana kardeş şehirler ilan edildi. İlgili belgenin imza töreni, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım-Cömert Tokayev arasındaki görüşmenin ardından Ermenistan Cumhurbaşkanının konutunda gerçekleşti. Yerevan ve Astana’nın kardeş şehir ilan edilmesine ilişkin anlaşma, Yerevan Belediye Başkanı Tigran Avinyan ve Astana Belediye Başkanı Zhanis Kasımbek tarafından imzalandı. ( )
16 Nisan 2024
      Zoryan Enstitüsü, bu yıl 15-19 Nisan 2024 tarihleri arasında Arizona Devlet Üniversitesi’nde (ASU) düzenlenen Soykırım Farkındalık Haftası’na üst üste ikinci kez katılıyor.
      Zoryan Enstitüsü’nden yapılan yazılı açıklamaya göre Rosenbluth Ailesi Yardım Vakfı, 12. Soykırım Farkındalık Haftası kapsamında ders verecek seçkin bilim insanlarını, siyasetçileri, aktivistleri, sanatçıları, kolluk kuvvetlerini, insani yardım severleri bir araya getiriyor. Dünyanın dört bir yanındaki toplumların şiddet eylemleriyle ve mevcut ve devam eden soykırım tehditleriyle nasıl yüzleştiğini ve karşı karşıya geldiğini anlamaya çalışmak ve aynı zamanda ders almak ve soykırım kurbanlarını anmak amacıyla hayatta kalanların hikâyelerini ve sergilerini sunacak.
      Soykırım Farkındalık Haftasının Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en büyük soykırım eğitim ve farkındalık etkinliği olduğu vurgulanıyor. Enstitünün katılımının temeli, Soykırımı evrensel bir felaket olarak kabul ederek Ermeni hikâyelerini sunma misyonudur.
      18 Nisan’da Zoryan Enstitüsü’nde iki panel toplantısı gerçekleştirilecek ve ilkinde Enstitü’nün 2020 yılında yayınladığı “Türkiye’de Toplu ve Devletsel Şiddet” kitabının tanıtımı yapılacak. Bu çalışma, Türk ulusal kimliğinin yaratılması ve Aleviler, Ermeniler, Süryaniler, Yahudiler, Rumlar, Kürtler ve Yezidiler dâhil olmak üzere azınlıklara “iç düşman” muamelesi yapılmasıyla ilgilidir. Bu, bir dizi vaka çalışmasının yanı sıra Türk devletinin eylemlerini ve cezasızlığını inceleyen türünün ilk örneğidir.
      Konferansa bu kitabın 16 yazarından 3’ü katılacak: Hollanda İleri Araştırmalar Enstitüsü’nden (Amsterdam) Dr. Ayşenur Korkmaz, Calgary Üniversitesi’nden Dr. David Gaunt ve Dr. Hamit Bozarslan. Katılımcıların her biri kitapta yer alan çalışmalardan veya konulardan birini sunacak ve oturumun moderatörlüğünü Dr. Barlow Der Mugerdechian yapacak. ( )
16 Nisan 2024
       Ermenistan Ulusal Meclisi muhalefetteki “Hayastan” (Ermenistan) ittifakından milletvekili Gegham Manukyan, 3 Ağustos’un 2014 Sincar Ezidi (Yezidi) Soykırımı kurbanları için bir anma günü olarak belirlenmesi önergesinin tartışılması sırasında, “2014 yılında Sincar’daki Yezidilere yönelik soykırımı gerçekleştiren “İslam Devleti” terör örgütü yalnız değil, arkasında Türkiye var.” dile getirdi. ( )
16 Nisan 2024
       Ermenistan, bırakın soykırımı, dünyada hiç kimsenin dininden, dilinden, ten renginden, fikir ayrılıklarından dolayı zulme uğramasını istemiyor. Ermenistan Parlamentosu, 3 Ağustos’un Sincar’daki Ezidi soykırımı kurbanlarının anma günü olarak ilan edilmesi tasarısını kabul etti. 88 milletvekili oybirliğiyle tasarının lehine oy kullandı. ( )
 17 Nisan 2024
      Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaletine bağlı Pasadena kentindeki Ermeni koalisyonu, 21 Nisan’da Ermeni Soykırımı’nın 109. yıldönümü münasebetiyle şehrin anıt kompleksi yakınında Ermeni Soykırımı kurbanlarını anma etkinliği düzenleyeceğini duyurdu. 21 Nisan’da gerçekleştirilecek etkinlik, 1915 Ermeni Soykırımı’nın anma töreniyle başlayacak, ardından Ermeni Soykırımı’ndan sağ kurtulanların ifadelerinin yayınlanacağı ve günün ana konuşmacısı Seda Antekelian’ın yanısıra Güney Kaliforniya Üniversitesi Shoah Vakfı’nı temsil eden Kongre Üyesi Judy Chu konuşma yapacak. ( )
 17 Nisan 2024
      ABD’nin Kaliforniya eyaletinin Pasadena Belediye Başkanı Victor M. Gordon 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı Anma Günü olarak ilan etti. ( )
 17 Nisan 2024
      Ermeni Öğrencileri Leuven (ASL) inisiyatifiyle, “Ermeni Soykırımı Anısına: Bugünün Bağlamında Tarihi Hafıza” başlıklı bir forum düzenlendi. Forumun ana konuşmacıları, Belçika’ya Ermenistan’ın Büyükelçisi ve AB’deki Ermeni Misyonu Başkanı Tigran Balayan, Belçika Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Els Van Hoof ve siyasi toplumun çıkarlarını koruma alanında üst düzey uzman Nikola Davityan’dı.
      Ermeni Öğrencileri Leuven organizasyonunun kurucusu Mariam Harutyunyan, açılış konuşmasında Ermeni halkının tarihinin karmaşık olduğunu ancak genellikle geniş çapta anlatılmadığını belirtti. Bu yüzden bu yılki etkinliği farklı yapmak ve öğrenci katılımını çok katmanlı hale getirmek istediklerini söyledi. Mariam Harutyunyan’a göre, etkinliğin ana amacı, Ermeni gençlerini sürece nasıl katılabileceklerini öğretmek ve çeşitli yollar göstermektir.
      Konuşmasında Büyükelçi Balayan, böyle girişimleri sadece bir mesajı iletmek açısından değil, aynı zamanda eleştiriyi dinleme bakımından da vurguladı. AB’deki Ermeni Misyonu Başkanı’na göre, Brüksel’de böyle etkinlikler düzenlemek önemlidir çünkü Brüksel, Ermenistan için önemli bir yer haline gelmiştir. ( )
18 Nisan 2024
      ABD Kongre Üyesi Seth Moulton, ABD Kongresi’nin gerçeği söylemesinden ve Ermeni Soykırımı’nı tanımasından gurur duyuyor. ( )
 18 Nisan 2024
      YEREVAN, 18 NİSAN, ARMENPRESS: ABD Kongresi’nde Ermeni Soykırımı, Ermenistan ve Dağlık Karabağ kurbanlarının anılmasına yönelik bir tartışma sırasında Kaliforniya Eyaletini temsilen Kongre Üyesi Tom McClintock, ABD’nin Ermeni Soykırımı sırasında yaşanan zulümleri hatırladığını belirterek, Türkiye hükümetine Soykırımı tanıma çağrısında bulundu.
ABD’li senatör şunları kaydetti:
      “Ermeni Soykırımı sırasında yaşanan vahşeti ve bunların bize öğrettiği dersleri hatırlıyor ve Türkiye hükümetinden de aynısını yapmasını istiyoruz. Elbette çocuklar ebeveynlerinin günahlarından sorumlu değildir, ancak geçmişi dürüstçe kabul etmek bizi bu günahları tekrarlamaktan alıkoyabilir. Son dönemde Dağlık Karabağ halkına karşı onların takipçileri tarafından işlenen suçları özellikle önemsiyor ve bunun sorumlusu olan karanlık güçlerin düşünüp tövbe etmelerini diliyoruz.”
 18 Nisan 2024
      ABD Kongresi üyesi Adam Schiff, Ermeni Soykırımı’nın ABD tarafından tanınıp kınanmasının ardından gerçek sonuçların olması gerektiği, zira artık yalnızca sert açıklamalar yapmanın zamanı geçtiği görüşünü dile getirdi. Adam Schiff, “Ermeni Soykırımı’nın 109. yıldönümünü bir daha tekrarlanmaması sözleriyle anarken, demokratik ve barışçıl Ermeni halkı, en karanlık günlerini hatırlatan tehditlerle karşı karşıyadır. Yönetimin sadece sert açıklamalar yaptığı dönemler çoktan geçti. Kınanmasının ardından gerçek sonuçlar gelmeli.” dedi. ( )
 19 Nisan 2024
      18 Nisan’da Kıbrıs Temsilciler Meclisi, Ermeni Soykırımı kurbanları anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunarak, barış ve adaletin hüküm sürdüğü, geçmişte yaşanan zulümlerin asla tekrarlanmayacağı bir dünya için mücadele etme sözü verdi. Cyprus Mail’ın bildirdiğine göre Temsilciler Meclisi Başkan Vekili Zakaria Kulias, konuşmasında 24 Nisan’ın Ermeni Soykırımı’nın “kara yıldönümü” olduğunu kaydetti. Yıllar içinde milyonlarca Ermeni’nin zorla yerinden edildiğini, zulüme uğradığını ve toplu katliama maruz kaldığını da sözlerine ekledi. Zakaria Koulias, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dünyada 1975 yılında Ermeni Soykırımı’nı tanıyan ikinci ülke olduğunu da hatırlattı. ( )
 23 Nisan 2024
      Amsterdam’daki Ermeni Soykırımı kurbanları için Haçkar Anıtı yanında anma töreni düzenlendi.
      Ermenistan’ın Hollanda Büyükelçiliği’nin bildirdiğine göre törende Ermenistan’ın Hollanda Büyükelçisi Viktor Biyagov, Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema, Hollanda Parlamentosu üyeleri Don Seder, Karolin van der Plas ve Amsterdam Ermeni cemaatinin temsilcileri birer konuşma yaptı. Büyükelçi Biyagov konuşmasında Ermeni Soykırımı’nın tanınması ve kınanması zorunluluğunu bir kez daha vurgulayarak, Ermeni Soykırımı’nın Hollanda Parlamentosu tarafından tanınmasının önemine minnetle değindi. ( )
23 Nisan 2024
      23 Nisan’da ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nin kıdemli uzmanı Hannah Thoburn, ABD’nin Ermenistan Büyükelçisi Kristina Kvien eşliğinde Ermeni Soykırımı Anıtı’nı ziyaret etti. ( )
 23 Nisan 2024
      New York’un Times Meydanı’nda orada yaşayan Ermeniler, bu yıl art arda 39’uncusu olmak üzere Ermeni Soykırımı kurbanlarını anma etkinliği düzenledi. “Vardanants Şövalyeleri ve Kızları” örgütü (The Knights and Daughters of Vartan) ve ABD’nin önde gelen bazı kuruluşlarının düzenlediği etkinlikte, Ermeni Soykırımı’ndan kurtulanların torunları, şehit atalarını anarak, Ermenilere karşı işlenen suçun küresel düzeyde tanınması ve farkındalık mücadelesini sürdürmeye hazır olduklarını ifade ettiler. ( )
 23 Nisan 2024
      “İlk olarak etnik Ermenilere karşı işlenen soykırım bir yüzyıl önce cezasız kaldığı için, temelde aynı şiddet yanlısı kişiler bugün yasa dışı ve insanlık dışı eylemlerini tekrarlıyorlar,” diyerek Senatör Anthony J. Portantino, Senato’daki Ermeni Soykırımı anma töreninde söyledi. “Kaliforniya’nın 20. yüzyılın ilk Soykırımını tanımaya devam etme konusundaki kararlılığımızı teyit etmek için meslektaşlarımla birlikte 109. Ermeni Soykırımı’nı Senato’da anmak için katıldığım için onur duyuyorum.” ( )
23 Nisan 2024
      Geleneksel meşaleli yürüyüş, Yerevan’ın Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayıp Tsitsernakaberd Anıt Kompleksi’nde Ermeni Soykırımı kurbanlarını anmak için çiçeklerin bırakılmasıyla sona erdi. “Armenpress” bilgilendirildiğine göre, meşalelerle yapılan yürüyüş bu yıl “Vur, eğer seni zulmediyorlarsa” başlığı altında gerçekleştirildi. ( )
24 Nisan 2024
      Brüksel’de, “Nairyan” öğrenci birliği Ermeni Soykırımı kurbanlarını anma törenini düzenledi ve anma töreninde Ermeni Soykırımı kurbanlarını anmak için mumlar yakıldı. Daha önce anma töreni Surb Meryem Magdalena Ermeni Kilisesi’nde gerçekleşti. Brüksel’deki Ermeni Soykırımı anma töreninde, Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Labib, Ermenistan’ın Belçika Büyükelçisi, AB’deki Ermenistan Daimi Temsilcisi Tigran Balayan, Belçika ve Ermeni politikacıları ile sivil toplum aktivistleri de bulundu.
      Dışişleri Bakanı Hadja Labib konuşmasında, insanlık tarihinin trajik sayfalarından biri olan Ermeni Soykırımı’nı vurgulayarak, Avrupa’nın Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ayaklanmaya çalışırken 1.5 milyon Ermeni’nin soykırıma, sürgüne ve açlıktan ölüme mahkum edildiğini belirtti. Labib, Ermenistan ve Ermeni halkı ile dostane ilişkilerin önemini ve özellikle Belçika’daki Ermeni toplumuyla ilişkilerin değerini vurguladı. Bakan, geçen yıl yaptığı Ermenistan ziyaretini hatırlatarak, bu ziyaretin kendisi için büyük bir onur olduğunu ve Belçika’nın Ermenistan’da bir elçilik açılmasını belirtti. Tigran Balayan, Brüksel’deki Ermeni Soykırımı anma töreninin Belçika Krallığı’nın evrensel insan değerlerine bağlılığını gösterdiğini vurguladı.( )
24 Nisan 2024
      Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, eşi Anna Hakobyan ile birlikte, Ermeni Soykırımı kurbanlarının anısına düzenlenen konserde “Aram Haçaturyan” konser salonundaydı. “Armenpress”e göre, 23 Nisan’da saat 23:59’da Ermenistan Ulusal Filarmoni Orkestrası ve Ermenistan Ulusal Akademik Korosu tarafından seslendirilen V.A. Mozart’ın “Requiem” eseri sunuldu. “Requiem” ünlü konuk şef George Pehlivanyan tarafından yönetildi. ( )
 24 Nisan 2024
      Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Cumhurbaşkanı Vahagn Khaçaturyan, Ulusal Meclis Başkanı Alen Simonyan, bakanlar, milletvekilleri ve diğer yetkililer, Tsitsernakaberd Anıt Kompleksinde Soykırım kurbanlarının anısına saygı duruşunda bulundu. ( )
24 Nisan 2024
      Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Ermeni Soykırımı’nın 109. yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayınladı. Ermenistan Başbakanlık Enformasyon ve Halkla İlişkiler Dairesi’nden yayınlanan mesajda şu ifadeler yer alıyor:
      “Sevgili halk, Ermenistan Cumhuriyeti’nin sevgili vatandaşları, Bugün Osmanlı İmparatorluğu’nda 1915 yılından bu yana Ermeni oldukları için kılıçtan geçirilen Ermeni Soykırımı Mets Yeğern (Büyük Felaket) 1.5 milyon kurbanını anıyoruz. Bu büyük çaplı trajedi Birinci Dünya Savaşı yıllarında yaşanmış ve devleti olmayan, asırlar önce devletliğini kaybeden ve esasen devletlik geleneğini unutmuş olan ve հer şeyden önce dünyayı ve onun içinde işleyen kuralları kendisi için anlaşılır kılabilecek bir politik akıldan yoksun Ermeni halkı, jeopolitik entrikaların ve yalan vaatlerin kurbanı olmuştur.
      Mets Yeğern bizim için ülke çapında bir trajedi ve psikolojik bir travma haline geldi ve abartmadan sosyo-psikolojimiz belirleyici bir faktördür. Bugün bile dünyayı, çevremizi, kendimizi Mets Yeğern’in psikolojik travmasının etkisi altında algılıyoruz ve o psikolojik travmayı aşmış değiliz. Bu, uluslararası alanda tanınan bir devlet olarak, çoğu zaman diğer ülkelerle ve uluslararası toplumla psikolojik travmalı bir durumda ilişki kurup rekabet ettiğimiz ve bu nedenle bazen gerçekleri ve etkenleri, tarihsel süreçleri ve öngörülen ufukları doğru bir şekilde ayırt edemediğimiz anlamına geliyor. Belki de Ermeni Soykırımı psikolojik travmasını bir miras, bir gelenek olarak yeniden yaşayarak yeni travmalar yaşamamızın nedeni de budur.
      Bu anlamda Mets Yeğern’in iç sağduyunun son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Ermeni Soykırımı’ndan, Büyük Soykırımı’ndan bahsederken hep dış dünyaya atıfta bulunuyoruz, dış dünyayla konuşuyoruz ama iç sohbetimiz asla bu konu üzerine gerçekleşmiyor. Soykırım psikolojik travmasını aşmak ve onu bir tehdit olarak dışlamak için ne yapmalıyız, ne yapmamalıyız? Bunlar siyasette, siyaset bilimimizde, estetik ve felsefi düşüncemizde temel tartışma konusu olması gereken sorulardır ancak Soykırım gerçeğini ele alma konusunda bu tür bir bakış açısı bizde pek yaygın değildir.
      Bu bir zorunluluktur, acil bir zorunluluktur ve Mets Yeğern ile Birinci Ermenistan Cumhuriyeti arasındaki ilişkileri değerlendirmeli, Mets Yeğern algısını Ermenistan Cumhuriyeti’nin hayati çıkarları, ulusal devletimiz ile ilişkilendirmeliyiz. Soykırım, vatandan yoksun bırakma bizim için, kayıp bir vatanı sürekli arayış olarak katlanmamız gereken bir ceza değildir. Vatan arayışını bırakmalıyız, çünkü o vatanı, sütün ve balın aktığı Vaat Edilmiş Topraklarımızı bulduk. Bizim için Mets Yeğern şehitlerinin anılması, rekabetçi, meşru, düşünceli ve yaratıcı politikalarının tekrarı dışlayabildiği Ermenistan Cumhuriyeti karşısında kaybedilenleri değil, bulunmuş ve gerçek vatanı simgelemelidir. Bir daha asla… Bunu başkalarına değil kendimize söylemeliyiz. Ve bu kesinlikle bize yönelik bir suçlama değil, kaderimizin sorumlusu ve yöneticisinin yalnızca kendimizin olduğu ve bu sorumluluğu egemen karar ve algı alanlarımızda taşıyacak yeterli akla, iradeye, derinliğe ve bilgiye sahip olmamız gereken bir bakış açısıdır.
      Mets Yeğern şehitleri ve diğer tüm şehitlerimiz Ermenistan Cumhuriyeti’nin tesellisiyle uyusunlar. Ve Yaşasın Ermenistan Cumhuriyeti.” ( )
24 Nisan 2024
      Ermenistan Ombudsmanı Anahit Manasyan, Ermeni Soykırımı’nın 109. yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayınladı. Manasyan’ın mesajı şöyle:  “Bugün Ermeni Soykırımı’nın 109’uncu yıldönümü ve uygar dünya, 20. yüzyılın ilk soykırımı olan Mets Yeğern (Büyük Felaket) kutsal şehitlerini anıyor. Geçen yüzyılın başında Osmanlı Türkiye’sinde yaşayan Ermeniler organize edilmiş kitlesel imhaya maruz kaldı: vahşi cinayetler, zorla tehcir ve insanlık dışı işkence.
      İnsan haklarının ve hukukun üstünlüğünün korunmasına yönelik sürekli gelişen uluslararası çerçevelere rağmen, zorla evlerinden edilen ve insanlık dışı işkenceye maruz kalan kişilerin hakları iade edilmedi. Bu tür eylemlerin cezasız kalması kaçınılmaz olarak yeni suçlara yol açmaktadır. Hala 1948’de 9 Aralık’ta “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin” uluslararası sözleşme kabul edildi, ancak bugün bile dünyanın farklı köşelerinde yeni soykırımlar ve insanlığa karşı işlenen suçların yaşanması tehlikesi var. 2023 yılında Dağlık Karabağ’ın etnik Ermeni nüfusu çeşitli kötü muamele biçimlerinin kurbanı oldu ve zorla yerinden edildi.
      Bugün Ermeni Soykırımı’nın kutsal şehitlerinin anısına başımızı eğiyoruz ve suçu kınama, gerçeği tanıma ve adaleti yeniden tesis etme konusundaki kararlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz. Çağdaş uygar dünyada benzer suçların önlenmesi için tüm çabaların birleştirilmesinin ve bu yönde doğru politikaların uygulanmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bu tür suçlarla mücadele edecek etkin yapıların hayata geçirilmesi tüm uygar toplumların gündeminde olmalıdır.” ( )
24 Nisan 2024
      Fransa’nın Ermenistan Büyükelçisi Olivier Decottignies, Ermeni Soykırımı’nın 109. yıldönümü nedeniyle X sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu. Fransız Büyükelçinin paylaşımı şöyle: “Bugün, 24 Nisan, 1915 Ermeni Soykırımı kurbanlarını anıyoruz.” ( )

 24 Nisan 2024
      Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ermeni Soykırımı’nın 109. yıl dönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Macron X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:  “Bugün Fransa, 1915 Ermeni Soykırımı’nın 109’uncu yıldönümünü anıyor. Pogromların, tehcirlerin ve zulümlerin kurbanlarının anısını canlı tutalım. Unutmayalım. Fransızlar ve Ermeniler sonsuza dek birbirine bağlı…” ( )
24 Nisan 2024
      Ermenistan’da faaliyet gösteren “Geğard” Bilim ve Analitik Vakfı, Ermeni Soykırımı’nın 109. yıldönümü münasebetiyle açıklama yayınladı. Armenpress’in aktardığına göre Geğard’ın açıklaması şöyle: “24 Nisan’da tüm Ermeniler, bir asır önce Osmanlı İmparatorluğu’nda işlenen Ermeni Soykırımı’nın kurbanlarını anıyor. 1914-1918’te Jön Türk hükümeti Ermeni halkına karşı sistematik bir katliam gerçekleştirdi. Bunlar 1894 -1896 II. Abdulhhamit pogromlarının ve 1909 Adana katliamının devamı ve doruk noktası oldu.
      Pantürkizm ideolojisini izleyen ve Birinci Dünya Savaşı’nın yarattığı fırsattan yararlanan İttihatçı hükümeti, 1914 yılının sonlarından itibaren Ermeni halkına yönelik bir soykırıma başladı. Türk devletinin özenle planlayıp gerçekleştirdiği bu soykırım sonucunda 1,5 milyondan fazla Ermeni katledilmiş, binlercesi sürgün edilip binlerce yıllık vatanlarından mahrum bırakılmış ve dünyanın dört bir yanına yayılmışlar. Bu suçtan bir asır sonra Türkiye, bir yandan Ermeni Soykırımı’nı inkâr politikasını sürdürürken, bir yandan da Ermeni halkına yönelik soykırım eylemleri gerçekleştirme konusunda Azerbaycan’a örnek oluyor.

      Ermenilerin katledilmesi ve sürgün edilmesinin yanı sıra Türkiye’deki Ermeni kültür izleri de yok edildi. Azerbaycan da aynı politikayı benimsedi. Bakü, Artsakh’taki Ermeni izlerini silmek amacıyla Ermeni tarihi ve kültürel değerlerine yönelik sistematik yıkıma ve saygısızlığa devam ediyor. 2023’te Artsakh Ermenilerinin tehciri Azerbaycan tarafından gerçekleştirildi. 21. yüzyılda Ermeniler yine katliamlara ve zorla yerinden edilmeye maruz kaldı. Üstelik Stepanakert’i işgal eden Azerbaycanlılar, buranın bir caddesine Ermeni Soykırımı’nı gerçekleştiren İttihatçı Enver’in adını verdiler.” ( )
24 Nisan 2024
      Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Ermeni Soykırımı’nın 109. yıldönümü nedeniyle bir açıklama yayınladı. Gösterilen çabalara rağmen dünyada soykırım tehdidinin hala devam edildiği bildirildi.  Dışişlerinin açıklaması şöyle:
      “24 Nisan’da, 20. yüzyılın başında Osmanlı İmparatorluğu’nda işlenen Ermeni Soykırımı’nın şehitlerini anıyor ve anısına saygıyla eğiliyoruz. 1915’ten bu yana Jön Türk hükümetinin işlediği insanlık suçları sonucunda aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların da bulunduğu 1,5 milyona yakın Ermeni, yalnızca milliyetleri, Ermeni oldukları gerekçesiyle öldürüldü. Milyonlarca Ermeni mülklerinden, tarihi, kültürel ve manevi maddi değerlerinden mahrum bırakıldı. Ermenilere karşı işlenen bu suç, daha sonra “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin” uluslararası sözleşmenin tanımına da temel oluşturdu. Ne yazık ki tüm çabalara rağmen dünyada halen devam eden soykırım tehlikesi varlığını sürdürüyor.” ( )
24 Nisan 2024
      Avrupa Parlamentosu Güney Kafkasya ile ilişkiler heyeti başkanı milletvekili Marina Kaljurand, Ermeni Soykırımı’nın 109. yıl dönümüne değinerek, 18 Haziran 1987 tarihli kararla Avrupa Parlamentosu’nun Osmanlı İmparatorluğu topraklarında 1915 -1917 yıllarındaki trajik olayları soykırımı olarak tanıdığını hatırlattı.  Armenpress’İn aktardığına göre X’ten yaptığı paylaşımda Kaljurand şu ifadelere yer verdi: “Bugün, bütün bir ulusa karşı işlenen toplu katliamlardan biri olan Ermeni Soykırımı’nın kurbanlarını anıyoruz.” ( )
24 Nisan 2024
      Belçika Krallığı’nın Ermenistan Büyükelçisi Eric De Muynck, Tsitsernakaberd’de Ermeni Soykırımı’nın 109. yıldönümü anma törenine katıldı. ( )
24 Nisan 2024
      Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib, Ermeni Soykırımı’nın 109. yıl dönümü münasebetiyle X’ten yaptığı paylaşımda, tarihin bu karanlık sayfasının bize ayrımcılık ve şiddete karşı mücadele ihtiyacını hatırlattığını vurguladı.
Armenpress’in aktardığına göre Hadja Lahbib’in paylaşımı şöyle: “Ermeni Soykırımı’nın yıldönümünde soykırım kurbanlarını anıyoruz. Tarihin bu karanlık sayfası bize ayrımcılık ve şiddetle mücadele etmenin, barış ve hoşgörüyü teşvik etmenin gerektiğini hatırlatıyor.” ( )
24 Nisan 2024
      Ermeni Soykırımı’nın kurbanlarını anma vesilesiyle Ermenistan Parlemnto Başkanı Alen Simonyan mesaj yayınladı. Alen Simonyan mesajında şu ifadelere yer verdi:  “Sevgili vatandaşlar,
      Sevgili halk, 24 Nisan’da, Ermeni Soykırımı’nın 1,5 milyon masum kurbanını anıyoruz. 109 yıl önce, 20. yüzyılın ilk soykırımı Osmanlı İmparatorluğu tarafından gerçekleştirildi. Milletimiz kitlesel katliamlara maruz kaldı, insanlık dışı acılara ve telafi edilemez kayıplara uğradı. Maalesef, bu, Ermeniler de dâhil olmak üzere birçok halk için hala günlük bir zorluk olmaya devam ediyor. Bu suçun hiçbir gerekçesi yoktur ve insanlığın, etnik temizliğin her türlü belirtisini hatırlaması, kınaması ve önlemesi bir görevidir.
      Soykırımı dikte eden ideoloji, demokrasi, hukukun üstünlüğü, devletin tanınması ve devletlerin egemenliği ile güçlü milli düşünce sayesinde kınanmalı ve yok edilmelidir. Büyük Soykırım’ın şehitlerini anma, bizim için bir hüküm olmamalı, kendi milli çıkarlarını düşünme, eğitim ve yaratıcı çalışma ile koruyabilen bağımsız bir devlet olarak güçlenme teşviki olmalıdır.
Her Ermeni’nin yüreğinde bulunan acı ve keder, milli devletlerimizin hayati çıkarlarını koruma ve kendi kaderine karşı sorumluluk almak için bir teşvike dönüştürülmelidir. Masum şehitlerimize huzur olsun.” ( )
24 Nisan 2024
      Rusya’nın Ermenistan Büyükelçiliği, Ermeni Soykırımı’nın 109. yıldönümü münasebetiyle mesaj paylaştı. Armenpress’in aktardığına göre mesajda, “24 Nisan, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Ermeni Soykırımı kurbanlarını anma günüdür. Ermeni halkıyla birlikte yas içindeyiz” ifadeleri kullanıldı. ( )
24 Nisan 2024
      Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan’a gönderdikleri mesaj;
       “Türkiye Ermenileri Patriği Sayın Sahak Maşalyan,
       Ermeni Toplumunun Kıymetli Üyeleri,
      Değerli Vatandaşlarım, Sizleri en kalbi duygularımla, saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
      Birinci Dünya Savaşı’nın ortaya çıkardığı olumsuz şartlarda hayatını kaybeden Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı Ermenileri bugün bir kez daha saygıyla anıyor, torunlarına taziyelerimi iletiyorum. Çatışmalar, isyanlar, çete hareketleri ve tedhiş eylemleri nedeniyle vefat eden, şehit edilen Osmanlı toplumunun tüm mensuplarına da Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Birinci Dünya Savaşı’nın Osmanlı topraklarında yol açtığı yıkım, hafızalarımızda derin izler bırakmıştır. Ecdadımızdan bize miras kalan huzur ve barış ikliminin devamı, ancak müşterek gayretlerimizle mümkün olabilir. Ürettikleri kültürel ve beşerî eserlerle Anadolu topraklarını zenginleştiren Ermeni vatandaşlarımızın emniyeti, refahı ve mutluluğu bugün de teminat altındadır.
      Tek bir Ermeni vatandaşımızın dahi ötekileştirilmesine, dışlanmasına, kendini vatanında ikinci sınıf hissetmesine müsaade etmedik, etmeyiz. Tarihte yaşananları, radikal söylemlere, ötekileştirmeye, nefret diline geçit vermeden, aklın, vicdanın ve bilimin rehberliğinde ele almamız önemlidir. Milli belleğimize kazınan hadiseler arasında ayrım yapmaksızın, empati kurulması, ekilen nefret tohumlarının kök salmasını da engelleyecektir. Dünyayı çepeçevre saran şiddet ve savaş sarmalından gelecek kuşakları korumanın yolunun, ortak acılarımızdan çıkaracağımız dersler ışığında, geleceğimizi birlikte inşa etmekten geçtiğine inanıyoruz. Bu düşüncelerle, Ermeni Toplumu’nun kıymetli mensuplarını en kalbi duygularımla bir kez daha selamlıyorum.” ( )
24 Nisan 2024
      Yunanistan Milli Savunma Bakanı Nikos Dendias, Ermeni Soykırımı’nın 109. yıl dönümüne atıfta bulunarak, insanlığa karşı işlenen suçların tekrarını önlemek için tarihi gerçeğin tanınmasının gerekli olduğunu kaydetti. Yunan bakan X hesabından yaptığı paylaşımda “Bugün, Ermeni Soykırımı kurbanlarının anısına saygı duyarak düşüncelerimiz Yunanistan ve tüm dünyadaki Ermenilerle birliktedir” ifadelerini kullandı. ( )
24 Nisan 2024
      Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu, Ermeni Soykırımı’nın 109. yıldönümü münasebetiyle bir açıklama yaptı. Armenpress’in aktardığına göre Yunanistan Cumhurbaşkanı’nın açıklaması şöyle:  “Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde 1,5 milyon Ermeni’nin planlı imhasının üzerinden 109 yıl geçti. Bu, Kafkasya’nın güney kesiminde gelişen Hıristiyan çekirdeği olan kadim halkını neredeyse yok eden bir soykırımdır. Bu tür trajik olayların tanınması, insanlığa yönelik şiddete ve nefrete karşı sürekli uyanıklık, bu tür suçların tekrarlanmaması ve ulusların ve halkların barış içinde bir arada yaşaması için gerekli bir koşuldur. Ermeni Soykırımı kurbanları hiç bir zaman unutulmamalı.” ( )
24 Nisan 2024
      Yunanistan Milli Savunma Bakanı Nikos Dendias, Ermeni Soykırımı’nın 109. yıl dönümüne atıfta bulunarak, insanlığa karşı işlenen suçların tekrarını önlemek için tarihi gerçeğin tanınmasının gerekli olduğunu kaydetti. Yunan bakan X hesabından yaptığı paylaşımda “Bugün, Ermeni Soykırımı kurbanlarının anısına saygı duyarak düşüncelerimiz Yunanistan ve tüm dünyadaki Ermenilerle birliktedir” ifadelerini kullandı. ( )
24 Nisan 2024

      Türkiye Ermenileri Patrikliği 24 Nisan 1915 sonrasında sürgün sırasında inançları nedeniyle ölen ve aziz ilan edilenler için bir anma ayini düzenledi. Ayin 24 Nisan sabahı Kuzguncuk Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nde gerçekleşti. Ayinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye Ermenileri Patrikliği ve Ermeni toplumuna gönderdiği taziye mesajı Ermenice ve Türkçe olarak okundu. Daha sonra Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Marşalyan kendi mesajını paylaştı.

Patrik Maşalyan’ın mesajı şöyle:
Bugün 24 Nisan. Bu meşum gün, halkımızın bir asır önce yaşadığı tarifsiz trajedinin anıldığı gündür. Geçmişimizin en acılı dönemlerinden birinin başlangıcını temsil eden bu tarih, başımızı bir kez daha yere eğip buruk bir yürekle dehşetli olayların üzerinde düşünmemize vesile oluyor. Birinci Dünya Savaşı pek çok ulus gibi halkımız için de yadsınamaz yıkımlara ve sonuçlara yol açarak, “Medz Yeğern”, “Büyük Felaket” olarak adlandırılan çok önemli bir dönüm noktası olmuştur.
      Genel olarak, bulunduğu topraklarda esenlik içinde yaşayan, sadık bir tabası olduğu imparatorluğun gelişmesi için her şeyi yapan bir halk, bizim için anlaşılmaz nedenlerle geliştirilmiş olan politikalar sonucunda, trajediye dönüştürülen bir sürgünle asırlarca yaşadığı topraklardan sökülüp atıldı. Sürgün kelimesi en acı tonlarıyla Ermeni kimliğimize kazındı. Bu talihsiz uygulama; manastırların ıssızlaşmasına, kiliselerin imanlılardan boşalmasına, okulların öğretmenlerinden ve öğrencilerinden mahrum kalmasına ve genel olarak tüm yaşam alanlarının nüfusunu kaybetmesine sebep oldu.
      Aileler, ebeveynlerini ya da evlatlarını kaybetme acısıyla yas tuttular. Erkek ve kadın, yaşlı ve çocuk, genç erkek ve genç kızlar ölüm kokan bir yoldan yürümek zorunda kaldılar. Kısaca o kadar olumsuz bir durum ortaya çıktı ki, yaralanmış bir halk, kaybettiği geri döndürülemez ve yeri doldurulamaz değerlerin acısını, yıllarca yüreğinde taşımak zorunda kaldı. Bu olay halkların Anadolu’da barış içinde birlikte var olma ve yaşama alışkanlığına büyük zarar vermiştir. Bu dönüm noktasında yüzyıllar boyunca dökülen alın terinin ürünleri yok olmuş, hatta sonsuza dek kaybolmuştur. Bütün dünyaya savrulan evlatlarımız sebebiyle, Ermenilerin üçte ikisini içeren diaspora denilen sosyolojik bir gerçek oluşmuştur.
      Yüzyıllara uzanan dünya tarih sahnesinde savaşlar hiçbir zaman eksik olmamıştır. Savaşların ortak paydası, kimin galip kimin mağlup olduğu bir yana, hep gözyaşı ve yas olmuştur. Doğal olarak bizimki gibi büyük yaralar daha çok kanamaktadır. Ancak bu topraklarda yaşayan halkların en büyük eksiklerinden biri sadece kendi acılarını biliyor ve konuşuyor olmalarıdır. Ermeniler ve diğer Hristiyan uluslar Rumlar, Süryaniler, Keldaniler, Yahudiler, Müslüman uluslar Türkler, Kürtler, Araplar, Çerkezler, Boşnaklar, Lazlar, Romanlar vs., hepsinin bu topraklarda gömülü buruk, hırpalanmış ve çok yaralı bir tarihi var. Kimi az kimi çok, ama herkes incinmiş, herkesin kendi ‘kıyım’ hikâyesi var. “Ateş düştüğü yeri yakar” sözü uyarınca bugün bizim hikâyemizi anlatıyoruz. Ağıtlarımızı dinleyecek kulaklar ve kayıplarımıza sempatiyle yaklaşacak dost yürekler bulalım istiyoruz. Bizler de onların hikâyelerini dinlemeli, ortak paydalara erişmeli, böyle olaylara çok açık bu coğrafyayı nasıl bir daha bu acıların yaşanmayacağı bir yere dönüştürebileceğimizin yol ve yöntemini aramalıyız.
      Geçmiş felaketlerin oluşturduğu travmaların girdabından er geç kurtulmak gerekir. Yas tutmak iyileşme süreçlerinden biri de olsa sonsuza dek sürdürülebilecek bir tutum olamaz. İşte binlerce sene önce böyle darbelerin altında inleyen ve bir türlü geçmişin kötü anılarından kurtulamayan İsrail oğullarına takındıkları karamsar tavrın yanlış olduğunu Tanrı eski peygamberlerden Yeşaya vasıtasıyla bildirdi ve onları umuda davet etti:
” Olup bitenlerin üzerinde durmayın, düşünmeyin eski olayları. Bakın, yeni bir şey yapıyorum! Olmaya başladı bile, fark etmiyor musunuz? Çölde yol, kurak topraklarda ırmaklar yapacağım.” Yeşaya 43:18-19. Bu muazzam evren her gün yeni olanaklarla yepyeni ufuklara açılır. Zaman sadece geçmişten ve bugünden oluşmaz. Gelecek, bin bir sürprizle bireyleri ve ulusları kutsamaya hazırdır. Hiç olmadık köşelerden umut fışkırır. Yeter ki tohum yaşasın, kayada bile yolunu bulur. Evrenin adil Hâkimi elbette mazlumlar için ‘çölde yol, kurak topraklarda ırmaklar’ hazırlamıştır. Her gün, yeni bir güneşle ve taptaze fırsatlarla doğar. İçimizdeki güce güvenmeyi öğrenmemiz, elimizde olanların değerini iyi anlamamız ve Tanrı’nın sonsuz rahmetlerine minnettar olabilmemiz için geçmişin sıkıntılarını bir süreliğine de olsa unutabilmemiz gerekmektedir.
      İşte bu bilgelikle Kutsal Apostolik Ermeni Kilisemiz 2015 yılında 24 Nisan’ın üstünden 100 yıllık yas örtüsünü kaldırmış ve onu kutlamaya layık bir Aziz Şehitler yortusuna dönüştürmüştür. Bugün 1. Dünya Savaşı günlerinde hayatını kaybeden ruhban ve sivil halkımızın tüm evlatlarını anıyor ve artık azizler olarak sınıflandırıldıkları için onların şefaatini, hayır dualarını diliyoruz. Bugün sayısız şehitlerin çiçeklerle taçlandırılmış anısını yücelttiğimiz bir gündür. Kutsal Kilise derin bilgeliği ile sayısız şehitlerin anısını onurlandırmaya karar verdi ve onları yeni bir yasayla aziz ilan ederek çektikleri cefaları göklerin parlak mavisiyle meshetti. Şimdi hepsi aziz mertebesindeler. Bunu layıkıyla hak ediyorlar. Biz de öncüllerimiz olan rahmetli patriklerimiz gibi, Türkler ve Ermeniler arasında barış, dostluk ve esenlik dileklerimizi sunmaya devam edeceğiz. Üstünden 109 yıl geçmiş olayları bin yıllık ortak tarihin acı bir istisnası olarak görüp ilişkilerin ortak komşuluk ve kazanç paydalarının üstünde ivedilikle yeniden inşa edilmesini teşvik edeceğiz.
      Hatırlamak zorunda olduğumuz en büyük gerçek yaşadığımız coğrafyanın pek çok halkı yan yana ve iç içe var olmaya zorunlu kıldığıdır. Geçmişten gelen sorunlar bu ışık altında ele alınmalıdır. Dostluk köprüleri kurmak, kültürel ve ticari ilişkileri geliştirmek ve coğrafyayı herkesin kazanacağı bereketli bir sofraya dönüştürmek hepimizin, ama özellikle siyaset yapıcıların görevi olmalıdır. Bunun alternatifi çatışma ve savaşlarla birbirini tüketen, yoksullaşarak çoraklaşan bir coğrafyadır. Şimdi iki ulus arasındaki çekişmeyi, karşılıklı suçlamayı, intikam söylemlerini, hak taleplerini ve küfür dilini bir yüzyıl daha mı sürdüreceğiz yoksa taze başlangıçlara bir şans tanıyacak mıyız? Kafkaslardaki yüzyıllık buzul çağını bir yüzyıl daha mı uzatacağız, yoksa halklar arasında oluşacak barışın ılık baharını mı selamlayacağız? Bu coğrafyayı paylaşan halklar uzak ülkelerin kışkırtıcı etkilerine kapılmadan, kendi havzalarını gelecek yüzyılların ütopyasına çevirmeyi becerebilecekler mi?
      Bu soruların yanıtını politikacılar ve onların geliştireceği stratejiler belirleyecek. Eğer bu iki halkın ileri görüşlü politikacıları, düşünür ve yazarları, sanatçı ve din adamları yeni bir paradigma oluşturamazlarsa bu coğrafya gözyaşı vadisi olmaya devam edecek ve elemlerin en büyük payı tekrar masum halklara düşecektir. Bir asır önce 1914’te politikacılar sorunların çözümünü savaşta buldular. Savaşın kaçınılmazlığına halklarını ikna ettiler. Sonuç insanlık için bir utanç tarihi oldu. Bugünün politikacıları alışılmışın ötesinde adımlar atma cesaretini ve becerisini gösterirlerse bölge halklarına yüzyılın barışını sunma onuruna erişeceklerdir, şüphesiz. Bu konuda atılan olumlu adımlar kalplerimizi umutla dolduruyor. Öncelikle belirtmeliyiz ki, Sayın Recep Tayyip Erdoğan hem Başbakan hem de Cumhurbaşkanı olarak Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 2015’ten itibaren bu vesileyle her 24 Nisan’da mesajlar yayınlayan yegâne devlet büyüğü oldu. Bu mesajlarda alışıldık inkâr dilini bir yana bırakarak acımızı paylaşan bir ruh ve sürgün döneminde hayatlarını kaybeden halkımız evlatlarının anısına dair bir saygı göze çarpmaktadır. Bize göre bu mesajları, gelecekte bir yakınlaşmaya zemin hazırlayabilen olumlu adımlar olarak değerlendirmek yerinde olur. Bugün de tekrarladıkları bu değerli mesajları için Sayın Cumhurbaşkanımıza saygı ve şükranlarımızı sunuyoruz.
      Öncelikle dostluk ve samimiyet köprüleri kurulmalıdır. Ancak böyle bir ortamda tarihi olayların değerlendirilmesi çok daha yapıcı ve tatminkâr olacaktır. Yakın zamanda bu yönde geliştirilen diplomatik çabaları memnuniyetle karşılıyor, sınırların açılması ve Kafkasların bir dostluk havzasına dönüşmesini canı gönülden diliyor ve Yüce Rabbe başarı dualarımızı yükseltiyoruz. İnsan için imkânsız olan Tanrı için mümkündür. Eğer bu amaca ulaşmak istiyorsak iyi niyet taşımalı ve bu iyi niyetimize Yüce Tanrı’ya sunduğumuz duaları eklemeliyiz. İyi ve güzel olanı bina edebilmeleri ve iyi komşuluk ilişkilerinin ne kadar önemli olduğunu anlayabilmeleri için Yüce Tanrı Türkiye ve Ermenistan vatandaşlarının yüreklerine dokunsun. Tanrı’ya ve O’nun yapıcı müdahalelerine güvenelim. Komşularımız için dua ediyoruz, komşularımız da bizim için dua etsin, böylece Türk ve Ermeni halkları arasında bir dostluk köprüsü kurulsun.
      Rab İsa Mesih’in görkemli, kutsal diriliş müjdesinin sevincini yaşamaya devam ettiğimiz bu günlerde, merhametli Tanrı’mız, Kutsal Bakire Meryem Ana’nın, Kilise’nin eski ve yeni, bilinen ve bilinmeyen tüm azizlerinin şefaatiyle yalvarışlarımızın sesini duysun. Büyük yıkımlara yol açan savaşlar ve insan haklarını tehdit eden kavgalar son bulsun. Hiçbir ırk, millet ve din farkı gözetmeden, tüm insanlığın gelişmesi ve bereketi için Tanrı’nın sevgisi, merhameti ve inayeti sonsuza dek hüküm sürsün. Âmin. ( )
24 Nisan 2024

      ABD Başkanı Joe Biden, 24 Nisan 1915 olaylarının yıl dönümünde yazılı açıklama yaptı. 1915 olaylarını bir kez daha “soykırım” olarak nitelendiren Biden, Ermenice “Büyük Felaket” anlamına gelen “Meds Yeghern” ifadesini de kullandı. Biden,
      “Bugün, Meds Yeghern (Büyük Felaket), Ermeni soykırımı sırasında hayatlarını kaybedenler için saygı duruşunda bulunuyoruz ve asla unutmayacağımıza yönelik taahhüdümüzü yineliyoruz. Zulüm, 24 Nisan 1915’te Osmanlı yetkililerinin Konstantinopolis’teki Ermeni aydınlarını ve cemaat liderlerini tutuklamasıyla başladı. Sonraki yıllarda 1.5 milyon Ermeni tehcir edildi, katledildi ya da ölüme götürüldü, aileleri sonsuza dek parçalandı ve nesiller sonsuza kadar değişti. Bu trajedinin yasını tutarken aynı zamanda Ermeni halkının direncini de onurlandırıyoruz. İnsanlık tarihinin en karanlık bölümlerinden birini yaşadıktan sonra hayatta kalanlar, dünyamız için daha iyi bir gelecek kurmaya başladı. Cesaret ve bağlılıkla hayatlarını yeniden inşa ettiler. Kültürlerini korudular. Bizimki de dâhil olmak üzere dünya çapındaki ulusların yapısını güçlendirdiler ve 109 yıl önce bugün başlayan kitlesel zulmün bir daha tekrarlanmaması için hikâyelerini anlattılar. Bu bizim kutsal taahhüdümüz olmaya devam ediyor. ABD, bugün ve her gün insan haklarını savunmaya ve hoşgörüsüzlüğe karşı sesini yükseltmeye devam edecek. Nefreti ve dehşeti umutla ve iyilikle karşılamaya devam edeceğiz. Onurlu, güvenli ve saygıyla yaşayabileceği bir gelecek arayan herkesin yanında olmaya devam edeceğiz.” dedi. ( )
24 Nisan 2024
      Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Açıklaması;
      Bazı Ülkelerin Yetkililerince Yapılan Beyanlar Hk.
      “Bazı radikal çevreleri memnun etmek amacıyla 1915 olayları hakkında yapılan tek taraflı açıklamaları reddediyoruz. Tarihi gerçekleri çarpıtan bu açıklamalar uluslararası hukuka da aykırıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 1915 olaylarının meşru tartışma konusu olduğunu açık biçimde kayda geçirmiştir.
      Tarihle ilgili bu ön yargılı ve tarafgir açıklamalar, iki toplum arasındaki uzlaşı çabalarına zarar vermenin yanı sıra nefret suçları işlemeye meyilli radikal grupları da cesaretlendirmektedir. Tüm tarafları, Ortak Tarih Komisyonu kurulması önerimize ve Ermenistan ile başlatılan normalleşme sürecine destek vermeye çağırıyoruz. ( )


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir