‼️ GAP BASIN AÇIKLAMASI ‼️- TÜRKİYE
Değerli Basın Mensupları ve Büyük Türk Milleti!
Son politik, ekonomik, sosyolojik ve demografik gelişmelerin ardından, Vatanın bütünlüğünün ve Milletin bağımsızlığının tehlikede olduğunu gördüğümüz için ve ne yazık ki, Hükümetin; Millet adına üzerine aldığı sorumluluğun gereklerini yerine getiremediğini değerlendirdiğimiz için, bu açıklamayı yapma gereği duyuyoruz.
Deprem bölgesinde, gerekli yaşam destek altyapısının sağlanmasında gecikilmesi nedeniyle, bu bölgelerde yaşayan Türk nüfusun çok büyük bir bölümü, mecburiyet nedeniyle başka illerimize göç etmek zorunda kalmışlardır.
Aradan geçen birbuçuk yıla rağmen, deprem bölgesine geri dönüşü sağlayacak asgari yaşam şartların oluşturulamamış olması nedeniyle, bölgeyi boşaltanlar geriye dönememekte, önemli bir bölümü ise, iş aş ve ikamet yönünden batı illerinde kalıcı hale gelmektedir.
Buna mukabil, bölgede boşalan nüfus ve nüfuz alanı; başta Suriyeli sığınmacılar olmak üzere, başka etnik unsurlar tarafından süratle doldurulmaktadır.
Bilerek veya bilmeyerek çok daha iyi yaşam koşulları sağlanan, sosyal yardımlardan çok daha fazla yararlandırılan, vergisiz ticaret, faturasız enerji kullanımı, ücretsiz sağlık hizmetleri ve maddi yardımlara çok daha kolay ulaşabilen sığınmacılar, ne yazık ki sınır ve sahil kentlerimizin asli unsuru haline getirilmektedirler. Birçok sınır kentimizdeki yabancı nüfusu, Türk nüfusunu geçmiş vaziyettedir!
Bu vahim durum; Hatay’ın ülkemize katılma yöntemiyle aynı yöntemin kullanılarak, Hatay dâhil birçok sınır kentimizin elimizden çıkmasına neden olabilecek çok büyük bir tehlikeyi ortaya çıkarmaktadır.
Deprem bölgesinde yeniden yapılanma faaliyetlerinin plan ve uygulamalarının Birleşmiş Milletler Teşkilatı ile işbirliği içinde yürütülüyor olması, ayrıca kaygı verici bir durumdur. Çünkü Birleşmiş Milletler Türkiye Ofisi’nin, bölgenin demografik yapısının Türksüzleştirilerek değiştirilmesine yönelik ciddi çabaları olduğu bilinmektedir.
Başta Hatay olmak üzere, bütün ülke sathında yabancılara toprak satışları tam gaz devam etmetedir. Çeşitli kaynaklarda yer alan bilgilere göre hülleyle bile olsa ne yazık ki Hatay’ın yarıdan fazlası yabancılara satılmış vaziyettedir.
Ne yazık ki, şehit kanlarıyla defalarca sulanarak vatan yapılan topraklarımız; bir yandan zengin ve sömürgeci yabancılar tarafından satın alınarak Türksüzleştirilirken, bir yandan da fakir ve cahil yabancılar tarafından, stratejik göç mühendisliği kapsamında istila edilmektedir! Bu istilacılar arasında ne kadar terörist, ne kadar yabancı ajan ve ne kadar ruh hastası ve sapık bulunduğu ise bilinmemektedir.
Suriye’de savaş sona erdiği halde, ülkemize gelen sığınmacıların % 78’i geri dönmeyi düşünmemekte, fakat dini bayramlarda kendi ülkelerine rahatça gidip gelebilmektedirler.
Sessizce istila edilmekte olan güzel ülkemizde:
* Kamu güvenliği ve istikrar bozulmakta!
* Sınır güvenliği tehlikeye girmekte!
* Ekonomik yapımız bozulmakta!
* Kültürel yapımız bozularak yozlaştırılmakta!
* Siyasal yapımız bozularak insanlarımız kamplaştırılmakta ve kutuplaştırılarak birbirine düşman edilmekte!
* Ahlak yapımız bozulmakta!
* Türk dili, başta Arapça olmak üzere, yabancı diller tarafından asimile edilmekte ve kuşatılmakta!
* Çok eşlilik, fuhuş, taciz, tecavüz, ensest ilişki ve metres hayatı hızla yaygınlaşmakta!
* Çocuk yaşta evlendirmeler, hayvan satar gibi kadınların satılması ve boşanmalar çığ gibi artmakta!
* Aile değerlerimiz ve Türk Töresi bozulmakta!
* Çocuk işçiler, hırsızlık ve dilencilik yaygınlaşmakta!
* Din algısı yozlaşmakta, etnik ve mezhepsel kutuplaşma artmakta!
* Şiddet olayları ve terörizm ile buna bağlı olarak işlenen suçlar artmakta!
* Çarpık yapılaşma ve sağlıksız kentleşme çığ gibi büyümekte!
* Hepsinden de önemlisi demografik yapımız bozulmaktadır!
Türkiye genelindeki doğurganlık oranı kadın başına 1.62 iken, sığınmacılardaki doğurganlık oranının 5.3 olduğu dikkate alındığında, Türk etnik yapısının yıllara sâri olarak sürekli azalma gösterdiği, buna karşın yabancı nüfusun süratle artmaya devam ettiği görülmektedir.
Sahil ve sınır kentlerinden başlayarak yabancı etnik unsurlar tarafından süratle istila edilmekte ve azalmakta olan Türk milli nüfus yapısı, yakın ve orta gelecekte Türk milli devleti için en büyük beka meselesidir.
Gücümüz Anadolu Platformu olarak bizler; kurulan bu çirkin tezgâhı görüyor, oynanan bu sinsi oyunları biliyor ve en az 1000 yıllık Türk yurdu olan vatanımızdan, milli kimliğimizden, özgürlüğümüzden ve devletimizden asla vazgeçmeyeceğimizi bütün dünyaya ilan ediyoruz.
Her ne şekil, yöntem ve adla olursa olsun, “İşgale Hayır!” diyoruz.
Türk vatanında Türk sürgününe hayır diyoruz.
Yabancıya mülk satışlarının hemen durdurulmasını ve 14/06/1934 tarih ve 2510 sayılı iskân kanununun geri getirilerek, yabancılara gayrimenkul satışı konusunda Cumhuriyetin kuruluş ayarlarına geri dönülmesini talep ediyoruz.
Türk vatandaşlığının işportaya çıkarılarak satışına ve mültecilere aynı şeker dağıtılır gibi verilen Türk Kimliği ’ne hayır diyoruz.
Türk demografik yapısını ve milli Devlet’in geleceğini hedef alan göçmen politikasının derhal durdurularak sığınmacıların en kısa sürede kendi ülkelerine gönderilmelerini talep ediyoruz.
Türk vatanının Türksüzleştirilmesine veya Türk’ün kendi vatanında topraksızlaştırılarak bir hiç haline getirilmesine hayır diyoruz.
Sinsice devam ettirilmek istenen sessiz istilaya hayır diye haykırıyoruz ve bu konularda Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, Hükümeti ve siyasi partilerin tamamını görevlerini yapmaya davet ediyoruz.
Eğer ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Hükümet gereğini yapmazsa, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün, Gençliğe Hitabesinde verdiği talimata uyarak, gereken her şeyi Büyük Türk Milleti yapacaktır.
Dayanağımız, yoluna baş koyduğumuz Türk Milleti, Gücümüz Anadolu’dur. Muhtaç olduğumuz kudret ise, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
GAP (GÜNEY ANADOLU )BASIN BİLDİRİSİ / TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER