Avrupa Parlamentosu Seçimleri ve Türkiye

Avrupa Parlamentosu, AB kurumları içinde doğrudan halk tarafından seçilen bir organdır. AB üyesi ülkelerin vatandaşları olan Avrupa vatandaşları, beş yılda bir yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanırlar. Parlamento,  Avrupa Birliği’ne üye 27 devletin toplamda 705 temsilcisinden oluşur. 1 Temmuz 2013 tarihinde 28’e ulaşan üye sayısı 31 Ocak 2020 tarihinde  Birleşik Krallık’ın ayrılmasıyla  27’ye düşmüştür.  Üye  ülkelerin kaç parlamenter ile temsil edileceği üye ülkelerin nüfuslarına göre  belirlenir.  Parlamento, 7 siyasi parti grubu ile  bağımsız üyelerden seçilen 705 milletvekilinden oluşur.

Avrupa Parlamentosu, üye devlet vatandaşlarının  siyasi görüşlerini temsil eden organ olup, Avrupa Parlamentosu’nda üyeler ülkelerine göre değil, siyasi görüşlerine göre grup oluştururlar. Parlamenterler ülkelerini değil, kendilerine oy veren Avrupa vatandaşlarının siyasi görüşlerini temsil ederler.

Avrupa Parlamentosu, AB kurumları içinde doğrudan halk tarafından seçilen bir organdır. AB üyesi ülkelerin vatandaşları olan Avrupa vatandaşları, beş yılda bir yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanırlar. Parlamento,  Avrupa Birliği'ne üye 27 devletin toplamda 705 temsilcisinden oluşur. 1 Temmuz 2013 tarihinde 28'e ulaşan üye sayısı 31 Ocak 2020 tarihinde  Birleşik Krallık’ın ayrılmasıyla  27'ye düşmüştür.  Üye  ülkelerin kaç parlamenter ile temsil edileceği üye ülkelerin nüfuslarına göre  belirlenir.  Parlamento, 7 siyasi parti grubu ile  bağımsız üyelerden seçilen 705 milletvekilinden oluşur. - image 2

Parlamento, Konsey ile birlikte yasama yetkisini paylaşır. Üye devletleri bağlayacak hukuki düzenlemelerin kabul edilebilmesi  için hem Avrupa Parlamentosu ve hem de Konsey’in onayı  gerekir. Bazı konularda  sadece danışma organı niteliğinde olup, görüşleri bağlayıcılık taşımaz. Bu alanların en önemlisi dış politika konularıdır. Parlamento Komisyon’a sözlü ve yazılı soru sorabilir, soruşturma komiteleri kurabilir, şikayet dilekçesi kabul edebilir, Komisyon’u güvensizlik oyuyla ve 2/3 çoğunlukla istifaya zorlayabilir. (Uluslararası KuruluşlarS. Rıdvan Karluk, 7. Baskı, 2014,  s. 181-213)  

Parlamento Genel Kurulu  Strazburg’da, siyasi gruplar ve komiteler Brüksel’de toplanır. Sekretarya  Lüksemburg’dadır. Parlamento’ya görüşülmek üzere gelen konular öncelikle farklı görev alanlarındaki 20  Komite’den konuyla ilgili olanında tartışılır ve ulaşılan sonuç, Genel Kurul’a sunulur. (Avrupa Birliği, S. Rıdvan Karluk, 11. Baskı,  2014, s. 357- 490)

Avrupa Parlamentosu, Konsey ile birlikte yasama yetkisini paylaşır. Üye devletleri bağlayacak hukuki düzenlemelerin kabul edilebilmesi genel kural olarak hem Avrupa Parlamentosu ve hem de Konsey’in onayı ile mümkündür. Parlamento, bazı konularda sadece danışma organı niteliğindedir, görüşleri bağlayıcılık taşımaz. Bu alanların en önemlisi dış politika konularıdır. (Avrupa Birliği Türkiye İlişkileri: Bir Çıkmaz Sokak, S. Rıdvan Karluk, 2013, s. 522-560)

Avrupa Birliği bütçesini Konsey ile birlikte yapan  Parlamento’nun,  diğer Avrupa Birliği kurumları üzerinde siyasi denetim yetkisi vardır. Parlamento Komisyon’a sözlü ve yazılı soru sorabilir, soruşturma komiteleri kurabilir, şikayet dilekçesi kabul edebilir, Komisyonu güvensizlik oyuyla ve 2/3 çoğunlukla heyet  olarak  istifaya zorlayabilir. Avrupa Ombudsmanı’nın atanması ve sunduğu raporlar aracılığıyla  Birliğin kurumları üzerindeki denetim yetkisini kullanabilir.

6-9 Haziran 2024 (Perşembe Pazar) tarihlerinde yapılacak  seçimler öncesi anketlerde, 27 ülkede seçimlere katılacak olan partiler arasında  gelişme ve gerileme açısından bir değişiklik olmadığı görülüyor. 720 sandalyeli parlamentoda bazı gruplar sandalye kaybederken bazıları da artıracaktır. Ipsos,  Mart 2024 tarihi itibariyle Avrupa nüfusunun yüzde 96’nı ve Avrupa Parlamentosu’ndaki sandalyelerin yüzde 89’unu temsil eden en kalabalık 18 üye devletteki 26 bin seçmenle yaptıkların anket sonuçlarına göre  FransaAlmanya ve İtalya olmak üzere  tüm Avrupa ülkelerinde milliyetçi partiler milletvekili sayılarını artıracaktır. 

Avrupalı muhafazakar ve milliyetçiler iki gruba ayrılmıştır.  Marine Le Pen’in partisinin de bulunduğu Kimlik ve Demokrasi-Identity and Democracy’ (ID) Grubu ve  İtalya’da Başbakanı Giorgia Meloni’nin partisi Fratelli D’Italia’nın da bulunduğu ‘Avrupa Reformistler ve Mukafazakarlar: les Conservateurs et réformistes Européens (CRE) Grubu.  Fransız Cumhuriyetçiler (LR) ile  Alman Hıristiyan Demokratlar (CDU) üyelerini içine alan  Avrupa Halk Partisi (EPP),  Parlamento’da en fazla temsilciye sahiptir. EPP, sandalye sayısını muhtemelen koruyacaktır. Avrupa Sosyalistler Partisi‘nin (PES) siyasi grubu da benzer bir durumda olacak ve Parlamento’daki ikinci siyasi güç olmaya devam edecektir. Fransız Sosyalist Partisi ve İspanyol Sosyalist İşçi Partisi de (PSOE) bu Grup içindedir. Üçüncü Grup olan “Liberaller ve Yeşiller” partilerinde düşüş beklenmektedir.

Avrupa Parlamentosu, AB kurumları içinde doğrudan halk tarafından seçilen bir organdır. AB üyesi ülkelerin vatandaşları olan Avrupa vatandaşları, beş yılda bir yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanırlar. Parlamento,  Avrupa Birliği'ne üye 27 devletin toplamda 705 temsilcisinden oluşur. 1 Temmuz 2013 tarihinde 28'e ulaşan üye sayısı 31 Ocak 2020 tarihinde  Birleşik Krallık’ın ayrılmasıyla  27'ye düşmüştür.  Üye  ülkelerin kaç parlamenter ile temsil edileceği üye ülkelerin nüfuslarına göre  belirlenir.  Parlamento, 7 siyasi parti grubu ile  bağımsız üyelerden seçilen 705 milletvekilinden oluşur. - image 3

1979 yılından  bu yana her 5 yılda bir Avrupa Birliği vatandaşları sandık başına giderek AB’nin en önemli siyasi organlarından biri olan Avrupa Parlamentosu’nda görev yapacak milletvekillerini seçmektedirler. Seçimlerde yaklaşık 400 milyon seçmenin oy kullanması beklenmektedir. Parlamento’da  görev yapan parlamenterlerin doğrudan halk tarafından seçiliyor olması,  parlamenterlerin kendi ulusal kimliklerinden bağımsız olarak sadece Parlamento için görev yapıyor olmaları sebebiyle Parlamento, Birliğin en demokratik kurumudur. 1987 yılında yapılan Tek Avrupa Senedi’nden başlamak üzere her temel anlaşmada yetkilerinin artırılmış olması,  Parlamento seçimlerini  önemli kılmaktadır.

Parlamentoda milletvekilleri siyasi gruplara göre otururlar. Merkez sağı Avrupa Halk Partisi (Hıristiyan Demokratlar-EPP), merkez solu ise Sosyal Demokratlar (Sosyalistlerin ve Demokratların İlerici İttifak-S&D) temsil eder. Bu iki Grup en büyük çoğunluğu oluşturur. Bu grupların dışında Avrupa aşırı sağın temsilcisi olan iki grup,  “Kimlik ve Demokrasi Grubu” (ID) ve “Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular Grubu” (ECR)’dur. Diğer gruplar  “Avrupa’yı Yenile Grubu” (RE), “Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı” (Greens/EFA), “Avrupa Birleşik Solu/Nordik Yeşil Sol”dur (GUE/NGL).  İngiltere’nin AB’den ayrılmasından sonra 705 milletvekilinden oluşan AP’nin mevcut koltuk dağılımı  değişmiştir:

Avrupa Parlamentosu, AB kurumları içinde doğrudan halk tarafından seçilen bir organdır. AB üyesi ülkelerin vatandaşları olan Avrupa vatandaşları, beş yılda bir yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanırlar. Parlamento,  Avrupa Birliği'ne üye 27 devletin toplamda 705 temsilcisinden oluşur. 1 Temmuz 2013 tarihinde 28'e ulaşan üye sayısı 31 Ocak 2020 tarihinde  Birleşik Krallık’ın ayrılmasıyla  27'ye düşmüştür.  Üye  ülkelerin kaç parlamenter ile temsil edileceği üye ülkelerin nüfuslarına göre  belirlenir.  Parlamento, 7 siyasi parti grubu ile  bağımsız üyelerden seçilen 705 milletvekilinden oluşur. - image 4

Merkez sağda yer alan Hıristiyan Demokratlar,  daha güçlü ve kendine güvenen bir Avrupa hedeflemektedir. Sosyalist demokratlar ise Avrupa’daki  sosyalistleri, sosyal demokratları ve işçi partilerini  temsil eder. Son beş yılda  merkez sağdaki Avrupa Halk Partisi (EPP), merkez soldaki sosyalistler ile demokrat ve liberal eğilimli “Renew Europe”, Avrupa Parlamentosu’nun üç önemli siyasi grubu oluşturmuşlardır.

Aşırı sağı temsil eden en büyük grup olan “Kimlik ve Demokrasi” Grubu   Parlamento’da 75 milletvekili ile dördüncü sıradadır. Bu Grup’ta  bulunan iki büyük parti “Fransa’nın Ulusal Cephe Partisi” (Rassemblement National) ile  İtalya’nın “Lig Partisi”dir. (Lega)   Almanya, Avusturya, Belçika, Finlandiya, Çekya, Danimarka, Estonya ve Hollanda’dan da Avrupa kuşkucusu parlamenterler ID grubu içerisindedir. Aşırı sağın diğer temsilcisi durumundaki “Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular Grubu”nun (ECR) başında İtalya Başbakanı Giorgia Meloni  vardır. İsveç Demokratları, İspanyol Vox Partisi, Polonya Hukuk ve Adalet Partisi  bu Grup’tadır.

Seçimlerde aşırı sağın oylarını artırması gelmektedir. Bunun sebebi olarak 2008 ekonomik krizinden sonraki  krizlere (Mülteci Krizi, İslamafobi, Brexit vb.) ek olarak ekonomik sorunlar, hayat pahalılığı, Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasında enerji fiyatlarındaki artış, göçmenlere karşı giderek artan hoşnutsuzluk sayılabilir.

Aşırı sağın olası bir başarısında, göç ve iklim değişikliği ile ilgili politikalar başta olmak üzere gelecek dönem AB politikalarının önemli oranda değişmesi söz konusudur.  2019 seçimlerinden iyi bir sonuç elde ederek çıkan Yeşiller Grubu’nun bu seçimlerde oy kaybedeceği öngörülmektedir. Seçim sonuçlarının tahminler doğrultusunda çıkması durumunda  oluşabilecek ittifakların başında her iki aşırı sağcı grubun (Kimlik ve Demokrasi Grubu ve Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular Grubu)  olası ittifakı  öngörülmektedir.

Avrupa Parlamentosu, AB kurumları içinde doğrudan halk tarafından seçilen bir organdır. AB üyesi ülkelerin vatandaşları olan Avrupa vatandaşları, beş yılda bir yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanırlar. Parlamento,  Avrupa Birliği'ne üye 27 devletin toplamda 705 temsilcisinden oluşur. 1 Temmuz 2013 tarihinde 28'e ulaşan üye sayısı 31 Ocak 2020 tarihinde  Birleşik Krallık’ın ayrılmasıyla  27'ye düşmüştür.  Üye  ülkelerin kaç parlamenter ile temsil edileceği üye ülkelerin nüfuslarına göre  belirlenir.  Parlamento, 7 siyasi parti grubu ile  bağımsız üyelerden seçilen 705 milletvekilinden oluşur. - image 5

 Türkiye AB ilişkilerinde Avrupa Parlamentosu’nun  1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelediği ve Türkiye’ye geçmişiyle yüzleşerek “tanıma” çağrısı yaptığı kararı ezici çoğunlukla kabul etmesi bir skandaldır. Tasarının kabul edilmesine tepki gösteren  dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan “Goygoyculuk yaparak ciddi konular ele alınamaz. AP’nin bir dirayeti, gücü, vizyonu varsa tarihi safsataları bıraksın günümüzde yaşanan hadislerle ilgili bir tavır takınsın” ifadelerini kullanmıştır ama bu suya yazı yazmaktan öte bir durum yaratmamıştır.

Oturumun başında ve sonunda söz alan AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Kristalina Georgieva, parlamenterlerden gelen yoğun eleştirilere rağmen “soykırım” ifadesini kullanmamıştır. “100 yıl önceki trajik olaylar” ifadesini tercih eden Georgieva, “Olaylar için kullanılan kelime ne olursa olsun gerçeğin tarihi açıdan inkarı mümkün değil” demekle yetinmiştir.  Georgieva ana vurguyu Türkiye ile Ermenistan arasında uzlaşıya odaklarken “önkoşulsuz normalleşme” çağrısı yapmıştır. Bazı metinlerde 1987 kararına atıf yapılırken AP’nin Türkiye raporlarına yıllardır “soykırım” ifadesi girmemiştir.  Günümüzde 28 AB ülkesinden 11’i 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımaktadır.

Avrupa Parlamentosu, AB kurumları içinde doğrudan halk tarafından seçilen bir organdır. AB üyesi ülkelerin vatandaşları olan Avrupa vatandaşları, beş yılda bir yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanırlar. Parlamento,  Avrupa Birliği'ne üye 27 devletin toplamda 705 temsilcisinden oluşur. 1 Temmuz 2013 tarihinde 28'e ulaşan üye sayısı 31 Ocak 2020 tarihinde  Birleşik Krallık’ın ayrılmasıyla  27'ye düşmüştür.  Üye  ülkelerin kaç parlamenter ile temsil edileceği üye ülkelerin nüfuslarına göre  belirlenir.  Parlamento, 7 siyasi parti grubu ile  bağımsız üyelerden seçilen 705 milletvekilinden oluşur. - image 6

Türkiye’yi uluslararası bir yargı kararı olmamasına rağmen soykırım yapmakla suçlayan Parlamento seçimlerinde  yine sözde Ermeni soykırımı konusu gündeme gelecek mi? Bekleyip göreceğiz.

                                        ***

Bu kapsamda CumhurbaşkanıYardımcısı sayın Cevdet Yılmaz’ın geçmişte Başbakanlık DPT Müsteşarlığı, AB ile İlişkiler Genel Müdürlüğü” yapmış olmasına rağmen Avrupa Parlamentosu’nun  1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelediği ve Türkiye’ye geçmişiyle yüzleşerek “tanıma” çağrısı yaptığı kararı  konusunda   açıklama yapmamasını yadırgadığımı açıklamak isterim. Çünkü, “AB ile İlişkiler Genel Müdürlüğü,” “DPT AET Dairesi olarak tarafımdan  rahmetli Turgut Özal’ın direktifi ile 1982 yılında kurulmuştur. Halef selef olmamıza rağmen, sayın Yılmaz’ın  Avrupa Parlamentosu’nun sözde Ermeni soykırımı iddiaları karşısında sessiz kalmasını anlamış değilim.


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir