“Halleluya Kötü Ruh Kovma”
Halleluja- şükür Elhamdürillah anlamına gelen bir ünlem.
Bu ritüelin amacı kötü ruhları kovma insan içindeki şeytanı atma girişimi. Her insanda kötü ruh şeytanını taşlama şeytanı kovma ritüeli var. Her nedense bu kötü ruh ve şeytanı kovmayi isteme bence bu da bir ritüel. Ülkeler bu kötü ruh kovma ritüel kandırmacasını zaman zaman değil sık sık sahneye koyma peşindeler..
Geçmişte de insanların Gök Tanrı Tengri’ye, Odin’e ya da Thor’a, Amon-Ra’ya, Zeus’a, Afrodit gibi tanrılara inanmış oldukları taptıkları bilinmektedir. Eskiye göre zamanımızda da tapınma ayinlerinde süslü giysiler içerisinde kendi müzikleri eşliğinde dans etme ritüelinde fazla bir değişiklik olduğunu sanmıyorum. DR Kongo ve Ruanda gibi diğer Afrika ülkelerinde lidere biat etme anlayışında ritüelinde de büyük bir değişiklik olduğunu da düşünmüyorum.
DR Kongo ve Ruanda birbirine komşu sınır iki ülke Belçika ve Fransa’nın sömürgesi idiler. Hala da bu ülkelerin sömürgesi durumu devam etmekte. DR yani Democratic Republic of Congo’nun. yüzde 2 si Müslüman, Yüzde 10 u Protestan, yüzde 48 i Animizim ve diğer Afrika yerel dinlerine inanmakta. 1960 lı yıllarda bağımsızlık kazanma sırasında 10 milyon kişi öldü.
Diğer komşu ülke de Ruanda Cumhuriyeti olarak anılmakta. Ruanda genelinde hakim olan din Hristiyan dinidir. Buna göre nüfusun 11 milyon 610 bine ulaştığı Ruanda’da, halkın yüzde 85’i Hutu, yüzde 14’ü Tutsi ve yüzde 1’i Twalardan (Pigmeler) oluşuyor.
1994 tarihli Ruanda iç savaşında bir milyondan fazla insan 100 gün içerisinde ölmüş. Burada eklenmesi gereken bir nokta, bu milyon küsur insan birbirlerini silahla vurmamış, Çin’den tanesi 10 cent’ten ithal ettikleri, satırlarla birbirlerini kesmiş olmalarıdır. Ruanda soykırımın 30. yılı geride kaldı.
7 Nisan 2014: Dönemin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri General Ban ki-Moon Ruanda’dan olaylara zamanında müdahale edilmediği için özür diledi.
20 Mart 2017: Papa Francis Kagame’den ‘kilisenin günahları ve başarısızlıkları’ ifadesini kullanarak soykırımdaki ihmal rolünden dolayı özür diledi. BM ve diğer ülkeler kınama mesajları yayınladı.
Aynı Irak ve Libya’ya demokrasi getirdikleri gibi bu iki ülkede, birinin başında iki harf DR,Democratic Republic of Congo. Diğerinde de Cumhuriyet ifadesi yer almakta. İsrail-Filistin savaşında AB ve ABD nin Ruanda ve Kongo katliamlarında her iki ülkeye itidal dileriz” söylem ritüel tekrarı olmadığını Afrika ülkesinde gerçek bir demokratik cumhuriyet ilkelerinin uygulandığına inanan çıkar mı?
Peki, her iki ülkenin kendi Afrika dinlerine ve aşılanmış Hiristiyan dinine inanarak yaşarken, Demokratik Halk Cumhuriyet’i adını kullanmaları ve/veya kullandırılması ne mana ifade ediyor?
Her iki ülkede parti lider sultasından, parti içinde demokrasi olmadığından ve liderin seçtiği seçime katılacak milletvekili aday listesine halkın arasından şikayet eden çıkacağını düşüneniz olur mu?.
13 Haziran 2022 de İngiltere Temyiz Mahkemesi yargıçları, göçmen ve sığınmacıları Ruanda’ya götürecek ilk uçuşun yapılabileceğine hükmetmişti. Bireysel başvuruları da reddedilen sığınmacıların avukatları, uçağın kalkmasına saatler kala AİHM’e başvuru yaptı ve ilk kez Belçika ve Fransa dururken İngiltere Ruanda’ya göçmen göndermeye kalktı ve şikayet üzerine AİHM durdurma kararı aldı.
İngiltere’nin Belçika ve Fransa onayını alıp almadığı belli değil. Nasıl tek başına Ruanda’ya göçmen gönderme kararı alıyor. Yeni göçmenler Tutsi ve Hutu soykırımın tekrar canlandırmak için mi bu ülkeye gönderiliyor.?
Afrika ülkelerinde de seçime katılacak adaylar halk tarafından tanınarak bilerek değil, parti liderinin kabile reisinin vesayet listesi oylanarak gerçekleşmekte.
Afrika kabile devletlerinde DR Kongo ve Ruanda’da parti liderinin vesayeti altında belirlenen listeye göre değil, gerçek bir demokratik cumhuriyet ilkelerine bağlı kalarak milletvekili adaylarını önseçimle belirlemeye dikkat etmediği kesin. Bizde de riayet ediyor muş casına davranılmadığını iddia eden çıkar mı?
Erdil Ünsal
Bir yanıt yazın