Dünyada vahşi kuduz olmayan iki ada/kıta vardır.
İngiltere ve Avustralya.
Haaa bir de Antarktika.
Doğada vahşi kuduz, bütün vahşi küçük memeli hayvanlarda vardır.
En yayın olarak tilkiler, fareler, sincaplar akla gelir.
Bu nedenle kırsal kesimde vahşi küçük memelilerin ısırdığı her vaka peşin peşin kuduz kabul edilir.
Köpekler, kediler doğal rezervuar değildir.
Ancak, küçük memelilerin peşinde içgüdülerini tatmin eden evcil ve etçil hayvanlar ısırılır.
Ve böylece vektör olur.
Bu nedenle ilk ve en önemli olarak vahşi küçük memeliler ile en çok temas etme ihtimali olan evcil ve etçil hayvanları aşılamak şart.
Devlet sahipsiz hayvanlar için bu görevi belediyelere vermiş.
Belediyeler bu görevi savsakladığında aşısız kedi ve köpeklerin vahşi hayvanlardan kuduz kapmasını önlemenin bir yolu yoktur.
EĞER BİR BELDEDE KUDUZ VAKASI GÖRÜLDÜĞÜNDE BUNUN SORUMLUSU DOĞRUDAN AŞILAMADA İHMALİ OLAN BELEDİYEDİR.
Sahipsiz hayvanların kısırlaştırılması görevi de belediyelerin omuzlarındadır.
Tıpkı uzun yıllar ülkemizde olduğu sahipsiz hayvanlara kısırlaştırma yapmaz ise sahipsiz hayvanların sokakları ele geçirmesini önleyemezsiniz.
Belediyeler kısırlaştırma yapmadan, ara ara kitlesel köpek tür kırımları yapmak yoluna gitmektedir.
Kitlesel köpek türkırımları ardından sistematik kısırlaştırma yapılmadığı taktirde sahipli ev hayvanlarının sokaklara atılan kayıt dışı yavruları nedeniyle birkaç yıl içinde yeniden sokaklarda sahipsiz hayvanların görülmesi kaçınılmazdır.
EĞER BİR BELDEDE BAŞEDİLEMEZ ÖLÇEKTE SAHİPSİZ KÖPEK SÜRÜLERİ PEYDA OLMUŞSA O BÖLGEDE GÖREVİNİ YAPMAMIŞ BİR BELEDİYE VARDIR.
Hayvanlarda üreyen çoğalan, insanlara bulaşan pek çok hastalık vardır.
Bunların önlenmesi hayvan sahipleri ve belediyelerin görevidir.
Kuduz dışında trişinoz, toksoplazma gibi başka hastalıklar da var.
Biz buna kısaca iç dış parazit tedavisi diyoruz.
İç dış parazit tedavisi de sahiplerin ve belediyelerin sorumluluğundadır.
EĞER BİR EVDE İNSAN TOKSOPLAZMASI GÖRÜLMÜŞSE SORUMLUSU KESİNLİKLE HAYVAN SAHİBİDİR.
Yabani av hayvanları necis sayılmadığından avlanan yaban domuzu, geyik falan dinen yenilebilir sayılır.
Ancak, bilmek gerek bu hayvanlarda akla gelebilcek her türlü parasit bulunur.
Bu hayvanların kasap işlerinde çalışanlar parazit kistleri, et ve dokularda bulunabilcek hastalık izleri çok iyi şekilde incelenmeli.
Kasaplık yalnızca eti kesip doğramak değildir, etin sağlığı konusunda da ilk muayene basamağı kasaplardır.
İnsanlık tarihinin en büyük icadı ateş ve pişirmedir.
Şüpheli her et en iyi şekilde pişirilmeli, asla çiğ olarak tüketilmemeli.
En iyisi eti suda birkaç saat haşlamak olabilir.
Bunun dışında eti alaca sevenler, çiğköfte, Fransız tartarı, suşi severler hizmet aldıkları yeri çok iyi bilmeli.
Köpekler, kediler sanki küçük çocuklar gibi masumdur.
Cezai ehliyetleri yoktur, akıl baliğ olmazlar, farik ve mümemeyyiz olmazlar.
Hayvanların ahlakı yoktur, olması da beklenmez.
Bu nedenle hayvanlara sorumluluk yüklenemez.
Sokaklar her zaman güvenliği şüpheli alanlardır.
Sokaklara saldığınız çocukların Allaha’?!) emanet olduğunu bilmelisiniz.
Eğer 3 yaşındaki bir çocuk sokakta saldırıya uğradıysa sorumlusu ebebeyndir.
Sokaklarda yalnızca evcil sahipsiz hayvanların olmadığını, canileri, katillerin, tecavüzcülerin, tacizcilerin, organ mafyasının da olduğunu hatırlamalısınız.
Unutmayınız ki, TÜİK verilerine göre, “Türkiye’de son 9 yılda kaybolan çocuk sayısı toplam 104 bin 531’dir.
TÜİK, 2014’te 17 bin çocuğun kaybolduğunu bu rakamın ise son 9 yıl içindeki en yüksek rakam olduğunu bildirdi.
Yılda ortalama 10 bin, günde ise 32 çocuk kaybolmaktadır” açıklamasında bulunmuştu.
Tekrar ediyorum:
TÜİK verilerine göre, Türkiye’de son 9 yılda kaybolan çocuk sayısı toplam 104 bin 531’dir.
TÜİK, 2014’te 17 bin çocuğun kaybolduğunu bu rakamın ise son 9 yıl içindeki en yüksek rakam olduğunu bildirdi.
Yılda ortalama 10 bin, günde ise 32 çocuk kaybolmaktadır.
Günde 32 çocuğun kaybolduğu bir ülkede sahipsiz köpekler üzerinde köpürtülen tartışmaların ne kadar anlamsız olduğunu artık anlamış olmalısınız.
Yasalar çok açık, hayvanlarla ilgili her sorunda hesap sorulacak makamlar bellidir.
Sahipler ve belediyeler.
Bir yanıt yazın