Değerli Dostlarımız,
Fransa Ulusal Meclisi’nin 29 Nisan 2024 tarihli “Asuriler ve Keldaniler’in soykırımı” konusunda aldığı karara karşı T.C. Dışişleri Bakanlığı’nın aşağıdaki 74 no’lu açıklaması çok cılız ve edilgen bir tavırdır.
Bu açıklamada 1948 tarihli BM Soykırımı Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesine atıf yapılmış ancak büyük bir cehalet örneği olarak “soykırım suçunun ancak yetkili bir mahkeme tarafından isnat edilebileceğini” ifade edilmiştir.
BM Sözleşmesi’nin 6. Maddesinde tanımlandığı gibi, soykırımla itham edilen devletin “yetkili mahkemesi”nin kararı olsa bile 1948 Tarihli Sözleşme öncesindeki “soykırım” tanımına girebilecek olayların yargılanması mümkün değildir.
Çünkü, 1948 tarihinden önce hiçbir devletin iç hukukunda veya uluslararası hukukta “soykırım” diye bir suç bulunmadığı gibi, hiçbir devletin dilinde “genocide-soykırım” diye bir kelime bile yoktur. Bu nedenle 1948 tarihli BM Soykırım Sözleşmesi geriye doğru işletilemez.
Bu uluslararası hukuku bilmeyenlerin kaleme aldığı Dışişleri Bakanlığı’nın 74 sayılı açıklaması tam bir yüz karası ve acziyetin ifadesidir.
Devletimizin uluslararası düzlemde hak ve menfaatlerini savunmakla görevli olan Bakanlığın esas yapması gereken, mütekabiliyet esas alınarak, TBMM’den Fransa’nın Cezayir’de yaptığı soykırımı tanıyan bir karar çıkartmak, Fransa’daki soykırım anıtlarının benzerlerini Fransız ve Cezayir Elçiliklerinin karşısına dikmektir.
Saygılarımla,
Haluk Dural
Milli Merkez Genel Sekreteri
* * *
https://www.mfa.gov.tr/no_-74_-fransa-ulusal-meclisi-nin-29-nisan-2024-tarihli-asuriler-ve-keldanilere-iliskin-kararinda-osmanli-donemine-dair-hukuki-ve-tarihi-temelden-yoksun-ithamlarda-bulunulmasi-hk.tr.mfa
No: 74, 29 Nisan 2024, Fransa Ulusal Meclisi’nin 29 Nisan 2024 Tarihli Asuriler ve Keldanilere İlişkin Kararında Osmanlı Dönemine Dair Hukuki ve Tarihi Temelden Yoksun İthamlarda Bulunulması Hk.
Fransa Ulusal Meclisi’nin 29 Nisan 2024 tarihinde kabul ettiği Asuriler ve Keldanilerle ilgili karar yok hükmündedir.
Geçtiğimiz yıl Fransız Hükümeti, Fransız Senatosu’nda kabul edilen benzer bir kararı desteklemediğini açıklamıştı. Aynı mesnetsiz ithamların bu kere iktidar partisi milletvekilleri tarafından Ulusal Meclis gündemine taşınması, tarihi olayların siyasi çıkarlar uğruna çarpıtılması gayretlerinin bir örneğidir.
Parlamentoların tarihi yorumlama ve yargılama yetkisi bulunmamaktadır.
Bu karar, soykırım suçunun ancak yetkili bir mahkeme tarafından isnat edilebileceğini öngören 1948 BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesine de aykırıdır.